AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
4476 Okunma
KEVSER SURESİ MEALİ

 

108 - KEVSER SURESI

 

Rahman Rahim Allah’ın ismine

 

İnna : “Men” Türkçe’de “ben” demektir. Arapça’da “men” kimse demektir. Fransızca’da da “ben” demektir. “Ben” dudaklardan çıkan harfle başlıyor, “sen” ortadan çıkan harfle başlıyor, “ol” boğazdan çıkıyor. “B” ile “n” yerlerini değiştirmiş “neve” olmuş, ve “na” “biz” anlamına gelmiştir. Aslında Çinlilerin kullandıkları gibi çoğulu “nana” dir.  Arapça’da hala “nahnu” bu anlamada kullanılmaktadır. “Na” bir kelimeye eklendiği zaman kullanılır. Eğer bir kelimeye eklenmezse başına “in” gelir. Burada bu zamir doğrudan doğruya Allah’a gitmektedir. Çünkü Kur’an Allah’ın sözüdür. Söyleyenin Hz. Muhammed olmadığını ifade etmek için de “fesalli lena” denmesi gerekirken “li rabbike” denmiştir. Böylece “bu kitabı, bu sözleri ben söylüyorum ve ben de rabbinim” demiş olmaktadır.  Arapça’da fiil önce, fail sonra gelir. Önce fail gelirse artık fiil cümlesi değil de, isim cümlesi olur. O işin yalnız onun tarafından yapıldığını ifade eder. “Biz sana verdik, başkası vermedik” anlamı taşır.

 

A’tav : Bölüşmede birisine düşen pay demektir. Yahut bölenin kişilere verdiği parçalara denir. “A’ta” mastar olarak “almak”, “ita” mastar olarak “vermek”, “eta” mastar olarak “gelmek”, “ita” mastar olarak “vermek” demektir. “”I’ta”, karşılıksız vermek, “ita” ise daha çok karşılığında vermektir. Kişinin çıkarına veriyorsan “i’ta”, çıkar olsun olmasın “ita” kullanılır.

 

Ke : Burada muhatap başlangıçta Hz. Peygamberdir. Şimdi ise her mü’mindir. Mü’mine imanı nasip etmekle, Kur’an’ı ona vermekle “kevser”i vermiş olmaktadır. Bu nedenle, mazi fiili kullanmıştır. Bu sure geldiği zaman henüz peygambere ve mü’minlere herhangi bir kevser verilmemişti. Eğer sadece Peygamber muhatap olsaydı “nu’tike” denirdi. Kur’an Hz. Peygamberin hayatında lafız olarak tamamlanmıştır. Ancak ne manalar taşıdığı asırlarca sonra anlaşıldı. Şimdi asıl kevser bize verilmiştir. Çünkü bizden öncekilere nasıl kevser verildiğini biliyoruz. Birinci Kur’an Medeniyeti’ni kuranlar gayba inandılar. Biz ise şimdi İkinci Kur’an Medeniyeti’ni kurarken gördüklerimize bile inanamıyoruz.  

 

Kevser : Sin’le kullanılan “kesr” “kesmek, kirmak” anlamına gelir. Peltek “se” ile sonraları çokluk anlamına kullanılmıştır. “Az” demek olan “kalil”in karşılığında. “Kesret” çoğunlukla insanlar için kullanılmaktadır. Arapça’da üçlü harflerin arasına “vav” veya “ya” gelerek dörtlü bablar yapılmaktadır. “Cehr” “açık ses” veya “açık” demektir. “Cevher” ise “parlak taş” demektir. İlave edilen bir harf, ilave bir anlam getirir. “Kesret” sadece bir çokluk ifade ettiği halde “kevser” bolluk, bereket ve düzen içinde çokluğu ifade eder. Birinci Kur’an Medeniyeti, Medine’de kurulmaya başlandı. On sene gibi kısa bir zamanda bütün Arabistan, bir devlet haline geldi. Yüz yıl gibi kısa bir zamanda Atlas Okyanusu’ndan Çin kıyılarına kadar ulaştı. Bu maddi saltanat 20. asra kadar devam etti. 20. asırda ise dünya İslamiyet’in çöküp gittiğini sanmışlar ve mirasını paylaşma savaşına girmişlerdir. 20. yüzyılın sonunda ise müslümanlar yok olmadıklarını gösterecek kadar kıpırdanmaya başlamışlardır. Mana bakımından ise müslümanlar Birinci Kur’an Medeniyeti ile insanlığı buluğ çağına erdirmişlerdir. Daha önce insanları ya peygamberler ya da krallar yönetiyordu. Şeriatlerini onlar öğretiyordu. İçtihat ve icma yoktu. Tümevarım yoktu, tümdengelim vardı. Kur’an son kitap oldu, ondan sonra artık dadılık yapacak bir peygamber gelmedi. İnsanlar içtihatları ile kendi düzenlerini kendileri kurmaya başladılar. Batı bu tümevarım metodunu kullanarak bugünkü sanayi devrimini yapmıştır. Batı Medeniyeti de Birinci İslam Medeniyeti’nin bozulmuş bir uzantısıdır. İşte kevser dendiği zaman bir medeniyet ifade edilmektedir. Tarihte Mezopotamya ve onun bozulmuş devamı olan Mısır Medeniyeti, Birinci İslam Medeniyeti (kevser)  olmuştur. Sonra İbraniler ve onun bozulmuş devamı olan Greko-Romenler İkinci İslam Medeniyeti’ni kurdular. Üçüncü İslam Medeniyeti’ni Hıristiyanlar kurdular ve Bizans’ta bozulmuş olarak devam etti. Dördüncü İslam Medeniyeti’ni Birinci Kur’an Medeniyeti olarak Müslümanlar kurdular ve Avrupa’da bozulmuş olarak devam etmektedir. Bunların hepsi gece ile gündüz gibi, yaz ve kış gibi ardarda gelirler. Gece gündüzü hazırlamak, kış yazı getirmek için vardır. Şimdi Beşinci İslam Medeniyeti’ni yani İkinci Kur’an Medeniyeti’ni kurmaya başlıyoruz. “el-Kevser”in harfi tarifli gelmiş olması herhangi bir çokluğu değil, belli bir bolluğu çokluğu ifade etmesi içindir. İbrahim’e, Musa’ya, İsa’ya verilen kevseri Hz. Muhammed’e vermiştir. Ve ayni kevserin devamıdır. Yaşlanan bir ağaç kırılır veya kesilirse yerine filizler verir. İşte medeniyetler de, eski medeniyetlerin filizleridir.

 

Fe : “Fe”, bir haber cümlesinden sonra gelirse ve sonraki cümle, emir cümlesi olursa “fa” sebebiye olur. “Biz sana madem ki verdik, senin de bunu yapman gerekir”, seklindedir. Burada aynı zaman da şükür namazına işaret vardır. Allah bize bir nimet ihsan ederse arkasından iki rek’atlik şükür namazını kılmamız farz olur. Tabii ki, Kur’an’ın nuzülüne karşı da bir şükür namazı kılmamız gerekir. Ramazan Bayram namazını Kur’an’ın nuzüle başladığı tarihte, Kurban Bayramı namazını da Kur’an’ın tamamladığı tarihte şükür namazı olarak kılarız. Bundan sonra namaz kıl ve kurban kes dediğine göre buradaki namazdan maksat Kurban Bayramı Namazıdır. Kur’an’ın tamamlanması kevserin bil kuvve gelmiş olmasıdır. Yani sana kevseri verdikten maksat sana Kur’an’ı verdik demektir. Ama o Kur’an öyle bir kevserdir ki, kıyamete kadar binlerce medeniyetleri doğuracaktır.

 

Salat : Başka yerlerde salatı ikame edin dendiği halde burada salatı kıl ifadesi vardır. Mastar nekredir. Bayram namazları için şekli serbestlik vardır. Cenazeler için de öyledir.

 

Li : Salat dua etmektir. Kim için dua ediliyorsa “ala” kullanılır, kime dua ediliyorsa “li” kullanılır.

 

Rabb : “Rabbin” kelimesinde, “senin rabbine” demek suretiyle muhatap, kendisine verilen kevserin manasını idrak etme durumundadır. Medeniyetler birbirinin devamı olarak gelirlerse de gelişerek gelirler. Bunun anlamı İkinci Kur’an Medeniyeti, Birinci Kur’an Medeniyeti’nden daha gelişmiş olacaktır. Birinci İslam Medeniyeti’nde demokrasi eşittir şeriat, laiklik, sosyal güvenlik ve serbest teşebbüs müesseseleri tam işletilememiştir. O günkü ilmi seviye ve teknik yapı bunları uygulamaya yeterli değildi. Onlar bize bugünkü ilmi seviyeyi ve teknik imkanları getirdiler. Şimdi biz bu imkanları kullanarak Kur’an’ın istediği düzeni daha ileri seviyede tesis etmekle yükümlüyüz ve buna da gücümüz vardır.

 

Ve : Vav, “salat” ile “nahr”ı birbirine bağlamak içindir. “Salat” bedeni ibadeti, “nahr” da mali ibadeti temsil etmektedir. Salat ve nahr fiil olarak getirilmiştir. İkisinin de mastarları nekredir. Kur’an’da ifadeler örnekleri ile verilir. Kıyasla genişletilir. Burada namaz ve kurban nekre olduğu için şükür namazı ve şükür kurbanı diğer mali ve bedeni ibadetlerle de ifade edilir.

 

Nahr : “Nahr”, deve boynunun gövdeye yakın kısmıdır. Develer ayakta ve bu yerden kesilir. “Zibh”, hayvan yere yatırılarak başa yakın yerden kesmek demektir. Bununla beraber burada kelime mastar nekre olduğu için herhangi bir kesişi ifade etmiş olur. Tarihte insanlık toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve çiftçilik dönemlerini geçirmişler, ortak işlerin yürütülmesi için üretimden zekat-vergi olarak pay vermişlerdir. O devirlerde nakit para olmadığı için üründen pay vermişlerdir. Avcılık ve çobanlık döneminde kamu payı et olmuştur. Hz. İsa’ya kadar kurban kesmek en önemli ibadetlerden biriydi. Hala ibadet olmakta devam etmektedir. Ancak, ibadetlerin esasını teşkil etmemektedir. Kurban kesmek yalnız etinden muhtaçları yararlandırmak amacını gütmüyor. İnsanın savaş eğitimini barışta iken yapabilmesi için hayvan kesmeyi, usulüne göre yapabilmesi için kurban aynı zamanda bir eğitim aracıdır. Bu sebepledir ki, mali ibadetlerin en iyisidir.

 

İnne : Arapça’da vurgu ile ifadelere mana kazandırma yoktur. Bunun yerine diğer dillerdeki vurguyu karşılamak için ek harfler getirilmiştir. Karşı tarafa sadece bilgi vermek için bir cümle söyleniyorsa düz cümle yapılır. Karşı tarafın yanlış bilgisini düzeltmek için bir cümle söyleniyorsa o zaman o cümlenin başına “inne” getirilir. Burada Mü’minler karşı tarafların güçlü durumlarına bakarak kendilerinin yok olacaklarını ve düşmanların ise muzaffer olacaklarını sanırlar. Allah,Mü’minlerin bu tür yanlış düşüncelerini bu cümle ile düzeltmektedir ve onları müjdelemektedir.

 

Şen’ : “Şeneka” koparılmış et parçası, “şenea” yırtılmış elbise parçası anlamlarına gelir. “Şenaet” içten saldırmak ve parçalamayı istemek demektir. Türkçe’deki kökünü kurutmayı istemek, silip izini bile bırakmamak anlamlarına gelir. Mü’minler karşı tarafları yüceltip yaşatmak isterler, düzelir ümidi ile onları yok etmek istemezler. Oysa kafirler kendilerine karşı mü’minleri yok etmek ve ortadan kaldırmak isterler. Ancak sonunda kendileri yok olurlar. Müslümanlar Anadolu’ya gelmişler, 1000 yıla yakın bir süre Hıristiyanlarla birlikte yaşamışlar ve hiçbir zaman onların köklerini kurutmayı düşünmemişlerdir. Buna karşılık Hıristiyanlar son asırlarda Müslümanların zayıflığından yararlanarak 1. Dünya Savaşı’nın sonunda Müslümanları imhaya kalkışmışlardır. Ama kendileri mahvolmuşlardır. Başkalarını ortadan kaldırmak isteyenler sonunda kendileri yok olurlar.

 

Ebter : “Beter”in ismi tafdilidir. Kuyruğu kesik hayvan demektir. Sonraları soyu kesilen kimselere ve çocuğu olmayan kimselere “ebter” denmiştir. Arkası yok, devamı olmayan demektir. 19. asırda ve 20. asrın başında, ateist diktatörler dünyanın bir nesil sonra tamamen dinsiz olacağını sanmışlardır. Yaşlı insanlar ölünce kimse ibadet etmeyecekti. Onun için yaşlılara dokunmamışlar, gençlerin ise ibadet etmelerini engellemeye çalışmışlardı.  

 

Sana kevseri biz i’ta ettik. Öyle ise rabbine salat et ve nahr et. Asıl, ebter olan seni şe’n edendir.  

 

Sana uygarlığı biz verdik. Öyle ise yetiştiricine kıl ve kes. Asıl soysuz kalacak olan, senin kökünü kesmek isteyendir.

 

AÇIKLAMA :Kur’an yeni tarihin en büyük medeniyetini kuran bir kitaptır. Kıyamete kadar da her bin yılda bir yeni medeniyetin kurulmasında tek yol gösterici kitap olacaktır. Kur’an’ın son surelerine yaklaşılırken böyle bir medeniyeti kısmen bil fiil ve tamamen bil kuvve olarak istiva eden bu kitabın mü’mine ulaşması karşılığı olarak Allah, şükür namazını ve şükür kurbanını farz kılmış bulunmaktadır. Hacda bu farz eda edilmektedir. Her yıl kurban bayramının kılınması ve kurbanın kesilmesi hususunda bir işaret yoktur. Ancak ramazana kıyas edilirse her yıl bayram namazının kılınması ve kurbanın kesilmesi farz olur. İfadenin mutlaklığından her kevsere ulaşmış kimsenin, bedeni ve mali bir şükür ibadetini ifa etmesi gerekmektedir.  

 

 

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6595 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4238 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2150 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3189 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2620 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
3014 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2211 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2230 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2656 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2110 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2363 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2523 Okunma
13-rad suresi meali
2781 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2401 Okunma
15-hicr suresi meali
2800 Okunma
16-nahl suresi meali
3597 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3468 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3446 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2298 Okunma
20-taha suresi meali
3636 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3402 Okunma
22-hacc suresi meali
2890 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
2937 Okunma
24-nur suresi meali
3288 Okunma
25-furkan suresi meali
2745 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3229 Okunma
27-neml suresi meali
3447 Okunma
28-kasas suresi meali
2878 Okunma
29-ankebut suresi meali
2973 Okunma
30-rum suresi meali
2694 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
2768 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2387 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
2774 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3185 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
2897 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
4026 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
3864 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3177 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3487 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
3013 Okunma
41-fussilet suresi meali
2802 Okunma
42-şura suresi meali
2402 Okunma
43-zuhruf suresi meali
2918 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
2938 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2213 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2692 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2576 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
2819 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
2927 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3254 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3115 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2320 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2329 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
3062 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3750 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3682 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
2864 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2672 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2653 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2261 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2459 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2703 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2364 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2468 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2546 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2620 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3155 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3293 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
2854 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2788 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2693 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3339 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3592 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3682 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
2871 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3477 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2594 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3192 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
2868 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3132 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
2867 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2814 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3279 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2682 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2237 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2659 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
2973 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
2969 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
2885 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2534 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3269 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3117 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2716 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
2963 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3232 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3534 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3541 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
2902 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
2005 Okunma
100-adiyat suresi meali
2548 Okunma
101-karia suresi meali
3406 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3444 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2609 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3447 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4613 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2674 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
2945 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
4476 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
2984 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3459 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4148 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3277 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2509 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
2844 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
40023 Okunma

© 2025 - Akevler