KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 195. SEMİNER İstanbul, 01 Şubat 2003
HESAP İLMİ; SAYMA – İHSA VE “MARKET ÖRNEĞİ”
CİN (72) 28; MERYEM (19), 93-94; İBRAHİM (14) 34. ÂYETLER
| SESLİ | SERT | SERT | YUMUŞAK | YUMUŞAK | SERT |
| | TİTREK | SÜREKSİZ | SÜREKLİ | SÜREKSİZ | SÜREKSİZ |
| | | | | H= ه | E= ء |
| | | G= ع | X= ح | | |
ARKA | | | Ğ= غ | P= خ | (Boğaz) | |
KAMERİYE | | | | | K= ك | Q= ق |
| I= ى | | Y= ي | | | C= ج |
| | | W= ض | Ş= ش | | |
ŞEMSİYE | | R=ر | J = ظ | Ö= ص | | Ö= ط |
| | L=ل | Z=ز | S= س | T= ت | D= د |
| A= ا | N= ن | Ü= ذ | Ç= ث | | |
ARKA DUDAK | U= | | V= و | F= ف | | |
ÖN DUDAK | | M= م | | | | B= ب |
بسم الله الرحمن الرحيم
لِيَعْلَمَ أَنْ قَدْ أَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَأَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَأَحْصَى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا (CİN (72) 28)
إِنْ كُلُّ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَانِ عَبْدًا(93) لَقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا (94)
(MERYEM (19), 93-94)
وَآتَاكُمْ مِنْ كُلِّ مَا سَأَلْتُمُوهُ وَإِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللَّهِ لَا تُحْصُوهَا إِنَّ الْإِنسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ
(İBRAHİM (14) 34)
ربلرنن رسالاتنى ابلاغ اتمش اولدقلرنى علم اتسن ديه .و لديلرنده اولانلرى احاطه اتمشدر وهر شيى وعدد اولرق احصا اتمشدر
28. Onların Rab’larının risalatını iblağ etmiş olduklarını ilm etsin diye… Ve ledeylerinde olanları ihata etmiştir. Ve her şeyi aded olarak ihsa etmiştir. / 28. Yetiştirici’lerinin elçiliklerini yerine ulaştırdıklarını bilsin diye… Ve o onların yanında olanların hepsini içermiştir. O her ne varsa onu sayı olarak kapsamıştır. (CİN SÛRESİ)
سماوات و ارضده رحمانه عبد اورك اتى اتميه جك هيج بر كمسه يوقدر اونلرى احصا اتمشدر و عددا عد اتمشدر
93. Semâvât ve arzda Rahman’a ety etmeyecek hiçbir kimse yoktur. 94. Onları ihsa etmiştir. Onları aded olarak ad etmiştir. / 93. Göklerde ve yerde Yaşatan’a kul olarak gelmeyecek hiçbir kimse yoktur. 94. Onları kavramıştır.Onları sayı olarak saymıştır. (MERYEM SÛRESİ)
اوندن نه لرى سوال اتمش ايسه نز اونلرن هبسنى سزه ايتا اتمشدر اللهن نعمتلرنى عد ادجك اولسانز اونلرى احصا اده مزسنز انسان كفار بر ظلومدر
34. O’ndan neleri sual etmiş iseniz onların hepsini size ita etmiştir. Allah’ın nimetlerini addedecek olsanız onları ihsa edemezsiniz. İnsan keffâr bir zelumdur. / 34. O’ndan neleri istemiş iseniz onların hepsini size vermiştir. İyiliklerini sayacak olursanız kavrayamazsınız. İnsan ezen bir kapatıcıdır. (İBRAHİM SÛRESİ)
Bu âyetlerde “ad etmek/ saymak” ve “ihsa etmek” kelimeleri birlikte kullanılmıştır. “Hesap İlmi”nin esası olan sayma bu iki kelimede toplanmıştır. “Aded” kelimesi ayıklama anlamındadır. Udva, yaka kelimesinden dönüşmüştür. Karışık halde bulunan bir çokluğu gruplara ayırma demektir. “Hasat” çakıl taşı demektir. “İhsa” da dizme ve sıralama demektir. Dağınık olan çakılları sıralamak, yerine yerleştirmek demektir.
Sürekli varlıklar vardır. Bunları eşit parçalara ayırıp dizerseniz saymış olursunuz.
Ayrı ayrı varlıklar vardır. Bunları bir araya getirip paketlerseniz ihsa etmiş olursunuz. Matematik, tadat ile ihsayı bir araya getirip yürüten bir ilimdir.
Bu âyetler buna işaret etmektedir. Bu işi iyi kavramanız için iki çeşit işlem yapabiliriz:
- Analiz, ayırma: Bir kâğıt parçasını ele alalım. Bu kâğıt üzerinde herhangi bir yeri başkasına bildirebilmemiz için önce kâğıdı karelere ayırırız. Sonra satır ve sütunu söyler, yerini buluruz.
- Sentez, birleştirme: Yığın halinde bulunan taneleri paketler hâline getirir istif ederiz. Her iki halde de hem aded, hem de ihsa vardır. Önce ayırma, sonra da birleştirme.
Paketleme: 1+1=2 2+2=4 4+4=8 8+8=16 Böyle devam eder.
Yazılışı: Sağdan en küçük paketten başlanıp sıralanır. O paketten varsa 1 konur, yoksa 0 konur. 101001’de 1 var. 2’li ve 4’lü paket yok, 8’li paket var, 16’lı paket yok, 32’li paket var. Ondan daha büyük paketler yok demektir.
Matematik, paketlere ad verip onları işaretlerle gösterme demektir. Arap sayılarında sıra da çok önemli yer alır. Sağdan sola doğru yerlerde olanlar daha büyük paketi ifade eder.
7’li paket yapsak, 7’lik 7*7=49 49*7=343 Böyle gider.
Bunun yazılışında 6 sayıdan fazlası bulunmaz. 7(563) = 5*7*7+6*7+3 olarak gösterilir.
Onlu sayı bizim kullandığımız sayılardır.
Sayma, dağınık çokluğu paketlemek demektir.
Toplama, ayrı ayrı sayılmışları, paketleri bir tek paket haline getirmek demektir.
Çarpma, aynı büyüklükteki paketleri bir paket yapma demektir.
Üst alma, çarpanları aynı olan paketleri bir arada gösterme demektir.
Terslerine kök alma, bölme, çıkarma ve dağıtma olarak adlandırabiliriz.
İşte bu işlemlerin hepsi aded olarak ihsa etmektir.
Bu işlemin ileri tarafı, “yeni kavramlar”ı doğurmasıdır.
Küçük sayı büyük sayıya bölünemediği için “kesir sayısı kavramı” doğmuştur.
Büyük sayıdan küçük sayı çıkarılamadığı için “negatif sayı” doğmuştur.
Negatif sayının kökü alınamadığı için “sanal sayı” doğmuştur.
Bunlar dört çift işlemi uygulamada gösterilmezse de hesapların sonuçları doğrulanmaktadır. Bu da düşünme yapmanın çok ilerisine geçmiştir.
ŞİMDİ SİZE YENİ KAVRAMI GELİŞTİRELİM:
Çarşıya giden dört arkadaş çarşıdan beş çeşit mal aldılar. Bu malların fiyatları aynıdır.
Her birinin harcadığı para, fiyatlarla aldıkları miktarlarının toplamıdır.
Birinciler fiyatı, ikinciler sayıları göstersin. Malları da sıraya koyalım. Önce Patates, sonra Pirinç, sonra Zeytin, sonra Peynir ve en sonunda da Ekmek olsun. Bunları bu sıra ile yazıp toplarsak, her birinin ödediği parayı bulmuş oluruz. Şimdi “saymak”la “ihsa” arasındaki farkı belirtelim. Fiyatlar ve Miktarlar sayıları gösterir. Ama gerek miktar gerekse fiyatların sırası sayıyı değil varlıkları gösterir. Ama onlar da sayı ile belirlenmiştir. İşte bu “ihsa”dır.
(Patates, Pirinç, Zeytin , Peynir, Ekmek) Mallarının cinslerini;
(Miktar ve Fiyat) Malların değerlerini;
(Ahmet, Hasan, Cemal, Zeynep) Malları satın alanları gösterir.
Şimdi kavramları ihsa ettik. Sıra bize bu varlıkları gösterecektir.
4*5+4*6+ 0*2+2*10+2*4 = 72
3*5+3*6+ 5*2+1*10+0*4 = 53
5*5+2*6+ 7*2+2*10+6*4 = 95
Görülüyor ki, sadece rakamlar yazılmış ama ne oldukları belirtilmemiştir. Böylece hem yazma külfetinden kurtulduk, hem de oluşları ilk bakışta gördük. İşte bu “ihsa”dır. Batılılar buna “algoritma” demektedir. “Elharezmi”den öğrendikleri için bu adı vermişlerdir.
Birinci rakamlar değerleri, satırdaki sıralar malların cinsini, sütundaki sıralar kişileri göstermektedir.
Burada yine tekrar vardır. Fiyatlar aynı olduğu halde, her satırda tekrarlanmaktadır.
“+”lar tekrarlanmaktadır. “=”ler tekrarlanmaktadır. Acaba bunları kısaltamaz mıyız?
4 4 0 2 2 5
3 3 5 1 0 * 6 =
5 2 7 2 6 10
2 4 2 3 7 4
A*X=B şeklinde yazılır ve üzerinde yazılır. İşte “ihsa” budur. Çoklukları paketleyip etiketlemeden ibarettir. Dışarıda paket; kâğıtta sıra ve satır.
Herkes kendi paketini bir torbaya koyuyor. Hepsini bir çuvala koyup ambara veriyorlar. Paraları zarflara, zarfları da bir büyük zarfa koyup marketin kasasına ödeme yapıyorlar.
ŞİMDİ BİZİM “MARKET ÖRNEĞİMİZ”E GELELİM:
Marketimize çeşitli mallar alınmaktadır. Raflara konmaktadır. Malların “ihsa edilmesi” gerekir. Hangi malların hangi raflara konacağını bilmek bir ihsa sorunudur.
Müşteri geldiği zaman malın ismini söyler. Tezgahtar binlerce mal içinde bunu bilmeyebilir. Yahut başka adla bilmiş olabilir. Sonra, hangi rafta olduğunu bilmez, mağazada bunun olup olmadığını bilmez. İlkel topluluklarda bu tezgahtarın belleğine dayanarak çözülmektedir. Bu da ancak tecrübeli tezgahtarlarla ve belli mallar için geçerlidir. Ancak, eğer ihsa yapılmışsa, işte o zaman bilgisayar yardımı ile yeni tezgahtarlarla da çalışabilirsiniz. Mağaza böylece tezgahtarların esiri olmaz.
Tezgahtar müşteriden nasıl mal istediğini sorar. Müşteri;
- Müşteri firmanın adını söyler. Tezgahtar bilgisayara girer ve mallarına bakar. Müşteriye ürettiği malların isimlerini söyler, böylece istediği malları bulabilir. Müşteriye nereye kullanacağını sorar, ona göre malı sorar. Varsa o malı verir. Yoksa aynı işi gören başka firmanın malını önerir. Eskiden bunları tezgahtar beyninde yapıyordu. Şimdi bunu bilgisayar yapacaktır.
- Müşteri malın adını söyler. Hangi firmalara ait o mallar varsa onu bilgisayar bildirir, tezgahtar ona göre birini müşteriye tercih ettirir. Müşteri aralarındaki farkları öğrenmek ister. Bilgisayar bunu çözmelidir.
- Müşteri neyi yapmak istediğini söyler. İşte bunun için fonksiyon programına girer ve orada istenen işi yapan firma veya malı bulur. Bulamazsa merkeze sorar ve oradan öğrenir. Yoksa mucitlere baş vurulur, onlar o işi yapacak icadı yaparlar.
- Müşteri malın prospektüsünü ister. Malı nasıl kullanacağını ona öğretmek gerekecektir. Her malın tarifesini içeren belge olmalıdır. Bugün bu bilgiyi her pakete ayrı ayrı koyuyorlar. Bu israftır. Ayrı satılmalıdır, ucuz satılmalıdır.
Demek ki; mallar adlarına, firmalarına, cinslerine ve fonksiyonlarına göre tasnif edilecektir. Bilgisayar buna göre geliştirilecektir. Bir de malların konacağı yerler de önemlidir.
- Mal, hacmine göre;
- Ağırlığına göre;
- Zehirli olup olmamasına göre;
- Isıya göre yerleştirilir.
Bu sebepledir ki, mallar yukarıdaki müşteri taleplerine göre sıralanmalıdır. Korumaya göre yerleştirilecektir. Bilgisayar bize o malın yerini gösterecektir.
Görülüyor ki; “bakkal” işletmekle “market” veya “mağaza” işletmek arasındaki fark budur. Ancak buna küçükten başlayacağız. Elemanlarımızı yetiştirdikçe işletmelerimiz büyüyecektir. Böyle bir “market”i kurmak “sermaye” işi değil, “bilgi” işidir. Bunu başarmamız için “buna inanan gönüllü insanlar”a ihtiyaç vardır. İnsanlar dershanelere gidiyor ve para vererek ders alıyorlar; okullara gidip masraf yapıyor ve gereksiz şeyler ezberliyorlar. Burasını yani “Adil Düzen Çalışmaları”nı da bir okul kabul etmeliyiz. Çocuklarımızı buraya gönderip okutmalıyız. “Kur’an Kursları” yetmez; “Adil Düzen Kursları” açılmalıdır.
Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yayına Hazırlık ve Yönetim: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92