71 - NUH SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Nuh (ha) : “Nevh” rüzgar estiğinde uğultu çıkaran dağdır. Sonra ölü üzerine ağlayan kadınlara “nevahe” denmiştir. Tufanı bekleyen Nuh(AS)’un feryatları bir “nevahe” olmuş ve bundan dolayı bu ismi almıştır.
Sarre (sad) : Cırcır böceğidir.
Cehr (he) : Kuyu dibinde ortaya çıkan su demektir.
Alen (ayn) : “A’ren” mahallenin orta yeri, evler arası avlu demektir. Ra, le ye dönüşmüş ve “i’lan” etmek ortaya çıkarmak ve herkese duyurmak demektir.
Dürre (dal) : Büyük parlak inci demektir.
Vekire : Kayadaki çukur demektir. Bir yeri çökerten ağırlığa “vikr” denir.
Rica : Kuyunun çevresi demektir.
Tavr : “Tayr” kuş demektir. Kuşun uçmasına “tayr” etmek denir. İnsanın davranış tarzına “tair” denir.”Tetayyur” etmek kötü durumlara düşmek demektir. Türkçe’deki tavır kelimesi Arapça’dan gelmiştir.
Bast (tı) : Yaygı, sergi demektir.
Fecc : İki dağ arasındaki geçit yol, bel demektir.
Mekr : Sinek kapan bitki demektir.
Ğavs (se) : Bereketli yağmur, toprağın emdiği ve sele neden olmayan yağmur demektir.
A’vk : Vadiler arasındaki engel demektir.
Neser (sin) : Akbaba demektir.
Dar : Etrafı çevrili yer demektir. Devr etmek mastar olarak devretmek şeklinde kullanılmıştır. Türkçe’deki duvar kelimesi de buradan gelmiştir.
Tebur (te) : “Tibn” saman demektir. “Tebur” baştaki kepek demektir. “Tebar” çerçöp, döküntü demektir.
-Biz, kendilerine elim bir azab etvet etmeden önce kavmini inzar et diye kavmine Nuh’u irsal ettik(1).
-Ey kavmim, ben size Allah’a ibadet ediniz, ona ittika ediniz ve bana itaat ediniz ki zünübünüzdan sizi mağfiret etsin ve müsemma bir ecele te’hir etsin diye mübin bir nezirim diye kavletti. Allah’ın eceli ciet ettiğinde te’hir olunmaz, bunu ilmetseydiniz(2,3,4).
-Rabbim ben kavmimi leylen ve neharen davet ettim(5).
-Onlara duam firardan başkasını ziyade etmedi(6).
-Onları mağfiret etmen için her davet ettiğimde usbu’lerini üzünlerine ca’l ettiler ve sevblerine istiğşa ettiler ve israr ettiler ve istikbare istikbar ettiler(7).
-Sonra ben onları ciharen da’vet ettim(8).
-Sonra onlara i’lan ettim ve onlara israren israr ettim(9).
-Rabbinize istiğfar edin. O, ğaffardır, ki size semayı midraren irsal etsin, emval ve benini size imdad etsin, size cennatı ca’l etsin ve size enharı ca’l etsin. Neyiniz var, Allah’ta vekarı rica etmiyorsunuz. Oysa sizi etvaren halk etmiştir. Allah seb’ı semavatı tıbaken halk etti re’y etmediniz mi? İçlerinde kameri nur olarak ca’l etmiş, şemsi ise sirac olarak ca’l etmiştir. Allah sizleri arzdan nebaten inbat etmiştir. Sonra sizi orada i’ade edecek ve sizi ihracen ihrac edecek. Allah arzı sizin için ondan ficacen subule sülük edesiniz diye bisaten ca’l etti, kavlettim(10-20).
-Nuh kavletti: Rabbim, onlar bana isyan ettiler. Malı ve veledi kendisine hasardan başka bir şeyi ziyade etmeyen kimseye ittiba’ ettiler(21).
-Küffar bir mekri mekr ettiler(22).
-İlahlarınızı vezr etmeyiniz ve ne veddi ne suva’ı ne de yeğus ve ye’uk ve nesri vezr ediniz, diye kavlettiler(23).
-Kesiri idlal ettiler sen de zalimlere dalaletten başkasını ziyade etme(24).
-Hatalarından dolayı iğrak oldular da nara idhal olundular. Kendilerine Allah’ın dununda ensarı vecd edemediler(25).
-Ve Nuh kavletti: Rabbim, arz üzerinde kafirlerden deyyaren vezr etme(26).
-Eğer sen onları vezr edersen ibadını idlal ederler. Keffar facirden başkasını veled etmezler(27).
-Rabbim beni, validlerimi mümin olarak beytime dahil olanı mümin erkekleri kadınları mağfiret et. Zalimlere tebardan başkasını ziyade etme(28).
-Biz, kendilerine acıklı tadış gelmeden önce ulusunu uyar diye ulusuna Nuh’u saldık(1).
-Ey ulusum! Ben size Allah’a işler yapınız, O’nun korumasına giriniz ve bana uyunuz ki, sizin için kötülüklerinizi örtsün ve sizi belirlenmiş süreye ertelesin diye açık bir uyarıcıyım diye söyledi. Allah’ın süresi geldiğinde ertelenmez, bunu bir bilseydiniz(2,3,4).
-Yetiştiricim, ben ulusunu geceleyin ve gündüzün çağırdım(5).
-Onlara çağrım, kaçıştan başkasını artırmadı(6).
-Onlar için örtmeye her çağrışımda parmaklarını kulaklarına koydular, giysilerine sarıldılar, direndiler ve kabardılar(7).
-Sonra ben onları açıkça çağırdım(8).
-Sonra onlara açıkladım ve onlara gizlice söyledim(9).
-Yetiştiricinizden örtmeyi isteyin, O örtbas edendir ki, göğü üzerinize damla damla salsın, sizi varlıklarınız ve oğullarınızla genişletsin, size bahçeleri kılsın ve size ırmakları kılsın.
-Neyiniz var, Allah’ın ağırlığını beklemiyorsunuz(10-13).
-Sizi değişik oluşlarda yarattı(14).
-Allah yedi göğü katmanlar olarak nasıl yaratığını görmedin mi?(15)
-Onların içinde ayı ışık ve güneşi de çıra yaptı(16).
-Allah sizi yerden bitki olarak bitirdi(17).
-Sonra sizi onun içine geri koyacak ve sizi çıkaracak(18).
-Allah size orada geçitler veren yollar yapasınız diye sizin için yeri yaygın yaptı, söyledim(19,20).
-Nuh, dedi: Yetiştiricim, onlar bana karşı geldiler. Varı ve çocukları kendisine yıkılıştan başka bir şeyi artırmayan kimseye uydular(21).
-Büyük bir kapan kurdular(22).
-Tanrılarınızı bırakmayınız ve ne sevgi, ne bolluk ne de yağış ve kasırga ve yarış tanrılarını bırakınız, diye söylediler(23).
-Çoğunu şaşırttılar, sen de kötülere şaşkınlıktan başkasını arttırma(24).
-Yanılmalarından dolayı battılar da ateşe sokuldular.Kendilerine Allah'ın dışında yardımcılar bulamadılar(25).
-Ve Nuh söyledi: Yetiştiricim kapatanlardan dolaşanları bırakma(26).
-Eğer sen onları bırakırsan kullarını şaşırtırlar. Kafatan bozgunculardan başkasını doğurmazlar(27).
-Yetişticim beni, anne babamı, inanmış olarak evime gireni, inanan erkek ve kadınları örtbas et. Dağınık dışında kötüleri bırakma(28).
AÇIKLAMA : Bu sure son 32. surenin beşincisidir. Nuh (AS)’yi anlatmaktadır. Nuh AS)nin halkına söylediklerini, halkın davranışlarını hikaye edip putlarından vazgeçmedikleri ifade edilmektedir. Son duası da “Onlardan yeryüzünde kimseyi bırakma” olmuştur. Nuh(AS) göçebe döneminden yerleşik döneme geçildiği zaman yeryüzünde meydana gelen büyük inkılabın kurucusu bir peygamberdir. İbrahim, Musa, Davud ve İsa peygamberler Nuh (AS)’nin başlattığı inkılabı geliştire geliştire son peygambere kadar getirdiler. Kur’an’ın muhatabı olan Peygamber’e Allah Nuh’un inkılablarını nasıl başlattığını bildirmiş ve kendisinin de benzer şekilde tebliğde bulunmasını da öğretmiştir. Putpereslik İslamiyet’in gelişmesi ile ve müsbet ilmin ortaya çıkışı ile son bulmuştur. Böylece Nuh’un duası Kur’an’la tamamlanmıştır. Putpereslik bir topluluk içinde iktidarın çokluğu demektir. Kur’an bu hale cahiliye dönemi demektedir ve artık cahiliye döneminin son bulduğunu söylemektedir. Gerçekten bugün yeryüzünün her tarafı devlet aşamasına gelmiş ve iktidar birliği tahahhuk etmiştir. Bu surede Nuh’un duası anlatıldıktan sonra süküt edilmiş, Kur’an’ın diğer kitaplardan farklı olduğunu ve bu farklılığından dolayı artık Nuh’un duasının kabul edilme zamanının geldiğini bildirmekte ve bundan sonraki surelerde davetin ayrıntılarına girilmektedir.