AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
1931 Okunma
ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük

 

بسم الله الرحمن الرحيم

اذا زلزلت الارض زلزالها  (Zelzele(99);1)

Arz kendi zilzalı ile zelzele edince / Yer kendi sarsıntısı ile sarsıldığında

و زلزلوا  (Bakara(2);214)

Kendileri zelzeleye uğratıldıklarında / Sarsıltıldıklarında

ان زلزلة الساعة  (Hac(22);1)

Saatin zelzelesi / Zamanın sarsılması

 

KUR’AN MATEMATİĞİ     26 AĞUSTOS 2000

74. SEMİNER NOTLARI        clubs.yahoo.com/clubs/adilduzen

www.adilduzen.8m.com

 

Z E L Z E L E

 

Bir Kur’an yorumlayıcısı herhangi bir konuyu işlerken önce kelimeleri alıp incelemelidir. Mesela, “zelzele” kelimesini ele alalım. Zelzele bir fiildir. Her fiil bir faili, bazan da mef’ulu içerir. Kur’an’da o kelime hangi faillere dayandırılmaktadır? Hangi mef’ullere dayandırılmaktadır? Buna göre o kelimenin şümulünü kavramak mümkün olacaktır. Kur’an’da zelzele kelimesi fiil olarak kullanıldığında arzın zelzeleye uğraması ile topluluğun zelzeleye uğramasından bahsedilmektedir. Demek ki yerin sarsılması gibi topluluğun da sarsılması vardır.

Yer nasıl sarsılıyor? Mağma tabakası üzerinde oturan kara parçaları yerin dönmesinden dolayı gerilmekte ve zaman zaman kara parçaları arasında kaymalar olmaktadır. Bu da zelzele fay hatlarını oluşturmaktadır. Topluluğun da buna göre zelzelesinin olması gerekir. Topluluğun oturduğu ahlâk, hukuk, sosyal ve ekonomik yapılar vardır. Topluluk bunların üzerinde oturarak varlığını sürdürmektedir. Dünyanın dönmesine benzer şekilde, topluluğun da sosyal değişmeleri ve evrimleri vardır. Sosyal kaymalar ve sürtünmeler olur. Bunlar sosyal yapıyı sarsar. Sosyal zelzele olur. Biz Nuh Tufanı’nın yanında “sosyal tufan”dan bahsetmiştik.

Kur’an “yerin zelzelesi” yanında “sosyal zelzele”den bahsetmektedir.

Alınacak tedbirler de benzerdir. Biz sosyal zelzeleleri önleyemeyiz. Bunlar sosyal kanunlara ve tarihi alkışa bağlıdır. Ancak sosyal oluşları biliriz ve öyle oluşlar olduğunda ne gibi tedbirler alacağımızı belirleriz. Mesela 28 Şubat Müdahalesi bir sosyal zelzeledir. Bu zelzelede bir çok sosyal apartmanlar yıkılmış, birçok sosyal müesseseler enkaz altında kalmıştır. Yapacağımız iş,  yıkılan o müesseselerin yerine enkazları kaldırıp temizledikten sonra yerlerine daha iyilerini ve sağlamlarını dikmektir. Yoksa oturup zelzelelere ağıt yakmak değildir.

Gerek arzın sallanması gerekse topluluğun sallanması meçhul sığası ile kullanılmıştır. O halde bunları sallayanlar vardır. Onun faillerini yahut sebeplerini inceleyip değerlendirmemiz gerekir.

Kur’anyerin zelzelesi”nden bahsettiği gibi saatin yani “zamanın zelzelesi”nden de bahsetmektedir. Demek ki mekanın zelzelesi yanında zamanın zelzelesi de vardır. Zamanın zelzelesi, seyrettiğimiz bir filmin kopması halinde ekranda görünen hallere benzer bir olaydır. Bizim üç boyutlu uzayımız düzgün bir şekilde dört boyutlu uzayda ilerlerken, birden önüne konan engele çarpıp kaza yapınca arabanın yuvarlanması gibi kainatta yuvarlanmış olacaktır. Sonda bir düzlüğe inip cennet veya cehennem istikametinde ikiye ayrılıp devam edecektir. Bu ayrılmada insanlar kendilerine yön seçeceklerdir. Hazırlıklı olanlar cennet tarafına, hazırlıksız olanlar cehennem tarafına yol alacaklardır.

Kuran Matematiği ile öğrendiğimiz dört ve beş boyutlu uzay ve akan zaman boyutu sayesinde Kur’an’ın bu ifadelerini çok açık olarak anlıyoruz.

Zelzele” örneğinden hareket ederek “Kur’an’ın yorumu” hususunda birkaç söz söyleyelim.

KUR’AN VE DİĞER KİTAPLAR

Kur’an, Tevrat ve İncil gibi kitaplar birer televizyon kanalı gibidirler. Uygun ayarlamaları yaparsanız sizi Allah ile karşı karşıya getirir ve Allah’ın size olan hitabını dinlersiniz. Allah sizi zaten her zaman işitmektedir. Böylece Kur’an ve diğer kitaplar sizi Allah ile konuşturmaktadır. Televizyon kanallarında nasıl zamanla bozulma olursa, diğer kitaplarda da böyle bozulmalar olmuştur. Kur’an’ın kendisinde bozulma yoktur; ancak, sizin anlayışınızda yanlışlık olabilir. Bu itibarla bu irtibatta bazan şeytan da araya girebilir. Hatta kötü niyetliler Kur’an yoluyla şeytanla irtibat kurar ve onların İslâmiyet’e karşı nefretleri artar.

 

PEYGAMBER VE ALİMLER

Kur’an ekranını herkes her zaman göremeyebilir. Dilini anlamayabilir. O zaman tercümanlara ihtiyaç duyulur. Bunlar da “peygamberler”dir ve şimdi onların varisleri olan “alimler”dir. Elbette tercümanlar arasında bugün kötü niyetliler çıkacaktır. Bilgisiz tercümanlar olacaktır. Ancak Kur’an öyle bir kitaptır ki siz yeteri kadar gayret sarf ederseniz, Arapça bilmeseniz de onu anlar hâle gelirsiniz.

 

KUR’AN KANALINI AYARLAMA

i) Kur’an’ı Arapçasıyla ve tecvitle okumaya çalışınız. Çalışmanız yetersiz, okuyamamanız bir eksiklik olmaz; okumamanız eksikliktir.

  1. Kur’an’ı âyet âyet mealleri ile birlikte her namazın sonunda veya başında okuyun. İki sahifeye yakın okumanız yeterli olur. Değişik mealleri takip edin. Meallerde hata olabileceğini unutmayın. Aklınıza yatmayan bir şey olursa onu Kur’an’a değil de tercümeye hamledin.
  1. Bir tefsir kitabını alıp baştan sonuna kadar okumaya çalışın. Göreceksiniz ki siz Kur’an’la artık haldaş olacaksınız. Bu tefsiri seçerken meşrebinize uygun tefsiri seçin.
  2. Nihayet Kur’an’ın âyetleri üzerinde düşünerek kendi günlük hayatınız için yorumlayın. Mesela, sabahleyin kalktınız, eşiniz hoşlanmadığınız bir söz söyledi. Üzülerek ve düşünerek işe gittiniz. İşte o zaman Kur’an’dan rasgele âyetler okuyun, size vereceği bilgileri ve emirleri değerlendirin. Göreceksiniz ki akşamüstü eve döndüğünüz zaman eşinize ne söyleyeceğinizi ve nasıl davranacağınızı bilmiş olarak huzur içinde döneceksiniz. Hatta onun ne cevap vereceğini de yine Kur’an’da bulursunuz. İşte o zaman “Hayır ve Şer Allah’tandır” deyip teslim olur ama ne yapacağınızı da öğrenmiş olacağınız için onları yaparsınız. Müslüman geçmiş için kaderci, gelecek için ise azimcidir.

Ben size Kur’an âyetlerini tefsir ederken, Kur’an Matematiğini anlatırken, Kur’an’ı benim anladığım gibi anlayın diye anlatmıyorum. Kur’an’ın nasıl anlaşılması gerektiğine dair misaller veriyorum. Siz bu metotla anlayacaksınız, siz kendiniz anlayacaksınız.

Ne ekerseniz onu biçersiniz. Ne ekersiniz buğday biçersiniz demiyorum.

 

DEPREMİN  FIKHI

 

Kimilerine göre deprem tesadüflerin sonucu kör kuvvetin oluşturduğu bir olaydır. Tarih boyunca insanın varlığını da böyle tesadüflerle izah etmek isteyenler olmuştur. Bunun böyle olmadığını günümüzün ilmi kesin olarak ispatlamıştır. Esasen insanın şuura sahip olması, onun tesadüfen oluşmadığını ispata yeterlidir. Buna karşılık Allah ve âhirete inananlar hiçbir olayı tesadüfle izah etmezler.

Kainatı, bizi, yeryüzünü vareden bilinçli ve irade sahibi bir Allah vardır. Her şey O’nun eseridir. Bize göre tesadüfen oluşanlar O’nun için tesadüfen değildir. Bilinçli ve hesaplı iradesi ile oluşmaktadır. Tesadüfen oluşma zahiri görünümdür. Biz dünyayı duruyor ve düz olarak görürüz; oysa dünya dönüyor ve yuvarlaktır. Kainatı da sonsuz görürüz; oysa kainat da yuvarlaktır ve çapı ışık hızıyla büyümektedir. Deprem görünürde tesadüfen olmaktadır; oysa ilmen kainatı var eden “Mutlak Güc”ün eseri olarak oluşmaktadır. Çünkü kainatta gereksiz ve hesapsız boş bir şey yoktur.

YERYÜZÜ BELLİ MAKSATLARI TAŞIYAN ÖLÇÜLER İÇİNDEDİR:

  1. Yer biraz daha büyük olsaydı çekim kuvveti daha fazla olacak ve yeryüzünün her şeyi değişik olacaktır. Atmosferin oluşması, suyun buharlaşması, derelerin akışı, toprakların oluşması, bitkilerin büyümesi hep değişecek ve hayat mümkün olmayacaktır. Yeryüzü küçük olsaydı da durum farklı değildir. Hava tabakası oluşmayacak, su göklere uçacak ve yeryüzü diğer gezegenler gibi hayat dışı olacaktır.
  2. Yer Güneş’ten daha uzak olsaydı donardı, yakın olsaydı pişerdi.
  3. Yer daha yavaş dönseydi gece - gündüz sıcaklık ve soğukluk farkları hayatı imkansız kılardı. Daha hızlı dönseydi rüzgar ortalığı kasıp kavururdu.
  4. Ekseni biraz daha eğik olsaydı yazın pişer kışın donardık. Az olsaydı orta kuşaklarda hayat olmazdı.
  5. Atmosfer daha ince olsaydı gök cisimlerinden ve öldürücü ışıktan kendimizi koruyamazdık, daha kalın olsaydı güneş ışığını alamazdık.
  6. Himalayalar olmasaydı Asya ve Avrupa çöl olurdu.
  7. Amerika’daki Ant Dağları olmasaydı doğu - batı rüzgarına karşı duramazdık. Yağmurlar yağmazdı.
  8. Havadaki oksijen biraz fazla olsaydı nefes veremezdik, az olsaydı alamazdık.
  9. Atmosfer daha fazla olsaydı kemiklerimiz kırılırdı, az olsaydı kanımızı durduramazdık.
  10. CO2 fazla olsaydı boğulurduk, az olsaydı kanımız kaynardı.

Görülüyor ki yeryüzü öyle sanıldığı gibi rastlantılar sonucu oluşmuş değildir. Şuurlu bir varlık çok ince hesaplar sonucu oluşturmuştur ve hayat öyle varolmaktadır. Yoksa yeryüzü de diğer gezegenler gibi ölü bir kitle olurdu. İşte depremler de bu Tanrı’nın hesaplamaları ile oluşmuş bir oluştur. Yoksa ya hiç zelzele olmaz ya da her gün sarsıntılarla hayat oluşamaz olurdu.

Zelzele de savaş gibi önce gereksiz görülür ama düşündüğünüz zaman insanlığın evrimi için gereklidir. Savaş ve tabii âfetler olmazsa insanlar bir araya gelemez ve bugünkü uygarlığa çıkamazdı. İnsanlığı bu üst seviyeye çıkaran tabii ve beşeri âfetlerdir.

Zelzele insanları uyarır ve daha yüksek seviyede bir hayata götürür. Bozulmuş ve çökmüş olan toplulukları ıslah eder veya büsbütün ortadan kaldırır.

Zelzele ölenler için rahmettir. Şöyle ki; ölen iyi insansa, zelzelece ölmekle daha üst dereceye kavuşmuş olur. Onun için rahmettir. Ölen kötü insansa, cezasını dünyada çekmiştir, âhirette cehennemden kurtulur. O halde zelzelenin ölenler için bir kaybı yoktur. Zelzelenin sıkıntısı yaşayanlaradır. Yaşayanların kendilerini buna göre ayarlamalarıdır. “Başımıza gelen felaket günahlarımızdandır” deyip kendilerini ıslah etmelidirler. Tevbe etmelidirler. Gerekli tedbirleri almamış olmanın, zelzeleden sonra gerekli olanları yapmamış olmanın cezasını çektiklerini düşünmeli ve ona göre ne yapmaları gerektiğini tesbit edip onu yapmalıdırlar. Allah bunun üzerine zelzeleyi ya uzak tutar veya zelzele olsa bile zararı hafif olur. Müslümanlar geçmişi kadere bağlayıp ağlaşmazlar; geleceklerini de tesadüflere bırakmaz, gereken tedbirleri alırlar.

 

TÜRK HALKININ YAPMASI GEREKENLER:

  1. Zelzeleye karşı ne yapacağını devletten veya belediyeden beklememeli, yapacaklarını kendisi örgütlenerek yapmalıdır.
  2. Savaş veya tabii âfetlerdeki davranışları düzenleyen bir teşkilat kurmalıdır. Bu bir dernek veya kooperatif olabilir. Bu teşkilat savaş ve âfetlerle ilgili çalışmalar yapmalı ve halkı bu hususta eğitmelidir.
  3. Savaş ve âfetlerde kendisini koruyacak şehrin dışında bir “dinlenme evi” olmalıdır. Tatil gün ve saatlerini orada geçirmeli ve aynı zamanda böyle acılı günlerde oraya sığınabilmelidir.
  4. Şehrin dışında oluşacak bu “dinlenme siteleri”ne gidip gelebilecek helikopter servislerini yapacak ortaklık kurulmalıdır.

ÂFETLERDEN ÖNCE ALINACAK TEDBİRLER:

  1. Her semtin ve her sokağın böyle âfet anlarında toplanacağı belirli yeri olmalıdır. Burası sele karşı korunmuş yer olmalıdır. Burada umumi tuvalet ve banyo bulunmalıdır. Bir su kuyusu olmalıdır. Bu kuyudan elle su çekilebilmelidir. Ayrıca her evde böyle zamanlarda işe yarayacak sırık, battaniye, halı, ocak, tencere gibi eşyalar olmalıdır. Bunlar normal piknik eşyalarıdır. Her zaman kullanılabilir. Her evde en az bir hafta yetecek kadar pirinç, makarna, patates gibi yiyecek stoku olmalıdır.
  2. Evin içinde zelzele anında üstüne düşüp harap edecek yerler belli olmalıdır. Ayıkken hemen bu yerlerden kaçılmalıdır. Uyku ve istirahat hallerinde bu yerlerde oturulmamalıdır. Küçükler ve yaşlılar buralarda bulundurulmamalıdır.
  3. Apartmanın girişinde bu tür zamanlarda otomatikman elektriğin, suyun, gazin kesilmesi için tedbirler alınmış olmalıdır.
  4. Evlerde mahalle içi haberleşmeyi sağlayan özel cep telefonları olmalıdır. Şehirlerarası haberleşme tıkansa bile bunlarla insanlar birbirlerine ulaşabilmelidir. Evde daima sağlık çantasını bulundurmak gerekir.

 

ÂFETTEN HEMEN SONRA YAPILACAK İŞLER:

  1. Âfet esnasında yapılacak ilk iş bulunulan yerde kalmadır. O anda yapılan hareketler daima zarar getirir. Sadece tehlikeli yerde bulunuyorsan refleks hareketle yerinizi değiştireceksiniz.
  2. Zelzele geçer geçmez ilk yapılacak iş, eğer kendinde bir arıza varsa onu sarmalı, kendini kurtarmalısın. Ondan sonra küçüklerden başlayıp yakınları âfet meydanına taşımak gerekir.
  3. Sonra evden gerekli eşya ve yiyecekleri alarak ev halkını âfet meydanına yerleştirmektir.
  4. Ondan sonra aynı âfet meydanına gelemeyenleri tesbit edip onların yardımına koşmaktır.

Bir hafta içinde hiçbir taraftan yardım gelmeyecek farzedilerek kendi kendimizi idare etmeliyiz.

 

AFETTEN SONRA YAPILACAKLAR:

i) Âfetten sonra hemen “Âfet Kurulu”nu mahallinde oluşturmak gerekir. Bunun için âfet meydanlarında toplanan halk kendilerine temsilci seçerler. Yüz kişi biri tarafından temsil edilir. Artık herkes bundan sonra her istediğini ondan ister. Her temsilci âfet defteri tutar. Burada istekler yazılır. Gelen yardımlar yazılır. Verilen kimselerin adları yazılır ve imzaları alınır. âfet defterini âfet meydanındaki halktan şahitler imzalar. Bu da o mahallenin muhtarına bildirilir. Muhtar mümkünse bu defteri numaralar ve  mühürler.

  1. Temsilciler bir araya gelerek kentin âfet yönetimini oluştururlar. Bir mağaza oluştururlar. Buraya gelen mallar değerlendirilerek konur. Bu değerlendirme temsilciler tarafından yapılır. Oradaki halkın kendi kullanmadıkları eşyalar varsa onlar da değerlendirilir. Karşılığında kupon verilir. Kuponlar mal sahiplerine verildiği gibi yardım olarak gelen malların kuponları temsilcilere bölüştürülür. Temsilcilerin defterine kaydedilir. Sonra bu defterlerin icmalleri yapılarak yardım yapanlara bildirilir. Adları yayınlanır. Çalışan mağaza ve işyerleri varsa onlar da mallarını kuponlarla satarlar. Elde ettikleri kuponları nakde çevirirler.
  1. Temsilciler kuponları kendilerini temsilci yapanlara ihtiyaçlarına göre bölüştürürlür. Böylece yardım kupon olarak halka intikal etmiş olur. Kendi malları da kupon karşılığı verilmiş olur. Parası olanlar kuponla âfet örgütüne ulaştırırlar. Hazır yemek verenler de bu kuponu dağıtırlar, halk kuponla yemek yer.
  2. Halk para yerine âfet kuponlarını kullanır, burada bir şey satacaksa âfet kuponu ile satar. Bir şey alacaksa âfet kuponu ile alır. Âfet kuponunun TL cinsinden değeri ise halkın elinde bulunan kupon sayısı ile kasada mevcut nakit miktarına göre bir değer  kurulur.

Böylece zelzele sahasında yeni bir ekonomik denge kurulmuş olur. Mallarının çalınacağından korkanlar da eşyalarını buralara getirip kuponla satılmasını isteyebilirler. Bu mallar böylece ihraç edilmiş olur. Korunmasını isteyenler için de gerekli tedbirler alınır.

 

ZELZELEDEN SONRA YENİDEN SİTELEŞME

1- Zelzele sadece küçük hasarlar meydana getirmişse ve onarım ile kurtulacaksa burada yapılacak iş herkesin kendi evini onarmasıdır. Bunun için nisabın üstünde mal varlığı varsa buna yardım yapılmaz, sadece para değeri korunmuş kredi verilir. Nisab, o mahallede veya sokakta bulunanların servetlerinin vasat değeri ile tesbit edilir. Servetleri sokağın veya mahallenin vasat değerinden az olanlara kredi verilmez, yardım yapılır. Ancak onarmak istedikleri yeri rehin ederek yardımdan vazgeçmek şartı ile kendilerine isterlerse kredi de verilir. Yardım en az hasar gören yerlere öncelik tanınmak üzere yapılır. Kendi beyanlarına göre hasarı az olanlar önce yardım alırlar, hasarları büyük olanların onarımı ertelenir.

2- Zelzele büyük olmuş ve mahalledeki evlerin çoğu oturulamaz hâle gelmişse, alt yapısı bozulmuşsa -ki bu hususta karar verme yetkisi tamamen ilgili belediyeye aittir- o takdirde bu sokak veya mahalle için yeni bir site oluşturulur.

  1. Önce sitenin zelzele olmadan önceki durumu kayıtlardan tesbit edilir. Herkesin zelzele olmadan önce sahip olduğu değerlere karşılık yeni oluşacak siteden pay verilir. Eski sokak ve site belediyeye kalır ve belediye bu sitedeki pay sahiplerine borçlanır.
  2. Belediye beldenin kenarında uygun yeri imara açar. Hazine ve belediyeye ait olan yerlerin dışında imara açtığı arsaların yarısına altyapı getirme karşılığı araziyi almış olur. Yani  arazinin yarısını getireceği altyapı karşılığı belediye devralır. Diğer yarısı arsa sahiplerine ait olur.
  3. Belediye bu arazinin tüm alt yapısını ve tip projelerini yapar. Burayı projelendirirken yalnız mesken olarak değil tüm sitenin sosyal hayatında projelendirir. Ayrıca burada yaşayacak insanların çalışabilecekleri işyerleri ihdas eder. Bu siteler üzerinde kısaca duralım.

Mesken Siteleri 10 civarında “aile”yi içeren “ocaklar”dan oluşmalıdır. Buradaki halkın aile başına 500 ile 1000 metrekarelik bahçesi olmalıdır. Bir veya iki ineği besleyebilecek sağlıklı ortak ahırları olmalıdır. On, onbeş tavuk besleyebilmelidir. Bunlar yemek artıkları ile geçinirler. Ayrıca her ailenin 10 metrekarelik Serbest İşyeri olmalıdır. Yaşlılar, çocuklu kadınlar buralarda istedikleri iş yapmalıdırlar. Erginler de 6 saat ortak işyerlerinde çalışmalı, geri kalan saatlerini serbestçe değerlendirmelidirler.

Ayrıca 100 aile için bir İşyeri Merkezi kurulmalıdır. Bu ziraatla geçinen halk için bir köy olabileceği gibi, sanayi ile geçinen halk için üretim merkezi olmalıdır. Bir sitede yalnız bir tür parça imal edilmelidir. Mesela, bir iş merkezinde sadece somun yapılabilir. Başka bir sitede yalnız pantolon dikilebilir. Gelecek dünyanın oluşumu böyle olacaktır. Zelzeleden sonra kurulacak siteler bu özelliği taşımalıdır. Siteler en çok 1000 hane civarında olmalıdır. 100 ocak ve 10 iş merkezi ihtiva etmelidir.

  1. İşte böyle oluşan sitelerde halka arsa verilmelidir. Çadırda, barakalarda işyerleri ve meskenler oluşturulmalıdır. Hayat hemen başlamalıdır. Zamanla site kendi kendisini oluşturacaktır.

 

BÖLÜŞME:

  1. Buradaki yerler boşaltılan site senetleri ile satılır. Kimseye para ile verilmez. Gelen yardımlarla site senetleri ucuzlamış olur.
  2. İlk bitenlerin site pay senedi bedelleri pahalı tutulur. Böylece paylarını geç alanlar daha ucuz bedelle alırlar. Yardımlar sebebiyle bir çok kimselere belki çok az bedelle verilmiş olacaktır.
  3. Nasıl bir gıda ve giyim yardımı için pay senetleri para yerine geçmiş ise burada da site pay senetleri para şekline girmiş olacaktır. Herkes siteye yaptığı katkı karşılığı site senedini alacak, aldığı şeyleri de site senedi ile alacaktır.
  4. Zelzelede aslolan halkın kendi kendisini koruyabilmesidir. Dış yardımlar onlar için kazanç olmalıdır.

Burada belediye veya devletin yapacağı nakdi yardım değil organizedir. Organize olacaklara yardımdır.

Burada anlatılanların gerçekleşmesi için öyle sanıldığı gibi çok şeylere ihtiyaç yoktur. İki şey yeterlidir: Biri, yardım bölüşüm belgelerini ve site imar belgelerini çıkarmak; diğeri de bunları bilgisayar merkezinde muhasebeleştirmektir.

Biz bütün bunları “tedayün âyeti”ndeki “selem hükümleri”ne dayanarak istidlâl ediyoruz.

 

 

Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6507 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4130 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2084 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3113 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2558 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
2935 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2144 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2169 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2584 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2045 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2299 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2447 Okunma
13-rad suresi meali
2672 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2327 Okunma
15-hicr suresi meali
2701 Okunma
16-nahl suresi meali
3461 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3357 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3346 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2223 Okunma
20-taha suresi meali
3521 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3313 Okunma
22-hacc suresi meali
2787 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
2844 Okunma
24-nur suresi meali
3197 Okunma
25-furkan suresi meali
2653 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3128 Okunma
27-neml suresi meali
3366 Okunma
28-kasas suresi meali
2784 Okunma
29-ankebut suresi meali
2900 Okunma
30-rum suresi meali
2609 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
2691 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2288 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
2673 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3084 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
2805 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
3923 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
3759 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3073 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3409 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
2943 Okunma
41-fussilet suresi meali
2703 Okunma
42-şura suresi meali
2325 Okunma
43-zuhruf suresi meali
2838 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
2863 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2128 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2606 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2503 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
2721 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
2843 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3166 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3034 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2251 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2256 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
2976 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3651 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3589 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
2783 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2589 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2574 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2183 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2380 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2630 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2296 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2391 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2476 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2528 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3072 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3188 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
2767 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2716 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2606 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3245 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3500 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3588 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
2804 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3393 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2522 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3097 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
2793 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3046 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
2788 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2743 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3191 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2608 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2160 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2581 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
2882 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
2885 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
2791 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2453 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3183 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3032 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2650 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
2880 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3128 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3435 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3467 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
2824 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
1931 Okunma
100-adiyat suresi meali
2481 Okunma
101-karia suresi meali
3325 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3346 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2500 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3369 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4527 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2613 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
2866 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
4327 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
2881 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3381 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4047 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3186 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2424 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
2767 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
39075 Okunma

© 2024 - Akevler