73 - MÜZZEMMİL SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Tezemmül : İnsanın sırtı ile taşıdığı yük demektir.
Nakıs : “Nukade” çözülmüş ip demektir. Naks kopuk ip demektir. Noksan eksiklik anlamındadır.
Retil : Katar, tırtık demektir.
Naşie : “Neş’et” sürgün, filiz demektir.
Vet’ : “Vita” minder demektir.
Betil : Dalları aşağı sarkmış ağaç demektir.
Şark : Güneşin doğduğu yerdir.
Ğarb : Güneşin batığı yerdir.
Vekil : Kuşların yumurta bıraktığı yerdir.
Vezr (zal) : “Bezr” tohum, “tebzil” etmek tohumu saçmak demektir. “Vezr” etmek, birşeyi değerlendirmek için ayırmak, bırakmak demektir.
Ğüsse : Kılçık demektir.
Kesb (peltek se): Küsbe” (sinli)den dönüşmüştür. Daha yayvanlaşmış dağılmış küsbe demektir.
Heyl : Toprağın kayması ile meydana gelen yığıntı demektir.
Vebil : Odun demeti demektir. Bağlamak anlamına gelmektedir.
Şeyb : Ağarmış saç demektir.
Taife : Çeper demektir. Çeper yapmak el ele vererek halka oluşturmaktır. Bir iş yapmak için oluşmu gruba taife denmektedir.
Fadl : Deriden yapılan gömlektir. Avcılık döneminde et için avlanan havyanlardan arta kalan deriden elbise yapıldığı için buna “fazlalık, artı” denmiştir.
Karz : Kırpıntı demektir.
-Ey müzzemmil(1).
-Kelilen dışında leylde kıyam et. Nısfı olur veya kelilen ondan noksan olur. Veya üzerine ziyade et ve Kur’an’ı tertil et(2-4).
-Biz sana sekil bir kavli ilka edeceğiz(5).
-Leylin naşiyesi veten eşedd ve kilen akvemdir(6).
-Neharda sana tavil sebh vardır(7).
-Rabbının ismini zikr et ve ona tebeddül et(8).
-Maşrikin ve mağribin Rabbidir. Ondan başka ilah yoktur. Onu vekil ittihaz et(9).
-Kavl ettiklerine sabr et ve onlardan cemil bir hicretle hicret et(10).
-Beni ve nimetli mükezzibleri vezr et. Onlara kelilen tehmil et(11).
-Enkal ve cehim, ğüsleli team ve elim azab ledeyyimizdedir(12,13).
-O yevm arz ve cibal recfet edecek ve cibal mehilen kesib olacak(14).
-Biz size Firavn’na bir resül irsal ettiğimiz gibi üzerinize şahid bir resül irsal ettik (15).
-Firavn resule isyan etti de onu vebilen ahz ettik. Vildanı şiben ca’l edeceği yevmi küfr ederseniz nasıl istika edeceksiniz. Sema onunla münfetir olacak. Va’di meful olmuştur(16-18).
-Bu bir tezkiredir. Meşieti olan kimse rabbine bir sebil ittihaz etsin(19).
-Rabbin senin, leylin sülüseyinde ve nisfinde ve sülüsünde seninle bereber olan kimselerden bir taife ile birlikte kıyam etmekte olduğunu bilmektedir. Leyli de neharı da Allah takdir eder. Onu ihsa edemeyeceğinizi ilmetti de size tevbe etti. Öyle ise Kur’an’dan teyessür ettiğinizi kıraat edin. Sizden merda olacağını ve diğer aherenin Allah’ın fadlını ibtiğa ederek arzda darb edeceklerini ve aherinin Allah sebilinde mukatele edeceklerini ilmetti. Öyle ise ondan teyessür ettiğinizi kıraat edin. Selatı ikame edin, zekatı ita edin ve Allah’a hasen karzı ikraz edin. Nefisleriniz için hayırdan neyi takdim ederseniz onu Allah’ın indinde vecd edersiniz. O hayren ve ecran a’zamdır. Allah’a istiğfar edin. Allah ğafurdur, rahimdir(20).
-Ey bürünen(1).
-Azı dışında gece kalk(2).
-Yarısı veya biraz ondan eksilt(3).
-Veya üzerine ekle. Kur’an’ı tane tane oku(4).
-Sana ağır bir söz ulaştıracağız(5).
-Gece ortaya çıkanlar birleşme bakımından daha güçlü ve söz bakımından daha sağlamdır(6).
-Gündüzleri senin için uzun uğraşı var. Yetiştiricinin adını an ve ona doğru sark(7-8).
-Doğuşun ve batışın yetiştiricisidir. Kendisinden başka tanrı yoktur. Ona konakcı edin(9).
-Söylediklerine dayan ve onlardan güzellikle ayrıl(10). Besili yalancıları bana bırak ve onlara biraz süre tanı(10-11).
-Bukağılar ve tandır, kılçıklı yiyecek ve acıklı tad yanımızdadır(12,13).
-O gün yer ve dağlar sarsılacak ve dağlar tum döküntüşü olacak(14).
-Biz size Firavn’a gönderdiğimiz elçi gibi üzerinize tanıklık edecek bir elçi gönderdik(15).
-Firavn elçiye karşı geldi de biz onu demetleyip tutukladık(16).
-Gençleri yaşlı kılacak günü kapatırsanız nasıl korunacaksınız(17)?
-Gök onunla parçalanacak. Sözü yerine gelmiş olacak(18).
-Bu bir anıksamadı. Dileyen kimse yetiştiricisine bir yol edinsin(19).
-Yetiştiricin senin, gecenin üçte ikisinde ve yarısında ve üçte birinde seninle beraber olan kimselerden bir takım ile birlikte kalkmakta olduğunu bilmektedir. Geceyi de gündüzü de Allah ölçülendirir. Onu kavrayamayacağınızı bildi de size döndü. Öyle ise Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Sizden sayru olanların olacağını ve diğerlerinin Allah’ın artısını aramak için yeryüzünde dolaşacaklarını ve başkalarının Allah yolunda vuruşacaklarını bildi. Öyle ise ondan kolayınıza geleni okuyun. Toplantıyı yapın, vergiyi verin ve Allah’a iyilik ödüncü verin. Kendiniz için varlıktan neyi sunarsanız Allah’ın yanında onu bulursunuz. O varlık ve en yüksek karşılık olarak.. Allah’dan örtmesini isteyin. Allah örtücüdür, yaşatandır(20).
AÇIKLAMA : Müzzemmil suresi bundan sonraki sure ile beraber ilk sureden sonra nazil olan sure olup Müminlere verilen ilk emri içermektedir. İkisi de “Ya eyyühe..” ile başlamaktadır. Biri Müzzemmil diğeri Müddessirdir. Müzzemmil “bürünen” Müdddessir “üstü örtülen” kimse anlamındadır. Bu kelimelerin gerçek anlamları peygamberin ilk vahiydeki uğradığı dehşeti ve bu dehşetten kapanıp yatması anlatılmış ise de Müminler için mecazi olarak iki zıt manayı taşımış olabilir. Bir sosyal afet ve dehşetten dolayı ürküp inzivaya çekilmiş olan kimse demektir. Diğeri ise vahiy ile kitap ile yüklenmiş, bürünmüş kimse demektir. Bu surede Müzzemmil, çevrenin kötülüğü sebebi ile evine kapanan kimse kastedilmektedir. Ona Kur’an’ı okumasını ve orada çıkışı bulacağını bildirmektedir. Müddessir suresinde ise Kur’an’ı okuyarak güçlenmiş, artık ne yapacağını bilmiş kimseye Kur’an’ı tebliğ etmesini emr etmektedir. Mekke’de altı sene Müslümanlar Kur’an’ı kapalı yerde öğrenmişler sonra Hz Ömer Müslüman olunca açıkça tebliğe başlamışlardır. Bundan sonra gelen sureler bu tebliğ suresinin uslubu ile değişik anlatış içinde aynı konuları işlemektedir. Bu surenin başında “sen kalk” emri işle tek başına da olsa bu görevi tebliğ yapacak kimselere yüklendiği anlatılmakta, ikinci kısmında ise “seninle beraber olanlardan bir takım” diyerek bütün Müminlerin değil, farzı kifaye olarak belli bir gruba tahmil edildiğine işaret edilmektedir. Başka ayetlerde “sizden bir ümmet olsun” diyerek bu taifeden bahsetmektedir. “Geceleyin teheccüd et. Seni rabbin makam-ı mahmuda ba’s edecektir” demek sureti ile bu surenin manasını açıklamaktadır. Başka bir surede bunlara “sabikun, evvelun, mukarrebun” demektedir. Diğer Müminlere ise “ashab-ı yemin” demektedir. İkinci Bin Yıllık Kur’an Medeniyeti’ni getirmekte hizmet vermek isteyenlerin bu surenin gereklerini yerine getirmeleri gerekmektedir.