63 – MÜNAFİKUN SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Tab’ (tı) : Ağaç, taş gibi şeylerin üzerini çentmek için kullanılan taş parçası , alet demektir.
İfk (kef) : Alt ve üst çenenin birleştiği yerdir. Mastar olarak ters çevirmek manası almıştır.
Cisim (sin) : “Beden” kısa zırh veya gömlek demektir. “Cisim” ise vücudun kol ve bacak dışında zırhın veya gömleğin kapladığı kısımdır. “Beden” ölüler için de kullanılır, “cisim” ise daha çok diriler için kullanılır. Beden kol ve bacaklardan ziyade etli kısımların adıdır. Cisim ise insanın bütününü kapsar.
Haşeb (hı) : “Hatab” odun demektir. “Haşeb” ise kereste demektir.
Sened (sin) : “Sindiyan” palamut, pelit, meşe ağacı demektir. Ağacı direk olarak kullanılır. Mastar olarak dayanmak demektir.
Te’al : “A’leve” kökünden fiilin ismi olmuş ve “gel !” anlamındadır. Vadinin yüksek tarafının adı olan “u’luv” “yücel !” anlamında “burada bulun !” anlamındadır.
Levye : Ucu kıvrık demir veya ağaç demektir. Kül karıştırılan alet demektir. Kıvırmak anlamındadır.
Fidde (dat) : Gümüş demektir. Mastar olarak yayılmak anlamındadır.
Fısk (sin) : Ceviz ve benzeri yemişlerin dış kabuğunun çatlağına denir. Dağılmak anlamına da gelir.
-Munafıklar sana ciet ettiğinde senin Allah’ın resulu olduğuna şehadet ederiz diye kavlederler. Allah da senin resulu olduğunu ilmetmektedir. Allah münafıkların kazibler olduğuna da şehadet eder(1).
-Yeminlerini cünne ittihaz etiler de Allah’ın sebilinden sudud ettiler. Onların amel ettikleri şey sev’et etmiştir(2).
-Bu onların iman etmiş sonra küf etmiş de kalblerinin tab’ olunmasındandır. Onlar fıkh etmezler(3).
-Onları rü’yet ettiğinde onların cisimleri seni i’cab eder. Kavlederlerse kavillerini sem’ edersi. Sanki onlar müsennede bir huşubdur. Her seyhayı aleyhlerine hesab ediyorlar. Onlar a’duvdur, onlara hazer et. Allah onlarla mukatele etmiştir. Nereye ifk ediyorlar(4).
-Onlara tea’l ediniz, Allah’ın resulu sizin için istiğfar etsin diye kavl olunduğunda re’slerini levv ettiler ve onların müstekbirler olarak sudud ettiklerini re’y edersin(5).
-İstiğfar etsen de istiğfar etmesen de onlara sevadır. Allah onlara ğufr etmeyecek. Allah fasık olan kavme hidayet etmez(6).
-Onlar Allah’ın resulu indinde olanlara infak etmeyiniz ki, infidad etsinler. Semavatın ve arzın hazineleri Allah içindir. Lakin münafıklar fıkh etmiyorlar(7).
-Medine’ye rucu’ edersek ea’zz ezelli ihrac eder diye kavlederler. İ’zzet Allah içindir, resulu ve müminler içindir. Lakin münafıklar ilmetmiyorlar(8).
-Ey iman etmiş kimseler, emvaliniz ve evladınız Allah’ı zikrden sizi ilha etmesin. Kim bunu fi’l ederse işte onlar hasirundur(9).
-Sizden birine mevt etvet edip beni karib bir ecele te’hir etsen de tasadduk etsem ve salihlerden olsam kavletmesinden kabl rızk ettiklerimizden infak ediniz(10).
-Eceli ciet ettiğinde Allah hiçbir nefsi te’hir etmez. Allah amel ettiklerinizi ilm eder(11).
-İkili oynayanlar sana geldiğinde “Senin Allah’ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz” söylerler. Allah da senin kendi elçisi olduğunu bilmektedir. Allah ikili oynayanların “yalancılar” olduğuna da tanıklık eder(1).
-Antlarını kalkan edip de Allah’ın yolundan ayrıldılar. Onların işledikleri nenler kötü olmuştur(2).
-Bu onların inanmış, sonra kapatmış da yüreklerinin damgalanmış olmasındandır. Onlar kavramıyorlar(3)
-Onları gördüğünde onların gövdeleri seni şaşırtır. Söylerlerse sözlerini dinlersin. Sanki onlar yontulmuş kerestedir. Her gürültüyü kendilerine sayarlar. Onlar düşmandır, onlara önlem al. Allah onlarla vuruşmuştur. Nereye kaçıyorlar(4)?
-Onlara “buyurunuz”, Allah’ın elçisi sizin için örtülmesini dilesin diye söylendiğinde, başlarını eydiler ve onların büyüklenenler olarak tanıklık ettiklerini görürsün(5).
-Onlara için örtülmesini dilesen de, dilemesen de onlara birdir. Allah onları örtmeyecek. Allah dağınık kavme yol göstermez(6).
-Onlar Allah’ın elçisinin yanında onlara kullandırmayınız ki, dağılsınlar. Göklerin ve yerin yığınları Allah içindir. Oysa ikili oynayanlar kavramıyorlar(7).
-Yurda dönersek üstün olan aşağı olanı oradan çıkarır, diye söylediler. Üstünlük Allah içindir, elçisi ve inanlar içindir. Oysa ikili oynayanlar bilmiyorlar(8).
-Ey inanmış kimseler, varlıklarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan sizi alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar çökmüşlerdir(9).
-Sizden birine ölüm gelip beni yakın bir süreye ertelesen de versem ve iyilerden olsam demesinden önce verdiğimiz yiyeceklerden kullanınız(10).
-Allah hiçbir kimseye geldiğinde süresini ertelemez. Allah işlediklerinizi bilir(11).
AÇIKLAMA : Bu surede, bunda sonraki surede olduğu gibi harcamaktan, infaktan bahsetmektedir. Topluluklar birbirleri ile sosyal ve ekonomik bağlarla birbirine bağlıdırlar. Sosyal bağların temeli aile kurumudur. Ekonomik bağların esası ise zekat yani ortak gelirlerdir. Bu iki sure zekattan, son iki sure de aile kurumundan bahsetmektedir. Böylece insanlığın dayandığı temel iki kurum son dört surede inzal edilmiş bulunmaktadır.