AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
2838 Okunma
zuhruf suresi meali

 

43 - ZUHRUF SURESİ

 

 

Rahman Rahim Allah’ın ismine

 

Fülk (kef) : İğ topacı demektir.

Safy (sad) : Sert kayadır.

Zuhruf (ze, hı) : Süs, desen demektir.

Kayz (kaf, dat) : Kırılmış yumurta kabuğudur.

Mısr (sad) : Büyük şehir demektir.

Esef(hemze,sin): Çorak yer demektir.

Selef (sin) : Boynun üst tarafıdır.  

Beğt (te) : Beğiy boğa demektir. Y tye dönüşmüştür ve boğanın ani saldırısından dolayı ani oluşa beğt denmiştir.

Helel (hı) : İki diş arasındaki aralığa denir.

Hubr (ha) : Mürekkep boyadır.

Fetr (te) : Baş parmak ile işaret parmağı arasındaki mesafe demektir.

Beles (sin) : Ağzı geniş çuval demektir. Fuls dirhemin küçük birimine denir.

Meks(kef,p.se) : Oturup bekleyen adam demektir.

Berme : Çömlektir.  

 

 

1- Ha Mim.

2- Mübin kitab için...

3- Biz onu akledersiniz diye Arabi Kur’an olarak ca’lettik.

4- Ve o, ledeynimizde kitabın ümmünde hekim olan aliydir.

5- Sizin müsrif bir kavim olmanızdan dolayı zikri sefh olarak sizden darb mı edelim?

6- Evvelkilere nebilerden nicesini irsal ettik.

7- Onlara etvet eden nebi ile ancak istihza ettiler.

8- Onlardan betş olarak eşeddini ihlak ettik ve evvellerin meseli madyetti.

9- Semavatı ve arzı halkedenin kim olduğunu onlara sual ederseniz, “onları alim aziz halketti” kavledecekler.

10- Arzı size mehd olarak ca’l ve orada size sebilleri ihtida edersiniz diye ca’leden kimsedir.

11- Maı semadan bir kader ile tenzil eden kimsedir. Meyte beldeyi onunla inşar ettik. İşte böyle ihrac olunacaksınız.

12- Zevcelerin küllünü halkeden ve fülkeden ve ena’mdan rekbedeceklerinizi size ca’leden kimsedir.

13-14- Zahrlarına istiva edesiniz, sonra üzerine istişva etiğinizde rabbinizin ni’metini zikr edesiniz ve biz onun mukrini değilken bize bunu teshir eden kimse sübhandır ve biz rabbımıza inkilab edeceğiz diyesiniz diye...

15- Abdlerinden ona bir cüz ca’lettiler. İnsan mübin bir kefurdur.

16- Yoksa halkettiklerinden bintleri ittihaz etti de ibnleri size mi isfa etti?

17- Rahmana mesel olarak darb olunan ile onlardan biri tebşir olunduğunda o kazim olarak vechi müsvedden zalleder.

18- O hisamda mübinin ğayrı iken hilyede tenşi edilen kimseyi mi?

19- Rahmanın abdleri olan melekleri ünsalar olarak ca’l ettiler. Halklerine şahid mi oldular? Onların şehadeti ketbolunacak ve sual olunacaklar.

20- Rahman meşiet etmeseydi biz onlara ibadet etmezdik, kavlettiler. Onların bunda hiç bir ilmi yoktur. Onlar ancak hırs ediyorlar.

21- Yoksa onlara min kebl bir kitab mı ita ettik de onlar ona istimsak ediyorlar?

22- Bel, biz ebilerimizi bir ümmet üzere vecdettik de biz onların eserleri üzere ihtida ediyoruz.

23- İşte böyle, mütreflilerin “biz ebilerimizi bir ümmet üzere vacdettik ve biz onların eserleri üzere muktedunuz” diye kavledilmeyen bir neziri senden kabl bir karyeye irsal etmedik.

24- Ebilerinizi üzerinde vecdettiklerinizden ehda ile size ciet etmiş olsam da mı, diye kavletti. Biz size irsal olunana kafirleriz, kavlettiler.

25- Onlardan intikam aldık, mükezziblerin akibetinin nasıl olduğuna nazar et.

26-27- Hani İbrahim ebisine ve kavmine, beni fıtreden kimsenin dışında ben, sizin i’badet etmekte olduğunuzdan beriim, o bana hidayet edecek, diye kavletmişti.

28- Onu, rucu ederler diye a’kibi içinde baki bir kelime ca’letti.

29- Bel, bunları ve ebilerini, kendilerine hak ve mübin bir resul ciet edene dek temti’ ettim.

30- Hak onlara ciet ettiğinde “bu bir sihirdir ve biz onun kafiriyiz” kavlettiler.

31- “Bu Kur’an iki karyeden azim bir recüle tenzil olunmalıydı” diye kavlettiler.  

32- Rabbinin rahmetini onlar mı kasmediyor? Dünya hayatında ma’işetlerini onların beyninde kasmeden biziz ve ba’zısı ba’zısını suhriyyen ittihaz etsin diye ve dereceler olarak ba’zısını ba’zısına ref’ ettik. Rabbin rahmeti cem’ ettiklerinden hayrdır.

33- Nas vahide bir ümmet olmasaydı Rahmanı küfreden kimselerin beytlerine sakifleri ve üzerlerine zuhur etmekte oldukları me’recleri fiddeden ca’lederdik.

34-35- Beytlerine babları ve üzerlerine ittika ettikleri serirleri ve zuhrufu da.. İşte bunun küllü sadece dünya hayatının metaı’dır, ahiret rabbinin i’ndindedir, müttekiler içindir.

36- Kim Rahmanın zikriden a’şy ederse ona bir şeytanı tekyiz ederiz de o onun kerinidir.

37- Onlar, onları sebilden saddediyorlar ve kendilerinin mühtedi olduklarını hesab ediyorlar.

38- Hatta, bize ciet edince “Ya leyte beynim ve beyninde iki meşrik bü’dü olsaydı” kavledecek. Karin bi’se oldu.

39- Zülmetmiştiniz ya, el yevm size nef’ etmeyecek. Siz a’zabda müştereksiniz.

40- Sen mi summe sem’ ve u’mye hidayet edeceksin? Mübin bir dalalette olan kimseye de mi?

41-42- Ya seni zihab eder onlardan intikam alırız ya da onlara vadettiğimizi sana irae ederiz. Biz onlara muktediriz.

43- Sen sana vahyolunana istimsak et. Sen müstekim bir sırattasın.

44- O sana ve kavmine bir zikirdir. İleride sual olunacaksınız.

45- Senden min kabl resullerimizden irsal ettiklerimize sual et: “Rahmanın dununda ibadet edilecek ilahlar mı ca’lettik?

46- Musa’yı ayetlerimizle Firavun’a ve meleine irsal ettik de “ben alemlerin rabbinin resulüyüm” kavletti.

47- Onlara ayetlerimiz ciet ettiğinde onlar ona dahkettiler.

48- Onlara bir ayet ira etmedik ki, o onun uhtundan ekber olmasın. Rucu’ ederler diye onları a’zab ile ahzettik.

49- “Ey sahir, bizim için i’ndindeki ahdin ile rabbine dua’ et, biz ihtida edeceğiz” kavlettiler.

50- Onlardan a’zabı keşfettiğimizde onlar nüks ederler.

51- Firavun kavmine nida etti: “Ey kavmim Mısır’ın mülkü ve tahtımdan cereyan etmekte olan bu nehirler benim değil midir? İbsar etmiyor musunuz?

52- Ben mi yoksa mehin olan ve beyanı keydedemeyen bu kimse mi daha hayırdır?

53- Kendisine zehebden esvire ilka olunmalı veya onunla beraber mukterin olarak melekler ciet etmeli idi.

54- Kavmini istihfaf etti de ona ita’at ettiler. Onlar fasık bir kavim idiler.

55- Bize isaf ettiklerinde onlardan intikam aldık da onları cemia’n iğrak ettik.

56- Onları ahirine selef ve mesel ca’lettik.

57- Meryem’in ibni mesel olarak darb olunduğunda kavmin ondan sadd eder.

58- İlahlarımız mı yoksa o mu daha hayrdır, kavlettiler. Onu sana sadece cedel olsun diye darbettiler. Bel, onlar hasim bir kavimdir.

59- O ancak kendisine in’am ettiğimiz bir a’bdir ve onu İsrail beninine mesel olarak ca’lettik.  

60- Eğer meşiet etseydik sizden arzda halfeden melekler ca’lederdik.

61- O sa’at için bir i’limdir, ona imtira etmeyin ve bana ittiba’ edin. Bu müstekim sırattır.

62- Şeytan sizi saddetmesin. O size mübin bir a’düvdür.

63- İ’sa beyyineler ile ciet ettiğinde “ben size hikmet ile ve kendisinde ihtilaf ettiğinizin ba’zısını size tebyin etmek için ciet ettim. Allah’a ittika ediniz ve bana itaa’t ediniz” kavletti.

64- “Allah, o rabbim ve sizin rabbinizdir, ona ibadet ediniz. Bu müstekim sırattır”.

65- Ehzab beyinlerinde ihtilaf ettiler. Zulmetmiş olan kimselere elim yevmin azabından veyl.

66- Onlar şuu’r etmedikleri halde yalnız saa’tin kendilerine beğteten etvet etmesini mi nazar ediyorlar?

67- Yevmeizin müttekilerin dışında ehiller ba’zısı ba’zısının a’düvvüdür.

68- Ey i’badım, ol yevm size havf yoktur ve siz hüznetmezsiniz.

69- Ayetlerimize iman etmiş ve müslüman olmuş kimselerdir.

70- Cennete duhul ediniz, siz ve zevceleriniz ihbar olunacaksınız.

71- Onların üzerinde zehebden sahifeler ve ekvab ile tavaf olunur ve orada nefislerin iştiha ettikleri ve a’yinler telezzü ettikleri var. Siz orada halidlersiniz.

72- İşte amel etmiş olduklarınız dolayısıyla varis olduğunuz cennet budur.

73- Size orada kesir fakihe vardır. Ondan ekledersiniz.

74- Mücrimler cehennem a’zabındadırlar, haliddirler.

75- Onlar orada müblis iken onlardan teftir olunmazlar.

76- Onlara zulmetmedik ve lakin onlar zalimler oldular.

77- Ey Malik, rabbin bize kaza etsin diye nida ettiler. Siz meksedeceksiniz kavletti.

78- Hakkı size ciet ettirdik ve lakin ekseriniz hakk için karihlersiniz.

79- Yoksa bir emri ibram mı ettiler, biz de mübrimiz.

80- Yoksa biz onların sırlarını ve necvalarını semetmediğimizi mi hesabediyorlar? Bela, resullerimiz de onların ledeyinde ketbederler.

81- Eğer Rahman’ın bir veledi olsaydı ben abidlerin evveli olurum.

82- Semalar ve arzın Rabbi, arşın Rabbi onların vasıflandırdıklarından sübhandır.

83- Onları vezret, vadolundukları yevmlerine ilka oluncaya dek havzetsinler ve lebetsinler.

84- O semada ilah olan ve arzda da ilah olan kimsedir. O alim olan hakimdir.

85- Semavatın, arzın ve ikisinin beyninde olanların mülkü kendisinin olan tebarük etti. Saatın ilmi onun indindedir. Ona irca olunursunuz.

86- Hakka ilmederek şehadet edenler dışında onun dununda dua ettikleri kimseler şefaate malik olmaz.

87- Kendilerini kimin halkettiğini onlara sual ederseniz Allah! kavlederler. Öyleyse nereye ifk olunuyorlar?

88- Kavli Ey rabbim, bu kavim iman etmiyor oldu.

89- Onlardan sefhet ve selam kavlet. İleride ilmedecekler.

 

 

1- Ha Mim.

2- Açık yazıt için...

3- Biz onu düşünürsünüz diye Arapça Kur’an kıldık.

4- Ve o, yanımızda yazıtın anasında kesin yücedir.

5- Sizin savurgan bir ulus olmanızdan dolayı anışı aşama olarak sizden keseli mi?

6- İlklere ulaklardan nicesini gönderdik.

7- Onlara bir ulak gelmeye görsün onunla ancak eğlenirler.

8- Onlardan daha çetin olanları yakalayarak yok ettik ve öncekilerin benzeri geçmiş oldu.

9- Gökleri ve yeri yaratanın kim olduğunu onlara sorarsanız onları bilgin güçlünün yarattığını söyleyecekler.

10- Yeri size beşik yapan ve orada size yolları gidersiniz diye yapan kimsedir.

11- Suyu gökten bir ölçü ile indiren kimsedir. Ölü kenti onunla yeşerttik. İşte böyle çıkarılacaksınız.

12- Eşlerin hepsini yaratan ve kayıklardan ve davarlardan bineceklerinizi size kılan kimsedir.

13-14- Sırtlarına kurulasınız, sonra üzerine kurulduğunuzda yetiştiricinizin iyiliğini anasınız ve biz ona yaklaşmış değilken bize bunu kullandıran kimse arınmıştır ve biz yetiştiricimize dönüşeceğiz, diyesiniz diye...

15- Kullarından ona bir kesim yaptılar. İnsan açık bir kapatandır.

16- Yoksa yarattıklarından kızları kendisine aldı da oğlanları size mi seçti?

17- Yaşatan’a örnek olarak verilen ile onlardan birileri sevindirildiğinde o kaçarak yüzü kapkara olur.

18- O duruşmada savunmasız iken tatlılıklar içinde oluşturulmuş kimseyi mi?

19- Yaşatan’ın kulları olan melekleri dişiler yaptılar. Yaratılışlarına tanık mı oldular? Tanıklıkları yazılacak ve sorulacaklar.

20- Yaşatan dilemeseydi biz onlara kulluk yapmazdık, söylediler. Onların bunda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar ancak devşiriyorlar.

21- Yoksa onlara önceden bir yazıt mı verdik de onlar ona tutunuyorlar?

22- Değil, biz atalarımızı bir topluluk üzere bulduk da biz onların izleri üzerinde yürüyoruz.

23- İşte böyle, savurganları “biz atalarımızı bir topluluk üzere bulduk ve biz onların izlerine uyuyoruz” diye söylenmeyen bir uyarıcıyı senden önce bir kente göndermedik.

24- Atalarınızı üzerinde bulduklarınızdan daha doğrusu ile size gelmiş olsam da mı, diye söyledi. Biz size gönderilen kapatanlarız, söylediler.

25- Onlardan öç aldık, yalancıların sonunun nasıl olduğuna bak.

26-27- Hani İbrahim atasına ve ulusuna “Beni var eden kimsenin dışında ben, sizin kulluk yapmakta olduklarınızdan ırağım, o bana yol gösterecek” diye söylemişti.

28- Onu, dönerler diye ardındakinde kalıcı bir söz yaptı.

29- Değil, bunları ve atalarını, kendilerine gerçek ve açık bir elçi gelene dek yararlandırdım.

30- Gerçek onlara geldiğinde “Bu bir büyüdür ve biz onun kapatanıyız” söylediler.

31- “Bu Kur’an iki kentten ulu bir adama indirilmeliydi” diye söylediler.

32- Yetiştiricinin esenliğini onlar mı bölüştürüyor? Yakın yaşamında geçimliklerini onların arasında bölüştüren biziz ve birbirlerini yar edinsin diye ve basamaklarda kimilerini kimilerine üstün kıldık. Yetiştiricinin esenliği yığdıklarından daha iyidir.

33- İnsanlar bir topluluk olmasaydı Yaşatan’ı kapatan kimselerin evlerine tavanları ve üzerlerine çıkmakta oldukları sekileri altından yapardık.   

34-35- Evlerine kapıları ve üzerlerine yaslandıkları koltukları ve süsleri de.. İşte bunun hepsi sadece yakın yaşamın geçimliğidir, öteler yetiştiricinin yanındadır, korunanlar içindir.

36- Kim Yaşatan’ın anışını görmezlikten gelirse ona bir şeytanı ayırırız da o onun yakınıdır.

37- Onlar, onları yoldan saptırıyorlar ve kendilerinin yolda olduklarını sanıyorlar.

38- Bize gelince “Benimle senin aranda iki doğu uzaklığı olsaydı” söyleyecek. Yakını kötü.

39- Ezmiştiniz ya, o gün size yarar sağlamayacak. Siz tadışta ortaksınız.

40- Sen mi sağıra işittirecek ve köre yol göstereceksin? Açık bir şaşkınlıkta olan kimseye de mi?

41-42- Ya seni gönderip onlardan öc alırız ya da onlara söz verdiğimizi sana gösteririz. Biz onlara güç yetiririz.

43- Sen, sana bildirilene tutun. Sen doğru bir yoldasın.

44- O sana ve ulusuna bir anıştır. İleride sorgulanacaksınız.

45- Senden önce elçilerimizden gönderdiklerimize sor. “Yaşatan’ın dışında kulluk yapılacak Tanrılar mı kıldık?”

46- Musa’yı kanıtlarımızla Firavun’a ve önde gelenlere gönderdik de “ Ben toplulukların Yetiştiricisinin elçisiyim” söyledi.

47- Onlara kanıtlarımız geldiğinde onlar ona güldüler.

48- Onlara bir kanıt göstermedik ki, biri diğerinden üstün olmasın. Dönerler diye onları tadış ile yakalayıverdik.

49- “Ey büyücü, bizim için yanındaki andın ile yetiştiricini çağır, biz de yola geleceğiz” söylediler.

50- Onlardan tadışı kaldırdığımızda onlar bozarlar.  

51- Firavun ulusuna seslendi: “Ey ulusum, Mısır’ın hanlığı ve altımdan akmakta olan be ırmaklar benim değil midir? Görmüyor musunuz?”

52- Ben mi yoksa önemsiz olan ve savunmasını yapamayan bu kimse mi daha iyidir?

53- Kendisine altından bilezikler takılmalı veya onunla beraber yakın olarak melekler gelmeli idi.

54- Ulusunu küçümsedi de ona uydular. Onlar taşkın bir ulustular.

55- Bizi darılttıklarında onlardan öc aldık da onları toptan boğduk.

56- Onları sonrakilere geçmiş ve örnek yaptık.

57- Meryem’in oğlu bir örnek olarak getirildiğinde ulusun ondan sapar.

58- Tanrılarımız mı yoksa o mu daha iyidir, söylediler. Onu san sadece bir çatışma olsun diye getirdiler. Değil, onlar çekişen bir ulustur.

59- O ancak kendisine yararlandırdığımız bir kuldur ve onu İsrail oğullarına örnek yaptık.

60- Eğer dileseydik sizden yerde yerinize geçen melekler kılardık.

61- O olacak gün için bir bilimdir, ona kuşku duymayın ve bana uyun. Bu dosdoğru bir yoldur.

62- Şeytan sizi saptırmasın. O size açık bir düşmandır.

63- İsa açıklamalar ile geldiğinde “Ben size bilgelik ile ve kendisinde ayrılığa düştüğünüzün bir bölümünü size açıklamak için geldim. Allah’ta korununuz ve bana uyunuz” söyledi.

64- “Allah, o yetiştiricim ve sizin yetiştiricinizdir, ona kulluk yapınız. Bu dosdoğru bir yoldur.”

65- Öbekler, aralarında ayrılığa düştüler. Ezmiş olan kimselere acıklı günün tadışından vay.

66- Onlar bilincine varmadıkları halde yalnız günün size birden bire gelmesini mi gözlüyorsunuz?

67- İşte o gün, korunanların dışında yandaşlar birbirine düşmandır.

68- Ey kullarım, bugün size korku yoktur ve siz üzülmezsiniz.

69- Kanıtlarımıza inanmış ve barışmış kimselerdir.

70- Bahçeye giriniz, siz ve eşleriniz buyurulursunuz.

71- Onların üzerinde altından tepsiler ve kaplar ile dönülür ve orada içlerinin çektiği ve gözlerin bakakalacakları var. Siz orada kalıcısınız.    

72- İşte işlemiş olduklarınız dolayısıyla bırakılan bahçe budur.

73- Size orada çok yemiş vardır. Ondan yersiniz.

74- Suçlular tandır tadışındadırlar, kalıcıdırlar.

75- Onlar orada ümitsiz iken onlardan ayrılamazlar.

76- Onları ezmedik ve ancak onlar ezici oldular.

77- “Ey yönetici, yetiştiricin bize kessin” diye çağırdılar. “Siz kalacaksınız” söyledi.

78- Gerçeği size gönderdik ve ancak çoğunuz gerçeğe gönülsüzsünüz.

79- Yoksa bir işi mi kotardılar, biz de kotarıyoruz.

80- Yoksa biz onların gizlerini ve gizli buluşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar? Değil, elçilerimiz de onların yanlarında yazarlar.

81- Eğer yaşatanın bir çocuğu olsaydı ben kulluk yapanların ilki olurum.

82- Gökler ve yerin yetiştiricisi, sekinin yetiştiricisi onların nitelendirdiklerinden arınmıştır.

83- Onları boşla, söz verildikleri günlerine ulaştırılıncaya dek yüzsünler ve eğlensinler.

84- O gökte tanrı olan ve yerde de tanrı olan kimsedir. O bilgindir, kesicidir.

85- Gökleri, yerin ve ikisinin arasında olanların hanlığı kendisinin olan bolardı. Günün bilgisi onun yanındadır. Ona döndürülürsünüz.

86- Gerçeğe bilerek tanıklık edenler dışında O’nun dışında çağırdıkları kimseler aracılık yapamazlar.

87- Kendilerini kimin yarattığını onlara sorarsanız “Allah!” söylerler. Öyleyse nereye yönlendiriliyorsunuz?

88- Sözü “Ey yetiştiricim, bu ulus inanmaz” oldu.

89- Onlardan iyilikle ayrıl ve “barış” söyle. İleride öğrenecekler.

 

AÇIKLAMA : Bu surede Kuran’ın Arapça olduğu söylenmektedir. Arap dili Allah tarafından Kuran’ı ifade edebilecek şekilde geliştirilmiştir. Bunun en açık delili hadid kelimesidir. Bu kelime demirin atom yapısını ebcet hesabı ile içermektedir. Suyu ölçülü olarak indirdik ayeti ile herşeyin fazlası ve eksiği zararlıdır, bunun en açık misali yağmurdur. Fazla yağmur da az yağmur da zararlıdır. İnsanların geleneklere uyarak yaşadıkları ve alıştıkları şeyleri eleştirmediklerini beyan ederek Biz babalarımızı bir topluluk olarak bulduk, onlara uyuyoruz demelerine karşılık resulün Benim getirdiğim babalarınızınkinden daha üstün olursa yine mi onlara uyacaksınız sözüne onlar evet deyince Allah Biz onlardan intikam aldık diyor. Böylece en iyisine uymanın zorunlu olduğunu, bunu yapmayanların helak olacağını bildiriyor.

 

Peygamberin iki büyük şehirden birisinin büyüğüne girmiş olması gerektiğini ileri sürenlere Allah’ın rahmetini onlar mı taksim ediyor diye cevaplıyor. Bunun gerekçesini de insanların değişik konularda bir birinden üstün yaratıldıkları ve böylece onların birbirine muhtaç hale getirdiğini ve bu yoldan birlik sağladığını ifade etmektedir. Yönetimde ve servette o iki beldenin başkanlarını yüce kılmış ve nübüvvette ise başkasını yüceltmiştir. Ve insanlar arasında denge koymuştur, şeklinde cevap vermiştir.

 

Sağıra sen mi duyuracaksın, köre sen mi yol göstereceksin diyerek bizim görevimizin sadece tebliğden ibaret olduğuna işaret etmektedir. Sana vahy olunana uy, sen doğru yol üzerindesin ve bu sana ve kavmine zikirdir demek suretiyle risaletin kavme münhasır olduğunu ifade etmektedir. Ve herkes kavmine tebliğ etmekle yükümlü olduğunu söylemektedir. Ayetlerin birbirinden üstün olduğunu bildirerek ayetlerin değişik cihetlerle farklı üstünlükleri olduğunu söylemektedir.

 

Meryem oğlunun bir kul olduğunu, değil ilah, melek bile olmadığını bildirerek insanların peygamber bile olsalar kutsileştirilmemelerini beyan etmektedir. İsa (AS) bugünkü İncilde de yazılı bulunan bir beyanda bulunmuştur. Ben gidiyorum. Çünkü benden sonra biri gelecek, ben gitmezsem o gelmez. Onun gelme vakti gelmiştir. Onun için gidiyorum demiştir. Böylece Kuran’ın ve Muhammed(AS)nin geleceğini bildirmiştir ve geçmiş peygamberler hep Kuran düzeninin gelmesi için hazırlıklar yapmışlardır. Son hazırlığını İsa(AS) yapmıştır ve artık vahin biteceği dönemin yaklaştığı haberine alamet olmuştur.

 

Cennette nefislerin her canları çektiği şeyin olduğunu ve gözlerin telezzüz edeceğini bildirmiştir. Böylece bir taraftan insanların maddi ihtiyaçlarına, diğer taraftan estetik ihtiyaçlarına işaret etmiştir.

 

Rahmanın bir veledi olsaydı, herkesten önce ben ona ibadet ederdim, de şeklindeki emir ile insanların Allah’ın buyruklarına hiçbir direnme göstermeksizin uymaları gerektiğini bildirmektedir.

 

Saatin ilmi onun yanındadır demesi ile daha yukarıdaki o saatin ilmidir ayetleri arasında bir çelişki yoktur. Çünkü İsa(AS)yı ilim olarak koyan Allahtır.

 

Son ayet ise onlardan iyilikle ayrıl ve onlara barış, de emri ile bu sure müminlerin tebliğ usulunu çok açık bir şekilde ortaya koymakta ikna yolu ile davet ve gelmemeleri halinde bile barış içinde yaşanması ve tebliğden sonra da onların rahatsız edilmemelerini bildirmektedir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6506 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4130 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2083 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3113 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2558 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
2935 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2144 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2168 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2583 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2045 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2298 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2447 Okunma
13-rad suresi meali
2671 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2327 Okunma
15-hicr suresi meali
2701 Okunma
16-nahl suresi meali
3461 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3357 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3346 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2222 Okunma
20-taha suresi meali
3521 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3313 Okunma
22-hacc suresi meali
2786 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
2844 Okunma
24-nur suresi meali
3197 Okunma
25-furkan suresi meali
2653 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3128 Okunma
27-neml suresi meali
3366 Okunma
28-kasas suresi meali
2783 Okunma
29-ankebut suresi meali
2899 Okunma
30-rum suresi meali
2609 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
2691 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2288 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
2673 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3084 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
2805 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
3923 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
3758 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3072 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3409 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
2943 Okunma
41-fussilet suresi meali
2703 Okunma
42-şura suresi meali
2325 Okunma
43-zuhruf suresi meali
2838 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
2863 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2128 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2605 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2503 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
2720 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
2843 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3165 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3034 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2251 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2256 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
2975 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3651 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3589 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
2783 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2589 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2574 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2183 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2380 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2629 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2296 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2391 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2476 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2528 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3072 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3188 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
2767 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2716 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2606 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3245 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3500 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3587 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
2804 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3393 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2522 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3097 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
2793 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3046 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
2788 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2742 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3191 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2608 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2160 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2581 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
2882 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
2884 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
2791 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2453 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3183 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3031 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2650 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
2879 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3127 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3435 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3467 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
2824 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
1930 Okunma
100-adiyat suresi meali
2481 Okunma
101-karia suresi meali
3325 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3346 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2500 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3369 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4526 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2613 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
2866 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
4327 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
2880 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3380 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4046 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3185 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2423 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
2767 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
39075 Okunma

© 2024 - Akevler