60 – MÜMTEHİNE SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
SKF: Sakf: Çekiç demektir.
ESV: Usvet: Merhem, ilaç doktor, savıcı
BRY: Beraet: İyileşmiş yara (yara-bere)
BDY: Bede, Yubdiu: Vaha demektir.
RCV: Reca: Kuyunun kenar duvarı. “Reca” etmek bir şeyin çevresinde dolaşmak ümit etmek.
LKH: Doğurmuş, süt veren deve demektir. Sonra k (kaf) l (lam’a ) dönüşerek nikahlamak evlenmek anlamında mastar olmuştur.
ASM: Kulp, bağ demektir.
Bühtan (he) : Kılıç yarası demektir. Suçlama, kara çalma anlamı da kazanmıştır.
1. Ey iman etmiş olan kimseler, aduvvumu ve aduvvunuzu evliya itttihaz etmeyiniz. Size haktan ciet etmiş olana küfretmekte iken onlara meveddet ilka ediyorsunuz. Rabbiniz Allah’a iman etmeniz üzerine resulu ve sizi ihrac etmektedirler. Sebilim ve merdatımı ibtiğa için cihada huruc eder ben ihfa ettiğinizi ve i’lan ettiğinizi a’lemi iken onlara meceddeti israr ederseniz sizden bunu kim fi’lederse sebilin sevaını dalalet etmiştir.
2. Sizi sekfetseler size e’da olur ve eydlerini ve elsinelerini su’ ile bestederler. Küfretmenizi meveddet ederler.
3. Ne erhamınız ne de evladınız size menfaat verecektir. Beyninizi kıyamet yevminde fasledecek. Allah amel ettiklerinize basirdir.
4. İbrahim ve onunla beraber olan kimselerde hasene bir usve bulunmaktadır. Hani onlar kavimlerine biz sizden ve Allah’ın dununda ibadet ettiklerinizden beriyiz sizinle bizim aramızda Allah’a vahiden iman etmenize dek ebeden adavet ve beğda bed’et etmiştir diye kavletmişlerdi. Ancak İbrahim’in ebisine “Allah’tan bir şeye malik değilken senin için istiğfar edeceğim kavli vardır. Rabbimiz sana tevekkul ettik, sana inba ettik ve masir sanadır.
5. Rabbimiz bizi küfretmiş olan kimselere fitne ca’letme, bize mağfiret et rabbimiz. Aziz hakim sensin.
6. Onlarda sizin için, Allah ve ahiret yevmini reca etmiş kimseler için hasene bir usve vardır.
7. Kim tevelli ederse ğani olan hamid olan Allah’tır.
8. Allah onlardan muavede ettiğiniz kimselerle sizin beyninizde meveddet ca’ledebilir. Allah kadirdir, Allah ğafurdur, rahimdir.
9. Allah sizi dinde sizinle mukatele etmemiş olan ve sizi diyarınızdan ihrac etmemiş olan kimseleri tebriye etmeniz ve onlara iksad etmenizden nehyetmez. Allah muksitlere hubbeder. Allah dinde sizinle mukatele etmiş ve diyarınızdan sizi ihrac etmiş ve ihracınıza muzaheret etmiş olan kimselere tevelli etmenizden nehyeder. Kim onlara tevelli ederse onlar zalimlerdir.
10. Ey iman etmiş olan kimseler size muhacir olarak mümineler ciet ettiğinde onları imtihan ediniz. İmanlarını Allah e’lemdir. Onları mümine olarak ilmederseniz onları kafirlere irca etmeyiniz. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal değildir. İnfak ettiklerini onlara ita edin. Ücretlerini ita ettiğinizde onlarla nikahlamanızda size cunah yoktur. Onları kafirlerin ‘ismi ile imsak etmeyin. İnfak ettiklerinizi sual edin, onlar da infak ettiklerini sual etsinler. Allah’ın hükmü budur. Beyninizde hükmetmektedir. Allah alimdir, hakimdir.
11. Ezvacınızdan küffara bir şey fevteder de mu’akabe ederseniz ezvacları zihab eden kimselere infak ettiklerinin mislini ita ediniz. İman etmiş bulunduğunuz Allah’a ittika ediniz.
12. Ey nebi sana mü’mineler Allah’a bir şey işrak etmeyeceklerine, sırkat yapmayacaklarına, zina etmeyeceklerine, evlatlarını katletmeyeceklerine eydleri ve reculleri beyninde iftira ettikleri buhtanla etvet etmeyecklerine, ma’rufta sana isyan etmeyeceklerine mubaya’a etmek üzere ciet ettiklerinde onlarla mubaya’a et ve onlar için Allah’tan istiğfar et. Allah ğafurdur, rahimdir.
13. Ey iman etmiş olan kimseler Allah’ın kendilerine ğazap etmiş olduğu, ahiretten me’yüs olan kavme tevelli etmeyiniz. Nitekim küffarın kubur eshabından onlardan me’yus olmuşlardır.
1. Ey inanmış olan kimseler, düşmanımı ve düşmanınızı dayanaklar edinmeyiniz. Size “gerçek”ten gelmiş olanı kapatmakta iken onlara yakınlık kuruyorsunuz. Yetiştiriciniz Allah’a inanmanız üzerine elçiyi ve sizi çıkarmaktadırlar. Yolum ve gönlümü almak için çabaya çıkar, ben gizlediğiniz ve açıkladığınızı en iyi bilen iken onlarla gizli yakınlık kurarsanız, sizden bunu kim yaparsa yolun ortasını şaşırmış olur.
2. Size vursalar, size düşman olurlar ve ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar. Kapatasınız diye yaklaşırlar.
3. Ne yakınlarınız ne de çocuklarınız size yarayacaktır. Aranızı kalkış gününde ayıracaktır. Allah yaptıklarınızı görendir.
4. İbrahim ve onunla beraber olan kimselerde güzel bir em vardır. Hani onlar uluslarına biz sizden ve Allah’ın dışında tapındıklarınızdan uzağız, sizinle bizim aramızda Allah’a tek olarak inanmanıza dek süresiz düşmanlık ve hınç ortaya çıkmıştır diye söylemişlerdi. Ancak İbrahim’in babasına “Allah’tan bir şeyim olmaması ile beraber senin için örtmesini isteyeceğim” sözü vardır. Yetiştiricimiz, sana dayandık, sana yerleştik ve dönüş sanadır.
5. Yetiştiricimiz, bizi kapatmış olan kimselere denek yapma, bizim için ört Yetiştiricimiz. Güçlü sözgeçiren sensin.
6. Onlarda sizin için, Allah ve öte günü beklemekte olan kimselere güzel bir em vardır.
7. Kim arkasını döndürürse bay olan, değer olan Allah’tır.
8. Allah onlardan düşmanlık ettiğiniz kimselerle sizin aranızda yakınlık koyabilir. Allah ölçülendirendir, Allah örtendir, çalıştırandır.
9. Allah sizi düzende sizinle vuruşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olan kimselere iyilik etmenizi ve onlara doğru davranmanızı yasaklamaz. Allah doğru davrananları sever. Allah düzende sizinle vuruşmuş ve yurtlarınızdan sizi çıkarmış ve çıkarılmanıza arka vermiş olan kimselerle dayanışmanızı yasaklar. Kim onlarla dayanışırsa onlar kötülük yapanlardır.
10. Ey inanmış olan kimseler, size göçmen olarak inanmış kadınlar geldiklerinde onları sınayınız. İnançlarını en iyi bilen Allah’tır. Onları inanmış bulursanız örtenlere çevirmeyiniz. Bunlar onlara uyar değildir. Onlar da bunlara uymaz. Kullandıklarını onlara verin. Karşılıklarını verdiklerinizde onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Onları kapatanların bağı ile tutmayın. Kullandıklarınızı isteyin, kullandıklarını da istesinler. Allah’ın sözü budur. Aranızda söz kesmektedir. Allah bilendir, söz kesendir.
11. Eşlerinizden kapatanlara bir şey gider de arkasını alırsanız eşleri giden kimselere kullandıklarının dengini veriniz. İnanmış olduğunuz Allah’ta korununuz.
12. Ey ulak, sana inanmış kadınlar Allah’a bir şey ortak kılmayacaklarına, uğruluk yapmayacaklarına, oynaşık yapmayacaklarına, çocuklarını öldürmeyeceklerine, elleri ve ayakları arasında uydurdukları kara çalmalarla gelmeyeceklerine, törede sana karşı gelmeyeceklerine bağlanmak üzere geldiklerinde onlarla bağlan ve onlar için Allah’tan örtmeyi iste. Allah örtendir, çalıştırandır.
13. Ey inanmış olan kimseler, Allah’ın kendilerine kızmış olduğu, öteden ümitsiz olan ulusla dayanışmayınız. Nitekim kapatanlar gömütte olanlardan ümitlerini kesmişlerdir.
AÇIKLAMA : Bundan sonraki Saf Suresi’nde yapmadan söylemenin günah olduğunu belirttikten sonra müminlerin birbirlerine nasıl bir dayanışma içinde olmalarını anlatmaktadır. Bu sure ise müminlerin mümin olmayan kimselerle olan davranışları üzerinde durmakta, düşmanlık yapan kimselerle yakınlık kurulmasını istememektedir. İbrahim (AS)’nin babası ile bile yakınlık kurmamış olduğunu, sadece onun için ümitsiz bir dua yaptığını, bunu dahi Allah’ın hoş karşılamadığını ifade etmektedir. Bununla beraber iyi geçinmek isteyen kimseler kafir de olsalar onlara iyilikte bulunulmasını ve adaletli davranılmasını önermektedir. Onlardan gelecek göçmenlerin üzerinde onların hakları kalmışsa adaletle çözülmesini istemektedir. Böylece müminlerin mümin olmayanlarla mümin olanlar arasında kuracakları ilişkiyi bu iki sure (Saf ve Mumtehine) anlatmadır.