AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
3678 Okunma
TEKASÜR SURESİ MEALİ

 

102 - TEKASÜR SURESİ

 

 

Rahman Rahim Allah’ın ismine

 

Lehv : Boğazdaki küçük dil demektir. Lehv, alet olarak çalgı demektir. Ses titreşimleri insan vücudunda dinlendirme ve uyutma etkisini yapmaktadır. Çocuklar ninni ile uyutulur. Eğlence ile insanların oyalanması lehv ile ifade edilir. Oyaladı şeklide tercüme edilebilir. Buradaki “küm” insalık demektir. Bundan sonra bahsedilen insan kelimesi burada “siz” ile ifade edilmiştir.

 

Kesr : Kesr(sin ile) kırık demektir. (Peltek se ile) çok demektir. Tefau’l babı çok kimselerin birbirleriyle yarışmalarında kullanılır. Türkçe’deki “leşme” karşılığıdır. Ancak Türkçe’de iki karşılaşma ile çoklu karşılaşma aynı kiple ifade edilir. Oysa Arapça’da iki için mufaale babı, çok kimse için tefau’l babı getirilir. İnsanlar devamlı olarak birbirlerine karşı çok olma, serveti çok olma, bilgisi çok olma, taraftarı çok olma gibi çokluklar peşine koşmaktadırlar.

 

Hatta : Son demektir. Ölünceye kadar demektir. Bununla beraber mezarları ziyarete kadar şeklinde ifade edilmiştir. Ziyarete hakiki mana verenler de vardır.

 

Zürtüm : “Zeyr” ziyaret, “zira” ağacın güneş almasına mani olduğu yer, “zevr” ağaç veya ormanlıktaki gölgenin dolaştığı yer demektir. Sonraları kişilerin yakınlarını veya başkalarını dolaşmalarına ziyaret denmiştir. Ölü mezarlarının ziyaret edilip onlar için dua edilmesi veya onlara dua edilmesi bütün topluluklarda gelenek halindedir.

 

Mekabir: Kabr mezar demektir. Ölülerin gömüldüğü yer demektir. Hufr ve ğufr ile akrabalığı var.

 

Arapça'da çoğul çoğulla ilgilendirilince her biri karşılıklı olarak sahip olurlar. “Nisaü küm” “eşleriniz” gibi. “Zürtümül mekabir” değil de “zürümül mekber” denseydi “topluca ziyaret” anlamına gelirdi. Oysa burada herkes kendi mezarını ziyaret eder anlamına gelmektedir. Oysa insan kendi mezarını ziyaret edemez. Buradaki mecazdır. İnsanın kendisinin mezara gitmesi demektir.

 

Kella : “Kella”nın aslı “kane la” dır. "Öyle olmadı" "Öyle değil" anlamına gelir. "Onun serveti onu halid kılmayacak."

 

Sevfe : Geniş zaman kipini uzak gelecek zaman kipine çevirir. S ise yakın gelecek zamana çevirir.

 

İlm : Dağın sivri noktası demektir. İnsanlar o tepeye bakarak bulundukları yerleri belirlerler. Sonraları yeryüzü beyler arasında bölüşülünce, her bey hakim olduğu çevrenin tepesine o çevrenin kendisine ait olduğunu belirleyen işaret  koymuştur. Buna alem denir. Bugünkü bayrak o dönemin geleneği olarak devam etmektedir. Arefe, üstü düzlük dağ veya yayla demektir. İnsanlar ilk zamanlarda burada yıllık veya daha kıza zamana ait toplantılar yaparlardı ve birbirleri ile tanışırlardı. Arafat’taki arefe kelimesi buradan gelmektedir. Hala orada toplanılmaktadır. İlim, varlıkları sınırlamak suretiyle tanımlamak ve aralarındaki ilişkileri riyazi bir şekilde belirlemektir. Marifet ise, varlıkları diğerlerinden ayıracak özellikleri ile belirlemektir.  

 

Sümme : “Ve” gibi “bağ” edatıdır. Ancak tertibi ifade ettiği için “fe”ye benzer. “Fe” de peşpeşelik vardır. “Sümme”de ara ara oluşu anlatır. “Sümme” kullanılarak “kella” tekrar edilmiştir. “Kella” tekrar edilmeseydi, birinci “sevfe te’lemn”le ikinci “sevfe te’lemun” farklı olacaktı. Ama burada “kella” da tekrar edildiğine göre “öyle değil öyle değil” tekidini ifade ediyor. Yani öyle olmamasının iki sebebi var. İleride insanlar aynı şeyi iki kaynaktan anlayacaklardır. Bu dünyada da ahirette de anlayacaklardır.

 

Lev : Lev, şart edatıdır. Fiili mazi veya fiili muzarinin üzerine gelir ama fiili maziyi ifade eder ve olumsuzluğu gösterir.

 

Yakin : Kanaa’t, su kanalı demektir. Susuzluğu gidermek, suya kanmak kelimesi ile ifade edilir. Bir insanın şüphe ve tereddütlerini gidermek ve kişiye kanmak olarak Türkçe’de kullanılmaktadır. Bu kelime Arapça’da kenea’ ve yakin olarak geçmektedir. Tereddütlü ve şüpheli bilgilerin kesinleşmesi anlamına gelir.

 

 

Re’y   : : Re'y etmek gözle görmeye gerek olmaksızın fikren bir görüşe sahip olmaktır. Bu görüşün yakın mertebesine ulaşması için iki yol vardır. Biri ilim yolu diğeri de “ayn” yoludur. “Ayn” görmek, ilim ise görüşleri muhakeme ile değerlendirmek demektir.

”Raye”, uzaktan görülebilen işaret demektir. “Basar” göz demektir. “Nazar” korkuluk demektir. Nazar bakmak, re’y ise görmek anlamındadır. Re’y derinlemesine görmek, nazar genişlemesine görmek, basar uzağı görmek, şuhud ise içinde bulunmak, her yönüyle görmek demektir.

 

Cahim : Etin, meyvenin, mısırın kızartıldığı ateş demektir. Cehennem, yemeklerin pişirildiği fırın demektir. Cahim ise kızartıldığı fırının adıdır. Cehennem ve cehim dünyada terbiye olmamış insanların ahirette terbiye edilerek cennete girebilmeleri için yükseltildikleri yerdir.

 

Ayn : Ayn göz, “evya” göze demektir. Önce pınarların akan gözüne, sonra da insanların gözüne ayn denmiştir. Topluluklarda kelimelerin birbirine aktarılması olduğu gibi, benzetmelerin aktarılması da vardır. Türkler ve Araplar gözü hem pınar için hem de görme aleti için kullanmışlardır.

 

Le tüselünne : Sehl, ova demektir. Kolayca yürünmesine benzetilerek kolaylık anlamında kullanılmıştır. Seele, “h”nin hemzeye  dönüşmesi ile oluşmuştur. Kolay kazanmak yani toplamak, dilenmek veya kolay öğrenmek anlamlarına gelmektedir.

 

Yevm : “Yemm” durgun akan su demektir. Kabarıp inmesi sebebi ile periyodik çağların adı olmuştur. Sonra bir gün ve geceye isim olmuştur. Kur'an'da “Eyyamen ma'dudat”da olduğu gibi 24 saat için kullanılmaktadır. Veya "tilke eyyamin nudaviluha"da olduğu gibi çağlar için kullanılmaktadır.

 

İzin : O gün, o çağ anlamındadır. Sonundaki “nun” hazfedilmiş bir kelimeye delalet eder. O gün ile öldükten sonra dirilerek bir arada tekrar hayata dönülen güne işaret edilmiştir.

 

An : Harfi cerdir. “Ala” karşılığı fiilin başlangıcı için kullanılır. Fiilin isme etkisi vardır.

 

Ne’iim : "Neam" geviş getiren çift parmaklı hayvanların ortak adıdır. Deve, sığır, koyun, keçi. Sonra nimet bütün yiyeceklerin adı olmuştur. Daha sonra da bütün yiyeceklerin adı olmuştur. Rahmet manevi iyilikler, nimet maddi iyilikleri ifade eder.

 

Siz mekabiri ziyaret edene dek tekasür sizi ilha etti.  Kella, ileride ilmedeceksiniz. Kella sonra ileride ilmedeceksiniz. Kella yakinin ilmi ile ilmetseydiniz cehimi re'yedecektiniz. Sonra onu yakinin aynı ile re'yedecek idiniz. Sonra yevme izin ne’iimden sual olunacaksınız.

 

Gömekleri boylayıncaya dek çoklaşmak sizi oyaladı. Yok öyle, değil; ileride bileceksiniz. Yok öğle, değil; sonra ileri de bileceksiniz. Yok öyle, değil; kanığın bilgisi ile bilseydiniz köz(kor)ü görürdünüz. Sonra onu kanıtın gözü ile görürdünüz. Sonra o günde vardan sorulacaksınız.

 

 

Hümeze ve Asır surelerinden önce bu sure gelmiştir. Hümeze Suresi kötülerin akibetini anlatmakta, Asr Suresi ise iyilerin hallerini anlatmaktadır. Bu sure ise insan tabiatını anlatmaktadır. İnsanı Allah öyle yaratmıştır ki, her şeyin çok olmasını ister. Öncelikle uzun ömür ister. Sonra öldükten sonra neslinin uzun süre devam etmesini ister. Bunun için de çok mal ve mülk elde etmek ve bunları varislerine bırakmak ister. Bunların hep birlikte diğer insanlarla beraber talep edilmesi iyi bir şeydir. Ama başkalarının olmayıp sadece kendisinin olmasını istemesi hasettir ve kötü bir şeydir. Bu surede “Vel asr”daki husranın gerekçesi anlatılmaktadır. İnsanların niçin husran içinde olduklarını öğrenmiş oluyoruz. Herkes “benim olsun” diyor, “bizim olsun” demiyor. Benim olsun deyince hiçbiri isteğine ulaşamıyor. Oysa dayanışma ortaklıklarını kurup ve birbirleri ile iş yapan ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edip çıkar paralelliği oluşturup husrandan kurtulacaklardır. Bu sure “ne’iim”den sual olunacaksınız demekle, “varı istemek” “sorumluluğu istemek” anlamına geldiğine değinmektedir. Dünya malları insanlara emanet edilmiştir Ona bakmakla yükümlüdürler ve bu yükümlülük karşılığında da ondan yararlanma hakkına sahiptirler.

 

 

 

 

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6853 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4602 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2344 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3395 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2850 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
3231 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2436 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2409 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2859 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2390 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2633 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2731 Okunma
13-rad suresi meali
3112 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2661 Okunma
15-hicr suresi meali
3099 Okunma
16-nahl suresi meali
4060 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3758 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3702 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2503 Okunma
20-taha suresi meali
3962 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3627 Okunma
22-hacc suresi meali
3140 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
3214 Okunma
24-nur suresi meali
3572 Okunma
25-furkan suresi meali
3002 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3466 Okunma
27-neml suresi meali
3725 Okunma
28-kasas suresi meali
3140 Okunma
29-ankebut suresi meali
3338 Okunma
30-rum suresi meali
3000 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
3007 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2636 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
3008 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3514 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
3119 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
4271 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
4217 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3462 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3728 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
3230 Okunma
41-fussilet suresi meali
3069 Okunma
42-şura suresi meali
2650 Okunma
43-zuhruf suresi meali
3228 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
3213 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2434 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2915 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2777 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
3060 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
3249 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3532 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3325 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2599 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2569 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
3395 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3978 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3887 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
3051 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2858 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2864 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2414 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2634 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2895 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2554 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2683 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2737 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2808 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3367 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3544 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
3078 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2990 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2892 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3552 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3818 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3885 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
3050 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3680 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2782 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3402 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
3076 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3334 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
3089 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2981 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3483 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2838 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2442 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2867 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
3213 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
3192 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
3102 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2731 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3487 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3366 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2909 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
3174 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3464 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3760 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3819 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
3140 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
2161 Okunma
100-adiyat suresi meali
2724 Okunma
101-karia suresi meali
3593 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3678 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2848 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3658 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4825 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2883 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
3175 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
5076 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
3216 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3694 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4371 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3471 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2737 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
3057 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
42026 Okunma

© 2025 - Akevler