81 - TEKVİR SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Kevr : “Küvar” başa sarılan sarık demektir.
Keder : Çökertidir. Kelebeklerin ışığa üşüşüp yanması demektir.
Atel : Başı boş bırakılmış, çöle bırakılmış devedir. Körelmiş kuyu anlamına da gelir.
Haşr : Bir araya toplanıp hareketli halde bulunan küçük böceklerdir. Sonra toplanma ve dirilme anlamları kazanmıştır.
Secur : Kaynatmak için ateşin yakılmasında kullanılan odundur.
Zevc : İlik ve düğme çiftinin her biridir.
Ve’d (ve e de) : “Vehd” çıkışı olmayan çukurdur. Mevude çıkamayacak şekilde diri diri gömülüp öldürülen kız demektir. Burada ha hemzeye dönüşmüştür.
Neşr : “Neşer” dalları yaygın yeşillenmiş ağaç demektir. Yaygın olarak rüzgarın esmesine neşr, bir vadide tek yönde esen rüzgara da asf denir.
Asf : Bir vadide tek yönde esen rüzgar demektir.
Keşt : Soyulan deridir.
Sa’r :
Zülf : Alna dökülen saçtır. Çok yakın veya çok kısa zaman anlamına da gelmektedir.
Cevr : Bir eve komşu olan eve denir.
Künnes : Toplanma yeri, kilise demektir.
Asas : Asus, akşamleyin ahıra dönmeyip otlamayı seven deve, sabah ve akşam karanlığında avlanan hayvan demektir. Sabah ve akşam alaca karanlığına da “asas” denmektedir.
Mekan : Kevn tepe demektir. “Mekve” yer anlamına gelir. İsmi mekanın sülasileşmesi ile mekan kök olmuştur.
Semme : Semme, orada anlamında uzak yeri işaret etmek için kullanılır. Huna yakın yer için kullanılır.
Ufuk : Görünürde gök ile yerin birleşmiş gibi göründüğü yerdir.
Danne : Dall kaybolan deve demektir. Kaybolmak demektir. Danin, delilden dönüşmüştür ve burada ğayb üzerinde kaybolmuş değildir, anlamındadır. Kayıpların içine dalmış değildir. Sadece ona gelen vahyi iletmektedir.
Şeytan : Şetan, kuyudan su çekilen uzun iptir. Şeytan ipe benzediğinden buna benzetilmiştir. Zehirli yılan anlamı kazanmıştır. İnsanı kötülüğe götüren görünmeyen varlığa şeytan denmiştir.
Recm : Alet olarak kullanılan taştır. Recm etmek taşlamak, recim ise taşlanmış demektir. Kovulmuş anlamında da kullanılır.
Eyne : Eyn beynden dönüşmüş bir kelimedir. Beyn topraktaki büyük yarık demektir. Eyne nereye anlamına gelir.
Zihab : Zihbe, ara ara yağan yağmur, gidip gelen yağış demektir. Zehb, kaybolmak veya gitmek anlamına gelir. Tedavül eden altın madenine de zeheb denmiştir.
Şems tekvir olunduğunda, nücum inkidar ettiğinde, cibal tesyir olunduğunda, iş’ar ta’til olunduğunda vuhuş haşr olunduğunda, bihar tescir olunduğunda, nufus tezvic olunduğunda, hangi zenbden katl olunduğu mevudeye sual olunduğunda, suhuf neşr olunduğunda, sema keşt olunduğunda, cahim tesir olunduğunda, cennet izlaf olunduğunda nefis ihdar ettiğini ilmedecektir. Cevar künnes hunnese, asas ettiğinde leyle, teneffüs ettiğinde subha kasem ederim ki, o kerim, arşlının indinde mekin, kuvvetli, muta’ orada emin bir resulun kavlidir. Sahibiniz mecnun değildir. Mubin ufukta onu re’y etti. O ğaybe denin değildir. O recim şeytanın kavli değildir. Nereye zihab ediyorsunuz? O alemlere, sizden istikameti meşiet edene zikirden başkası değildir. Alemlerin rabbi Allah’ın meşieti olmadıkça siz meşiet edemezsiniz.
Güneş dürüldüğünde, yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde, onluklar dağıldığında, yabanıllar toplandığında, denizler kaynatıldığında, kişiler eşleştirildiğinde, hangi suçtan öldürüldüğü gömülen kıza sorulduğunda, yapraklar açıldığında, gök sıyrıldığında, tandır ısıtıldığında, bahçe yaklaştırıldığında kişi
ne kotardığını bilecektir. Komşu yörüngelerde gidip gelenlere, ağardığında geceye, soluduğunda tana and olsun ki, o görkemli, tatlının yanında güçlü, pek erkli, uyulan, orada güvenli bir elçinin sözüdür. Arkadaşınız deli değildir. Onu açık tan yerinde gördü. O görülmeyenlere dalmış değildir. O kovulmuş şeytanın sözü değildir. Nereye gidiyorsununuz? O topluluklara, sizden doğrulmayı dileyen kimselere anıştan başkası değildir. Toplulukların yetiştiricisi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
AÇIKLAMA : Kainatın yaratılışı ve çöküşü hakkında Kur’an’da bilgiler verilmektedir. İnsan ne kainatın yaratılışını görmüş ne de çökeceğini görmüştür. Ama ilim kainatın nasıl yaratıldığını bildirdiği gibi kainatın nasıl çökeceğini de bildirmektedir. Kur’an’da anlatılanların bir çoğu bugün ilim tarafından doğrulanmıştır. Kur’an bunları tanık yaparak Kur’an’ın Allah sözü olduğunu ve öldükten sonra dirileceğini bildirmektedir. Bu sure ve bundan sonraki surelerin konusu bu merkezdedir. Mekke’de nazil olan bu sureler bu iddiayı doğrulamak için indirilmiştir.