AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
3417 Okunma
ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK

109.  SEMİNER NOTLARI                                                                                 clubs.yahoo.com/clubs/adilduzen

www.adilduzen.8m.com

SEMİNER NOTLARI BURADA!   www.akevler.org

 

ADİL DÜZENDE GENEL HİZMETLER – XIV

BASIN HİZMETİ

 

بسم الله الرحمن الرحيم

الذين يستمعون القول فيتبعون أحسنه أولئك الذين هديهم الله و أولئك هم أولو الألباب   زمر (39/18)

“Her kavli istima’ eder de ahsenine tâbi olanlar, Allah’ın kendilerine hidayet ettiği kimseler bunlardır. Elbâb sahibi de bunlardır.”  (Zümer, 39/ 18)

 

الذين يبلغون رسالات الله ويخشونه و لا يخشون أحدا إلا الله و كفى بالله حسيبا   الاحزاب  (33/39)

“Onlar Allah’ın risâlâtını tebliğ ederler ve O’ndan haşyet ederler, Allah’tan başka kimseden haşyet etmezler. Hesap sorma bakımından Allah yeter.” (Ahzâb, 33/39)

 

Bu iki âyetten birincisi, bütün sözlere kulak vermemiz gerektiğini emrediyor. Sonunda diyor ki; “Allah böylelerine hidâyet eder.” Sonra da ekliyor; “Elbâb sahibi bunlardır.” diyor. Şimdi bu âyetin mânâsını tüm Kur’an için düşünelim. Daha Kur’an’ın başlangıcı olan Fatiha Sûresi’nde; “Bizi mustakim sırata hidâyet et.” diye dua ediyoruz. Oradaki duamızdan maksadımız; “Biz doğru yola gitmek istiyoruz. Bunu içtihat etmekteyiz. Sen bizi içitihadımızda yanıltma.” diyoruz. İşte Kur’an bu âyette de diyor ki; “Eğer siz hidâyeti istiyorsanız her söze kulak verin. Her sözü dinleyin, işitin.” Demek ki, içtihadın birinci şartı her söze kulak vermektir. Burada dikkat edeceğimiz diğer husus da; “esmiû” denmeyip “istemiû” denmiş olmasınadır. Yani bize söyleneni dinlemeyeceğiz. Biz sorup öğreneceğiz. Bunun ne kadar zor olduğu aşikârdır. Biz her sözü nasıl işitip dinleyeceğiz? Herkese nasıl gidip soracağız? Elbette bu mümkün değildir. Tabii ki, her emrim arkasında “Mâ isteta’um” kaydı vardır; bu “Gücünüz yettiği kadar.” demektir. Bunu nereden biliyoruz? “Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez.” Âyetiyle, hac farizasındaki “gücünüz yettiği” kaydıyla biliyoruz. Diğerlerini buna kıyas ediyoruz. Görüyorsunuz ki, içtihat tefsirden tamamen farklıdır. Tefsir ederken bir âyetin mânâlarını anlatıyorsunuz, içtihat yaparken değişik âyetleri yan yana getirip sonuçlara varıyorsunuz.

Bu âyetin içtihatla yakın alâkası da şuradan gelmektedir. Âl-i İmrân Sûresi’nde; “Müteşabih âyetlerin mânâsını elbâb sahipleri âlimler bilir.” diyor. Burada da; “Elbâb sahibi bunlardır.” diyor. O halde içtihadın şartı, her söze kulak veren olmak gerekir. Her söze kulak vermeyen kimse elbâb sahibi değildir. Dolayısıyla içtihada da ehil değildir.

Bu âyette dikkat edeceğimiz başka bir husus; burada emir siygası kullanılmamış, sadece çoğul olarak ancak bunlara hidâyet edileceği bildirilmiştir. İçtihadın yanında ittibaı da meşru kılmıştır. İşte burada bu tergib var ama emir yoktur. “Bilmeyenler ehl-i zikre sorabilirler.” âyetiyle de bu izah edilmektedir. Yani her sözü işitme emri herkese değil müçtehitlere farzdır. Ne var ki, halkın arasında müçtehitlerin olması da farzı kifayedir. Bu bizi iş bölümüne ve teşkilatlanmaya götürmektedir.

Yine bu âyette; “sözü istima’ eder” demiyor da, “istima’ ederler” diyor. Yani herkesin her sözü bilmesi sözkonusu değildir. Ben soracağım kimsem olursa o sözü bilmiş olurum. Gerektiğinde sorarım. Bunun için de bir teşkilata ihtiyacımız vardır. İşbölümü yaparak aramızda bilgi taksimatını yapmalıyız.

Burada bir yere daha işaret ederek bu âyet üzerindeki sözlerimizi şimdilik sona erdirelim.

“El-kavl” harf-i tarif ile gelmiştir. Bu ahd için olamaz. O zaman tek sözü işitmiş olacağız. Bunun anlamı yoktur. Zaten bunun böyle olmadığı, “en iyisine uyarlar” ifadesiyle açıklanmıştır. Cins için de yine en iyisine uyarlar, tâbirinden anlaşılıyor ki, istiğrak içindir. Her söze, bütün sözlere uyarlardan başka mânâ verilemez.

İkinci âyet de Kur’an’ı tebliğ görevimizi ifade ediyor. Kur’an’ı kâffeten linnâs. rahmeten li’l-âlemin yani bütün insanlara, herkese, rahmet kelimeleri ile bütün insanlara ulaştırmamız gerektiğini ifade etmektedir. Bu emir de bizim teşkilatlanmamız gerektiğini, herkese risâlâtı ulaştırmamız gerektiğini bildiriyor Nasıl ulaştıracağız? Bunu ancak her dilde neşriyat yapmak suretiyle ulaştırabiliriz. Burada ne kadar önemli görevlerle yüklenmiş olduğumuz aşikârdır.

Veda Haccı’nda Hz. Peygamber müminlere bu görevi vermiştir. Demek ki, bir basın ve yayın teşkilatı kurmamız gerekir. Bu bize farzdır. Müslümanlar hâlâ sadece cami yapmak ve Kur’an ezberlemekle yetiniyorlar. Bu âyetlerde emir değil haber vardır. Ancak; “Hesap sorma bakımından Allah yeter.” Demesiyle, güçleri yetmeyenlerin hesap vereceklerini ifade etmekle tebliğin farz olduğu ifade edilmektedir. Bundan sonra gelen âyette; “Ey iman edenler!” diyerek devam ettiğine, bu da çoğul olarak geldiğine göre, burada mükellef olanlar mü’minlerdir.

Demek ki, bizim iki görevimiz vardır. Bunlardan biri yeryüzündeki bütün insanlara ulaşarak onlardan bilgi almak, onların görüşlerini alarak istişare etmektir. Diğeri ise bizim bilgilerimizi birleştirerek tüm insanlara ulaştırmaktır. Bunun için dört adet müessese geliştirilmiştir.

  1. Kur’an’ı bütün dünya dillerine çevirerek ulaşmak. Yalnız Kur’an’ı değil, Kur’an’ın ihtiva ettiği bütün ilimleri onların dillerine çevirerek ulaşmamız gerekir. Bu Kur’an’da “Bi lisanı kavmihim/ Kendilerinin dilleri ile anlatma”nın emredilmiş olmasından ileri gelir. Buna karşılık onların yazılı metinlerini da Arapçaya çevirmemiz gerekir. Böylece Arapça ve Kur’an dillerin merkezi olacaktır. Buna “Basın Müessesesi” diyoruz.
  2. Bu yeterli değildir. Televizyon, radyo gibi kuruluşlarla yine herkesin dilinde neşriyat yaparak onlara ulaşmalıyız. Bütün dünyada yapılan neşriyatın, haberlerin, görüşlerin özetlerini Arapça yayınla yine dünyaya duyurmaktır. Buna da “Yayın Müessesesi” diyoruz.
  3. Bastığımız kitapları veya basılan kitapları yerlerine ulaştırmak, eşyaları taşımak, insanları götürüp getirmek için ulaşım ağını kurmamız gerekir.
  4. İkili ilişkiler kurup haberleri birbirlerine ulaştırma imkanını sağlamak için de haberleşme ağını kurmalıyız.

Görülüyor ki, 25 hizmetin her biri Kur’an’ın bize emrettiği müesseselerin tesisinden başka bir şey değildir. İleride Kur’an’ı okuyup da emirleri telakki ettiğimiz zaman, 25 Genel Hizmet kurulmadan bunların hiçbirisinin yapılamayacağını kolaylıkla anlamış oluruz. 25 hizmet kendiliğinden oluşmuş hizmet değildir. İnsan bedeninin hizmetleridir.

  1. İnsanda ruh var, beden var. Toplulukta halk var, toprak var. İnsanın bedeninde hayat var, ruhunda nefis var. Toprakta mülkiyet var, halkta malikiyet var, hakimiyet var. İşte dört tescil hizmeti böyle doğuyor; nüfus, tapu, zimmet muhasebesi, envanter muhasebesi.
  2. İnsanda fikir var, his var, irade var, ünsiyet var. Toplulukta bunların karşılığı olan ilim, din, ekonomi ve yönetim var. Halkın bunlara göre eğitilmesi ve teminatlı diplomaların verilmesi gerekir. İlmî, dinî, meslekî ve siyasî dayanışma ortaklıkları buradan oluşmaktadır.
  3. Sözleşmelerin yapılması ile işbölümü yapılmaktadır. Kontrollerin yapılıp malların ambarlara teslimi ile işler tamamlanmaktadır. Soruşturma ile sözleşmelerin ne derece yerine getirildiği ortaya konmakta. Hakemlerce de ortak üründen herkesin hakkı verilmektedir. Kur’an’da bu hizmetler; kitabet, istişhad, şehadet ve hakemlik müesseseleri ile tesbit edilmektedir.
  4. İnsanlar basın, yayın, ulaştırma ve haberleşme yoluyla organize olmaktadırlar.
  5. Sağlık, bakım, plan ve güvenlik ise; kendinizi tehlikeye atmayın, salât ile birbirinizi muhafaza edin, iman edin gibi âyetler ile emr olunmaktadır.
  6. Zekât, karz-ı hasen, kütüb ve tebliğ müesseseleri ile de diğer hizmetler anlatılmaktadır.

Bunlara başkanlığı da eklerseniz, Kur’an’ı okuduğunuz zaman ne yapılacağı yanında, kimin yapacağı da ortaya çıkmaktadır. Böylece Kur’an anayasa hükümlerini de ihtiva etmektedir.

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6516 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4144 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2088 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3122 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2562 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
2943 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2148 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2174 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2592 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2050 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2304 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2452 Okunma
13-rad suresi meali
2681 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2333 Okunma
15-hicr suresi meali
2713 Okunma
16-nahl suresi meali
3471 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3367 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3352 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2229 Okunma
20-taha suresi meali
3533 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3321 Okunma
22-hacc suresi meali
2801 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
2850 Okunma
24-nur suresi meali
3206 Okunma
25-furkan suresi meali
2666 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3141 Okunma
27-neml suresi meali
3375 Okunma
28-kasas suresi meali
2789 Okunma
29-ankebut suresi meali
2907 Okunma
30-rum suresi meali
2616 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
2696 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2295 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
2686 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3095 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
2812 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
3940 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
3763 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3079 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3417 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
2949 Okunma
41-fussilet suresi meali
2713 Okunma
42-şura suresi meali
2335 Okunma
43-zuhruf suresi meali
2843 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
2867 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2142 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2616 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2512 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
2729 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
2853 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3176 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3041 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2258 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2261 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
2985 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3665 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3600 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
2790 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2595 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2580 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2192 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2388 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2635 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2300 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2398 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2481 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2535 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3078 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3198 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
2775 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2721 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2614 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3254 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3508 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3595 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
2808 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3403 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2528 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3106 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
2800 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3057 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
2794 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2748 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3199 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2615 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2167 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2589 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
2890 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
2893 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
2798 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2460 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3194 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3042 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2655 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
2887 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3138 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3445 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3475 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
2831 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
1938 Okunma
100-adiyat suresi meali
2486 Okunma
101-karia suresi meali
3332 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3358 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2511 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3379 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4533 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2621 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
2871 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
4337 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
2888 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3391 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4058 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3194 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2433 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
2772 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
39215 Okunma

© 2025 - Akevler