50 - KAF SURESİ
Rahman rahim Allah’ın ismine
Behc (he) :
Hased(ha,sad) : Biçilen ekin demektir.
Besk (sin) : “Fıtk” derinin yırtılan kısmı, “fısk” meyvenin kabuğundan ayrılması, “bezk” tükürük, “besk” de hurma diğer meyve ağaçlarında çatlayıp açılan tomurcuklar veya yere dökülen meyveler demektir.
Tal’ (tı,ayn) : Dal demektir.
Resse (sin) : Çekirge yuvasıdır. Üstü kapatılmış kuyu anlamına da gelmektedir.
A’yiy (ayn) : Kekemedir.
Lafız (zı) : Horoz demektir. Sonra söz anlamı kazanmıştır.
Hayde (ha,dal) : “Hadid” demir demektir. Sonra sınır anlamı kazanmıştır.
Ğufl : “Ğefer” örtü demektir. Ğaflet içinde olmak geleceği görmemek, olayların farkında olmamak demektir.
Ğita (tı) : Perde demektir.
Hasim (hı,sad) : Çuvalın kenarına bağlanan kul demektir.
Nekib (kaf) : Geçit, yarık, delik demektir. Topluluğun kefili anlamına da gelmektedir.
Hays (ha, sad) : Parlatılmış demirdir.
Leğb : Yalpa yapan bozuk ok demektir. Sağa sola yalpalayarak yürüyen adam anlamında yorgunluk demektir.
1- Kaf, mecid Kur’an için..
2- Bel, onlara kendilerinden bir münzir ciet etmesine a’cb ettiler de kafirler bu aciib bir şeydir, kavlettiler.
3- Mevt edip turab olduğumuzda mı? Bu be’iid bir rec’dir.
4- Arzın onlardan neyi naks ettiğini i’lm ettik. İ’ndimizde hafiz bir kitab vardır.
5- Bel, onlara hakla ciet ettiğinde tekzib ettiler. Onlar meric bir emir içinde idiler.
6- Fevklerindeki semaya nazar etmiyorlar mı? Onu nasıl bina ettik ve tezyin ettik. Onda bir furucu yoktur.
7-8- Münib abidlerin küllü için tebsire ve zikra olmak üzere arzı meddettik ve içine revasiyeyi ilka ettik ve içinde behic zevclerin küllüsünden inbat ettik.
9-10-11- Mubarek maı semadan tenzil ettik de onunla cennetleri ve hasid habli ve nedid tal’ı olan basikat nahli ibad için rızk olarak inbat ettik. Ve onunla meyte beldeyi ihya ettik. Huruc böyledir.
12-13-14 Kabillerinde Nuh’un kavmi ve Ress, Semud, Ad ve Firavn’ın ashabı ve Lut’un ihvanı, Eyke ashabı ve Tubba’ kavmi tekzib etti. Külü resulleri tekzib etti de ve’idim hakk oldu.
15- Evvel halk de bize a’yy mi oldu? Bel, onlar cedid halkten lebs içindedir.
16-17- Biz insanı halk ettik ve nefsinin kendisine neyi vesvese ettiğini i’lmederiz. Biz ona, iki mütelekki yeminden ve şimalden telakki ettiklerinde verid hablinden ona ekrebiz. Kai’diz.
18- Biz ledeyinde rekib a’tid olmadıkça bir kavli lafz edemez.
19- Mevtin sekresi hakla ciet etti. Bu senin kendisinden hayd edemediğindir.
20- Ve sura nefh olundu. Vai’din yevmi budur.
21- Her nefis beraberinde bir saik ve bir şehid ciet etti.
22- Sen bundan ğafletteydin. Ğitanı senden keşf ettik. El yevm basarın hadiddir.
23- Karini “bu ledeyimde olan a’tiddir” kavletti.
24-25- A’nid, heyri menna’, mu’ted, murib keffarın küllisini ceheneme ilka edin.
26- O Allah ile beraber aher ilah ca’l eden kimse idi. Onu şedid azabın içine ilka edin.
27- Karini “Rabbimiz ben onu itğa etmedim, o bai’d bir dalal içinde idi” diye kavl etti.
28- Ledeyimde ihtisam etmeyiniz. Size va’dimi takdim etmiştim” diye kavl etti.
29- Ledeyimde kavl tebeddül etmez. Ben a’bidime zallam değilim”.
30- O yevm cehenneme intila ettin mi diye kavl ederiz. O da “mezid var mı” diye kavl edecek.
31- Ğayre be’id olarak müttekiler için cennet izlaf olunmuştur.
32-33- Bu, ğayb ile rahmandan haşiyet etmiş ve münib bir kalb ile ciet etmiş olan, hafiz evvabların küllisine va’d olunandır.
34- Oraya selam ile dahil olunuz. Huludun yevmi budur.
35- Onlara orada her meşiet ettikleri var. Ledeyinimizde mezid de var.
36- Kabllerinde betşen kendilerinden eşedd olan nice karni ihlak ettik. Bilad içinde tenkib ettiler. Mahisden biri var mı?
37- Bunda kalbi olan veya şehid iken sem’i ilka etmiş olan kimse için zikra vardır.
38- Semavatı ve arzı ve beyinlerinde olanı sitte eyyamda halk ettik. Ve bize bir luğub messetmedi.
39- Kavl ettiklerine sabr et. Şemsin tulu’undan kabl ve ğurubundan kabl rabbini hamd ile tesbih et. Onu leylde de tesbih et. Sücudun idbarında da.
40- İstima’ et! O yevm münadi, karib bir mekandan nida edecek.
41- O yevm sayhayı hakk ile sem’ ederler. Hurucun yevmi budur.
42- Biz ihya ederiz, imate ederiz ve mesir bizedir.
43- O yevm arz onlardan sira’en teşekkuk eder. Bu haşırdır, bize yesirdir.
44- Kavlettiklerini biz a’lemiz, sen onlara cebbar değilsi, va’idimden havf eden kimseyi Kur’an ile tezkir et.
1- Kaf, dolgun Kur’an için..
2- Değil, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar da kapatanlar “bu şaşılacak bir şeydir” söylediler.
3- Ölüp toprak olduğumuzda mı? Bu uzak bir dönüştür.
4- Yerin onlardan neyi eksilttiğini bilmekteyiz. Yanımızda belleğe alan bir yazıt vardır.
5- Değil, onlara gerçekle geldiğinde yalanladılar. Onlar dağınık bir iş içinde idiler.
6- Üstlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Onu nasıl kurduk ve süslendirdik. Onda bir yarık yoktur.
7-8- Sıraya giren her kul için görüş ve anlayış olmak üzere yeri uzattık ve içine sıra dağları koyduk ve içinde her diri çiftten bitirdik.
9-10-11- Bol suyu gökten indirdik de onunla bahçeleri ve biçik taneyi ve salkık dalı olan tomurcuklu hurmalıkları kullar için yiyecek olarak bitirdik. Ve onunla ölü kentleri dirilttik. Çıkış böyledir.
12-13-14- Kendilerinden önce Nuh’un ulusu ve Ress, Semud, Ad, ve Firavun’un topluluğu ve Lut’un kardeşleri, Eyke’nin topluluğu ve Tubba ulusu yalanladı. Hepsi elçileri yalanladı da bildirdiğim gerçekleşti.
15- İlk yaratmayı beceremedik mi? Değil, onlar yeni yaratılıştan karışıklık içindeler.
16-17- Biz insanı yarattık ve kişinin kendisine neyi fısıldadığını biliyoruz. Biz sağından ve solunda iki buluşan buluştuklarında ona toplayıcının ipinden daha yakınız. Oturuyoruz.
18- Biz yanında belgeleyen denetçi olmadıkça bir sözü söyleyemez.
19- Ölümün esriği gerçekten geldi. Bu senin kendisinden savuşamayacağındır.
20- Ve kavala üflendi. Uyarılan gün budur.
21- Her kişi beraberinde bir sürücü ve bir tanıkla gelmiştir.
22- Sen bundan dalgınlık içindeydin. Örtünü senden açtık. Bugün görüşün keskindir.
23- İzleyicisi “Bu yanımda olan korunmuştur” söyledi.
24-25- Direnen, iyiliği engelleyen, yalıtılmış, kuşkulanan kapatanların hepsini tandırın içine koyun.
26- O Allah ile beraber diğer bir tanrı kılan kimse idi. Onu sıkı tadışın içine bırakın.
27- İzleyicisi “Yetiştiricimiz ben onu azdırmadım, o kendisi uzak bir şaşkınlık içinde idi” diye söyledi.
28- “Yanımda çekişmeyiniz. Size bildirimi sunmuştum” diye söyledi.
29- “Yanımda söz değiştirilmez. Ben kullarımı ezici değilim.”
30- O gün tandıra “doldun mu” diye söyleriz. O da “daha var mı” diye söyleyecek.
31- Uzak olmaksızın korunanlar için bahçe öne alınmıştır.
32-33- Bu, görmeden yaşatıcıdan çekinmiş ve uysal bir yürekle gelmiş olan, koruyucu yenileyicilerin hepsine bildirilendir.
34- Oraya barış ile giriniz. Kalışın günü budur.
35- Onlara orada her diledikleri var. Yanımızda dahası da var.
36- Kendilerinden önce vuruş bakımından sıkı olan nice kuşakları yok ettik. Kentler içinde gömüldüler. Kaldıracak var mı?
37- Bunda yüreği olan veya tanık iken kulak vermiş kimseler için anış vardır.
38- Gökleri, yeri ve aralarında bulunanları altı günde yarattık. Ve bize bir yorgunluk dokunmadı.
39- Söylediklerine dayan ve güneşin doğmasından önce ve batmasından önce yetiştiricini değerlendirerek arıt. Onu geceleyin de arındır, kapanmaların arkalarından da..
40- Dinle! O gün çağıran, yakın bir yerden çağıracak.
41- O gün çığlığı gerçekten iştirler. Bu çıkışın günüdür.
42- Biz diriltiriz, öldürürüz ve varış bizedir.
43- O gün yer onlardan hızla ayrılır. Bu toplanma bize kolaydır.
44- Söylediklerini en iyi bileniz, sen onlara kıyıcı değilsin, bildirdiklerimden korkan kimseye Kur’an ile anlat.
AÇIKLAMA : Bu surede kainatın, yer ve göklerin insanlar için nasıl yararlı yaratıldığını ifade edilmekte ve bize bıkkınlık veya yorgunluk olmadı diyerek kainatın yaratılışında herhangi bir eksikliğin yorgun veya bitkin düşen kişinim işlerinde görülen bozukluğun olmadığına işaret edilmektedir. Günümüzde gelişmiş olan ilimler kainatın her bakımdan dengeli ve ideal bir düzen içinde olduğu, küçük bir farklılığın düzeni bozacağı ortaya koymada büyük gelişmeler kaydetmiştir. Geçmiş günlerde insanların başına gelen tarihi olaylara kendilerinden güçlü olan kavimleri de helak ettiğine işaret ederek bunda kulak veren veya kalbi olan kimseler için ders alınacak hususlar var demektedir. Çok yakın tarihimizde gerek dinsizlikte gerekse zulümde tarihin en şiddetli uygulamasını yapmış olan SSCB’nin 70 yıllık kısa bir zaman içinde nasıl yok olduğunu bugün onların arkasından gitmek isteyenlerin görmeleri gerektiğine açık işaret vardır.
Göklerin ve yerin 6 günde yaratıldığı anlatılmaktadır. Birinci devir dünya yaratılmadan önceki oluşmayı anlatmaktadır. 5 milyar yıl gibi bir zaman dilimini kapsamaktadır. İkinci devir, yerin canlılar oluşuncaya kadar geçen sureyi anlatır. 2.5 milyar yıl kadardır. Ondan sonra jeologların çok iyi bildiği birinci, ikinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü zamanları katarsak 6 yapmaktadır. Bu dört zaman için Kur’an’da ayrıca “dört vakitler” diye işaret edilmektedir. İlk iki devir için de “iki yevm” denilmektedir. Tevrat daha açık bir şekilde anlatılmaktadır. Bundan sonraki surede sabah, ikindi ve yatsı namazlarını emretmekte ve secdede de tesbihlerin yapılmasını emretmektedir. Sonunu “sen cebbar değilsin, sadece va’dimden korkan kimselere Kur’an’ı anlat” diyerek sureyi bitirmektedir.
Bu sure KAF ile başlamaktadır. 10 Medeni sureden evvel gelen 7 Mekki sureyi Kaf harfinde toplamaktadır. Bu surelerle beraber, bu sureden evvel 3 ve 4 ile gruplanan 7’li sureler vardır. Bundan evvel 3 tane Medeni sure var. Ondan evvel de 7 tane HA MİM’li sureler var. Böylece 64’lü surenin sondan ikinci grubunun surelerini bu 7 sure toplamaktadır. Mekki’dirler ve konuları birbirini tamamlar ve benzerdir.