65 - TALAK SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Fahşa (ha) : “Üns” oku atan yayın insan tarafı; “vahş” ise yayın av tarafı demektir. Baştaki “ve” harfinin “fe”ye dönüşmesi ile “fahş” topluluk içinde yapılan vahşet demektir.
Va’z (zı) : “Vea’de” (dal) yağmur yüklü bulut anlamına gelir. Gelecek yağmuru haber vermesinden “va’d” etmek, bir şeyi yapacağına söz vermek anlamında kullanılmıştır. (ze) ile üstü kapalı anlatmak, dolaylı anlatmak, işaretle anlatmak, önermek anlamlarında kullanılmaktadır. “zı” ile nasihat etmek, öğüt vermek, va’d etmek anlamlarına gelir. “Nezr” ileride olacak kötülükleri haber vermek, “va’z” ile gelecekte olacak iyilikleri haber vermek anlamına gelir.
Heys (se) : “Hars” (se) ekin demektir. “Re” “ye”ye dönüşerek ekin yeri anlamı kazanmıştır. Bir işin yapılması için ayrılan yer; havuz temizlenirken son suların toplandığı çukurcuk anlamında da kullanılmaktadır. Türkçe’deki “nereye” ve “nereden” karşılığı kullanılan bir kelime olup “yerden yere” diye de tercüme edilebilir.
Ye’s : Hayızdan kesilen kadın demektir. Ümidi kesmek, ümitsiz hale gelmek anlamına gelir.
Hayz (ha, dat) : Hayz, meyvesi vişne gibi kırmızı olan ağacın adı olup kanın pıhtılaşmaya başladığı zaman aldığı hale de hayz denir. Mastar olarak aybaşı olmak anlamına gelmektedir.
Reyb : “Ravb” kesik süt, “reyb” ise kesilip kesilmediği belli olmayan süt demektir.
Vad’ (dat) :
Darar (dat) : “Darir” zor, bulanık gören kişi demektir.
Dayk (dat) : Dar geçit, boğaz demektir.
Rad’ : Rady’de yapıldık Tekrar yap.
Vis’a Vis’a : Tisa’ ya bakılacak.
Vabil : Dolu demektir.
Vebil : Odun demektir....
-Ey nebi, nisaı tatlik ettiğinizde onları i’ddetlerine tatlik ediniz ve i’deti ihsa ediniz. Rabbiniz Allah’a ittika ediniz. Mübeyyin bir fahişe ile etvet etmeleri dışında onları buyutlarından ihrac etmeyiniz, onlar da huruc etmesinler. Ve bunlar Allah’ın hudududur. Allah’ın hududunu tea’ddi eden kimse nefsine zulm etmiştir. Bundan sonra Allah’ın bir emri ihdas etmeyeceğini dirayet edemezsin(1)
-Ecellerine buluğ ettiklerinde onları ma’rufla imsak ediniz veya sizden iki adilli işhad ederek ma’rufla mufareke ediniz. Şehadeti Allah için ikame ediniz. Allah’a ve ahiretin yevmine iman etmiş kimseye bununla va’z olunur. Kim Allah’a ittika ederse ona bir mahrec ca’l eder(2).
-Ve ona ihtisab etmediği bir haysiyetten onu rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse onun hasbı odur. Allah emrini baliğdir. Allah şeylerin küllüne bir kader ca’l etti(3).
-Nisaınızdan mahizi ye’s etmiş olan kimselere gelince irtiyab ederseniz i’ddetleri selase eşhurdur ve hayız olmayan kimselerin de.. Ulatül ehmal olanların ecelleri hamllerini vad’ etmeleridir. Kim Allah’a ittika ederse ona emrinde bir yüsrü ca’l eder(4).
-Bu Alla’ın emridir onu size inzal etti. Kim Allah’a ittika ederse seyyiatını ondan tekfir eder ve bir ecri i’zam eder(5).
-Vucdunuzdan sakin olduğunuz haysiyetinden onları iskan edin. Onların aleyhlerine tadyik etmek için müdarr etmeyiniz. Hamilli iseler hamillerini vad’ edene dek onlara infak ediniz. Sizin için irda’ ederlerse onlara ucurlarını ita ediniz. Aranızda ma’rufla itimar edin. Tea’sur ederseniz sonra ona uhrayı istirda’ eder(6).
-Vusa’tli vusa’tinden infak etsin. Kendisine rızkı kadr olunan kimse Allah’ın kendisine ita ettiğinde infak etsin. Kendisine ita ettiğinin dışında Allah hiçbir nefse teklif etmez. Allah bir u’srun ba’dında bir yusru ca’l edecektir(7).
-Karyeden niceleri var ki, rablerinin ve rusulünün emrinden a’tetti de onlarla şedid bir hesabla muhasebe ettik ve onlara nükr bir a’zabı ta’zib ettik(8).
-Emrinin vebalini zevk ettiler de emirlerinin a’kibeti husr oldu(9).
-Allah onlara şedid bir a’zabı i’dad etti. Ey iman etmiş elbablı kimseler, Allah’a ittika ediniz. İman etmiş ve salihatı amel etmiş kimseleri zulümattan nura ihrac etmek için Allah’ın mübeyyinat ayetlerini size tilavet ederek bir resul zikri Allah size inzal etmiştir. Kim Allah’a iman eder ve salihi amel ederse onu, orada ebeden halid olacakları tahtından enharın cereyan ettiği cennata idhal eder. Allah ona rızkı ihsan etmiştir(10-11).
-Allah seb’ semavatı ve arzdan da onun mislini halk etmiş kimsedir. Allah’ın şeyin küllüne kadir olduğunu ve Allah’ın şeylerin küllünü ilmen ihata ettiğini i’lmetmeniz için emr onların beynlerine tenzzül eder(12).
-Ey ulak, kadınları boşadığınızda onları süresinde boşayınız ve süreyi doldurunuz. Yetiştiriciniz Allah’ta korununuz. Açık bir taşkınlık ile gelmeleri dışında onları evlerinden çıkarmayınız ve onlar da çıkmasınlar. Ve bunlar Allah’ın sınırıdırlar. Allah’ın sınırını aşan kimse kendisine kötülük yapmıştır. Bundan sonra Allah’ın bir iş ortaya çıkarmayacağını bilemezsin(1).
-Sürelerine ulaştıklarında onları kurala göre tutun veya sizden iki tanınmışı tanık göstererek kuralla ayırınız. Tanıklığı Allah için yapınız. Allah’a ve öte güne inanmış kimseye bununla öğüt verilir. Kim Allah’ta korunursa ona bir çıkış yapar(2).
-Ve onu beklemediği bir yerden doyurur. Kim Allah’a dayanırsa o ona yeter. Allah işini sonuçlandırandır. Allah her şeyi düzene koymuştur(3).
-Kadınlarınızdan kanaması kesilmekte olan kimselere gelince kuşkulanırsanız süreleri üç aydır ve kanaması kesilenlerin de.. Yükü olanları süreleri yüklerini bırakmalarıdır. Kim Allah’ta korunursa ona işinde bir kolaylık yapar(4).
-Bu Allah’ın işidir, onu size indirdi. Kim Allah’ta konursa kötülüklerini ondan kapatır ve karşılını büyütür(5).
-Gücünüzden kendinizin oturduğu yerlerden onları oturtun. Onları sıkıştırmak için didişmeyin. Yüklü iseler yüklerini bırakana dek onları geçindiriniz. Sizin için emzirirlerse onlara karşılıklarını veriniz. İşlerinizi aranızda kurallara göre yapınız. Zorlanırsanız onu başkası emzirir(6).
-Genişliği olan genişliğinden geçindirsin. Geçimi ölçülendirilen Allah’ın kendilerine verdiklerinden geçindirsin. Kendisine verdiğinin dışında Allah hiçbir kimseyi yükümlü kılmaz. Allah her zorluktan sonda bir kolaylık yapacaktır(7).
-Ülkelerden niceleri var ki, yetiştiricilerinin ve elçilerinin buyruğuna karşı çıktılar da onların işlemini sıkı tuttuk ve onları tanımadıkları bir tatla tatlandırdık(8).
-İşlerinin çirkinliğini tattılar da işlerinin sonu yıkım oldu(9).
-Allah onlara sıkı bir tadı tattırmayı donattı. Ey inanmış uslu kimseler, Allah’ta korununuz. İnanmış ve iyilikleri yapmış kimseleri karanlıktan aydınlığa çıkarmak için Allah’ın açıklayıcı kanıtlarını size aktararak bir elçi anışı Allah size indirmiştir. Kim Allah’a inanır ve iyiliği yaparsa onu orada hep kalacakları altından ırmakların aktığı bahçelere sokar. Allah ona geçimi güzelleştirmiştir(10-11).
- Allah yedi göğü ve yerden de onların benzerini yaratmış kimsedir. Allah’ın her şeyi düzenleyicisi olduğunu ve Allah her şeyi bilgi ile çevirdiğini bilmeniz için iş onların aralarında dolaşır(12).
AÇIKLAMA : Hüküm surelerinin özet sureleri olan son on sure, boşanma ile ilgili iki sure ile sonlanmaktadır. Bundan sonra gelen sure başkanların eşleri ile olan düzenleri ile bu surede de müminlerin boşanmaları durumunda uymaları gereken kuralları düzenlemiştir. İnsanlar topluluk içinde yaşamak zorundadırlar. Bu topluluğun en zorunlu olanı da evlilik kurumudur. Evlilik olmazsa insanların çoğalmaları mümkün olmadığı gibi yaşamaları da hemen hemen imkansızdır. Topluluk sözleşmelere ve antlaşmalara dayanır. Sözleşmelerin ve antlaşmaların kolayca yapılabilmeleri için sona erdirilmeleri de kolay olmalıdır. Evlilik gibi sona erdirilmesi çok sorunlu olan bir kurumu sona erdirmeyi düzenleyen bu sureler aslında evlenmeyi pekiştirmektedir. Kolay boşanacaklarını bilenler kolay evlenmektedirler. Dolayısıyla evlilik dışı ilişkiler olmamaktadır. Evlilik dışı tatmin yolunu bulamayanlar evlenmek zorunda kalmaktadır. Geçinemezlerse eşlerini değiştirmektedirler. Kolay boşanmanın boşanmamaya başka bir etkisi, kolay boşanacaklarından korkan eşler bir birine saygılı olmakta ve eşlik hukukuna riayet etmektedirler. Oysa tapuları ceplerinde olan eşler nasılsa beni boşayamaz diyen eşler birbirleri ile didişmektedirler. Bu sebepledir ki, boşanmanın çok kolay olduğu İslamiyet’te en çok evlilik vardır ve en az boşanma vardır. Oysa boşanmanın çok zor olduğu özellikle Katoliklerde evlenmeler daha az boşanmalar ise daha çoktur. Bu sureler boşanmanın yalnız kolay olmasını düzenlememekte aynı zamanda tatlı olmasını istemektedir. Yani boşananların bir birleri ile kavga etmeden, darılmadan, hak ve hukuka riayet ederek boşanmanın gerçekleşmesi gerektiğini uzun uzun anlatmaktadır. Bakara Suresinde boşanan karı-kocanın birbirine iyiliklerini unutmamak gerektiğini de işaret ederek evlenme ve boşanmayı sosyal çatışmaların bir sorunu olmaktan çıkarmaktadır. Kur’an’da önemli olan örnekler verilir, diğerleri ona kıyas edilir. Bu sadece evlilik için olmayıp tüm ortaklıklıklar ve birliktelikler için konan hükümdür. Bir sözleşme yaptığımızda o sözleşmenin sonunda ayrılmanın nasıl olacağını da belirtmemiz gerekir. İşte Kur’an hüküm surelerinin sonunda bu hükümleri koymuştur.