77 - MÜRSELAT SURESİ
Rahman Rahim Allah’ın ismine
Mehin : Mihn(ha ile), altın ve gümüş gibi madenlerin üstündeki kir, (he ile) mihne canlının deri veya diğer kısımlarından dışarı atılan nesnelerdir.
Keft : Küçük kapaklı tencere demektir.
Karar : Küçük derelerin toplanıp durgunlaştığı göldür.
Mekin : “Mikn” çekirge veya kertenkelenin yumurtası, yumurtladığı yere de mekan denir.
Şemh : Şamihat şebekeden dönüşmüştür. Şebeke, birbirine bağlı ağ teşkil eden bir yapıdır.
Fırat : Çoşkulu akan nehre fırat, durgun akan suya nil denir.
Talak : “Dalk” sansar demektir. Başı boş gezen hayvandan yola çıkılarak “talak” bağsız ve yularsız hayvan anlamı kazanmıştır.
Zilal : Gölge demektir.
Selase : “Tilv” yavru demektir. Arapça’da “vav” “ta”ya dönşür. Veled “teled”den dönüşmüş ve “tilv” ile akraba bir kelimedir. Veled, anne babadan sonra üçüncü anlamında selaseye dönüşmüştür.
Şa’b : Dal demektir.
Kasr : Kusare, anız demektir.
Safr : Sufar, safra kesesinden çıkan sarı sudur.
Nutk : Nitak kuşak, kemer demektir. Düşünürken düşünceyi tamamlamak, bağlayarak konuşmak nutk etmek demektir. Kelam cümle, nutuk cümleler topluluğu demektir.
Özür :
Şehv : “Şeğefe” yağmur alan yüksek dağ demektir. mastar olarak şeğefe yağmur yağıp toprağı doyurması anlamındadır. Bir kimsenin kalbine bir sevgi dolarsa şeğefa kalbuhu denmektedir. Saheve (sat) tepede kaynayan su demektir. “Şehvet” insandaki tabii ihtiyaçları giderme arzusu anlamında olup iştah kelimesi kullanılmaktadır.
Heni’ : “Hena” hurma salkımı demektir.
Ruku’ : “Ruk’a” eğilerek bakılmadan dibi görülmeyen derin yer demektir. Rekea oraya bakmak demektir. Sonra ruku’ eğilmek anlamında kullanılmıştır.
Belirlenerek gönderilenler, yönlenerek esenler, dağılarak yayanlara, seçerek seçenlere, eksik veya tam anışı ulaştıranlar için... Size bildirilenler olacaktır. Yıldızlar küllendiğinde, gök yarıldığında, dağlar tozardığında, elçiler görevlendirildiğinde ne güne ertelenir? Ayrılık gününe.. Ayrılık gününün ne olduğu sana bildirilmedi. O gün yalanlayanlara vay. Öncekileri yok etmedik mi? Sonra sonrakileri de onlara ekleyeceğiz. Suçlulara böyle yaparız. O gün yalanlayanlara vay. Sizi atık sudan yaratmadık mı? Belli bir ölçeğe dek onu döşeli bir yatakta kılıp ölçülendirdik. Ne doğru ölçeniz. O gün yalanlayanlara vay. Yeri ölüler ve diriler olarak koruluk yapmadık mı? İçine sıra dağları kıldık ve sizi çağlar su ile suladık. O gün yalanlayanlara vay. Yalanladıklarınızla başbaşa kalın. Ne gölgeliği ne de alevden koruması olan üç dallı gölgeliğe gidin. O köşk gibi kıvılcımları atar. Sanki onlar sarı develerdir. O gün yalanlayanlara vay. Bu konuşmayacakları gündür. Onlara olur verilmez ki, savunsunlar. O gün yalanlayanlara vay. Bu ayrılığın günüdür. Sizi ve öncekileri topladık. Bir oyununuz varsa bana oynayın. O gün yalanlayanlara vay. Korunanlar gölgelerde, pınarlarda ve içlerinin çektikleri yemişliklerdedirler. İşlediklerinizden dolayı gönlünüzce yiyin ve için. Biz iyilik edenleri böyle karşılarız. O gün yalanlayanlara vay. Yiyiniz, biraz geçininiz, siz suçlusunuz. O gün yalanlayanlara vay. Onlara eğilin denildiğinde eğilmezler. O gün yalanlayanlara vay. Bundan sonra hangi söze inanacaklar?
AÇIKLAMA : Bu sure usulu fıkhın dayandığı ifade kurallarını anlattıktan sonra buna yemin ederek kiyametin olacağını bildirmektedir. Ve ayrılık gününden bahsetmektedir. Sonra yalancılara veyl vardır cümlesi ile başlayarak bölüm bölüm anlatmaya devam etmektedir. İlk anlattıkları dünyada yalancıların uğrayacakları helaklardır. İkinci veylden sonra insanın yaratılılını anlatmakta , üçüncü veylden sonra yeryüzünün yaratılışını anlatmakta ve dördüncü veylden sonra dirilme gününde yalancıların sürüleceği tarafa işaret edilmektedir. Beşinci veylden sonra onların hesaplarının nasıl görüleceği bildirilmekte, altıncı veylden sonra ayrılık günü olduğu işaret edilmekte, yedinci veylden sonra müttekilerin ahiretteki durumları anlatılmaktadır. Sekizinci veylden sonra insanlara hitap ederek yiyin, için suçlusunuz denmekte, dokuzuncu veylden sonra onların suçunu tanımlamakta ve onuncu veylden sonra başta işaret edilen Kur’an’ın özelliklerine işaret edilerek bundan sonra hangi söze inanacaklar” diyor. Böylece bu surede de Kur’anın mucizesini, insanın ve kainatın yaratılışını, kıyametin ve ahiterin oluşlarını, cennet ve cehennemliklerizerinde durmaktadır. Bundan sonraki surelerde aynı konular işlenmiştir. Bu surenin özelliği aralarda on kadar o gün mükezziblere veyl vardır sözü ile tekitler yapmasıdır. O gün demek suretiyle daha çok mahşer günü kastedilşmiş oluyor. Demekki bu surenin konusu daha çok mahşer olmaktadır.