AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
Süleyman Karagülle
3268 Okunma
LEYL SURESİ MEALİ

 

92 - LEYL SURESİ

 

Rahman Rahim Allah’ın ismine

 

Leyl : Durgun suyda dibe çöken mile “leyl“, akıp denize giden parçacıklara da “nehir“ denir. Kuşların çamurda avlananlarına “leyl“,  suda avlanana da “nehar“ denir. “Nehir“ “ırmak“, “nehar“ da “gündüz“ demektir. Leyl gece anlamında, “nehar“ ile birlikte kullanılmasına rağmen “leyle“ ile “nehar“ birlikte kullanılmamıştır. “leyl“ cins isim ise “te“ tefrid için kullnılmıştır. Bir gece kastedilmiş olur. “Leyl“ müfred için ise o zaman “te“ çoğul için kulanılır.

 

İza : “İza”, “za” kelimesinin değişik kullanılmasından oluşmuştur. Gelecekte olacakların vaktini bildirir. “İn” gelirse olup olmaması belli olmayan olaya işaret etmiş olur. “İza“ gelirse olacağını da haber vermiş olur. “İz” geçmiş için kullanılır. Fiillerin mazi veya muzari olması bunlarda (iza ve iz) zamanı ifade etmez. İza, ...ince, ...ınca, ...dığında ekleri ile tercüme edilir.

 

Ğaşiy : Çuldur. Mastar olarak örtmek anlamına gelir.

 

Nehir : Durgun suyda dibe çöken mile “leyl“ akıp denize giden parçacıklara da “nehir“ denir. Kuşların çamurda avlananlarına “leyl“,  suda avlanana da “nehar“ denir. “Nehir“ “ırmak“, “nehar“ da “gündür“ demektir. Nehere akıttı anlamına gelir. Mecazi manada kovmak demektir.

 

Celüv : Cilve damatların gelinlere hediye ettiği baş örtüsüdür. Sonra temizlik yapmak için kullanılan bez parçasına da bu ad verilmiş olmalıdır. Cilalamak toz almak, parlatmak demektir. Bir topluluk içinde fesat çıkaran grubu sürmeye cela denmektedir. Ortaya çıkmak ve çok açık bir şekilde görülmeye ise tecelli denmiştir.

 

Halk : Halk, deri veya bez parçası demektir. Mastar olarak elbise biçmek veya çamurdan bir şey yapmak demektir. ”Rabvet”te tedrici oluşum vardır. “Hilkat”te ise birden oluş vardır. Allah hem haliktir hem de rabdır. Kaderde her şeyi planlamış ve ona göre zaman içinde gelişmeye bırakmıştır. Buna da kaza denir. İlk yarattığı canlıda kıyamete kadar gelecek bütün canlıların bütün özellikleri ilk canlının geninde vardı. Bu kaderdir. Şimdi gerçekleşenler ise kazadır. İlk defa zaman ve mekan içinde öyle atomları yarattı ki, o atomlarda da kainatın oluşması ile ilgili bütün özelikler vardı. O kaderdi.

 

Zikr : Yay görevi gören ağaç dal parçasıdır. Sonraları çelik denmiţtir. Yumuţak demire ünsa denir. Bellek tekrar eskiyi hatırlama olduğundan yayın tekrar eski yerine gelmesine benzetilerek zakire denmiţtir.

 

Ünsa : Yumuşak demire ünsa, sert demire zeker denir. Zeker erkeğe ünsa da kadına isim olmuştur.

 

Sa’y : Sua’f el çatlamasıdır. Çalışrken elde meydana gelen izden dolayı çalışmak, çabalamak anlamı kazanmıştır.  

 

Şetta : Saf, dizilmek demektir. Şetta ise dağınık olmak demektir. Yazın yapraklar ve canlılar bir arada durdukları halde son bahada ve kışın yapraklarını döküp dağılmasından istiare edilerek kışa şita, yaza sayf denmiştir.

 

A’tav : Bölüşmede birisine düşen pay demektir. Yahut bölenin kişilere verdiği parçalara denir. “A’ta” mastar olarak “almak”, “ita” mastar olarak “vermek”, “eta” mastar olarak “gelmek”, “ita” mastar olarak “vermek” demektir. “”İ’ta”, karşılıksız vermek, “ita” ise daha çok karşılığında vermektir. Kişinin çıkarına veriyorsan “i’ta”, çıkar olsun olmasın “ita” kullanılır.

 

Vika : Katı kaptır. Via ise yumuşak kaptır. Dağlarda yağmurdan ve vahşi ayvanlardan korunmak için taştan örülen sığınak, kulube demektir. Vikaye etmek bir şeyi korumak için koruyucu kaba koymaktır. İttika kendi kendini korunacak yere koymak, sokmak anlamına gelir. Takva, vikaye mastarının mastar ismidir. Daha çok meçhul fiile mastar olur.

 

Sıdk : Kocaların eşlerine sadakat karşılığı verdikleri mihirdir. Topluluğun başkana olan sadakatini göstermek için verdikleri vergidir.

 

Hüsn : Sıra dağların yan yana olan iki büyük dağın en büyüğüne “hasen”, ikincisine ise “hüseyn” denir. Sonraları iyilik, güzellik anlamı kazanmıştır.

 

Sin, sevfe : “Sin”, fiili muzarinin başına gelen bir harftir. Arapça’da gelecek zaman sığası yoktur. Fiili muzarinin başına “sin” gelirse yakın gelecek zamana dönüşür. Uzak gelecek için “sevfe” kullanılır.

 

Yüsr, u’sr : “Yüsr” sol kol; “u’sr”, yanın ayna dönüşmesi ile solak anlamı kazanmıştır. “Yüsr“ kolaylık için “u’sr” zorluk için kullanılmıştır. Sol elle bile yapılacak işler olduğu için “yüsr”; sol elle iş yapmak zor olduğu için de “u’sr” olmuţtur.

 

Bahl :

 

Ğaniy : Ğanem, koyun sürüsü demektir. Ğanimet kelimesi buradan gelir. Sonra “m” harfi “y” harfine dönüşmüş ve zenginlik anlamı kazanmıştır. Kurtarmak, savmak anlamında if’al babı kullanılır. Kelime olarak “zengin etti” manasınadır. Ama kullanışta “savdı, kurtardı” anlamlarına gelir.  

 

Mal : Eğik ağaç anlamındadır. Yönelmek anlamında "meyl etmek" yani insanın o tarafa içini meyletmesi şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. "Mal" da insanların değer verdiği şeylerdir. Bu değer işe yaraması yanında az olması sebebiyle de doğmuş olabilir. Mal piyasada değeri olan eşyadır.

 

Redy : Taş kırmaya yarayan taş veya aletdir. Parçalanmış ve dağılmış anlamı kazanmıştır.

 

Redd : “Ridde” devenin memesinden doğumdan önce gelen süttür. Hayvanlar hamile kaldıklarında sütleri kesilir. Doğum yaklaşınca yeniden süt toplanmaya başlar. Bu doğumun yaklaştığını gösterir. Bu haldeki deveye “ridde” denmektedir. Eski hale dönmeye “riddet” denir. “Ricat”de “hal”, “riddet”de ise vasıf değişir.

 

Hedy : Hediye, insanların görüşmeden evvel görüşmek isteklerini belirtmek için gönderdikleri değerli eşyadır. Hacca gitmeden evvel Mekkeye gönderilen kurbanlık hayvanlara da hedy denir. Hediye götürüp haber getiren kimseye hadi denmiştir. Sonraları hidayet yol göstermek veya yola götürmek anlamında mastar olmuştur.

 

Ahiret : Uhur ense demektir. Uhra diğer demektir. Ahir son, ahiret sonraki hayat demektir.

 

Ula : Evvelin müennesidir. Evl kaldıraç demektir. Çevirmek ve başa döndermek anlamlarına gelir.

 

Nezr : Savaşta veya yürüyüşteki öncüdür. Öncünün görülmesi, arkasından gelen birliği haber verdiği için uyarıcı anlamı kazanmıştır. Kişinin ileride yapacağı iyi bir fiili haber vermesi de nezrdir.

 

Nar : Ateş demektir. Nur da bu kökten türemiţtir.

 

Lazy : Lazz, ateşi körüklemek için kullanılan aletin adıdır. Mastar olarak körüklemek anlamı kazanmıştır.

 

Sıliy : Sıliye, çölde Arapların güneşte et pişirdikleri taşın adıdır. Sonra pişirmek mastarına dönüşmüştür. “Ateşte pişecektir” denmektedir. Terbiye olacaktır, anlamındadır. Salat kelimesi de buradan gelmektedir. Cehennem dünyada terbiye olmayan insanları ahirette terbiye etmek için vardır. Zaten cehennem de fırın demektir.  

 

İlla : İn ve la dan mürekkeptir. İstisna edatıdır. Bunun dışındakiler sadece şunlar anlamındadır. İki türlü istisna yapılır. Biri daha öncekilerin içinden istisna yapılır. Buna muttasıl istisna denir. Bu takdirde insanların bir kısmı harabe içinde bazısı da harabe dışındadır anlamına gelir. Yahut daha önce geçenlerin dışındaki kimseler onların halinin dışındadır anlamına gelir. Buna munkati’ istisna denir.

 

Şaky : « Şık » yarmaktır. « Kaf »ın biri « vav »a dönüşmüş ve şakiy olmuştur. Topluluktan ayrılan anlamında şaki olmuştur.

 

Ellezi : Za, erkeklere işaret, ta dişilere işaret harfidir. Türkçe’de işaret için bu, şu ve o edatları kullanılır. Bu, dudaktan çıkan sestir, yakın olanlar için kullanılır. O, boğazın en alt tarafından çıkan bir harftir. Şu ise orta harftir, ortada olanlar için kullanılır. T ve z harflerinin mahreci de ş harfinin mahrecidir. Ta ve za işaret edatları, “şu” işaret sesinden dönüştür. Şimdi Arapça’da harf-i tarifler yalnız kökler üzerinde geldiği halde bu işaret isimlerine de gelerek “ellezi” veya “elleti” olmuştur. Ellezi, bir cümleyi ism-i fail veya ism-i meful yapar. İsmi fail ve ismi meful dört şekilde gelmektedir. Nekreli fail sırasında fiil veya fail veya meful nekredir. Harfi tarifli sıgalarda fiil nekre, fail veya meful marifedir. “Ma” ve “men” edatları ile yapılanlarda fail veya meful nekre, fiil ise marifedir. Ellezi ile yapılanlarda fiil, fail veya meful marifedir.

 

Kizb : Kizb, kumaşın boyanmasında kullanılan bir çeşit boya, kumaşın hakiki yapısını saklar. Madenlerin altınla kaplanmasına da kizb denir. Kişinin içini saklayarak inanmadığı şeyi söylemesi kizbdir. Arapça’da yalanla yanlış aynı kelime ile ifade edilmektedir. Ama kizb bildiklerinin ve inandıklarının aksine konuşmaktır.

 

Veliy : Veli arka demektir. Bel kelimesi ile akrabadır. Tevella, sırtını çevirmek, gerisin griye dönmektir. Tevliye arka çıkmaktır.

 

Cenb : Yan taraf demektir. Bedenin yanıdır.

 

Vika : Katı kaptır. Via ise yumuşak kaptır. Dağlarda yağmurdan ve vahşi ayvanlardan korunmak için taştan örülen sığınak, kulube demektir. Vikaye etmek bir şeyi korumak için koruyucu kaba koymaktır. İttika kendi kendini korunacak yere koymak, sokmak anlamına gelir. Takva, vikaye mastarının mastar ismidir. Daha çok meçhul fiile mastar olur.

 

Etve : Su kanalı demektir. Suyun akıp gelmesine ”eta“ mastar olmuţtur. Bir yönden geliţi ifade eder. ”Ciet“ ise yönsüz gelisi ifade eder.

 

Zekiy : “Zekiyye“ bol otlaklı arazi demektir. Sonraları canlılık için kullanılmıştır. Canlının temizlik özelliğinden dolayı temizlik; büyüme ve geliţme özelliğinden dolayı da artma anlamı kazanmıştır.

 

Ehad : “Hadid” demir demektir. “Hudud” ise sınır demektir. Baştaki “e” olumsuzluğu ifade eder, “ehad” kelimesi sınırsız demektir. Arapça’da doğrudan doğruya sayı olarak ehad gelmez. Mesela “Ahmedu ehadun” denmez. “Ahmedü vahidun” denir. Bu da sadece kuralsız olarak Allah için kullanılmıştır. Ebu Hanife “Allah birdir, ama sayılardan bir değildir” demiţtir. Bu kelime buna iţaret etmektedir. Kainatta sonsuz diye bir ţey yoktur. Zaman ve mekan da sonsuz değildir. Sonsuz yani sınırsız yalnız Allah’tır. Olumsuzdan sonra gelen ehad, olumsuzlukta genele uygulamak içindir.

 

İ‘nde : “Anid“ yulara gelmeyen devedir. Fikirlere karşı yanlış üzerine direnen kişiye “anud“ denir. Bile bile aksini idda eden kimse demektir. Küfür, daha çok fikirde direnen, “inad“ ise daha çok fiilde direnen kiţidir.  Bu anlamdan “inde“ insanın iç düşünce yapısı anlamına gelir.

 

Ni’met : "Nea’m" geviş getiren çift parmaklı hayvanların ortak adıdır. Deve, sığır, koyun, keçi. Sonra ni’met bütün yiyeceklerin adı olmuştur. Daha sonra da bütün yiyeceklerin adı olmuştur. Rahmet manevi iyilikler, nimet maddi iyilikleri ifade eder.

 

Ceza : Bir şey karşılığı verilendir. Yerini tutan şeye denir. Sonra zimmilerden alınan verginin adı olmuştur. Ceza bir fiile karşı uygulanan kötülük veya iyiliktir. Sonraları kötülere daha çok kullanılmıştır.

 

Bağiy : Boğa, damızlık öküz demektir.

 

Vech : Yüz demektir.

 

U’lya : Vadinin üst tarafıdır.

 

 

Ğaşy ettikçe leyl ve tecelli ettiğinde nehar için.. Zekeri ve ünsayı halk etmesi için... Sa’yınız şettadır. İta etmiş ve itika etmiş ve hüsnayı da tasdik etmiş ise ona yakında yüsrayı teysir edeceğiz. Buhledip istiğna etmiş ve hüsnayı tekzib etmiş kimse ise ona yakında yüsrayı teysir edeceğiz. Tereddi ettiğinde malı ona iğna etmeyecek. Hidayet etmek bizim üzerimizedir. Ahiret de ula da bizimdir. Size telezza etmiş narı inzar ediyorum. Tekzib ve tevelli etmiş kimse olan eşkiyadan başkası ona sıliy etmez. Malını ita ederek tezekki etmiş kimse olan etka onu tecnib edecek. A’la rabbinin vechini ibtiğa etmesinin dışında onun indinde başka birisini icza edilecek hergangi bir nimet yoktur. İleride razı olacaktır.

 

Örttükce gece, parladığında gündüz için... Erkeği ve dişiyi yaratılışı için.. Çabanız dağınıktır. Vermiş ve korunmuş ve iyiyi doğrulamış kimseye ise ona yakında kolayı, kolay göstereceğiz. Pintilik yapıp savan ve iyiyi yalanlayan kimseye zorluğu kolay göstereceğiz. Dağıldığında varı ona yaramayacak. Yolu göstermek bize düşer. Ötesi de berisi de bizimdir. Sizi korlaşmış ateşle uyarıyorum. Yalanlamış ve sırtını dönmüş kimse olan ayaklanandan başkası onda tavlanmaz. Varını vererek arınmış olan korunmuş kimse ondan uzak tutulur. Yüce yetiştiricisinin yüzünü aramanın dışında onun yanında başka birisine verilecek herhangi bir veri yoktur. İleride hoşnut olacaktır.

 

AÇIKLAMA : İnsan hep bu dünyaya niçin geldiğini ve nereye gideceğini düşünmüştür. Sonunda her topluluk Tanrı ve ahiret düşüncesine sahip olmuştur. Dehriler ve çağımızın bazı okumuşları dışında bunun aksini savunan bir topluluğa rastlanmamıştır. Kur’an insandaki sorunun cevabını koyduğu esaslar içinde açıklamıştır. Hayrı ve şerri yaratan kainatın sahibi tek varlıktır. İnsanları bu dünyaya eğitmek ve yetiştirmek için getirmiştir. Bu eğitmede başarılı olup olmama ölçüsü de koymuştur. Bu insanın kendi iradesi ile yücelme imkanını sağlamaktadır. Böylece insanlar sınıfı geçerlerse varlıkların en üstünü, meleklerden de üstün olmaktadırlar.  Sınıfta kalırlarsa varlıkların en alçağı haline gelmektedirler. Tin Suresi’nde bu husus açıklanmaktadır. Her þeşi çift yaratmış ve dengeyi onun üzerine kurmuştur. Kuvvetleri birbirine eşit iki zıt güç karşılıklı olarak bir şeyi çekerlerse çekilen şey hareketsiz kalır. Küçük bir etki onu istediği tarafa götürür. İnsanın da kendi iradesini kullanabilmesi için hep böyle zıt güçler oluşturulmuştur. Bu surede önce cansızlardaki ikilik anlatılmıştır. Leyl ve neharda yani madde ve enerjide ve bu madde ve enerjinin birbirine dönüşmesinden bahsedilerek madde alemindeki dengeye işaret edilmektedir. Ondan sonrada canlıların erkek ve dişi yaratıldığını açıklayarak evrime işaret edilmektedir. Kainatın temeli olan denge ve evrim bu ayetlerde belirtilmiştir. Burada insanların da iki grup olduğu, yine insanların da denge ve genel kanunlara tabi olduğu bildirilmektedir. Ancak kainattaki ve canlılardaki denge ve evrimin bir hedefi vardır. O da insandır. İnsanın da bir hedefi olmalıdır. Yoksa bütün bu kainat lehv ve la’bden ibaret olurdu ve hiç bir işe yaramazdı. Kimsenin bilmediği bir şey var sayılmaz. Bilen de biraz sonra yok olacaksa onun bilmesi bir şey ifade etmez. İşte bu surenin son kısmı bu dünyadaki denge ve evrimin devamı olan ahireti vurgulamaktadır. Ölmek yok, olmak değildir. Ölmek daha iyi hayata gitmektir, evrim içindir. Canlılarda bu husus açıkça bilinmektedir. O halde kainatın ölümü de daha iyi bir kainatın oluşması içindir.  

 

 

 

 

 


AKEVLER KUR'AN MEÂLİ
1-FATİHA SURESİ-1-
6718 Okunma
2-bakara suresi-meal yok-tefsirden çıkıyor
4414 Okunma
3-ali imran-meal yok-tefsirden çıkacak
2247 Okunma
4-nisa suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
3300 Okunma
5-maide suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2720 Okunma
6-enam suresi-meal yok-tefsir yok-123teberrük
3131 Okunma
7-araf suresi-meal yok-tefsirden çıkacak
2315 Okunma
8-ENFAL SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2319 Okunma
9-TEVBE SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK- TEBERRÜK
2763 Okunma
10-YUNUS SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2214 Okunma
11-HUD SURESİ-MEAL YOK-TEFSİR YOK-TEBERRÜK
2466 Okunma
12-YUSUF SURESİ-MEAL YOK-TEFSİRDEN ÇIKACAK
2639 Okunma
13-rad suresi meali
2919 Okunma
14-İBRAHİM SURESİ MEALİ
2547 Okunma
15-hicr suresi meali
2971 Okunma
16-nahl suresi meali
3791 Okunma
17-İSRA SURESİ MEALİ
3617 Okunma
18-KEHF SURESİ MEALİ
3585 Okunma
19-meryem suresi- meal yok-tefsir yok-teberrük
2409 Okunma
20-taha suresi meali
3819 Okunma
21-ENBİYA SURESİ MEALİ
3517 Okunma
22-hacc suresi meali
3022 Okunma
23-MÜ'MİN'UN SURESİ MEALİ
3077 Okunma
24-nur suresi meali
3442 Okunma
25-furkan suresi meali
2881 Okunma
26-ŞUARA SURESİ MEALİ
3371 Okunma
27-neml suresi meali
3579 Okunma
28-kasas suresi meali
2997 Okunma
29-ankebut suresi meali
3108 Okunma
30-rum suresi meali
2823 Okunma
31-LOKMAN SURESİ MEALİ
2895 Okunma
32-SECDE SURESİ MEALİ
2542 Okunma
33-AHZAB SURESİ MEALİ
2894 Okunma
34-SEBE SURESİ MEALİ
3310 Okunma
35-FATIR SURESİ MEALİ
3023 Okunma
36-YASİN SURESİ MEALİ
4159 Okunma
37-SAFFAT SURESİ MEALİ
4003 Okunma
38-SAD SURESİ MEALİ
3310 Okunma
39-ZÜMER SURESİ meal tefsir yok TEBERRÜK
3610 Okunma
40-MÜ'MİN SURESİ MEAL TEFSİR YOK teberrük
3113 Okunma
41-fussilet suresi meali
2942 Okunma
42-şura suresi meali
2511 Okunma
43-zuhruf suresi meali
3026 Okunma
44-DUHAN SURESİ MEALİ
3054 Okunma
45-CASİYE SURESİ MEALİ
2322 Okunma
46-AHKAF SURESİ MEALİ
2806 Okunma
47-MUHAMMED SURESİ MEALİ
2677 Okunma
48-FETİH SURESİ MEALİ
2950 Okunma
49-HUCURAT SURESİ MEALİ
3060 Okunma
50-KAF SURESİ MEALİ
3399 Okunma
51-ZARİYAT SURESİ MEALİ
3231 Okunma
52-TUR SURESİ TEFSİR MEAL YOK teberrük
2420 Okunma
53-necm suresi tefsir ve meal yok teberrük
2462 Okunma
54-KAMER SURESİ TEFSİ MEAL YOK teberrük
3196 Okunma
55-RAHMAN SURESİ MEALİ
3884 Okunma
56-VAKIA SURESİ MEALİ
3809 Okunma
57-HADİD SURESİ MEALİ
2972 Okunma
58-MÜCADELE SURESİ MEALİ
2790 Okunma
59-HAŞR SURESİ MEALİ
2780 Okunma
60-MÜMTEHİNE SURESİ MEALİ
2349 Okunma
61-SAF SURESİ MEALİ
2568 Okunma
62-CUMA SURESİ MEALİ
2815 Okunma
63-MÜNAFİKUN SURESİ MEALİ
2480 Okunma
64-TEGABUN SURESİ MEALİ
2586 Okunma
65-TALAK SURESİ MEALİ
2659 Okunma
66-TAHRİM SURESİ MEALİ
2737 Okunma
67-MÜLK SURESİ MEALİ
3266 Okunma
68-KALEM suresi MEALi
3428 Okunma
69-HAKKA SURESİ MEALİ
2992 Okunma
70-MEARİC SURESİ MEALİ
2916 Okunma
71-NUH SURESİ MEALİ
2813 Okunma
72-CİN SURESİ MEALİ
3448 Okunma
73-MÜZZEMMİL SURESİ MEALİ
3732 Okunma
74-MÜDDESSİR SURESİ MEALİ
3808 Okunma
75-KIYAMET SURESİ MEALİ
2989 Okunma
76-İNSAN SURESİ MEALİ
3604 Okunma
77-MÜRSELAT SURESİ MEALİ
2705 Okunma
78-NEBE SURESİ MEALİ
3325 Okunma
79-NAZİAT SURESİ MEALİ
3001 Okunma
80-ABESE SURESİ MEALİ
3256 Okunma
81-TEKVİR SURESİ MEALİ
3003 Okunma
82-İNFİTAR SURESİ MEALİ
2906 Okunma
83-MUTAFFİFİN SURESİ MEALİ
3397 Okunma
84-İNŞİKAK SURESİ MEALİ
2778 Okunma
85-BÜRUC SURESİ MEALİ
2357 Okunma
86-TARIK SURESİ MEALİ
2764 Okunma
87-A'LA SURESİ MEALİ
3126 Okunma
88-ĞAŞİYE SURESİ MEALİ
3103 Okunma
89-FECR SURESİ MEALİ
3026 Okunma
90-BELED SURESİ MEALİ
2645 Okunma
91-ŞEMS SURESİ MEALİ
3402 Okunma
92-LEYL SURESİ MEALİ
3268 Okunma
93-DUHA SURESİ MEALİ
2828 Okunma
94-İNŞİRAH SURESİ MEALİ
3094 Okunma
95-TİN SURESİ MEALİ
3360 Okunma
96-A'LAK SURESİ MEALİ
3667 Okunma
97-KADR SURESİ MEALİ
3696 Okunma
98-BEYYİNE SURESİ MEALİ
3031 Okunma
99-ZİLZAL SURES MEAL TEFSİRYOK teberrük
2101 Okunma
100-adiyat suresi meali
2651 Okunma
101-karia suresi meali
3523 Okunma
102-TEKASÜR SURESİ MEALİ
3591 Okunma
103-ASR SURESİ MEALİ
2748 Okunma
104-HÜMEZE SURESİ MEALİ
3569 Okunma
105-FİL SURESİ MEALİ
4736 Okunma
106-KUREYŞ SURESİ MEALİ
2812 Okunma
107-MAUN SURESİ MEALİ
3057 Okunma
108-KEVSER SURESİ MEALİ
4880 Okunma
109-KAFİRUN SURESİ MEALİ
3124 Okunma
110-NASR SURESİ MEALİ
3612 Okunma
111-TEBBET SURESİ MEALİ
4285 Okunma
112-İHLAS SURESİ MEALİ
3386 Okunma
113-FELAK SURESİ MEALİ
2635 Okunma
114-NAS SURESİ MEALİ
2964 Okunma
115-KURAN KÖK HARFLER LÜGATI-LATİN HARFLERİYLE
41221 Okunma

© 2025 - Akevler