SİHİR
SORU: 1-Sihir nedir?
Numan, Malik ve Ahmet- Sihir, sükut ederek işten kararlar almak, okuyup üfürmek ve düğümler yapmadır. Bedene ve ruha etki eder, hasta eder, öldürür, karı koca arasını ayırır. Sihrin gerçekle ilgis yoktur ve cisme etki etmez.
Şafii- Sihir, sükut ederek işten kararlar almak, okuyup üfürmek ve düğümler yapmadır. Bedene ve ruha etki eder, hasta eder, öldürür, karı koca arasını ayırır. Sihrin gerçekle ilgisi yoktur ve cisme etki eder. (Etki etmez.)
Süleyman- Sihir, sükut ederek işten kararlar almak, okuyup üfürmek ve düğümler yapmadır. Bedene ve ruha etki eder, hasta eder, öldürür, karı koca arasını ayırır. Sihrin gerçekle ilgisi yoktur ve cisme etki edip etmediği tartışmalıdır. İnsanlar ilk günlerden beri cinlerin varlığına inanmışlardır. Mukaddes kitapların hepsinde vardır. Sihre de bütün mukaddes kitaplarda raslanmaktadır. Kur'an'da cismani tesiri olduğu açıkça söylenmemektedir. Mısır'da yapılan sihrin göz bağlayıcılık olduğu belirtilmektedir. Ayrıca üfürükçülerin şerrinden korunmasından bahsediliyor; ancak, üfürüğün şerrinden bahsedilmiyor.
Sihir seyircinin bilmediği fiziki ve ruhi kanunlardan yararlanarak olanı olduğundan başka türlü gösterme sanatıdır. Kişilerde ruhi ve fiziki etkilenme meydana gelir. Cinlerden yararlanma hususu ilmen isbat edilememiştir. Aksi de sabit değildir.
SORU: 2-Sihrin öğrenilmesi haram mıdır?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Sihrin öğrenilmesi haramdır.
Süleyman- Sihrin öğrenilmesi haramdır. Gizli ilim yoktur ve ilmin gizlenmesi haramdır. Haram olan sihrin öğrenilmesi değil, onun gizli tutulmasıdır. Bu her türlü sanatın icrası için de geçerlidir. Herkesin her türlü buluşu açıklaması ve öğretmesi gerekir. Hala ihtira beraatları ve telif hakları sihir anlayışının bir devamıdır.
SORU: 3-Sıhır öğrenmek ve öğretmek haram mıdır?
Numan- Sıhır öğrenmek ve öğretmek küfürdür. (Sihirden uzak kalmak veya ondan korunmak için öğrenmek küfür değildir. Sihrin caizliğine inanarak veya ondan bir fayda olacağına kani olarak öğrenmek ise haramdır.)
Malik ve Ahmet- Sihir öğrenmek ve öğretmek küfürdür. Şeytanların emriyle yaptığına inanmak da küfürdür.
Şafii- Sihir yapana ne yapdığını sorarız: Yıldızlardan öğrendiği gibi küfre giden şeyler söylüyorsa küfretmiş olur, yoksa kafir olmaz. Helal olduğunu söylerse yine kafir olur.
Süleyman- Hiçbir şeyi öğrenmek haram değildir. Deneme yapmak da haram değildir. Bildiğini gizli tutarak başkalarını yararlandırmamak, hele hele başkalarını kandırmak haramdır. Allah'dan başka Allah'ın kanunlarını değiştirecek kuvvetler olduğuna inamak küfürdür.
SORU: 4-Sihirbaz sihri öğrenmiş olması ve onları yapması sebebiyle katledilir mi?
Numan- Sihri ile birkaç kişiyi öldürüyorsa öldürülür. Yoksa öldürülmez. (Kendisi sihriyle öldürdüğünü ikrar etmese öldürülmez.)
Malik, Şafii ve Ahmeet- Sihriyle birini öldürse öldürülür.
Süleyman- Fiilin cezası vardır. Aracın cezası yoktur. Araç fiilin isbatı ve kasdın tesbitinde araştır. Sihirle öldürme korkutanın öldürmesi gibi olup sebebiyet öldürmesidir.
SORU: 5-Sihirle katledene ne ceza verilir?
Numan, Malik ve Ahmet- Sihirle katleden had ile öldürülür. Afvi caiz değildir.
Şafii- Sihirle katleden kısasla öldürülür. Afvi caizdir.
Süleyman- Sihirle katletme ile diğer katil arasında fark yoktur. Sahir toplulukta problem olduğu zaman nefyedilir.
SORU: 6-Sahirin tevbesi kabul olunur mu?
Numan- tevbesi kabul edilmez, dinlenmez, mükerreren katil olmuşsa katledilir.
Malik- Tevbesi kabul edilmez, dinlenmez, katil olmuşsa katledilir. Bir adam sihri methetse o da öldürülür.
Şafii- Tevbesi kabul edilir. Vazgeçince fiilin cezası adi cinayetle cezalandırılır.
Ahmet- Tevebsi kabul olunur. (Kabul olunmaz.)
Süleyman- Zehirleme, kundaklama, bombalama, yangın çıkarma gibi sebeplerle cinayet işleyenlerin hükmü çok insan öldürmenin hükmüne girer. Bunlar hataen olabilir, kasdı aşılmış şeklinde olabilir, amden olabilir. Sebebiyet yoluyla olabilir. Hepsinin hükmü aynıdır. Ancak kişi değil de, yönetim istihdaf edilerek bu fiiller işlenmişse afv ancak idare ile mağdurun birlikte talepleri halinde gerçekleşir. Birinin kısas istemesi yeterlidir. Afveden diyet alır. İlk afv hakkı mağdurundur.
SORU: 7-Ehli kitabın sahirleri de ödürülür mü?
Numan- Ehli kitabın sahirleri de ödürülür.
Malik, Şafii ve Ahmet- Ödürülmez.
Süleyman- Cezalarda ehli kitap ile müslim arasında fark yoktur. Muhariple muharip olmayan arasında fark vardır. Muhariplerin diyetleri fazladır, cezaları da ağırdır.
SORU: 8-Kadın sahir, erkek sahir gibi midir?
Numan- Kadın sahir öldürülmez, hapsedilir.
Malik, Şafii ve Ahmet- Kadın sahir de erkek sahir gibi öldürülür.
Süleyman- Muharip birinin bir suç işlemesi halinde muharip olmayanın işlediği suçun cezası iki katıdır. Bu bedeni cezalarda değil, diyetlerde ortaya çıkar. Mesela bir yolun güvenliğini sağlamakla yükümlü, bunun için ücret alan biri o yolda kendisi katil olsa görevlinin bağlı bulunduğu organizasiyon onun diyetini öder. Ayrıca katil görevli ise kısasa tabi tutulur. Affedilirse ikinci diyet ödenir. Erkek kadın ayrımı yoktur.
SORU: 9-Müslimden sihir sadır olur mu?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Fasıktan sihir, keramet sadır olmadığı gibi fasıkdan da sihir sadir olmaz. -İmamı Haremeyn
Süleyman- Keramet ve sihir eskiden beri halk tarafından inanılan iki gizemli fillerdir. Biri kötülük yapmakta diğeri ise iyilik yapmaktadır. İyilik yapanlar kötülerin kötülüklerini de yok edebilyorlar. Bu iyilik ve kötülüklerin arkasında iyi ve kötü ruhlar da vardır. Melek ve şeyden veya cin. Esasda bu açıklama doğrudur. Ancak insanların bu arkasında iyi ruhların bulunduğu iyi insanlardan yararlanmak ve arkasında kötü ruhların bulunduğu kötü insanların şerrinden korunmak için Allah'a iltica etmeleri gerekir. Çünkü Allah'ın izni olmadan ne bu iyiler iyilik yapabilir, ne de kötüler kötülük yapabilir. Hayır da şer de Allah'dandır. Sığınma da onun şeriatına ve onun sünnetine girme ile olur. Yani biz ilmin bize öğrettiği tabii ve sosyal kanunlara ve kitapların bize öğrettiği şeriate göre davranmak zorundayız. O takdirde Allah'ın izni ile iyilikler bize ulaşır, kötülükler de def olur. Kimin fasık ve kimin evliya olduğunu da yalnız Allah bilir.
SORU: 10-Kehanette bulunmak haram mıdır?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Kehanette bulunmak haramdır.-Nevevi
Süleyman- Kehanette bulunmak haramdır.-Nevevi. Geleceği bilmenin yolları vardır. Semavi kitaplardan istidlal, ilmi araştırmalarda geçmişten geleceği tahmin etme, rüyayı tabir etme, içinden öyle gelme, şiddetli arzu=dua gelecek hakkında tahminlere imkan verir. Bunların değerlendirilmesinde bir hürmet yoktur. Sebepleri açıklamadan gelecek hakkıda haber vermek haramdır.
SORU: 11-Kehanetin öğrenilmesi ve öğretilmesi haram mıdır?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Kehanet, müneccimlik, kum serpme, arpa serpme, gözbağlayıcılık gibi şeyleri öğrenmek ve öğretmek haramdır.-Nevevi
Süleyman- Hiçbir şeyi öğrenmek ve mahiyetini açıklamak haram değildir. Bir şeyi bilmek onun faydalı tarafından yararlanmaya, zararlı tarafından korunmaya imkan verir.
SORU: 12-Cinci ve falcıların cezası nedir?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- (Cinci veya falcıların cezası öldürülme veya ölünceye kadar hapisdir.- Kuddame)
Süleyman- Mağdur ortaya çıkmadıkça insanların davranışları cezalandırılamaz. Akıllı baliğlerin aldanmaları da cezayı müstelzim değildir. Bu türt fiil ve akitler hukuk tarafından korunmaz. Cezaları yoktur. Faizle para verip almak, kumar oynamak, fala baktırmak gibi akitlar batıldır. Ödemeler olmamışsa dava edilemez, ödeme olmuşsa istirdat davası da açılamaz.
SORU: 13-Baygına büyü yapıp cinleri çağıranın hükmü nedir?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- (Baygının cinlerle söyleşmesi sihirdir.) (Zararsız olunca faydalanılabilir. İbni Müseyb)
Süleyman- İlim dışı metotlarla hastaları iyi etme, kişlere ilim aktarma, defineleri ve kayıpları bulma, suçluları tesbit etme meşru değildir. Yasak da değildir. Bunu yapan kişilerin davaları mesmu olmaz. Başkalarına taaddi etmeyen mali zararların tazmini istenemez. Bedeni zararları ise failleri kendileri tazmin ederler. Akileleri ruhsat vermişse akileleri tazmin eder.
Ehliyetsiz kimselerin iş yapmaları meşru değildir. Bu işler için kendilerine kredi verilmez. Yaska da değildir. Cezalandırılmaz. Bü tür anlaşmalardan dolayı davalar mesmu olmaz, mali zararların tazmini istenemez. Bedene iras edilen zararlar tazminata tabidir. Fail kendi malından tazmin eder.