4 MEZHEBİN FIKHI VE KARAGÜLLENİN İÇTİHATLARI
Süleyman Karagülle
2514 Okunma
27-SİYER VE CİHAT-2-GANİMETLERİN BÖLÜŞÜLMESİ

GANİMETİN BÖLÜŞÜLMESİ

 

Bir bucağa saldırı geldiği zaman yönetim bucak yönetimini “zaptiye yönetimi”ne devreder. Saldırıyı bucak def eder. Saldırı büyükse tüm ilçe askeri yönetime geçirilir ve oradan def edilir. Saldırı daha büyükse il yönetimi askere deveredilir ve savaş orada def edilir. Savaş bir devletin saldırısı halinde ise tüm bölge askeri yönetime geçer. Değişik cephelerden saldırıya uğramışsa bütün ülke askeri yönetime geçer ve savaş durumuna girilir.

Savaş durumuna geçilirken savaş çevresindeki tüm mallar değerleri ile orduya intikal eder. Her şey tam askeri yönetimle yönetilmeye başlanır. Halkın tamamı askeri yönetime tabi olup çalışmaları, seyahatleri, oturmaları hep eskeri yönetim usulleri ile izne tabidir.

Savaşa girilirken nakit ve tüketilen mallar savaşa sermaye olarak konur. Savaş sonunda savaş sahasının içindeki tüm değerler ganimet hükmünde olup beşte biri devletin, beşte ikisi savaşanların, beşte ikisi de mal koyanlarındır. Müslümanların arazi ve binaları ganimet değildir. Ancak mülkiyette şuyuiyyet doğar ve yeniden bölüşürler. Eğer sefer dışarıya tertip edilmişse orda elde edilen arazi ve binaların hükmü ganimet malları içindedir.  

 

SORU:22- Savaşta elde edilen hangi mallar ganimet dışındadır?

Numan ve Malik- Başkanın baştan belirlediği düşmanın üstünden kendisinin aldığı eşyalar genimet dışındadır.

Şafii ve Ahmet- Başkanın belirlemesine gerek olmadan öldürülen veya def edilen kişilerden şahsen alınan ve kişinin özel eşyası ile silahı özel eşyadandır. Bunlar ganimet dışındadır.

Karagülle- Savaşta elde edilip tüketilen mallar ile, kullanılmaya başlanan elbise ve silah savaşçının kendisine ait olup ganimet dışında bırakılır. Bu husustaki karar komutana aittir. Ganimet taksim edilirken ganimet dışı bırakabilir.

    

SORU:23- Ganimet mallarında kamu payı nedir?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Ganimet mallarının kamu payı beşte birdir.

Karagülle- Ganimet mallarının beşte biri kamu payıdır. Özel eşya dışında kalan bütün mallar ganimet mallarıdır. Savaşa girmeden önce müslümanların olan yapılar ve araziler ganimet dışı olup eski malikler arasında yeniden bölüşülür. Savaşa girmeden önce her yapının ve arazinin değeri konup maliklere imar senedi verilir. Savaştan sonra da imar senedi ile imar tamamlanır ve yapıların hisse senetleri imar senedi ile satılmaya başlanır. İlk senetler ucuz sonraki senetler dahalı olur. Herkes imar senedi ile istediği taşınmazı satın alır veya imar senedini satar. Yani yeni imara tabi tutulur.

    

SORU:24- Kamu payı kimindir?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Kamu payı başkanındır.

Karagülle- Kamu payının beşte birinin beşte dördü savaş çevresinin imarında kullanılır ve oraya aittir. Beşte dördü ise o çevrenin bağlı olduğu merkezindir. Bucak ve ilçelerde ilin; il ve bölgelerde ise devletindir. Dışardaki savaşların tamamı devletindir.

    

SORU:25- Ganimet kimlere dağıtılır?

Numan- Ganimet üçe bölünür. Yetimler, miskinler ve yolcular. Allah’ın ve peygamberin hakkı birdir. Ölümü ile peygamberin hakkı sakıt olmuştur. Yakınların hakkı da fakirlerin hakkı içindedir.

Malik-  Ganimet üçe bölünür. Yetimler miskinler ve yolcular. Allah’ın  ve peygamberin hakkı birdir. Ölümü ile peygamberin hakkı sakıt olmuştur. Yakınların hakkı da fakirlerin hakkı içindedir. Başkan ganimet, cizye ve haracı bunlardan istediği kimselere istediği gibi verir.

Şafii ve Ahmet- Ganimet beşe bölünür. Beşte biri resulün payıdır. Beşte bir Haşimoğulları ile Abdulmuttalipoğullarına aittir. Bunlar zekattan pay almazlar. Abduşşemsoğullarına ve Nevfelin oğullarına verilmez. Resulün hakkı kadınlara da verilir. Yarıya verilir. Kız çocuklarına verilmez.

Karagülle- Ganimet önce üçe bölünür. Üçte biri ilmi, dini, siyasi ve mesleki şuralara bölüştürülür. Üçte biri hükümete verilir. Hükümet bakanlar arasında bölüştürür. Kalan üçte bir dörde bölünür. Biri yetimlere, biri yaşlılara, biri yoksullara ve diğeri de yolculara bölüştürülür. Beşte birler devlet gelirlerinden olup bölüştürülmesi bu usulle yapılır. Onda birler il gelirlerinden olup yarısı devlet gelirleri gibi, yarısı da bucak gelirleri gibi bölüştürülür.

 

SORU:26- Resulün payı kimlere bölüştürülür?

Numan ve Malik- Resulün payı kalkmıştır.

Şafii- Resulün payı silah ve araçlarda, köprü ve mescitlerin yapılmasında ve benzeri yerlerde kullanılır. Hükmü feyin hükmünün aynıdır.

Ahmet- Resulün payı divan ehline verilir. Divan ehli kendilerini savaşa nasb eden kimselerdir. Askerlik hizmetlerini yapanlardır. Onlara yeteri kadar verilir.

Karagülle- Beşte birler devletin gelirlerindendir. Bunun üçte biri başkana aittir. Bununla askerler dahil devlet görevlilerinin maaşları ödenir. Bu görevlilere ilmi, dini, mesleki ve siyasi eğitim yapanlar dahil değildir. Bunların payları şura payından verilir. Yatırımlar da buna dahil değildir. Yatırımlar arazilerin temlikinden elde edilen gelirlerden yapılır.

    

SORU:27- Ganimetin dörtte biri kimlere dağıtılır?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Ganimetin dörtte biri savaşa ve savaşmak maksadıyla katılan yaya ve atlı erkeklere dağıtılır.

Karagülle- Ganimetin dörtte birinin yarısı savaşa katılanlara, diğer yarısı da savaşa sermaye koyanlara bölüştürülür. Savaşanların payları eşittir, sermaye koyanlar ise koydukları sermaye oranında sermayelerini almadan pay alırlar.

    

SORU:28- Atlının payı ne kadardır?

Numan- Yayanın iki katıdır. Ata insandan fazla pay verilemez.

Malik, Şafii ve Ahmet- Yayanın üç katıdır.

Abdülvahhab- Ömer ibni Tattab- Ali ibni ebi Talib ata iki hisse verdiler. Kimse itiraz etmedi. Tabiinlerden Ömer ibni Abdilaziz ve Hasan ibni Sirin, Medine fukahasından Evzai, Şam ehlinden Leys ibni Said ve Mısır’dan Süfyani Sevri ve Şafii ve Irak’tan Ahmet ibni Hanbel, Ebu Sevr, Muhammed ibni Hasan hep bu görüştelerdir. Bu meselede Ebu Hanife yalnız kalmıştır.

Karagülle- Savaşa girilirken savaşa konan bütün mallar değeri ile yazılır. Savaştan çıkıldığında gayri menkuller ganimet dışı bırakılır. İmar edilerek sahiplarine yeniden bölüştürülür. Menkuller ise savaş sermayesi kabul edilerek ganimetin beşte ikisi bunlara verilir. İnsanla sermaye eşit kabul edilir.

    

SORU:29- Bir kimsenin iki atı olsa kaç pay verilir?

Numan ve Şafii- Bir atın payı verilir, ikinci atın payı verilmez.

Ebu Yusuf- İkinci ata verilir, daha fazlasına verilmez.

Malik- Bir atın payı verilir, ikinci atın payı verilmez. (İkinci ata verilir, daha fazlasına verilmez.)

Ahmet- İkinci ata da pay verilir, fakat, daha fazlasına verilmez.

Karagülle- Savaşa girilirken savaşa konan bütün mallar değeri ile yazılır. Savaştan çıkıldığında gayri menkuller ganimet dışı bırakılır. İmar edilerek sahiplarine yeniden bölüştürülür. Menkuller ise savaş sermayesi kabul edilerek ganimetin beşte ikisi bunlara verilir. İnsanla sermaye eşit kabul edilir. Kişiler kendi araçları ile katılmış olsalar da ortak sermayeye koymuş olurlar.

   

SORU:30- Arap atları ile diğer atlar arasında fark var mıdır?

Numan, Malik ve Şafii- Fark yoktur.

Ahmet- Binek atlarının payı iki, yük atının payı birdir.

Evzai- Arabi olmayan binek atlarına pay verilmez.

Karagülle- Savaşa konan sermayelerin bedelleri komutanın atayacağı beşten az olmamak üzere takdir heyetince tespit edilir. Orta değer esas alınır.

    

SORU:31- Deveye pay verilir mi?

Numan, Malik ve Şafii- Deveye pay verilmez.

Ahmet- Deveye bir pay verilir.

Karagülle- Bütün sermayeler değeri ile iştirak ederler. Bu değer savaştaki gerçek değeri değil, savaştan önceki değeridir. Savaş sahasındaki bütün mallar değeri ile alınır. Yurt dışındaki savaşlarda ise savaşa yarayan mallar alınır ve savaş değeri ile alınır.

    

SORU:32- Savaş meydanına girdikten sonra savaşa katılmayan ata da pay verilir mi?

Numan- Pay verilir.

Malik, Şafii ve Ahmet- Pay verilmez. Savaşta veya taksimden önce ölürse verilir.

Karagülle- Savaşa girmeden önce yapılan takdirden önce helak olanlara verilmez, takdirden sonra mallar sahiplerinin elinde emanet olup kendi malları değildir. Dolayısıyla verilir.

    

SORU:33- Savaşta düşmanların Müslümanlardan aldığı mallara sahip olunabilir mi?

Numan- Malik olunabilir.

Malik ve Şafii- Malik olunamaz.

Ahmet- Malik olunur. (Olunamaz.)

İbni ebi Hübeyre- Sahih hadisler düşmanların savaşta aldığı malların onlara ait olduğu şeklindedir. İbni Ömerin atı kaçtı. Düşmanlar onu aldılar. Sonra Müslümanlar onlara galip geldiler. O atı peygamber geri iade etti. Onun bir kölesi Rum iline kaçtı, sonra Müslümanlar galip geldiler peygamber onu da iade etti.

Karagülle- Uluslararası hukukta her sahada Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında eşitlik vardır. Fark, devlet olup olmamaları ve hakemlerin kararına uyup uymamaları hallerinde ortaya çıkar. Müslüman olup olmamaları arasında fark yoktur.

 

SORU:34- Ganimet taksim edildikten ve herkes alacağını aldıktan sonra ek ganimet gelirse bu da bölüştürülür mü?

Numan- Savaş bittikten sonra ganimet İslam diyarına çıkarılmamışsa ek ganimet taksim olunur; ya birleştirilerek yeniden taksim edilir ya da ek olarak taksim edilir. İslam ülkesine taşınmışsa taksim edilmez, devlete kalır.

Malik ve Ahmet- Ganimet taksim edildikten ve herkes alacağını aldıktan sonra ek ganimet gelirse bölüştürülmez, devlete kalır.

Şafii- Ganimet taksim edildikten ve herkes alacağını aldıktan sonra ek ganimet gelirse bölüştürülmez, devlete kalır. (Bölüştürülür.)

Karagülle- Ek ganimetlerin hükümleri asıl ganimetlerin hükümleri içindedir. Ganimet paylaşılmış ama teslim edilmemişse bölüşme bozulur, taksimat yeniden yapılır. Eğer teslim edilmişse ek taksimat yapılır.

    

SORU:35- Kadın, çocuk, köle ve zimmiler savaşa katılırlarsa pay alırlar mı?

Numan- Bu durumda tam pay almazlar, başkanın takdirine göre kendilerine birşeyler verilir.

Malik- Tam pay almazlar, başkanın takdirine göre kendilerine birşeyler verilir. Eğer küçük savaşabilme gücüne sahipse ve başkan da izin vermişse tam hisse verilir.

Şafii ve Ahmet- Tam pay almazlar, başkanın takdirine göre kendilerine birşeyler verilir.

Karagülle- Komutanın savaş için gerekli gördüğü ve ehliyetli bulduğu kimselere baştan “tam pay” sözü verebilir. Bunun dışında savaşa izinle katılmış kadın, çocuk, köle ve zimmiler yarım pay alırlar. İzinsiz katılanlara verilecek pay savaşta gösterdikleri yararlılıklarına göre yarım paydan az olmak üzere verilir.

    

SORU:36- Dar-ı harpte ganimet taksim edilebilir mi?

Numan- Dar-ı harpte ganimet taksim edilemez. Başkan taksim ederse geçerlidir. (Eğer taşımaya güç yetirilemiyorsa o zaman taksim edilir.)

Malik, Şafii ve Ahmet- Dar-ı harpte ganimet taksim edilebilir.

Karagülle- Savaş kazanılmış ve yere hakim olunmuşsa ganimet alınması caizdir. Savaş meydanını düşmana bırakıp kaçma halinde ganimet meşru olmaz. Ele geçirilen ve savaş meydanına toplanan mal orada taksim edilir. Anlaşma yoluyla savaş durdurulmuşsa anlaşma hükümleri uygulanır.

    

SORU:37- Savaş esnasında elde edilen yiyecek, hayvan yemi ve hayvanlar savaşta başkanın izni olmadan kullanılabilir mi?

Numan- Başkanın izni olmadan kullanılabilir, bunlardan savaş dışına çıkarılabilenler az veya çok ganimet olur.

Malik- Savaş dışına çıkarılanlar ganimettir. Savaş esnasında harcananlar ise harcanmıştır.  

Şafii- Başkanın izni olmadan kullanılırsa ve bunun kıymeti büyükse kıymetini ödemesi gerekir, azsa ödemez. (Öder.)   

Ahmet- Başkanın izni olmadan kullanılabilir, bunlardan savaş dışına çıkarılabilenler az veya çok ganimet olur. Savaş dışına çıkarılanlar azsa o kendilerine kalır.

Karagülle- Savaş esnasında elde edilen yiyecek, hayvan yemi ve hayvanlardan savaş dışına çıkarılanlar ganimettir. Savaş esnasında harcananlar ise harcanmıştır. Savaş esnasında elde edilip giyilen elbiseler ile şahsen tek başına savaşta kullandığı silah ve benzeri şeyler ganimete katılmaz.

    

SORU:38- Başkan "kim ne alırsa onun olsun" demesi caiz midir?

Numan- Caizdir ama bunu yapmaması gerekir.

Malik- Mekruhtur, savaşçıları ganimet için savaştırmış olur. Bunu ancak beşte birlerden yapabilir. Enfalin (savaşsız alınan ganimetler) hükmü beşte birler gibidir.

Şafii- Başkan böyle bir şart koşsa sonra uyması gerekmez. (Gerekir.)

Ahmet- Caizdir.

Karagülle- Başkan "kim ne alırsa onun olsun" demesi caiz değildir. Sonra uyulmaz. Beşte birler için de uymak zorunluluğu yoktur.

   SORU:39- Ganimet alınmadan önce başkan ganimet alanlardan bazılarına fazla vereceğini vaad etmesi geçerli midir?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Bu vadi geçerlidir.

Karagülle- Emir, belli bir hedef göstererek bu ganimeti elde edenlere fazla pay vereceğini vaad etse ve o ganimeti almak için bir birlik görevlendirse alınan ganimetin yarısını onlara bırakabilir.

    

SORU:40- Savaşçı esirleri öldürmek veya köleleştirmek hakkında karar vermekte başkan tek başına yetkili midir?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Başkan tek başına yetkilidir.

Karagülle- Komutan savaşan düşman erkeklerini ileride tehlike olacaklarına kanaat getirirse ganimet taksim edilmeden önce ve savaş meydanında öldürebilir. İsterse onları ve onlarla beraber kadın ve çocukları köleleştirip ganimete katabilir. İsterse onlardan bedel alarak serbest bırakır ve bedeli ganimete katar. İsterse onları hür bırakıp cizyeye ve haraça bağlar. Cizye devletin olur. Haraç arazilerinin haraçları ganimete katılır. Uygun görürse bedelsiz olarak serbest bırakır. Bu hususun takdiri savaşın sonunda ganimet taksim edilmeden önce savaşın komutanına aittir, başkana ait değildir.

    

SORU:41- Savaş esirlerini başkan bedelle veya bedelsiz serbest bırakabilir mi?

Numan- Başkan bedelle veya bedelsiz serbest bırakamaz.

Malik, Şafii ve Ahmet- Başkan bedelle veya bedelsiz serbest bırakabilir.

Karagülle- Savaş esirlerini savaş komutanı bedelli veya bedelsiz olarak serbest bırakabilir, bedel ganimete dahil olur.

    

SORU:42- Başkan savaş esirlerini zimmi haline getirebilir mi?

Numan ve Malik- Zimmi haline getirebilir, hür olurlar.

Şafii ve Ahmet- Zimmi haline getiremez, çünkü bunlar köledir.

Karagülle- Bir ülke savaşla fethedildiğinde oranın halkı ileride bir tehlike teşkil etmeyeceklerse toprakları kendilerine bırakılır ve bu haraç arazileri olur ve cizye alınır. Haraç ise ganimete eklenir. Arazilerin haracını almak üzere bölüştürülür. Cizye kişi başına alınır ve devletin olur. Komutan bu halkın rahat durmayacaklarına kanaat getirirse o zaman köleleştirir ve arazinin mülkiyeti ganimet olur.

    

SORU:43- Bir Müslümanı müşrikler esir alsa ve ona ülkelerinden çıkmayacağına ve kaçmayacağına dair yemin verdirseler bu yemine uyma mükellefiyeti var mıdır?

Numan, Şafii ve Ahmet- Bu yemin geçersizdir ve uyma mükellefiyeti yoktur.

Malik- Bu yemine uyma mükellefiyeti vardır.

Karagülle- Yemin zorla da yapılmış olsa yemindir ancak mubah bir şeyin yasaklanması veya kötü bir şeyin yapılması şart koşulmuşsa yemin bozulur ve yemin kefareti verilir. Buna savaş bittikten sonra yemin kefareti verilmesi gerekir. Yemin verdirenler esir olmamışlarsa onlardan köle edinilenlerden birisi azat edilir veya yemin fidyesi onlara gönderilir.

    

SORU:44- Irak ve Mısır gibi ülkelerin merkezi alındığında bütün topraklar savaşsız olarak ele geçse bu toprakların hükmü nedir?

Numan- Bu toprakları başkan isterse savaşçılara taksim eder, isterse halkı yerlerinde bırakır haraca bağlar, isterse o halkı oradan çıkarır başkalarını yerleştirir ve onlardan haraç alır. Orasını vakıf arazisi yapıp gelirlerini bütün Müslümanlara veya savaşçılara bırakmak caiz değildir.

Malik- Bu yerleri savaşanlara taksim etmek caiz değildir. Müslümanlar için vakıf olur. (Taksim eder veya bütün Müslümanlara vakıf olur.)

Şafii- Bu toprakları savaşçılara taksim etmek gerekir, kendileri isterlerse vakfederler.

Ahmet- Bu toprakları başkan isterse savaşçılara taksim eder, isterse halkı yerlerinde bırakır haraça bağlar, isterse o halkı oradan çıkarır başkalarını yerleştirir ve onlardan haraç alır. Orasını vakıf arazisi yapıp, gelirlerini bütün Müslümanlara veya savaşçılara bırakmak caiz değildir. (Vakıf olur.) (Taksim olur.)

Karagülle- Irak ve Mısır gibi ülkelerin merkezi alındığında bütün toprakları da savaşsız olarak ele geçse savaşla geçen kısım ganimet hükümlerine, savasız geçen kısım ise fey hükümlerine tabidir. komutanın değil, başkanın hükmündedir. Savaşla alınan yerlerin hududunu başkan tayin eder, taksimden önce hakemlere gidilebilir.    

 

SORU:45- Savaşla alınan yerlere konacak haraç miktarı ne kadardır?

Numan-  Bir dönüm buğday tarlası için  bir kafız (2080*3.28 gram) ve iki dirhem arpa için bir kafız ve bir dirhemdir. Hurma ve üzüm için  cerib başına on dirhem alınır.

Malik- Haraç arazisine konmuş her hangi belirlenmiş miktar yoktur. Bilirkişilerin takdiri ile konur.

Şafii- Bir buğdaylık cerib için dört dirhem konur. Arpalık cerip için iki dirhem konur. Hurmalık için dönüm başına on dirhem alınır. (Sekiz dirhem alınır.) Zeytinlik için dönüm başına on iki dirhem alınır.

Ahmet- Haraç arazısının buğday veya arpalık yer için bir kafız ve bir dirhme konur. Hurmalık için sekiz dirhem alınır. Zeytinin ceribine on iki dirhem alınır.

Karagülle- Haraç arazilerinden alınacak miktar on yıllık ortalama mahsulün onda biridir. Bir defaya mahsus olarak takdir edilir ve ondan sonra o yer için o kadar mahsul verir. Fazla yılarında fazlası ona kalır, eksik yıllarında o tamamlar. Mahsulün fiyatını başkan koyar, isteyen vergisini para olarak, isteyen aynı olarak verir. Arazi çoraklaşsa da bu vergi ondan alınır. Arazi islah edilip gelir artsa da ondan yine bu vergi alınır. Bu vergi taksim edilmiş araziler için sahiplerine aittir. Fey olanlar ise devlete aittir. Ayrıca ortak tesisi kurulup su, elektrik ve başka hizmetler götürülürse onun bedeli ayrıca onlardan alınır. Devlet sahipli arazilerden vergi almaz, yerine cizye alır. O da topraktan değil kişilerden alınır.  

Her ilçede on civarında resmi simsar olur. Bunları illerdeki mesleki şura üyeleri ehliyetlilerden görevlendirir. Bu kişilere kredi olarak ilçe imar senetleri verilir. Bununla bunlar hazine arazilerini veya halktan arazi ve yapıları alır ve satarlar. Kendilerine satıştan %2.5 verilir.  Simsarlar haraç arazisini de alabilirler ve isterlese yine haraç arazisi, isterlerse öşür arazisine çevirip satabilirler. Öşür arazisi haraç arazisine getirilemez.

    

SORU:46- Yeniden konacak haracın miktarı Halife Ömer’in koyduğundan farklı olabilir mi?

Numan- (Halife Ömer’in miktarını koyduğu mallar dışında arazinin durumuna göre artırılıp eksiltilebilir.)

Ebu Yusuf- Arazinin durumuna göre yeni alınan yerlerde yeni oranlar konamaz.

Muhammed- Arazinin durumuna göre yeni alınan yerlerde yeni oranlar konabilir.  

Malik- Haracın miktarı takdire bağlıdır.  

Şafii- Haracın miktarı tarlaya göre yeniden Halife Ömer’den fazla yapılabilir. Eksik yapılamaz.

Ahmet- Haracın miktarı, Halife Ömer’in koyduğundan fazla veya eksik olabilir. (Fazla olabilir, eksik olamamaz.) (Fazla veya eksik olamaz.)

İbni Ebi Hübeyre- Hazineyi zarara sokmak caiz olmadığı gibi arazi sahiplerini de zarara sokmak caiz değildir. Ebu Yusuf’un Harun Reşit için yazdığı “Kitabu’l-Haraç”’ına uyulması en doğru olanıdır. Hububatta beşte iki,  meyvelerde üçte bir alınmalıdır.

Karagülle- Haracın miktarı ganimet taksim edilmeden önce öşre kıyas edilerek takdirle konur. Sonra değiştirilemez. Öşür arazisinde, beşte iki, beşte bir, onda bir, yirmide bir hatta kırkta bir alınabilir. Bu miktarlar arazinin verimliliğine bağlıdır. Hayber hurmalıkları gibi akar suları olan ve sadece yıllık devşirme dışında gideri bulunmayan topraklardan beşte iki öşür ve cizye alınabilir.  Bunun için suların onlara temliki gerekir.  

    

SORU:47-  Mekke savaşla mı yoksa anlaşarak alınmıştır?

Numan, Malik ve Şafii- Mekke savaşla alınmıştır.

Ahmet- Mekke savaşla alınmıştır. (Barışla alınmıştır.)

Karagülle- Mekke’nin harem kısmı savaşla alınmıştır Civarı ise barışla alınmıştır. Ancak başkan buraları ganimet yapmamış, mennen kendilerine bırakmıştır. Çünkü onlar müslüman oldular. Müşrik kalanlara da mallarını alıp gitmelerine ve evlerini satmalarına izin verilmiştir.

 

SORU:48- Fethedilen yerler kendilerine bırakılsa ve onlardan topluca bir haraç alınsa caiz midir?

Numan- Geçerlidir. Müslüman olmaları ile bu haraç kalkmaz.

Malik, Şafii ve Ahmet- Geçerli değildir, cizye gibidir. Müslüman olmaları ile bu haraç kalkmaz. Müslümana satmaları ile de haraç kalkmaz.

Karagülle- Haraç ganimet arazisinden olup zimmilere bırakılan arazilere uygulanır. Bunlarda devletin payı beşte birdir. Haraç almakla yetkili olanlar aldıkları haracın beşte birini devlete verirler. Bir ülke toptan bir topluluğa bırakılabilir. Bunlar aşiret, kabile veya şab olabilir. Bunlardan ihraç ettikleri mallardan en çok beşte bir verirler. İthal ettikleri maldan bir şey vermezler. Ham maddesi ithal edilen mallardan onda bir alınabilir.  

 

SORU:49- Savaşta müşriklerden yardım alınabilir mi, onlarla yardımlaşılabilir mi?

Numan- Savaşta müşriklerden eğer İslamiyet hakim ise yardım alınabilir ve  onlarla  düşmanlarına karşı yardımlaşılabilir, değilse mekruhtur.

Malik- Savaşta müşriklerden yardım alınamaz ve düşmanlarına karşı onlarla yardımlaşılamaz. Eğer Müslümanlar işçileri ise o zaman onları istihdam etmek caizdir.

Şafii- Savaşta müşriklerden onlar çok ve Müslümanlar azsa ve onların iyi niyetli olduları biliniyorsa yardım alınamaz ve düşmanlarına karşı onlarla yardımlaşılamaz. Eğer Müslümanlar işçileri ise o zaman onları istihdam etmek caizdir.

Ahmet- Savaşta müşriklerden yardım alınamaz ve düşmanlarına karşı onlarla yardımlaşılamaz. Eğer Müslümanlar işçileri ise o zaman onları istihdam etmek caizdir.

Karagülle- Söyleyene değil, söylenenin en iyisine uyulacak. Söyleyenin iyi veya kötü olması iyi sözü kötü etmez, kötü sözü iyi etmez. İyilere değil iyi işler yapanla yardımlaşılır. İşi yapanın iyi olması kötü işi iyi yapmaz, işi yapanın kötü olması iyi işi kötü yapmaz. İyilikte yardımlaşacak, kötülükten kaçacaksın. Savunmada olsun yardımlaşmada olsun kısas hükümleri bakidir. İhsan ise istenen bir şeydir. İhsan zülme sebep olmamalıdır.

    

SORU:50-  Savaşa müşrikler katılsa pay verilir mi?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Pay verilmez; fakat, bir miktar verilir

Karagülle- Savaşa müşrikler katılsa pay verilmez; fakat, sözleşme ile belirlenen miktar verilir, belirlenmemişse yarım pay verilir. Din farkı gözetmeksizin askerlik hizmeti kabul edenlerden cizye kabul edilmez, hizmet yaptırılır ve savaşa iştirak ettirilir. Cizye verdikleri halde askerlik hizmetlerine katılanlar olursa onlara izin verilebilir. Payın yarısnı alırlar. Kadınlar ise istedikleri zaman katılabilir ve yarım pay verilir.

 

SORU:51- Harb sahasında işlenen zina, kazf, sirkat, içki  suçlarının cezaları uygulanır mı?  

Numan-  Bu  suçların cezaları uygulanmaz. Komutan uygulamaz. Devlet başkanı başlarında ise uygular. Sadece öldürmeler için diyet verilir. Kısas uygulanmaz.

Malik ve Şafii- Cezaları aynen uygulanır. Harp içinde uygulanır, barış yurduna gelince uygulanmaz.

Ahmet- Cezaları aynen uygulanır.

Karagülle- Harp sahasında hukuk düzeni yoktur. Yasaklar ve cezalar komutanın iradesine tabidir. İstediği suçtan dolayı istediğine istediği cezayı uygular. Savaştan çıktıktan sonra, zulüm yapılmışsa diyetler için dava açılabilir, ödemeler yapılabilir.

Zina haramdır. Harb halinde muta nikahı ile nikahlanmak caizdir. Kocasından dört aydan fazla uzak kalan evli kadın da boşanmış olur ve “muvakkat nikah” ile nikahlanabilir.

    

SORU:52- Orduya ikmal yapan tüccarlar ve onların işçileri pay alırlar mı?

Numan, Malik ve Ahmet- Savaşmışlarsa paylara katılırlar, savaşmamışlarsa katılmazlar.

Şafii- Savaşmamışlasa da paylara katılırlar. (Savaşmışlarsa katılmazlar.)

Karagülle- Savaşta herkes komutanın emrindedir. Her zaman cepheye gider ve hizmet görür. Savaş yerinde olan kadınlar da bu emre uymak zorundadırlar. Bu sbeple erkekler iki, kadınlar bir olmak üzere herkes pay alır. Dışardan mal getirip satan tüccarlara ve işçilere birşey verilmez.

 

SORU:53- Kendi yerine başkasını savaşa göndermesi caiz midir?

Numan, Şafii ve Ahmet- Götürü veya ücretle veya teberruan savaşa kendi yerine başka birini göndermesi caiz değildir.

Malik- Götürü veya ücretle veya teberruan savaşa kendi yerine başkasını göndermesi, gönderilen kişiye savaş farz değilse caizdir. Köle gidebilir. Ücretli asker istihdam edilebilir. Ömer zamanında böyle yapılmıştır. Evlerinde oturanlar, nöbet bekleyenlere yüzer dinar ödemişlerdi.

Karagülle- Götürü veya ücretle veya teberruan savaşa kendi yerine başkasını göndermek caiz değildir. Muazzaf askerlerin istihdamı caizdir. Bu barış zamanı ile ilgilidir. Ücret ise geçimleri içindir. Başlangıç ve temel ehliyetliler er, ilk ehliyetliler erbaş, orta ehliyetliler subay, yüksek ehliyetliler üstsubay, üstün ehliyetliler general olurlar. Muazzaflar kendi sınıfında derece alırlar. Yedekle ise askeri derece almazlar. Askerken sivil hizmete geçmek sonra gerisin geriye dönmek her zaman caizidir. Herkes komutanını kendisi seçer. Komutan da kabul ederse onun askeri olur. Muharip olmayanların istihdamı da caizdir.  

    

SORU:54- Esirlerle taksimden önce cinsi birleşme yapana ceza uygulanır  mı?

Numan- Esirlerle taksimden önce cinsi birleşme haramdır, yapana ceza uygulanmaz. Nesep sahih olmaz, köledir. Çocuk da memlüklerdendir.

Malik- Esirlerle taksimden önce cinsi birleşme haramdır, yapana ceza uygulanır.

Şafii- Esirlerle taksimden evvel cinsi birleşme haramdır, yapana ceza uygulanmaz. Hür hale gelir. Kıymetini ganimete vermesi ve ona da mihir ödmesi gerekir. Kadın ümmi velet olur. (Olmaz.)

Ahmet- Esirlerle taksimden evvel cinsi birleşme haramdır, yapana ceza uygulanmaz. Hür hale gelir. Kıymetini ganimete vermesi ve ona da mihir ödmesi gerekir. Kadın ümmü velet olur. (Olmaz.)

Karagülle- Harp zamanında taksimden önce esirlerle rızaları ile kocaları da esir değilse ve kocalarından ayrı olarak dört ay geçmişse  nikah caizdir. Mihir değil ücret istihkak eder. Esirlerin taksiminde ona düşmezse boşanma olur. Ona düşerse cariyesi olur. Kocası da esirse karı kocanın arası tefrik edilmez, köle iken de karı koca kalırlar ve çocuklar da yanlarında kalır. Evli kadınla zina yaparsa, zorla yaparsa, iddeti içinde yaparsa zina etmiş ve günah işlemiş olur. Nesep ancak tanımakla sahih olur. Ceza emirin takdirindedir. Haminile ise veya çocuk doğmuşsa kadın ümmi velet olur, ganimete kıymetini öder.

    

SORU:55- Bir gemide olup yangın çıksa gemide ölmeleri mi atlayıp denizde boğulmaları tercih olunur?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- İkisi de tehlike bakımdan eşitse içlerinden geleni yaparlar. (Gemide kalmaları tercih edilir.)

Muhammed- Gemide kalmaları tercih olunur.

Karagülle- Mütereddit hallerde insan içinden nasıl gelirse öyle hareket etmelidir. En geç ölmeyi tercih etmelidir.

Önce gemide kendisini korumalıdır. Ateş boğulmaktan önce öldüreceğine kanaat getirince atlayıp denizde boğulmalıdır.

 

SORU:56- Savaş ülkesinden hayvan kaçsa ganimet olur mu?

Numan, Malik, Şafii ve Karagülle- Savaş ülkesinden İslam ülkesine hayvan kaçsa ganimet değil, fey olur.

Ahmet- Savaş ülkesinden İslam ülkesine hayvan kaçsa ganimet değil kim almışsa onun olur.

 

SORU:57- Savaş ülkesinden biri kaçıp İslam ülkesine sığınsa köle mi olur?

Numan ve Malik- Köle ve fey olur.

Şafii- Köle ve fey olur. Gelmeden önce Müslüman olmuşsa ona yol yoktur.

Ahmet-  Köle olur.  İlk teslim alanın kölesi olur.

Karagülle- Yabancı ülkeden İslam ülkesine katılıp dini ne olursa olsun askerlik hizmetini kabul ederse vatandaş olur ve ülkemizde yerleşme hakkı vardır. Zimmi kalmak isterse bir yıl kadar kendisin izin verilebilir. Orasda suç işlemişse iade edilir veya tazminatı ödenir. Gelen ülkenin nüfusa göre toprağı bizden fazla ise toprak veya kıymetini isteme hakkımız vardır.

    

SORU:58- Komutana verilen hediyeler kimindir?

Numan ve Malik- Barışta da olsa komutana verilen hediye ganimettir; beşte biri başkanındır. Beşte birini devlete verir, beşte dördü komutana kalır. Hediyeyi asker almışsa komutanın değil, askerin olur.

Ebu Yusuf- Hepsi komutanındır.

Şafii- Komutana hediye bir hakkın kendisine verilmesi veya bir haksızlığın yapılması için verilirse bunu almak haramdır. Bunun dışında sadece iyilik olsun veya iyiliğine karşılık hediye verse onu kabul etmemelidir. Kabul ederse hazinenin olur. Hiç kimse birşey ummadan komutana hediye vermez. Eğer kendi beldesinde olmayan ve kendisinin amiri olmadığı bir kimseden bir hediye gelse o hediyeyi kabul etmesini iyi görürüm. Onu halkına dağıtır veya hazineye koyar. Kendisi almaz ama alırsa haram olmaz.

Ahmet- Hediyelerin hepsi ganimettir, beşte birini verir. (Hepsi komutana aittir.)

Karagülle- Savaş içinde gelmiş olan bütün hediyeler savaş ganimetidir. Ganimetin içine konur. Savaş esnasında giydiği elbiseler ve tek başına kullandığı silahlar kendisinindir. Savaş dışında komutan ve başkanlar velayetinde bulundukları topluluğun mufavade ortağı olup ortaklığa aittir. Kendi sermayesi olarak dahil olmaz. Sadece miras kendi sermayesi olarak dahil olur.

    

SORU:59- Ganimet mallarından savaş dışına çıkarılmadan evvel çalanın kolu kesilir mi?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Çalanın ganimet ehli ise kolu kesilmez.

Karagülle- Savaşta işlenen suçların cezasını verme komutanın takdirindedir.

    

SORU:60- Savaşta ganimetten mal kaçıranın hissesinden düşülür mü ve kaçırdığı şeyin hükmü nedir?

Numan, Malik ve Şafii- Kaçırdığı mallar varsa ganimete alınır ve kaçırana ganimet payı verilir.

Ahmet- Mushaf, canlı ve savaş araçları dışında ganimetten birşey kaçıranın malları yakılır ve kendisi de ganimetten mahrum edilir.

Karagülle- Savaşta ganimetten mal kaçırana uygulanacak cezayı takdir komutana aittir. Komutan mal kaçırdığına kanaat getirir ve miktarını takdir edebilirse, ganimetteki payından o kadarını düşer. Mal yoksa tazmin ettirmez.

    

SORU:61- Fey malları nelerdir?

Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Savaş dışında zimmilerden kişi başına alınan cizye, arazilerden alınan haraç, zimmilerin korkularından dolayı kaçıp bıraktıkları mallar, riddeti sebebiyle öldürülen mürtedin malları, mirasçı bırakmadan ölen zimminin malları ve zimmilerden topluca alınan öşür fey mallarındandır.

Karagülle- Bir ülkenin merkezi savaşla alındığında çevredeki ilçe ve köyler barış yoluyla teslim olurlarsa onlardan peşin bir miktar alınabilir. Onların kişi başına korunma bedelleri olan cizye de fey hükmündedir. Toprakları kendilerine bırakılılabilir ve bir bucak veya il kurabilirler. Bu takdirde ihraç ettikleri malların en çok beşte biri onlardan vergi olarak alınabilir. Bu da fey hükmündedir.

Savaşla alınan topraklar ganimet taksim edilmeden önce savaşçılara bölüştürülür. O araziler üzerine haraç konur. Bu haracı zimmiler savaşcılara ve varislere her yıl öderler. Bunlar bunun beşte birini devlete vergi olarak verirler. Bu da feydir.

Devlet kendisi arazilerden doğrudan doğruya haraç alamaz. Feylerin tamamı devlet gelirlerindendir.

    

SORU:62- Feyin harcama yerleri nerelerdir?

Numan- Feyler müslümanların işlerine serbestçe harcanır.

Malik- Başkan kendi ihtiyacına yeteni alır, kalanını müslümanların işlerine harcar.

Şafii- Fey beşe bölünür. Bundan zilkurbaya da verilir. Başkan müslümanların işlerine harcar.(Savaşçılara dağıtır.)

Ahmet- Fey beşe bölünür. Bundan zilkurbaya da verilir. Başkan müslümanların işlerine harcar. (Kaçarak bıraktıklarının dışındakiler beşe bölünmez.)

Karagülle- Feyler devlet gelirlerindendir. Üçe ayrılır. Üçtebiri ilmi, dini, mesleki ve siyasi şuraların emrine verilir. Onlar müellefelere bölüştürürler. Üçtebiri başkanın emrindedir. Başkan kamu hizmetlilerine bölüştürür. Askerler eğitim gördüklerinden dolayı siyasi şuralardan pay alırlar. Kamu hizmeti gördüklerinden dolayı da başkanın payından pay alırlar. Üçtebiri dörde ayrılır. Biri yetimlere, biri yaşlılara, biri yoksullara biri de yurt dışına çıkan veya yurt dışından gelen turistlere harcanır.

 

 

 

 

 


4 MEZHEBİN FIKHI VE KARAGÜLLENİN İÇTİHATLARI
1-1-TEMİZLİK
2081 Okunma
2-2-MİSVAK
2052 Okunma
3-3-HİTAN(SÜNNET OLMAK)
2081 Okunma
4-4-NECASET
3251 Okunma
5-5-ABDEST
2913 Okunma
6-6-İSTİNCA
1744 Okunma
7-7-ABDEST-2
1985 Okunma
8-8-GUSÜL
2170 Okunma
9-9-TEYEMMÜM
2430 Okunma
10-10-MESH VE MEST
2232 Okunma
11-11-HAYZ
2017 Okunma
12-12-NAMAZ-1
2002 Okunma
13-13-NAMAZ-2-SETR
2562 Okunma
14-14-NAMAZ-3-İSLAMIN ŞARTI
2434 Okunma
15-15-NAMAZ-4-CEMAAT
3176 Okunma
16-16-NAMAZ-5-SEHV SECDESİ
2373 Okunma
17-17-NAMAZ-6-TİLAVET SECDESİ
3984 Okunma
18-18-NAMAZ-7-SEFER
2171 Okunma
19-19-NAMAZ-8-HAVF NAMAZI
2150 Okunma
20-20-NAMAZ-9-CUMA NAMAZI
3172 Okunma
21-21-NAMAZ-10-BAYRAM NAMAZI
3399 Okunma
22-22-NAMAZ-11-KÜSUF NAMAZI
1847 Okunma
23-23-NAMAZ-12-İSTİSKA NAMAZI
1992 Okunma
24-24-NAMAZ-13-CENAZE NAMAZI
2707 Okunma
25-25-NAMAZ-14-NAFİLE NAMAZLAR
2960 Okunma
26-26-SİYER VE CİHAT-1-KITAL
1991 Okunma
27-27-SİYER VE CİHAT-2-GANİMETLERİN BÖLÜŞÜLMESİ
2514 Okunma
28-28-SİYER VE CİHAT-3-İTAK
1963 Okunma
29-29-SİYER VE CİHAT-4-TEDBİR
1808 Okunma
30-30-SİYER VE CİHAT-5-KİTABE
1861 Okunma
31-31-SİYER VE CİHAT-6-MÜDEBBER
1863 Okunma
32-32-ORUÇ-1
2388 Okunma
33-33-ORUÇ-2-İTİKAF
4371 Okunma
34-34-NEZİR-ADAK
2126 Okunma
35-35-ZEKAT-1
2840 Okunma
36-36-ZEKAT-2-HAYVANLARDA ZEKAT
5655 Okunma
37-37-HACC VE UMRE -1
1800 Okunma
38-38-HACC VE UMRE 2-HACCIN YAPILMASI ÖNCESİ
1789 Okunma
39-39-TAKVİM VE İBADET VAKİTLERİ
1826 Okunma
40-40-TAKVİM-2-NAMAZLARIN HİKMETİ VE VAKİTLERİ
1811 Okunma
41-41-TAKVİM-3-ORUÇ VAKTİ
2008 Okunma
42-42-TAKVİM-4-AYIN VAKTİ
1854 Okunma
43-43-HACC VE UMRE-3-HACCIN VAKTİ
1767 Okunma
44-44-HACC VE UMRE4-İHRAM
4078 Okunma
45-45-HACC VE UMRE-5-HAC NASIL YAPILIR
2236 Okunma
46-46-KURBAN
2134 Okunma
47-47-NİKAH-1
2129 Okunma
48-48-NİKAH-2-REDAA
1949 Okunma
49-49-NİKAH-3-NAFAKA
1965 Okunma
50-50-NİKAH-4-HIDANE
1858 Okunma
51-51-NİKAH-5-İLA
1976 Okunma
52-52-NİKAH-6-ZIHAR
3715 Okunma
53-53-NİKAH-7-LİAN
2036 Okunma
54-54-TALAK-1
1653 Okunma
55-55-TALAK-2-HUL
2523 Okunma
56-56-TALAK-3
2941 Okunma
57-57-TALAK-4-RİCİ TALAK
2118 Okunma
58-58-HADLER-1
1844 Okunma
59-59-HADLER-2-RİDDET
1803 Okunma
60-60-HADLER-3-BAĞY
1741 Okunma
61-61-HADLER-4-ZİNA
4978 Okunma
62-62-HADLER-5-YOL KESME
1721 Okunma
63-63-HADLER-6-İÇKİ
1864 Okunma
64-64-TAZİR
2355 Okunma
65-65-KASAME
1923 Okunma
66-66-SAVUNMA VE TAZMİNAT
2264 Okunma
67-67-HAYVANLARIN VERDİĞİ ZARARLAR
1886 Okunma
68-68-KAZANÇ-1-KAMU ORTAKLIKLARI
1847 Okunma
69-69-KAZANÇ-2-ÖZEL ŞİRKETLER
2042 Okunma
70-70-KAZANÇ-3-MURABAHA-TİCARET
2228 Okunma
71-71-KAZANÇ-4-SATIŞTA İHTİLAF
1601 Okunma
72-72-KAZANÇ-5-SELEM
1732 Okunma
73-73-KAZANÇ-6-İKALE
1675 Okunma
74-74-KAZANÇ-7-İCARE-KİRA VE ÜCRET
2442 Okunma
75-75-KAZANÇ-8-CUALE-MÜKAFAT
1811 Okunma
76-76-KAZANÇ-9-KARZ
1734 Okunma
77-77-KAZANÇ-10-ŞİRKETİ KIRAZ
1896 Okunma
78-78-KAZANÇ-11-MUVAFADA ŞİRKET
2520 Okunma
79-79-KAZANÇ-12-ŞİRKETİ ANNAN
1700 Okunma
80-80-KAZANÇ-13-ŞİRKETİ VÜCUH
1906 Okunma
81-81-LEKİT-KAYIP İNSAN-ÇOCUK
1848 Okunma
82-82-HİBE
1937 Okunma
83-83-VAAD
1755 Okunma
84-84-LUKATA-BULUNTU MAL
1809 Okunma
85-85-VEDİA-EMANET
1807 Okunma
86-86-ARİYET-ÖDÜNÇ
1603 Okunma
87-87-VEKALET
1879 Okunma
88-88-DIMAN-KEFALET
2037 Okunma
89-89-HAVALE
1657 Okunma
90-90-ŞUFA
1722 Okunma
91-91-İHYA-ÖLÜ TOPRAĞIN İHYASI
2316 Okunma
92-92-ZİRAİ ŞİRKETLER
1971 Okunma
93-93-REHİN
1737 Okunma
94-94-İFLAS
1762 Okunma
95-95-HACİR
2094 Okunma
96-96-GASP
1844 Okunma
97-97-SULH-UYUŞMA
1811 Okunma
98-98-KERAHİYET VE İSTİHSA-YİYECEK VE İÇECEKLER
2381 Okunma
99-99-KAZA VE ADABI-YARGILAMA
1682 Okunma
100-100-İKRAR
1773 Okunma
101-101-MİRAS-FERAİZ
6209 Okunma
102-102-ZEBAİH-HAYVAN KESME-BOĞAZLAMA
2105 Okunma
103-103-AVLANMAK
1863 Okunma
104-104-YEMİN
1963 Okunma
105-105-VAKIF
1737 Okunma
106-106-İTAM-YEDİRMEVE DOYURMA-VAKFI
1711 Okunma
107-107-SULAR VAKFI
1664 Okunma
108-108-SİHİR
1700 Okunma
109-109-İSLAMDA ORGAN NAKLİ
1950 Okunma

© 2024 - Akevler