YEMİN
SORU:1- Bir iyiliğin yapılması için yemin yapana yemin kefaret cezası yeterli midir?
Numan ve Ahmet- Yemin kefareti yeterli değildir.
Malik- Yemin kefareti yeterlidir. Ancak onu yapması daha iyidir. (Yeterli değildir.)
Şafii- Yemin kefareti yeterlidir. Ancak iyisi onu yapmasıdır.
Karagülle- Allah insanı kendi koyduğu şeriat içinde yaşamasını istemektedir. İnsan kendi kendisine yol çizecek ve o yol içinde yaşayacaktır. Bu yolu çizmesi topluluğu oluşturur. Herkes o kişinin nasıl davranacağını bilir ve kendisini ona göre ayarlar. Böylece birlik sağlanır. Buna mukabil herkes kendi yaşama tarzını kendisi belirlediği için kişliği ve hürriyeti korunmuş olacak ve topluluğun içinde kendi iradesini kullanacaktır. Bu belirlemelerin bir yolu nezirdir.
Nezir “ben bunları bunları yapacağım” demektir. Böyle demeden önce onları yapmak ona farz değildir. Ama bir defa “yapacağım!” der de nezr ederse onu yapmak zorunda kalır. Fakat, nezrettiği şeyleri yapmağa gücü yetmezse sorumlu olmaz.
Buna mukabil bazı işleri mutlaka yapacağını ortaya koyar. Bunun için yemin eder. Bunları yapmak ona farz olur. Ancak yapmasa da sorumluluğu ortadan kalkmaz, bir kefaretle bunu karşılması gerekir. Gücü yetmese de bunu karşılamak durumundadır. O halde iyilikte yemin onu ifa etmekle giderilir. Gücü yemediği zaman kefaret geçerli olur.
SORU:2- İyilik yapmaya yemin engel gösterilebilir mi?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Gösterilemez, yemini bozacak ve iyiliği yapacaktır.
Karagülle- Yemin ancak iyiliğin yapılmasını ve kötülüğün tersi için yapılır. Aksine yemin iyiliğin terki ve kötülüğün yapılması için yapılırsa bu meşru değildir. Kişi böyle yeminleri bozduğu için değil, böyle yeminleri yaptığı için kefaret vermesi gerekmektedir.
SORU:3- Yeminde niyet mi geçerlidir?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Yeminde kasıt esasdır. Kasıt yoksa halin delaleti esas alınır.
Karagülle- Nezirlerin yeminle teyidi insanlara güven verir. Bu işi yapmaya kesin kararlı, zorluk içinde olsa da yapacaktır. Böylece güven sağlar ve güven sayesinde iş yapma imkanı bulur.
Yeminin bir başka yeri mesleki yemindir. Bir dayanışma ortaklığına katılan mesleği için yemin ederek katılır. Böylece ehliyeti teminat altına alınır, sigortalanır. Bu şekilde dayanışma ortaklığına katılanlardan biri, bir hata yaparsa birlikte tazmin ederler. Buradaki yemin teminat anlamındadır. Mesela yeminli muhasip bu demektir. Yani hata yaparsa mesleki dayanışma ortaklığı onun bu hatasını tazmin eder, demektir.
Yeminin başka bir sebebi de verdiği haberi teyittir. İnsan söylediği sözde hata edebilir. Hatalı olur diye konuşmazsak lal oluruz. Ancak her sözde de hata olabilir diye kişiler serbest olsa o zaman güvenilir haber bulamayız. Kişi yeminsiz söylediği sözlerdeki hatalardan sorumlu değildir. Ancak yemin ettikten sonra artık hata ettim denemez, sorumluluğu yüklenir. Şahitler hata ederlerse tazmin ederler. Hakemler hata ederlerse tazmin ederler. İnsanın yeminle söylediği sözler güvenilir olması gerekir.
SORU:4- Allah’ın ilmine yemin edilebilir mi?
Numan- Allah’ın bütün sıfalarına yemin olur. İlmine yemin olmaz.
Malik, Şafii ve Ahmet- Allah’ın bütün sıfatlarına yemin olur, ilmine de olur.
Karagülle- Yemin, kişinin kendi iradesi ile bağlandığı bir müessesedir. Neye yemin edeceğine ve kime yemin edeceğine kendisi karar verir. Biz sonra onu yeminine göre değerlendiririz. Kabul eder veya red ederiz. Ama “böyle yemin edeceksin, buna yemin edeceksin” diyemeyiz. Mesela Cumhurbaşkanı, milletvekili kendi ifadeleri ile istediğine yemin eder. Kabul vey red olunabilir; ancak, mevzuatta yemin metni yer almaz. Çünkü o zaman o yemin etmiş olmaz, onu yazan yemin etmiş olur.
Yemindeki geçerlilik yemin edenin samimiyeti ile ilgilidir. Yemin bir dayanışma ortaklığınca kabul edilmelidir ve sözleşmede hükümlere göre sorumluluk yüklenmelidir.
SORU:5- Yalan yere yeminin kefareti var mıdır?
Numan ve Malik- Yalan yere yeminin kefareti yoktur.
Şafii- Kefareti vardır.
Ahmet- Kefareti yoktur. (Vardır.)
Karagülle- Yanlış yere yemin sorumluluktan kurtarmaz, zararlar tazmin olunur. Hataen de olsa ayrıca keffaret gerektirir.
SORU:6- Gelecekte yapmaya veya yapmamaya yemin eden yerine getirmeli midir?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Yapmazsa yemin kefareti gerekir.
Karagülle- Gelecekte yapmayı veya yapmamayı yeminle teyid eden yapmak istediği şey kötü ise yapmamalı. Yapacak şey iyi ise yapmamazlık edemez. Yeminin kefaretini baştan verir. İyilik teyid ediliyorsa gücü yetmese de bozarsa yemin kefaretini verir.
SORU:7- “Allah’a yemin ederim” veya “Allah’a şehadet ederim” dese ama yemin kasdı olmasa yemin olur mu?
Numan ve Ahmet- Niyeti ihbar olsa da “yemin ederim” veya “şehadet ederim” dese bu sözler yemindir.
Malik- Niyeti ihbar olsa da “yemin ederim” veya “şehadet ederim” dese “Allah’a …” sözünü eklese yemin olur. Aksi takdirde niyet etmişse yemin olur.
Şafii- Niyeti ihbar olsa da “yemin ederim” veya “şehadet ederim” dese “Allah’a …” sözünü eklese ve yemin niyetiyle söylese yemin olur. İhbar niyetiyle söylese ihbar olur. Niyet etmese yemin olmaz. (Yemin olur. Zayıf söz)
Karagülle- Her topluluğun dili vardır. Bu dil beldelerden beldelere göre değişir. Arapçada şimdiki zaman, geniş zaman ve gelecek zaman ayrımı yoktur. Hep aynı kip kullanılır. Türkçedeki geniş zaman kullanılır. Dillerde inşa cümleleleri yoktur. İhbar cümleleri inşa cümleleri olarak kullanılır. Arapçada inşa cümleleri geçmiş zaman kipi ile söylenir. Türkçede ise hal kipi ile söylenir. Yani araplar “evlendim” der, biz “evleniyorum, kabul ediyorum” deriz. Her bucak kendisi istediği dili konuşur. Ona öğretilen manada değil, kendi zihninde oluşan insiyaki olarak kullanılan kelimeleri kullanır. Bucaktaki hakemler kelimelerin ve cümlelerin anlamını belirlerler. Zamanla her ilin bir hukuk dili doğar. Her bucağın bir konuşma dili olur. Bu canlılığını koruyarak devam eder. Kur’an kendi arapçasına göre yorumlanmalıdır. Günlük konuşma dili bucaklara göre değişebilir.
Kur’an “ikrar ettiniz mi, onlar da ikrar ettik, dediler. Şahit olun, biz de şehadet edenlerdeniz” demektedir. İnşaları mazi kipiyle kullanmaktadır. Kur’an arapçasında muzari sigalar ihbardır, vaittir, inşa değildir. İnşa mazi sigasıyla yapılır. “Enti talikun” sözü de inşa değil, ihbardır. Kur’an arapçasında “tallaktüki” denmesi gerekir.
SORU:8- “Allah’a şehadet ederim ki bunu yapmayacağım” dese yemin kasdı olmasa yemin olur mu?
Numan- Yemin olur.
Malik ve Şafii- Yemin olmaz.
Ahmet- Yemin olur. (Olmaz. Zaif rivayet.)
Karagülle- Arapçada yemin harfı vardır. Yemin onunla yapılır. Bir de “ekrartu”, veya “şehidtü” sözleri ile yapılır. Ezandaki “eşhedü” ikrar değil, ilandır, ihbardır.
SORU:9- “Allah’ın hakkı için …” dese yemin olur mu?
Numan- Yemin olmaz. “Allah’ın hakkı için bunu yapmayacağım” dese yemin olur.
Malik ve Şafii- Yemin olur. “Allah’ın hakkı için bunu yapmayacağım”, dese yemin olur.
Ahmet- Yemin olur. “Allah’ın hakkı için bunu yapmayacağım” dese yemin olur. (Olmaz.)
Karagülle- Kur’an’da yemin geçmiş olayların teyidi için kullanılır. Gelecekteki taahhütleri için de kullanılır. “Bi” ve “li” harfleri mecaz olarak da kullanılmaktadır. Karine ile yemin olur. Türkçe de bu açıdan incelenmelidir.
SORU:10- Mushafa yemin etse yemin olur mu?
Numan- Yemin olmaz.
Malik ve Şafii- Yemim olur.
Ahmet- Yemindir. (Her ayet için bir kefaret gerekir.)
Karagülle- Kur’an’a el basarak Allah’a yemin etmek yemindir. Kur’an’a yemin de yemindir. “Allah hak olduğu gibi bu sözlerim doğrudur”, demektir. “Kur’an Allah’ın sözleri olduğu gibi bu sözlerim de gerçektir” demektir.
SORU:11- Peygambere yemin olur mu?
Numan, Malik ve Şafii- Peygambere yemin yemin değildir.
Ahmet- Peygambere yemin yemindir. (Değildir.)
Karagülle- Peygambere yemin putperestliği davet eder; bu yemin, yemin değildir ve böyle yeminlerin yapılması günahtır.
SORU:12- Müslüman olmayanın yemini yemin midir?
Numan- Yemin değildir.
Malik, Şafii ve Ahmet- Yemini yemindir, kefareti gerektirir.
Karagülle- Yemini herkes kendisi serbestçe yapar. Yeminden doğan hukuki vecibeler onlar için de geçerlidir. Yeminin kefareti kendi şeriatlerine göredir. Yeminlerine inanıp inanmama hakemlerin kabul edip etmemesi ilgilendirenlere aittir.
SORU:13- Her yeminin bozulması kefareti gerektirir mi?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Kefareti gerektirir. Taatta, mübahta veya isyanda hüküm birdir.
Karagülle- Sevapta ve mubahta yemin bozulursa kefaret gerekir. Kötülükte yemin edilmesi ile kefaret gerekir. Yapılıp yapılmaması etki etmez.