NEZİR (ADAK)
Allah insanı yeryüzünde halife olarak yarattı ve hür kıldı. Ancak onun bir şeriat içinde yaşamasını istemektedir. Bu şeriatı kişi kendisi için kendisi koyar. Buna içtihat diyoruz. Kendisi kendi hareketlerini kendi içtihatları içinde yürüttüğü gibi başka insanlar da onunla ilişkilerini o içtihatlara göre kurarlar.
İki insan ilişkisinde herkes kendi içtihadına göre ilzam olunur. Mesela evlenen karı koca birbirlerinden ancak karşısındaki içtihadın verdiği hakları talep edebilirler. Kendi içtihatlarına göre haklı olmaları yeterli değildir. Karşısındakinin içtihadı ona o hakkı vermelidir. Evlenecekler bunları bilerek ve buna rıza göstererek evelenirler. Çıkacak ihtilaflar ise hakemlerce bu esas içinde halledilir.
İçtihatlar, sadece zorunlu hukuku belirler. Oysa bir çok zorunlu olmayan ameller vardır. Biz o zorunlu olmayan amelleri de kendimiz için zorunlu hale getiririz. Buna nezr denir. Bir şeyin nezr olabilmesi için önce onun meşru olması, yani kendisine, başkasına, topluluğuna veya çevresine zararlı olmaması gerekir. Bu tür zararlı olan fiillerin nezri batıldır. Hiç yapılmamış gibidir.
Yine nezrin sahih olması için nezredilen fiilin kendisine, başkasına, topluluğuna veya çevreye faydası olması gerekir. Faydasız olan fiillerin nezri ise fasittir. Faydalı hale dönüştürülürse devam edilir. İçinde fayda ve zararı bulunan fiiller için de nezr sadece faydaları için yapılmış olur. Zararlar tazmin edilmek şartı ile nezr sahih olabilir.
Kişi nezretmekle yükümlü değildir. Ama nezrettikten sonra onu yerine getirmekle yükümlüdür. Getirmemesinden dolayı bir zarar doğarsa onu tazmin etmekle yükümlü olur. Kendi elinde olmayan sebeple nezri yerine getirmemişse sorumluluktan kurtulur. Yeminlerden farkı budur. Yemin edenlerin sorumlulukları acziyet halinde de devam eder.
İçtihat ve nezirler sözleşme hükmündedir. Şöyle ki, içtihat veya nezreden icap yapar, ilişki kuran ise kabul etmiş olur. Mesela bir kimse bir otobüsün taşıma tarifesini yapsa ve otobüsün kapısını açsa icapda bulunmu olur. İçeri girip oturan da kabul etmiş olur. Akde dönüşmüş içtihat veya nezir şeriat olur. Artık tarafların tek taraflı olarak feshe yetkileri yoktur.
Bir cemiyet veya cemaat kuranlar için de durum aynıdır. Cemaat mahalline giren o cemaatın içtihat ve icmalarını kabuletmiş olur. Bir cemiyete katılan da o cemiyetin sözleşme hükümlerini kabuletmiş olur. Kabul etmeyenler cemaatı terkederle veya cemiyetlerden çıkarlar.
İslamiyette ekseriyetle alınmış bir karar söz konusu değildir. Ancak kendi sözleşmelerinde ekseriyet kararını kabuledenler arasına giren ona uymak zorundadır. Demek ki içtihat ve nezirler sözleşmelerin temelidir. Sözleşmeler ise şeriatın kendisidir. Sözleşmeden sonra hüküm tarafların değil sözlerindir. Yorumu da hakemlere aittir. Bunlar kavranmadıkça İslamiyet anlaşılmaz.
Şartlı nezirler şart yerine geldiğinde şartsız yemin hükmündedir.
Sevap bir işe başlamak nezr hükmündedir.
SORU:1- Nezir sevap için ise uyulması gerekir mi?
Numan, Malik, Şafii, Ahmet ve Karagülle- Sevap için ise gerekir, değilse gerekmez.
SORU:2- Nezri yerine getirmeyenlere ceza var mıdır?
Numan, Malik ve Şafii- Ceza yoktur. Kefaret gerekmez.
Ahmet- Ceza yoktur. Kefaret gerekmez. (Gerekir.)
Karagülle- Nezri yerine getirmeyenlere ceza yoktur. Kefaret gerekmez. Özürsüz yerine getirmez, zarar doğarsa zararı akilesi tazmin eder.
SORU:3- Hayızlı iken veya bayram günleri oruç tutmayı vadedenin nezri sahih midir?
Numan, Malik, Şafii, Ahmet ve Karagülle- Sahih değildir, böyle nezirler yapılmamlıdır.Yapılırsa da bir şey gerekmez.
SORU:4- Kendini veya oğlunu kurban etmeyi nezretmek sahih midir?
Numan ve Malik- Sahih değildir. Koyun kesmesi gerekir .
Şafii- Geçerli değildir. Bir şey kesmesi gerekmez.
Ahmet- Geçerli değildir. Koyun kesmesi gerekir. (Yemin kefareti gerekir.)
Karagülle- Kendini veya oğlunu kurban etmeyi nezretmek sahih değildir. Bir şey vermesi gerekmez, çünkü nezr akdedilmiş olmaz. Yemin de yoktur.
SORU:5- Kölesini kesmeyi nezredene kefaret gerekir mi?
Numan, Malik ve Şafii- Bir şey gerekmez.
Ahmet- Bir koç kesmesi gerekir. (Yemin kefater vermesi gerekir.)
Karagülle- Kölesini nezredene bir şey gerekmez. Nezr ancak sevap işlerde olur. Bunlar sevap işlerden değildir.
SORU:6- Şartsız nezirlerin hükmü nedir?
Numan, Şafii ve Ahmet- Şartsız nezir, şartlı nezir hükmündedir. Yemin kefareti gerekir.
Malik- Şartsız nezir şartlı nezir hükmümde değildir. Nezir şart veya sıfata bağlanmalıdır. (Şartlı nezir hükmündedir. Yemin kefareti gerekir.)
Karagülle- Şartsız nezirde şart, yemin esnasında yerine gelmiş kabul edilir.
SORU:7- Bir kimse ben falanla konuşursam yemin ederek kurban keseceğini nezretse ne yapmalıdır?
Numan- Nezri yerine getirir. Kefaret geçersizdir.
Malik- Yemin kefareti verir ve konuşur.
Şafii- Muhayyerdir, ister yemin kefaretini verir, isterse nezri yerine getirir.
Karagülle- Şart meşru ise nezir sahih olup yeminle teyit edilmiş olur. Nezri yerine getirir. Getirmezse yemin kefaretini veririr. Şart mubahı haram kılıyorsa veya haramın yapılması şeklinde ise nezir geçersizdir, yemin cezasını vermesi gerekir.
SORU:8- Bir kimse hac etmeyi nezretse ne gerekir?
Numan ve Malik- Hac yapması gerekir.
Şafii- Hac yapar veya yemin kefaretini verir.
Ahmet- Yemin kefaretini verir.
Karagülle- Bir kimse hac yapmayı nezretse hac yapar. Mazereti dolayısıyla hac yapmazsa birşey gerekmez. Mali imkan bulursa mutlak nezir de, vucubiyet de avdet eder. Mali imkanı var olduğu halde nezrini yerine getirmezse bir zarar da olmadığına göre bir şey gerekmez. Günah işlemiş olur.
SORU:9- Bir kimse mallarımı tasadduk edeceğim derse geçerli midir?
Numan ve Şafii- Mülkün tamamını tasadduk eder.
Arkadaşları. (Zekat mallarını tasadduk eder.)
Malik- Bütün malların üçte birini tasadduk eder.
Ahmet- Bütün mallarının üçte birini tasadduk eder. (Mallarından bir kısmını tasadduk eder.)
Karagülle- Bütün mallarını tasadduk edeceğini nezr eden sefih hükmündedir. Kendisine miras bırakılmış malları için bu hüküm geçerli değildir. Mevrustan daha fazlası kazancından ise nisabın üstündeki servetten tasarruf eder.
SORU:10- Bir mescidde namaz kılmayı nezredenin oraya gitmesi gerekir mi?
Numan- Namaz için bir yerin tayini geçersizdir. İstediği yerde ifa eder.
Malik, Şafii ve Ahmet- Mekke, Medine ve Aksa mescidlerinde namaz kılmayı nezredenin oralara gidip kılması gerekir.
Karagülle- Bir kişinin ocağının, bucağının, ilinin, devlet merkezinin mescidini ve Mescid-i Haram'ı ziyaret etmesi ibadettir. Mekke Mescidi'nde namaz kılmayı nezretmek umreyi nezretmektir, yerine getirilmesi gerekir.
SORU:11- Belli günde oruç tutmayı vadeden oruç tutmazsa ne yapar?
Numan, Şafii ve Ahmet- Tutmazsa kaza eder.
Malik ve Karagülle- Tutmazsa kaza eder. Tutamazsa kaza etmesi gerekmez.
SORU:12- On gün oruç tutacağım diyenin peşpeşe tutması gerekir mi?
Numan, Malik, Şafii, Ahmet ve Karagülle- Peşpeşe tutması gerekmez.
Davut- Peşpeşe tutması gerekir.
SORU:13- Hac ve umre maksadı dışında Kabe'ye doğru yürüyeceğini nezredene ne gerekir?
Numan- Bir şey gerekmez. Ona varmayı nezretse umreyi nezretmiş olur. Hac yapsa da geçerlidir.
Malik ve Ahmet- Hac veya umre yapması gerekir, evinden çıkıp gitmelidir.
Şafii- Hac veya umre yapması gerekir, evinden çıkıp gitmelidir. (Birşey gerekmez. Ona varmayı nezretse umreyi nezretmiş olur. Hac yapsa da geçerli olur.)
Karagülle- Bir kimse hac ve umre maksadı dışında Kabe'ye doğru yürüyeceğini nezrete bir şey gerekmez. Ona varmayı nezretse umreyi nezretmiş olur. Hac yapsa da geçerlidir. Sadece yürüme nezri bir yürümeyi icap ettirmez.
SORU:14- Mubah bir şeyi yapmayı nezredene ne gerekir?
Numan ve Malik- Birşey gerekmez.
Şafii- Muhalefet edince kefaret verir. Uyması gerekmez.
Ahmet- Muhalefet edince kefaret verir. Uyup uymamada muhtardır.
Karagülle- Bir kimse mubah bir şeyi yapmasını nezretse helali haram yaptığı için nezr fasittir.Yemin olmadığı için de bir şey gerekmez.