İTİKAF
Görünen kainat üç boyutludur. Ancak hareketin olması için dört boyuta ihtiyaç vardır. İradi hareketin olması için beş boyut gerekmektedir. Ayrıca her boyutun zahiri ve batıni tarafı vardır. Matematikçiler, batıni sayıları kabul edilmeden zahiri sayılarda bir çok işlemin yapılamayacağını isbat etmişlerdir. Mesela menfi sayının kesrini alamayız. Oysa batıni ve zahiri sayıları beraber aldığımızda bütün işlemleri yaparız. Mükemmel bir sistem oluşur.
İki boyutlu uzayda düzlemi ortasından delip geçemeyiz, bölmüş oluruz. Oysa üç boyutlu uzayda yemek yiyebiliyoruz ama parçalanmıyoruz.
Her cismin bir cevheri, bir de dalgası vardır. Cevher hızlandıkça dalga yavaşlar ve ışık hızında birleşirler. Cisimler için ışık hızı en yüksek hızdır, dalgalar için ise ışık hızı en düşük hızdır.
İnsanın bedeni zahir alemde düşük hız içinde ise ruhu batın alemde üstün hızda vardır. Ruhun gönderdiği dalgaları beden almakta, bedenin gönderdiği dalgaları ise ruh alabilmektedir. Böylece insan, ruh ve bedenden ibaret olmaktadır.
Zahir aleminde yüksek cisim hızında cinler, batın alemde yüksek cisim hızında melekler vardır. İnsan kendi ruhuyla irtibat kurabildiği gibi, başka varlıkların ruhlarıyla da irtibat kurabilir. Ancak bu son derece karışık olmaktadır.
Bir problemi çözmeye çalışan insanın aklına değişik varyantlar gelir. Bunu determinizmle izah etmek mümkün değildir. Çünkü öyle olsaydı, başkalarının aklına da o varyantlar gelirdi ve keşifler ve icatlar söz konusu olmazdı. Bizim aklımıza bu varyantları getiren nedir? Bir kompütürün aklına böyle çözümler gelmemektedir. Bizim hafızamızla kompütürün hafızası arasında fark vardır. Kompitürün hafızası, biz çağırırsak gelir. Oysa bizim hafızamız kendiliğinden, gerektiği zaman gelmektedir.
İkincisi, önsezilerimizle olacakları önceden bilmemiz mümkündür, bazen doğru sezebilmekte bezen de yanılmaktayız. Bu nedenle determinizmle izah edemeyiz.
Rüya görürüz ve rüya tabirlerimiz bezen gerçekleşir. Bu tabirler de kişilere göre değişmektedir.
Birşeyi şiddetle arzu eder, onun olmasını istersek çoğu kez olur; her zaman olmamaktadır.
Bunlar gösteriyor ki, insan batın alemiyle ilişkili halindedir; ancak, bu ilişki, net değildir. Parazitler var ve irtibat kopmaktadır. İnsan dünya ile ilgiyi keser ve iç alemine dönerse bu irtibat daha kolay ve kuvvetli hale gelir. İnsanın kendisinde ruhi gelişmeler meydana gelir.
Bunun için mabede kapanılır ve tefekküre edilir. Gereksiz konuşmaları ve hareketler yapılmaz. Manası üzerinde fazla düşünmeden Kur'an okunur veya dinlir. Belli kelimeler tekrar edilir, tesbih yapılır. Sükut edilerek kendi içinde dinlemeye geçilir. Namaz kılınır, oruç tutulur. Dünya kaygılarından ve sıkıntılarından Allah’a iltica edilir. Buna itikaf denmektedir.
İtikaf, Kur'an'da yer almaktadır; fakat, farz kılınmamıştır. İsteyenler bu ibadeti yapar, onun zevkini alır; yapmayanlara günah yoktur.
SORU:1- İtikaf ne zaman yapılır?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Her zaman yapılır. Ramazanın son on gününde yapma daha iyidir, Kadir gecesine rastlayabilir.
Karagülle- Her zaman itikaf yapılır. Ramazanın son on gününde itikaf yapma daha iyidir. Orucun insan ruhundaki etkileri yükselir ve son on günde en yüksek duruma gelir. İtikafin o zamanda yapılması daha iyi sonuçlar almaya uygundur.
SORU:2- Kadir gecesi hangi gecedir?
Numan- Bütün geceler içinde bir gecedir.
Malik- Ramazan ayındadır. Son on günün tek gecelerinde olması muhtemeldir.
Şafii- Ramazan ayındadır. 21 veya 23'üncü gecelerde olması muhtemeldir.
Ahmet- Ramazan ayındadır. 27'inci gecesidir.
İbn-i Atiyye- Kadir gecesi şimdi yoktur.
Karagülle- Yeryüzünde hak nizam bin yıllık peryodlarla gelip gider. Yarısı gece, yarısı gündüz olur. Kur'an yeryüzünün en çok aydınlandığı bir döneme rastlar. Çok kadirli bir dönemdir. Çünkü o dönemdeki aydınlanma yeryüzüne tüm ışıklarını salar. Bin aydan daha hayırlı olmasında da, bir ay 29.5 gün alınırsa 870 bin gün eder. Her gün, bin yıl olduğuna göre 870.000 yıl Kur'an''ın hükümleri yürürlükte olacaktır. Ondan fazla da yürürlükte olacaktır. Kur'an bir milyon yıl daha hükümran olabilir.
Bununla beraber Kur'an'da, "Onu Kadir gecesinde indirdik" demekle, artık kadir gecesi yok demektir. "Melekler iner" sözü ile de Kadir Gecesi'nin devam ettiğini ifade eder.
Kadir, plan demektir. O, plan gecesidir. Yıllık bütçenin bağlandığı gecedir. Herkes yıllık planını o gece yapar ve bir yıl içinde o plana göre hareket eder. Bu plan, dua ve temenniden ibarettir. Gerşekleşmesi ise Allah'ın elindedir.
İnsanlar bu gece Allah'a kendi plan ve programlarını arz eder, hatalarından istiğfar eder ve sevaplarına yardımcı olmalarını isterler. Onun için bu gece kıymetli gecedir.
Allah melekleri ve ruhları yeryüzüne göndererek insanların yaptıkları programları tetkik ettirir ve onlara yardımcı olmalarını emreder. Ruhlar, insanların ruhlarıdır. Diğer insanlara o programa göre hareket etmelerini ilham eder, melekler de yardımcı olur. Burada plandan bahsetmemiz gerekir.
İnsan plan yaparken vaktini ve mallarını nasıl kullanacağını düzenler. İnsanın vakti 24 saattir. Bunun yarısını yeme, dinlenme ve uykusu için ayırır. Geri kalan altı saatini resmi işlerde harcar. Kalan üç saatini serbest işlerde ve üç saatini de okumayla geçirir. İşte insan Ramazan ayında bunları tefekkür eder. Ben bu yıl hangi resmi işlerde çalışacağım, özel işlerde ne yapacağım, hangi ilmi çalışmalara katılacağım? Bunları yıl başında planlar ve buna göre Ramazan ayında sözleşmeler yapar.
Ayrıca insanın yıl başında aldığı sipariş kredisi vardır. Bu krediyi haftalara böler, ihtiyaçlarına göre sipariş verir. Dolayısıyla bir yıllık ihtiyacını planlamış ve senedini almış olur.
Müteşebbis ise ve işyeri varsa yine Ramazan ayında planını yapar ve selem senetlerinin çıkarılması talebinde bulunur. Verilen siparişler buna göre kabul edilir.
Bunun dışında genel inşaat planlaması yapılır. O yıl yapılabilecek inşaatların listeleri yayınlanır. Artan zamanlar imarda değerlendirilir.
Devletin geçmiş yıllara ait gelirlerine ait son bildirgeler o gün verilir. Bunlar sabaha kadar kabul edilir.
İşte Kadir Gecesi böyle bir gecedir. Bunlar Kurban Bayramına kadar muamele görür ve son şekli verilir.
Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu hususu ise, "FIy LeYLet eLQDR" nin ebced hesabı ile t'yi 400 kabul edip, 4 olarak alırsak, (F=7 I=1 L=3) (Y=1 L=3 t=4 L=3) (Q=1 D=4 R=2) 11+11+7=29 etmektedir. t'yi h olarak alıp, beş kabul edersek 30 etmektedir. Bu da bayram gecesidir. Ramazanın son günü Kadir Gecesi'dir. Ertesi gün bayramdır.
Bu gecenin kadrini şimdi anlamamız mümkün değildir. “Ortaklık Düzeni” uygulanmaya başlandığı zaman anlaşılması kolay olacaktır.
SORU:3- İtikaf nerede yapılır?
Numan- Erkekler cemaatle namaz kılınan mescitlerde yapabilir.
Malik ve Şafii- Erkekler mescitlerde yapar. Cuma kılınan camilerde yapılması daha iyidir ve evladır.
Ahmet- Erkekler cuma namazı kılınan mescitlerde yapabilir.
Hüzeyfe- Mekke, Medine ve Kudüs'ten başka bir yerde yapılamaz.
Karagülle- İtikaf cuma camiinde yapılır. Bir yerde cumanın kılınması için caminin asla kapanmaması gerekir, gece gündüz açık olmalıdır. Misafirlerin yatabilmesi için uygun yerler bulunmalı, tuvalet ve banyo yerleri olmalıdır. Mutekif, o misafirlerin kaldığı yerlerde kalır. İtikaf yaparken özel elbise giyinmelidir. Herkes itikafda olduğunu bilmeli ve onu meşgul etmemelidir.
SORU:4- Kadın evinin mescidinde itikaf yapabilir mi?
Numan- Yapabilir, evla olan budur.
Malik ve Ahmet- Yapabilir.
Şafii- Yapabilir. (Mescitte mekruhtur.)
Karagülle- Kadının tek başına mescitte itikaf yapması mekruhtur. Kadınlar beraber iken itikaf yapabilirler. Haremlerinin bulunması şartı yoktur. Kadınlar için özel tuvalet, banyo ve yatacak yerleri olur. Kapısı kitlenebilmelidir .
SORU:5- Koca karısına itikaf için izin verse başkadıktan sonra bıraktırabilir mi?
Numan ve Malik- Kıraktıramaz.
Şafii ve Ahmet- Bıraktırabilir.
Karagülle- Koca karısına itikaf için izin verse başladıktan bıraktıramaz. Kocanın birden fazla karısı varsa veya koca seferde ise karısının itikaf yapması için iznine gerek yoktur. Ancak kadın, bu gecelerini kısmetten isteyemez.
SORU:6- İtikaf için niyet gerekir mi?
Numan, Malik, Şafii, Ahmet ve Karagülle- Gerekir.
SORU:7- İtikaf için oruç gerekir mi?
Numan, Malik ve Ahmet- Gerekir.
Şafii- Gerekmez.
Karagülle- İtikaf için oruç gerekir. Kur'an'da Ramazan'da eşlerle geceleri buluşabileceğini bildirmiş, bundan "ve" harfi ile itikafı tahsis etmiştir. Oruç hükmü baki kalmıştır.
SORU:8- En az kaç gün için itikaf yapılır?
Numan- Bir gün ve geceden az olamaz. (Günün bir kısmı için yapılır.)
Malik- Bir gün ve geceden az olamaz.
Şafii- Muayyen miktar yoktur.
Ahmet- Muayyen bir miktar yoktur. (Bir gün gerekir.)
Karagülle- İtikafın en az bir gece ve gündüz olması gerekir. Allah gece mübaşereti men etti, gündüz de oruç var. O halde itikafa akşamdan önce girilir, iftar edildikten sonra çıkılır.
SORU:9- Belli bir ayı itikafla geçireceğini nezreden, sonra bozsa ne yapmalı?
Numan, Malik ve Şafii- Yalnız bozduğu günleri kaza etmeli.
Ahmet- Yalnız bozduğu günleri kaza etmeli. (Yeniden tutması gerekir.)
Karagülle- Yalnız bozduğu günleri kaza eder. Ramazan ayına kıyas yapılır.
SORU:10- "Bir ay oruç tutacağım" derse itikafı parçalayabilir mi?
Numan ve Malik- Parçalayamaz.
Şafii- Parçalayabilir
Ahmet- Parçalayabilir. (Parçalayamaz.)
Karagülle- "Bir ay oruç tutacağım" derse itikafı parçalayamaz. Toplu vakitle, parçalı vaktin değeri aynı değildir. Aynı olsaydı kefaret orucunda bitişiklik istenmezdi. Bir ay oruç tutacağım, diyen toplu olanı nezretmiştir. Ancak kazada sadece tutmadığı günleri kaza eder. Sevabı eksik olur.
SORU:11- Yalnız gündüz itikaf yapmaya niyet eden, geceyi de eklemesi gerekir mi?
Numan, Şafii ve Ahmet- Gerekmez.
Malik- Gerekir.
Karagülle- Yalnız gündüz itikaf yapmaya niyet ederse ve itikafa başlasa geceyi de eklemiş olur. İtikafa başlamamışsa kaza etmesi gerekmez.
Bir kimse birine bir yere gitmesi için arabasını kiralasa ve gideceği kilometreyi sınırlasa ve kilometre de, o yere gitmek için yetmese arabayı teslim ettiyse geri alamaz. O daha fazla kilometre yapar ve onun için ücret isteyemez. Arabayı teslim etmemişse vazgeçebilir.
SORU:12- İki gün üst üstüste oruç tutacağını nezreden, ikinci geceyi itikafta geçirmesi gerekir mi?
Numan- Gerekir.
Malik ve Ahmet- Gerekmez.
Şafii- Gerekmez. (Gerekir - Ashabı)
Karagülle- İki gün üst üste oruç tutacağını nezreden, ikinci geceyi itikafta geçirmesi gerekir. İtikaf geceyi de içine alır. Kur'an'da "gece neşet eden, vet olarak eşeddir" diyor. İtikaf asıl gece yapılır.
SORU:13- İtikaf yapan ihtiyacı için mescitten çıkabilir mi?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Çıkabilir.
Karagülle- İtikaf yapan ihtiyaçlarını gidermek için mescitten çıkabilir. İşaret dışında kimse ile konuşamaz ve işi bitince hemen döner. Yemekleri alıp itikafa girmek evladır; almamışsa gidip gelebilir.
SORU:14-İhtiyacı olmadan mescitten çıkanın itikafı bozulur mu?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Yarım günden fazla dışarı çıkanın itikafi bozulur.
Karagülle- Beş vakit namazını mescitte kılması gerekmektedir. Kimseyle işaret dışında konuşmamalıdır. Çok sıkılmışsa vakit arası çıkıp, parkta oturabilir.
SORU:15- Cuma kılınmayan mescitte itikaf yapıyorsa cuma için çıkması gerekir mi?
Numan ve Malik- Gerekir, itikafi bozulmaz.
Şafii- Gerekir, niyette şart koşmamışsa itikafi bozulur.
Karagülle- İtikafda olan cuma ve cenaze için çıkabilir. Konuşmaması şarttır. Sadece işaret edebilir. Beş vakit namazını itikaf mescidinde kılmalıdır.
SORU:16- Hasta ziyareti, cenaze gibi hallerde çıkmayı itikafa şart koşarsa, bunları yaptığında itikafı bozulur mu?
Numan ve Malik- Şart koşarsa ve yaparsa itikafı bozulur.
Şafii ve Ahmet- Bozulmaz.
Karagülle- Hasta ziyareti, cenaze gibi hallerde çıkmayı itikafa şart koşarsa ve bunları yaparsa itikafi bozulur. Kamuya yapılmış icaplarda şartlı kabul geçersizdir. Bundan dolayıdır ki, açık artırma ve eksiltmeler, kabul eden tarafca değil, icabı yapan tarafca yapılması caizdir.
SORU:17- İsteyerek cinsel ilişki kuranın itikafı bozulur mu?
Numan, Malik, Şafii, Ahmet ve Karagülle- Bozulur, kaza etmesi gerekir. Kefaret gerekmez.
Hasan-i Basri ve Zühri- İtikafta amden cima yapana yemin kefareti gerekir.
SORU:18- Cimasız temas ile meni gelse itikaf bozulur mu?
Numan, Malik ve Ahmet- Bozulur.
Şafii- Bozulur. (Gelmese de bozulur.)
Karagülle- Cima yapmadan temas ile meni gelse itikaf bozulmaz. Kur'an'da "mübaşeret etmeyiniz" diyor. Ancak ihtiyaç dışı hareketlerinden dolayı itikaf sakatlanır. İtikaf esnasında, işaret dışı konuşma ve ihtiyaç dışı hareketler ceza gerektirir. Bu ceza, iki vakit arasında konuşma bir gün orucu veya fidyeyi gerektirir. Bir namazın cemaatle kılınmaması için de ceza aynıdır. Bir günde birden fazla itikaf cinayeti varsa o günün kaza edilmesi gerekir.
SORU:19- İtikafa giren, koku sürünebilir mi ve değerli elbiseler giyebilir mi?
Numan, Malik ve Şafii- Koku sürünebilir ve değerli elbiseler giyebilir, mekruh değildir.
Ahmet- Koku sürünebilir ve değerli elbiseler giyebilir; fakat, mekruhtur.
Karagülle- İtikaf yapanın buna uygun elbise giymesi gerekir. Herkes mutekif olduğunu bilmeli ve onunla o şekilde ilişki kurmalıdır. Bu muhrim için de böyledir. İtikaf elbisesi o şehrin örfüne göre olur. Mevsime göre de olabilir.
SORU :20- Geceye kadar susması mekruh mudur?
Numan, Malik ve Ahmet- Mekruhtur.
Şafii- Mekruhtur. Susmayı nezredip konuşsa kefaret gerekmez.
Karagülle- Geceye kadar susması mekruh değil, meşrudur. Bizden öncekilerin şeriatı kitabımızda anlatılmış ise bize de şeriattır. Susma orucu Kur'an'da değişik yerlerde zikrediliyor. İtikafın özelliği de bu olmalıdır. Nezre gerek olmadan bir kimse işaret dışı konuşsa veya işaret manasında namazdaki gibi tahmid veya tesbih dışı konuşsa kefaret gerekir. Bu oruç veya fidyedir.
SORU:21- Mutekif ne yapar?
Numan, Malik, Şafii ve Ahmet- Namaz kılar, Kuran okur ve zikir yapar.
Karagülle- Mutekif namaz kılar, Kur'an okur ve tesbih yapar. Ayrıca huşua girer. Bu ayakta veya oturarak yapılır. Secdeye bakarak dalınır. Ne hareket, ne de söz söylenir. Gerek zikri, gerekse Kur'an okuması sessiz olur. Kur'an dinlemeyi tercih etmelidir.
SORU:22- İtikafda Kur'an, hadis, fıkıh dersi yapılabilir mi?
Numan ve Şafii- Yapılabilir.
Malik ve Ahmet- Mekruhtur.
Karagülle- İtikafda Kur'an, hadis, fıkıh dersleri yapılması mekruhtur. Kefaret gerektirir.
SORU:23- İtikafta ticaret ve işle meşgul olmak caiz midir?
Numan ve Şafii- Caiz değildir.
Malik ve Ahmet- Caiz değildir. İtikaf, nefsi hapsederek kalbi, Kur'an'ı tedebbür ve zikrin manasını fehmde bulunmaktır. Bundan alıkoyan meşguliyetten uzak durulması gerekir.
Karagülle- İnsanda fikir, his, irade ve ünsiyet melekeleri vardır. Fikirler zahir alemin idrakidir. İrade zahir aleme etki etmedir. Ünsiyet ise diğer insanlarla etkileşmedir.
Hisler insanın kendi içinden doğan ve kendisi ile başbaşa kaldığı haldir. İtikaf insanın zahir alemden mümkün olduğunca uzaklaşıp batın aleme yaklaşmasıdır. Bu nedenle itikafta ders görmek caiz değildir, kefareti gerektirir. Mesela öğleye kadar ders yapıp ondan sonra sükuta geçseler, birer fitre vermek şartı ile yahut sonra birer gün daha oruç tutmak şartı ile caizdir, sevabı da vardır. Ancak itikafın faziletinden tam yararlanmış olmazlar.