Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 24
ZARİYAT SURE TEFSİRİ-1-6-AYET-F Â R İ K Â T
28.08.1999
1015 Okunma, 0 Yorum

KUR’ÂN MATEMATİĞİ - XXIV. DERS  -24 (TEFSİR)

İstanbul - Üsküdar, 28.08.1999

F      R   İ   K      T

بسم الله الرحمن الرحيم

والمرسلات عرفا  *  فالعاصفات عصفا  *  و الناشرات نشرا  *

                                 فالفارقات فرقا  *  فالملقيات ذكرا  *  عذرا او نذرا  *

Âsıfât” ve “Nâşirât”tan sonra Kur’ân’da “Fârikât” kelimesi gelmektedir.

Fırka” veya “Fılka” kayalıklardan kopan taş parçası anlamındadır. Ayırmak, bölmek veya seçmek mânâsındadır. Neşredilmiş veya asfedilmiş gönderilenlerin seçilerek bize uygun olanların alınmasıdır. Bugün bunun en açık örneği antenden gelen pek çok dalgalardan istediğimizi seçip alarak belli kanalı veya dalgayı seyredebilmemiz veya dinleyebilmemizdir. Şimdi odamızda binlerce istasyonların dalgaları vardır. Ama biz onları alamıyoruz. Radyomuz veya televizyonumuz onlardan birini seçerek hoparlöre veya ekrana getirmekte ve bize göstermektedir. Tüm varlıklarda böyle seçicilik özelliği vardır. Çeşitli araçlar kullanırlar. Bunlar renk olabilir, ses olabilir, koku olabilir. Arılar kovanlarına giren yabancı arıyı özel kokularıyla seçerler. Bedenimizdeki hücreler vücuda giren yabancı maddeleri seçicilik sayesinde ayırırlar. Bunun için kullandıkları cihazlar vardır. Atomlar da kendilerine özgü ışığı seçerek yayınlarlar. Bu sayede yıldızlarda olan maddelerin cinslerini ve nisbi miktarlarını bilebilirler. Bugün ışık analizleri yardımıyla bir çok maddenin hangi elementleri ihtiva ettiğini çok kolaylıkla tesbit edebiliriz. Milyonlarca insan görsek, seçicilik sayesinde tanıyabiliyoruz. Kitaptaki harfleri seçicilik sayesinde birbirinden ayırıyoruz.

İşte Kur’ân tüm hayatımızı düzenleyen canlı ve cansız bütün âlemlerdeki ilişkiyi sistemli bir şekilde ortaya koyan ayırıcılara ve seçicilere yemin etmektedir. Seçiciliğin ne kadar büyük bir öneminin olduğunu en basit bir düşüncemizle bulmamız mümkündür. Seçicilik olamasaydı, mesela bozulmuş bir yiyecekle bozulmamış bir yiyeceği anlayamayacak ve zehirlenebilecektik. Seçicilik maddesinin iyi kavranılabilmesi için bu husustaki matematikle ilgili kuralları gözden geçirelim:

(Matematik Notları “SEÇİCİLİK” maddesine bak.

 

Şimdi “Fârikâtlar”ın uygulamasını yapalım.

 

KainattaÂlem”in genel ekseni VÜCUT (VARLIK) ve TESİR (ETKİ) ile;

İnsan”ın özel ekseni GAYE (AMAÇ) ve MEŞİET (DİLEME) ile irtibat düzlemini oluşturur.

Bunları birleştiren de ikişer olarak şöyledir:

 

Vücut” ile “Gaye” arasında “Fıtrat” yerini alır. Bunlar kurallı olaylardır. Değişmez olaylardır. Yani tükenmezler, bitmezler. Yaratılıştan beri aynı kanunlarla ve aynı miktarda varlıklarını sürdürmektedirler. Madde ve enerjiyi içermektedirler. Oysa “Tesir” ile “Gaye” arasında olan olaylar da kurallıdır. Belli kanunlara tabidirler. Ne var ki burada entropinin büyümesi vardır. Faydalı enerjinin tükenmesi vardır. Güneş soğuyor. Soğuma kurallıdır. Güneş sıcak cisimden soğuk cisme dönüşecektir. Geri dönüş de olmayacaktır. Buna “Kur’ân’da Fânilik” denmektedir. Kurallı oluşların yanında kuralsız oluşlar vardır. Bunlara “gaybi oluşlar” deniyor. Bu da elbette iradeye dayanacaktır. Meşiete dayanacaktır. “Meşiet” ile “İrade” arasındaki fark, “Meşiet” bir kimsenin başka birinden bir şey beklemeksizin kendi kendine bir şeyi dilemesidir. “İrade” ise başkasının üzerinde bir şeyin olmasını istemesidir. İrade de iki şekilde tezahür etmektedir. Ani irade ile istenenin var olmasıdır. Buna “hilkat” diyoruz. Yahut tedricen gelişerek daha üst oluşlara gitme şeklinde olur. Buna “rabvet” veya “evrim” diyoruz. “Evrim” ile “Fânilik” tesir tarafında, “Fıtrat” ila “Hilkat” ise diğer tarafında yer alacaktır. “Fıtrat” ve “Fânilik” hisabidir, “Hilkat” ve “Rabvet” ise gaybidir. Kainat bunlar üzerinde oluşmuştur.

İnsandadört kutupFikir, His, İrade ve Ünsiyet’ten oluşuyordu. Bunları birbirine bağlayan “dört meleke” daha söz konusu olmalıdır. Bunlar KARAR, İÇGÜDÜ, ÂDET ve HÜKÜM dür.

İnsan duyu organları aracılığı ile oluşlardan haberdar olmaktadır. Bu haber derhal beyne ulaşmakta, beyin zevkleri ile acı tatlı cevapları ile hisleri uyarmaktadır. İşte hisler burada acil olmayan durumlarda arzu şeklinde fikirlere isteklerini bildirmektedir. Acil durumlarda ise eğer yapılacak iş bedenle ilgili ise içgüdü ile iradeye havale etmekte, irade de onu uygulamaktadır. Eğer yapılacak iş bedenle ilgili olmayıp toplulukla ilgili ise, sosyal ilişkilerle ilgili ise, o zaman mevcut âdet veya mevzuat ile sorunlarını çözmektedir. His melekesi öyle bir melekedir ki kendisi gerek dışardan gerekse ruhtan etkilenerek yapılacaklar hususunda karar vermektedir. Bildiği bir şey değilse o hususta karar vermek üzere arzu şeklinde ilme havale etmektedir. Bildiği konularda ise içgüdüye veya âdetlere uyarak davranışları kararlaştırmaktadır. Fikir melekesi arzudan aldığı istekleri muhakeme melekesinde değerlendirdikten sonra, bilinç ve hâfıza ile de ilişki kurduktan sonra karar şeklinde iradeye bildirmektedir. Eğer kendi bedeninin yapacağı bir iş ise bedenine doğrudan bilgi vermekte ve ona göre davranışlar yapılmaktadır. Kendi bedeni ile yapacağı bir iş değilse, diğer kimselerin de katkıları gerekiyorsa, o zaman karar şeklinde ünsiyete bildirmektedir. Ünsiyet de diğer insanlarla ilişkiler kurarak soruna ortak sorunlar aranmış olur. Böylece İnsanın Fikri ile İradesi arasında “Karar”, Hissi ile İradesi arsında “İçgüdü”, Hissi ile Ünsiyeti arasında “Âdet”, Fikri ile Ünsiyeti arasında da “Hüküm Melekeleri” yer almaktadır. Karar yapılacakları, Hüküm ise yapılması gerekenleri kararlaştırır.

Topluluk, İlim, Din, Ekonomi ve Yönetim olmak üzere “dört meleke”den oluşmaktadır. İnsandaki fonksiyonların benzerleri toplulukta yapılmaktadır. Halkın yaşaması ile ilgili istekler dini kuruluşa iletilir. Yayın organları bu istekleri kollektif hâle getirir. Dini araştırma doğrudan doğruya yapılabileceklerini ekonomi ve yönetime bildirir. Onlar da onları yaparlar. Üzerinde araştırılması gerekenleri uyarı kuruluşu ile araştırma kuruluşlarına bildirirler. Araştırma kuruluşları planlama ve basından yararlanarak araştırma yapar. Üretilen proje “İlm”in direktifi ile “Ekonomi”ye bildirilir. Bu yapılan “sözleşmeler” ile gerçekleşir. Yani araştırma sonucu elde dilenler sözleşme ile “mevzuat”a dönüşür. Meclis, şûra ve başkanların kararları bunun içindedir. Halk bu mevzuata uygun olarak işler yapar. Bu hususu ekonomi “kredi” ile düzenler. Üretildikten sonra elde edilen mallar kontrola tâbi tutulur. O halde sözleşmeden sonra “kontrol” ortaya çıkar. Ambara giren mallar yönetimce paylaştırılır. Ancak burada haksızlık ortaya çıkarsa kişilerin “hakemler”e gitme hakları vardır. Tahkik dediğimiz “soruşturma müessesesi” olayları tesbit eder. Tarafların seçtiği “hakemler” de dengeli karar verirler. Psikolojide kişi kendi hükmünü bildirmekle yetiniyordu. Toplulukta tarafların seçtiği hakemlerin kararları “hüküm” oluyor ve uygulamaya zorlanıyor. Böylece toplulukta İlim ile Ekonomi arasında “sözleşmeler”, Ekonomi ile Din arasında “kontrol”, Din ile Yönetim arasında “soruşturma” ve Yönetim ile İlim arasında “hakem kararları” vardır. Bunların hepsinin seçici olduklarına dikkat edilmelidir.

Hizmette Tedris, Terbiye, İrşat ve Tâlim vardı. Bu dört kutbu birbirine bağlayan hizmetler olmalıdır. Tedris ile Terbiye arasında “tescil” yanı noterlik vardır. Tüm sözleşmeler yazılarak topluluğun hâfızasına alınır. Terbiye ile İrşat arasında “kontrol” vardır. Üretilenlerin yaşama ile ilgili olup olmadığı, ihtiyaçları giderip gidermeyeceği bu kurum tarafından gerçekleştirilir. Buna “tesbit” diyoruz. Olanı olduğu gibi tesbittir. Terbiye ile Atılım arasında ise “tahkik” vardır. İddiaların doğru olup olmadığı soruşturularak tahkik edilir. Nihayet Talim ile Tedris arasında “tahkimin tescili” vardır. Bunlar kaydedilir ve saklanır. Gerektiğinde ibraz edilir.

Ekonominin dört kutbu Mal, Para, Emek ve Yapılar idi. Çarşılarda imalat yapılabilmesi için halktan “emek” gelmelidir. Pazardan “ham madde” gelmelidir. Bankadan da “sipariş” gelmelidir. Bunlara dayanılarak “imalat” yapılır. Şantiyede de inşaat yapılabilmesi için pazardan “inşaat malzemesi”, halktan “artık emek” ve bankadan da “çalışma kredisi” gelmelidir. Bunlar birleşince “inşaat” yapılabilmektedir. Öyleyse mal ile emek arasında “ham madde”, para ile emek arasında “sipariş kredisi”, mal ile yapı arasında “malzeme”, para ile inşaat arasında “çalışma kredisi” verilmelidir. Bu  kredilendirme ve satın almalar hangi malzemelerin nerelerde kullanılacağını, hangi emeğin nerelerde harcanacağını belirler ki; burada “seçicilik” açıktır.

Hayatın kutupları olarak Işık alışı ve Isı verişi, Madde alışı ve Madde verişi idi. Bunların canlılığı oluşturması için her şeyden önce irsiyet var olmalıdır. Yani yavrular ana babasına benzemelidirler. Bu yeterli değildir. Değişik şartlarda uyum sağlamalıdırlar. Yani bir taraftan atalarına benzeme, diğer taraftan da çevreye uyumlu olma ile farklılaşma durumu vardır. Bu olay insanlarda son derece belirgindir. Tüm insanlar insan olarak birbirine benzer ama sima olarak hiç kimse hiç kimseye benzemez. İnsanın insana benzemesiyle insan diğerlerinden ayırt edilir. Simanın farklı olmasıyla da insanlar arasında ayırd etme ortaya çıkar. Burada her ikisi de madde ile yapılmakta ve doğuşla ilgilidir. Dolayısıyla ışık alışı ile madde alışı arasında “irsiyet”, madde alışı ile ısı verişi arasında “uyum” söz konusudur. Diğer taraftan  yeryüzü yaratılmıştır ve yok olacaktır. Hayat evrime tâbidir ve nesiller inkıraz etmektedir. Evrim ve inkıraz da bir “seçicilik”tir. İnkıraz güneş enerjisinin tükenmesi ile ilgilidir. Evrim ise ısının oluşması sonunda meydana gelmektedir. Böylece ışık ile atık arasında “inkıraz”, atık ile ısı arsında “evrim” vardır. Yani hayat daha üstün bir hayatın oluşması için sona ermektedir.

Usûl ilminde seçicileristimal” olarak adlandırılır. Vaz ile dil oluşur. İstimal ile dil kullanılır. Konuşan kimse kelimeleri seçerek kullanır. Cümleleri ayırd ederek söyler. Dinleyen de seçilen kelimelerle konuşanın kasdını anlar. Buradaki anlama vaz ile değildir. Muhkem ile Nas arasında “hakiki sarih”, Nas ile Müteşabih arasında “mecazi sarih”, Müteşabih ile Müşkül arasında “kinayeli mecaz”, Muhkem ile Müşkil arasında “kinayeli hakikat” vardır. Hakikat demek, bir kelimeyi bir cümle içinde kullanılmadan da anlaşılan mânâdır. Cümle olarak da herkesin aynı şey anladığı mânâdır. Kullanılan cümle içinde kelimede anlaşılan değişik mânâdır. Mecazda kelime hakiki mânâsını kaybeder. Sarih de hakikat gibidir. Yani söylendiği gibi anlaşılan mânâdır. Ancak yine ifade ettiği cümlelerin gereği anlaşılan mânâdır. “Güneş doğdu” dediğinizde aynı zamanda “aydınlık oldu” demiş olursunuz.

İlim: İlmin dört kutbunu yeniden hatırlarsak; Tedrisat, insanların doğru düşünmelerini öğretir. Terbiye, insanlara iş becerilerini öğretir. İrşat, insanların ahlâklı davranışa alıştırır. Talim ise insanların savaşlarda ve âfetlerde nasıl korunacağını veya nasıl savaşacaklarını öğretir. Bunlar “eğitim müesseseleri”dir. Okullar, atölyeler, mabetler ve kışlalar bu hizmetleri yüklenmişlerdir. Dört çeşit yan bağların oluşmasını gerektirir. İlim delillerden hükümler çıkarmaktır. Bütün geçmiş olaylar delillerdir. Yanı tarih delillerden ibarettir. Hükümler ise gelecekte olacakları tahmin etmedir. Geçmiş kesindir. Değişmez gelecek ise insanın ve Allah’ın iradesine bağlıdır. Ancak tahmin yapılabilir. “Âhiret ilmi” veya füturoloji denmektedir. İrşat ile Terbiye arasında “evrim” yer alır. Evrim, birbirine benzeyen ama aralarında ilişki olmayan  varlıklardan, birbirine benzemeyen ama aralarında dayanışma bulunan varlıklara doğru gidiştir. Buna karşılık İrşat ile Talim arasında entropinin büyümesi vardır. Termodinamiğin ikinci kanunu gereği her şey bozulmaktadır. Kainat peryodik değildir. Bunların ilmi yapılacaktır. Bunlar henüz bağımsız ilim şeklini almamıştır. Gelecekte bunlar tarih gibi gelişmiş ilimler olacaktır.

Fıkıhın dini hükümlerinde insanın kendisi ile Allah arasında olan hükümler olup kişi Allah’a karşı sorumludur. Bunlar ibadetlerle gerçekleşir. Zekat ve Namazı daha önce görmüştük. Keffaretleri anlatmıştık. Yan iki kolu eksiktir. Bu da Hac ile Oruçtur. Oruç, kişinin kendi sağlığı ve ailesinin sağlığı ile ilgili hükümleri içerir. Erham yanı nikah ile ilişkilidir. Hac ise topluluğun, tüm insanlığın birlikte yaşama hükümlerini düzenler. Ukud yani sözleşmeler ile ilgilidir. Kazai hükümler ise kamuca teminat altına alınmış hükümlerdir. Sözleşmelere ve anlaşmalara dayanır. Bunlardan Kısas ve Diyet daha önce görülmüştü. Tazirin hükümleri konmuştu. İki kol eksik kalmıştır. Onlar da kol kesme ve dayak cezalarıdır. Cezalar kamudan gizli yapılan fiillere uygulanır. Çünkü kamu onları denetleyemez duruma düşmektedir. Bunlar kişilere karşı işlenmiş suç olmayıp kamuya karşı işlenmiş suçlardır. Bu sebepledir ki affedilmesi mümkün değildir. Maddi bir tahribat yoksa dayak cezaları verilir. Bu da zina ve kazf yani iftira cezalarıdır. Zinada 100 sopa, iftirada 80 sopa vurulmaktadır. Diğeri ise hırsızlıktır. Hırsızlık elle yapıldığı için kol kesme cezaları vardır. Cezalar için konmuş kuralları hatırlatmakta ayrar vardır: 1) Cezalarda kat’ilik aranır. Şüphe cezaları düşürür. Suç olduğu kesin olarak bilinmelidir. 2) Cezası da kesin olarak tesbit edilmiş olmalıdır. 3) İşlenmiş olduğu da dört âdil soruşturmacı tarafından belirlenmelidir 4) Fail fiili sanat hâline getirmelidir. Zinada bu tam duhulü gerektirir. Sevişme ceza için yeterli değildir. Hırsızlıkta çalınan mal yeter miktarda olmalıdır. Bununla birlikte dört şahidin ayrı ayrı tesbit etmesi bunların sanat hâline gelm

esine de delil teşkil eder.

 

 

 

 

 

 

 






Tüm Seminerler
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 230
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 38-41.AYETLER
18.10.2003 2208 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 229
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 35-37.AYETLER
11.10.2003 1464 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 228
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 30-34.AYETLER
4.10.2003 1610 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 227
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 27-29.AYETLER
27.09.2003 1644 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 226
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 23-26.AYETLER
20.09.2003 2059 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 225
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 20-22.AYETLER
13.09.2003 1641 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 224
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 16-19.AYETLER
6.09.2003 1675 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 223
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 14-15.AYETLER
30.08.2003 2924 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 222
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 10-13.AYETLER
23.08.2003 1662 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 221
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 7-9.AYETLER
16.08.2003 1978 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 220
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 1-6.AYETLER
9.08.2003 1523 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 219
FURKAN SÛRESİ(25); 4-6. ÂYETLER TERCÜME VE TEFSİRİ
2.08.2003 2033 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 218
ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ(3); 156-159. ÂYETLER TERC. TEFS.ÖZEL
26.07.2003 1637 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 217
FATİHA SÛRESİ VE MAANİ İLMİ ÖZEL TEFSİR
19.07.2003 2157 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 216
NÛR SÛRESİ(24); 46-52. ÂYETLERİN TERCÜME VE TEFSİRİ
12.07.2003 2314 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 215
NÛR SÛRESİ(24); 30-31. ÂYETLERİN TERCÜME VE TEFSİRİ
5.07.2003 2370 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 214
BÂTINÎ SAYI / SANAL SAYI
28.06.2003 2207 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 213
NÛR SÛRESİ(24); 27-29. ÂYETLERİN TERCÜME VE TEFSİRİ
21.06.2003 2068 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 212
ŞUARÂ SÛRESİ(25) 69-82. ÂYETLERİN TERCÜME VE TEFSİRİ
14.06.2003 1930 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 211
ÂDİYÂT SÛRESİ(100) TERCÜME VE TEFSİRİ
7.06.2003 2151 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 210
NAHL SÛRESİ(16); 48-50. ÂYETLERİN TEFSİRİ
31.05.2003 2607 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 209
RA’D SÛRESİ(13); 31. ÂYET TEFSİRİ
24.05.2003 3075 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 208
BAKARA SÛRESİ(2); 17-20. ÂYETLERİN TEFSİRİ
17.05.2003 2487 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 207
YUNUS SÛRESİ(10); 57-65.AYETLER TEFSİRİ
10.05.2003 2711 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 206
Şûrâ Sûresi(42); 15.AYET TEFSİRİ
3.05.2003 2914 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 205
ÂL -İ İMRAN SURESİ TEFSİRİ 199-200.AYETLER ÖZEL TEFSİR
26.04.2003 2635 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 204
İsrâ SÛRESİ (17)104.AYET -Kur’an’a Göre İSRAİL’İN SONU
19.04.2003 142543 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 203
MÜCADELE SÛRESİ(58); 20-22. ÂYETLERİN TEFSİRİ
12.04.2003 1537 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 202
İSRÂ SÛRESİ(17), 77-81. ÂYETLERİN TEFSİRİ
5.04.2003 1764 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 201
YUNUS SÛRESİ(10); 20.AYETLER TEFSİRİ
29.03.2003 1637 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 200
ÂL-İ İMRÂN (3)SÛRESİ 156-160. ÂYETLERİN TEFSİRİ
22.03.2003 2577 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 199
Ahkaf SURESİ -35-Tur SURESİ 47-49. AYETLER
15.03.2003 2998 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 198
Nisâ SURESİ [4];147.AYET TEFSİRİ
8.03.2003 1747 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 197
ZÜMER SÛRESİ17-18 TEFSİRİ- ADİL DÜZEN DERGİSİ İÇTİHADI
1.03.2003 1496 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 196
NAHL SURESİ 15 ve 16’ıncı Âyet TEFSİRİ
15.02.2003 2399 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 195
CİN , 28-MERYEM , 93-94- İBRAHİM, 34. ÂYETLER TEFSİRİ
8.02.2003 2440 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 194
SECDE SÛRESİ(32) 4-5. ÂYETLERİN TEFSİRİ
1.02.2003 2421 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 193
SECDE SÛRESİ(32) 1-3. ÂYETLERİN TEFSİRİ
25.01.2003 1602 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 192
CÂSİYE SÛRESİ(45) 23. ÂYET TEFSİRİ
18.01.2003 1786 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 191
ISRA SURESİ 73-77.AYETLER TEFSİRİ
11.01.2003 3233 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 190
iSRA SURESİ 70-72.AYETLER TEFSİRİ
4.01.2003 1559 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 189
MÂİDE SÛRESİ 64.AYET TEFSİRİ
28.12.2002 1742 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 188
KUR’AN DÜZENİ ESASI-bakara256-2782,80-286-isra32
21.12.2002 1645 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 187
BELED SURESİ TEFSİRİ
14.12.2002 3293 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 186
AHZAB SURESİ 70-71.AYETLER TEFSİRİ
23.11.2002 3892 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 185
ENAM SURESİ 123.AYET TEFSİRİ
16.11.2002 2940 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 179
ANYASA -TEŞRİ/YASAMA-DELİLLERİ
5.10.2002 2368 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 178
ANYASA -SELEM/YAŞAMA-DELİLLERİ
28.09.2002 2909 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 177
ANYASA -BÜTÇE-DELİLLERİ
21.09.2002 2414 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 176
ANYASA -SORUMLULUK/SUÇ VE CEZALAR-DELİLLERİ
7.09.2002 3159 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 175
ANYASA -HAKLAR/ÜCRETLER-DELİLLERİ
31.08.2002 2213 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 174
ANYASA -YETKİ/MÜLKİYET-DELİLLERİ
24.08.2002 2368 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 172
ANYASA -İNSAN/GÖREV-DELİLLERİ
10.08.2002 2209 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 168
ANYASA -İŞLETMELER-DELİLLERİ
12.07.2002 1637 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 165
ANYASA -YERYÜZÜ/MECLİSLER-DELİLLERİ
21.06.2002 2242 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 164
ANYASA -İNSAN/KİŞİLİK-DELİLLERİ
14.06.2002 1575 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 163
ANYASA -DAYANIŞMA ORTAKLIKLARI-DELİLLERİ
7.06.2002 2668 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 162
ANYASA -YERYÜZÜ/İMAR-DELİLLERİ
31.05.2002 2553 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 161
ANYASA -HİLAFET VE KIYAM-DELİLLERİ
24.05.2002 2850 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 160
ANYASA -GENEL HİZMET-DELİLLERİ
17.05.2002 2569 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 159
ANYASA -KAMU HİZMETİ-DELİLLERİ
10.05.2002 3246 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 158
ANYASA -ASKERİ DÜZEN-DELİLLERİ
3.05.2002 3239 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 157
ANYASA -HUKUK DÜZENİ/İSLAM DİNİ-DELİLLERİ
26.04.2002 2504 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 156
ANYASA -KURULUŞ/İNSANLIK-DELİLLERİ
19.04.2002 2726 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 153
A’RÂF SÛRESİ 196-202.AYETLER TEFSİRİ
29.03.2002 1343 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 152
A’RÂF SÛRESİ 191-195.AYETLER TEFSİRİ
22.03.2002 1403 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 151
A’RÂF SÛRESİ 189-190.AYETLER TEFSİRİ
15.03.2002 1324 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 150
A’RÂF SÛRESİ 180-188.AYETLER TEFSİRİ
8.03.2002 1274 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 149
A’RÂF SÛRESİ 172-179.AYETLER TEFSİRİ
1.03.2002 1364 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 148
A’RÂF SÛRESİ 168-171.AYETLER TEFSİRİ
15.02.2002 1386 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 147
A’RÂF SÛRESİ 163-167.AYETLER TEFSİRİ
8.02.2002 2153 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 146
A’RÂF SÛRESİ 158-162.AYETLER TEFSİRİ
1.02.2002 2705 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 145
A’RÂF SÛRESİ 154-157.AYETLER TEFSİRİ
18.01.2002 2332 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 144
A’RÂF SÛRESİ 148-153.AYETLER TEFSİRİ
11.01.2002 2899 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 142
A’RÂF SÛRESİ 142-147.AYETLER TEFSİRİ
4.01.2002 2488 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 141
A’RÂF SÛRESİ 138-141.AYETLER TEFSİRİ
28.12.2001 2001 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 140
A’RÂF SÛRESİ 130-137.AYETLER TEFSİRİ
21.12.2001 3037 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 139
A’RÂF SÛRESİ 119-129.AYETLER TEFSİRİ
7.12.2001 2303 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 138
A’RÂF SÛRESİ 103-118.AYETLER TEFSİRİ
30.11.2001 2755 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 137
A’RÂF SÛRESİ 100-102.AYETLER TEFSİRİ
23.11.2001 3268 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 134
A’RÂF SÛRESİ 94-99.AYETLER TEFSİRİ
9.11.2001 1916 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 133
A’RÂF SÛRESİ 80-84.AYETLER TEFSİRİ
2.11.2001 2400 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 132
A’RÂF SÛRESİ 73-79.AYETLER TEFSİRİ
26.10.2001 2561 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 131
A’RÂF SÛRESİ 65-72.AYETLER TEFSİRİ
19.10.2001 1948 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 130
A’RÂF SÛRESİ 59-64.AYETLER TEFSİRİ
12.10.2001 2565 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 129
A’RÂF SÛRESİ 54-58.AYETLER TEFSİRİ
28.09.2001 2695 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 128
A’RÂF SÛRESİ 52-53.AYETLER TEFSİRİ
21.09.2001 2027 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 127
A’RÂF SÛRESİ 44-51.AYETLER TEFSİRİ
14.09.2001 2696 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 126
A’RÂF SÛRESİ 40-43.AYETLER TEFSİRİ
7.09.2001 2384 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 125
A’RÂF SÛRESİ 37-39.AYETLER TEFSİRİ
31.08.2001 2221 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 124
A’RÂF SÛRESİ 35-36.AYETLER TEFSİRİ
24.08.2001 2341 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 123
A’RÂF SÛRESİ 31-34.AYETLER TEFSİRİ
17.08.2001 2337 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 122
ADİL DÜZENE GÖRE-İNSANLIK-ANAYASASI- G E R E K Ç E
10.08.2001 2572 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 121
A’RÂF SÛRESİ 26-30.AYETLER TEFSİRİ
3.08.2001 2528 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 118
A’RÂF SÛRESİ 19-25.AYETLER TEFSİRİ
13.07.2001 2147 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 117
ADİL DÜZENDE GENEL HİZMETLER – XXI-PLÂNLAMA HİZMETLERİ
6.07.2001 2064 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 116
A'RAF SURESİ 16-18.AYETLER TEFSİRİ
29.06.2001 3293 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 115
ARAF SURESİ 12-15.AYETLER TEFSİRİ
22.06.2001 2635 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 114
A'RAF SURESİ 10-11.AYETLER TEFSİRİ
16.06.2001 1466 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran Seminerleri 114
A'RAF SURESİ 8-9.AYETLER TEFSİRİ
15.06.2001 3221 Okunma


© 2025 - Akevler