ADİL DÜZENE GÖRE
İNSANLIK
ANAYASASI
- G E R E K Ç E K İ T A B I –
Hz. ADEM ve Hz. NUH
UYGARLIKLARI
TOPLAYICILIK – AVCILIK - ÇOBANLIK – TARIM
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
REŞAT NURİ EROL
Alâeddin ŞENEL’in “İLKEL TOPLULUKTAN UYGAR TOPLULUĞA / Geçiş Aşamasında Ekonomik, Toplumsal, Düşünsel Yapıların Etkileşimi” adlı bir kitabı vardır.
Kitap, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları arasında 1982 yılında Ankara’da, A.Ü. S.B.F. Basın ve Yayın Yüksek Okulu Basımevi tarafından basılmıştır
Adil Düzencilerin bu tür kitapları okumaları gerekir.
Ancak, bu kitapları yazan yazarların düştükleri yanılgıları da bilmeleri gerekir.
Yazarın bu kitabını; Prof. Dr. İlhan Arsel’in yine Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi yayınları arasında çıkan ve 1975 yılında basılan “Teokratik Devlet Anlayışından Demokratik Devlet Anlayışına/ (Teokratik Devletten Lâik Cumhuriyete)” kitabına (850 sayfa); “İSLÂM Devlet ve Dünya DÜZENİ” ismiyle yazdığımız Reddiye Kitabı (iki cilt – 1200 sayfa) gibi; hiçbir konu ve başlığı atlamadan, paragraf paragraf değinecek ve her paragrafı “Adil Düzene Göre” değerlendireceğiz. Bu değerlendirmeler “İNSANLIK ANAYASASI” kitabımız için “GEREKÇE” mahiyetinde olacaktır.
Yazarın ders boyu yani büyük boy olan kitabı; 65 başlık, 540 paragraf, 682 dipnot ve 300 sayfadan oluşmaktadır. Önsöz 9 paragraf, Giriş 52 paragraf – 67 dipnot, I. Bölüm 165 paragraf – 231 dipnot, II. Bölüm 192 paragraf – 248 dipnot, III. Bölüm 99 paragraf – 136 dipnot ve Sonuç 22 paragraftan oluşmaktadır.
Bizim çalışmamız ise üç ana kitaptan oluşmaktadır.
1. Kitap: İNSANLIK ANAYASASI / GEREKÇE KİTABI. (A4 boyu 160 sayfa)
2. Kitap: İNSANLIK ANAYASASI / MEDENİYETLER KİTABI
3. Kitap: İNSANLIK ANAYASASI / ANAYASA KİTABI
a) KAMU GÖREVLERİ Şekiller ve Maddeler
b) GENEL HİZMETLER 24 Madde (A4 41 sayfa)
TAKDİM - I
İnsanlar 50 bin yıl önce “Avcılık Dönemi”ne geçmişlerdir. O zamandan kalma mağara resimlerinde avladıkları hayvanlar görülüyor. Ondan 10 -15 bin yıl önce de “Toplayıcılık Dönemi”nde yaşamış olmalıdırlar. Yeryüzü 10 bin yıllık periyotlarla buzulluk dönemleri geçirmiştir. Avcılık dönemi ilk buzullar dönemi geldiğinde başlamıştır. Ondan önce 10 bin yıl sıcaklar dönemi yaşanmıştır.
Milattan 10 000 yıl önceleri de insanlık “Tarım Dönemi”ne geçmiştir. Tarım döneminin son dönemlerinde “Mal Mübadelesi” başlamıştır. Amerika’nın fethinden sonra sanayi dönemine geçilmeye başlanmış ve 19. asırda Avrupa “Sanayi Dönemi”ne geçmiştir. Sanayi dönemi “İşçilik Dönemi”dir.
Sanayi döneminde halk ürettiği malı değil, doğrudan emeğini satıyor. Karşılığında para alıyor ve onunla ihtiyaçlarını temin ediyordu. Üretimde görülmüştür ki, büyük firmalar mamulü daha ucuza mâl etmeye başladılar. Bu durum önce toprak tekelleşmesine götürdü. Sonra sermaye tekelleşmesi oldu. Sonra işyerleri tekelleşmesi oldu. Sonra da banka tekelleşmesi başladı. Yani, artık ekonomiyi ne halk, ne işçi, ne toprak sahibi, ne de işyeri sahibi yönetiyor. Ekonomiyi bankaların karşılıksız çıkardığı paralar yönetiyor. O kadar ki, artık günümüzde savaş cephede silâhlarla değil; borsalarda senetlerle, merkez bankalarının politikaları ile yürütülmektedir.
Durum böyle olunca, artık sermaye tekeli yerine devlet tekeli gelmiştir. Bugün bütün dünya sosyalisttir. Kapitalizm sosyalizme dönüşmüştür.
1. Madem ki bütün ekonomi hatta sosyal hayat hep para ile düzenlenmektedir, parayı devlet istediği gibi basabilmektedir; o halde kişiler devletin müsade ettiği özel mülkiyete sahiptir demektir. Sosyalizm budur.
2. Devlet madem bugün istediği kadar ve istediği şekilde vergi koyabilmektedir. O halde resmen bütün mal devletindir ve sosyalizm vardır.
3. Devlet bugün istediğine kredi verip zengin etmekte, istediğinin kredisini kesip iflas ettirmektedir. O halde devlet tüm üretime mikro alanda da hâkim demektir.
4. Nihayet, zorunlu olarak devlet işletmeleri vardır. Yollar devletindir. Devlet büyümüştür. Hemen hemen hâsılanın yarısını devlet tüketiyor. Böylece devlet yalnız üretici tekeli değil, aynı zamanda tüketici tekelidir. Fiyatları o belirlemektedir.
Marx bu aşamaları görmüş; liberalizm kapitalizme, kapitalizm de sosyalizme dönüşecektir, ama o da başarılı olamayacak ve o da yıkılacaktır, demiştir. Marx’ın ilmî olarak tahmin ettiği olaylar yaklaşık olarak cereyan etmiştir. Dünya sosyalisttir, sosyalizm de çöküyor...
Marx, buna karşı çözüm öneriyor: Komünizm. Ona göre çare komünizmdir. Komünizmin engelleri vardır. Onlar kalkarsa komünizm gelir her şey düzelir!
1. Kötülüğün kaynağı “aile”dir. Evliliktir. Çocuklar kreşlerde büyümeli. Anne ve babalarını bilmemelidirler.
2. Kötülüğün kaynağı “din”dir. Din sömürü aracıdır. Müsbet ilim öğretisi ve dinin yasaklanması ile halk bu belâdan kurtarılabilir.
3. Kötülüğün kaynağı “kavmiyetçilik”tir. Devlettir. Kreşlerde büyüyen çocuklar uluslarını bilmezse, dünya önce sosyalizmle tek devlete gider, sonra da yıkılırsa artık devlet de ortadan kalkar.
4. Nihayet kötülüğün kaynağı “özel mülkiyet”tir. Sosyalizmle her şey devlet mülkü olup da sonunda o da yıkılınca özel mülkiyet de ortadan kalkar.
Bütün bunlar komünizmi getirir. Görülüyor ki, Marx sosyalizmin de çözüm olmadığını ve yıkılacağını 100 yıl önce bilmiş ve anlatmış, ancak yerine geleceğini söylediği komünizmi tanımlamamış, sadece engellerini sayarak o müesseselerin yıkılmasını önermiştir. Oysa, bir şeyi yıkmak demek, kendiliğinden başka bir şey gelecektir demek değildir. Onun için Marx’n kapitalizm ve sosyalizm hakkında söyledikleri ne kadar doğru ise; komünizm hakkında söyledikleri ondan daha fazla saçmadır ve ütopidir.
Şimdi “Adil Düzen”i bu girişten sonra tanımlayabiliriz.
Adil Düzen; istihsalde kapitalist, istihlâkte komünist, ticarette liberalist, tedavülde (kredileşmede) sosyalist, üretimde teşebbüsçü, imarda plâncıdır. İnsanlıkta devlet, il, bucak ve ocaklar vardır ve bunların merkezleri vardır. Yerinden yönetim vardır. Merkez hâkim değil, hâdimdir. Aile var, evlilik var, ancak, evlenme ve boşanma serbesttir. Din var, ama dinde zorlama yoktur. Özel mülkiyet var, ancak tekelcilik yoktur. Para kurallara bağlı olarak herkes tarafından çıkarılmaktadır. Devlet ve bankalar kurallara uyup uyulmadığını denetlemektedirler. Adil Düzen; yok edici değil, düzenleyicidir. Dengeleyicidir, koruyucudur, zararlarını gidericidir. “Adil Düzen”de Marx’ın istediği sonuçlara mevcut düzen içinde varılmaktadır.
KUR’AN MATEMATİĞİ SEMİNERLERİ/ 122. SEMİNER / 10 AĞUSTOS 2001
Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL