Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025
35 Okunma, 0 Yorum

SECDE SÛRESİ - 4. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ (5)

Emri semadan arza tedbir eder sonra miktarı saydığınızdan bin sene olan bir yevm içinde O’na yükselir. (5)

 

يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ

Emri semadan arza tedbir eder.

 

Fiil cümlesi

Mefûlun fih

Mefûlun fih

Mefûlun
bih

Fâil

Fiil

Mecrur

Cârr

Mecrur

Cârr

الْأَرْضِ

إِلَى

السَّمَاءِ

مِنْ

الْأَمْرَ

هُوَ

يُدَبِّرُ

 

يُدَبِّرُ: “Tedbir eder” demektir. دبر kökünden tef’îl bâbından üçüncü şahıs eril tekil merfu muzari malum fiildir. Fâili müstetir هُوَ dir. 4. ayetteki Allah’a racidir. دُبُر arka, arka taraf demektir. Birinci bâbdan (دَبَرَيَدْبُرُ) önünde olan birisini arkasından takip etmek, izlemek manasındadır. Tef’îl bâbında (دَبَّرَيُدَبِّرُ) أَمْر (emir, iş) için kullanılır. Bir işin istenilen sonuca ulaşması için ayrıntılarını görünmeyen yönleriyle birlikte başlangıcından bitişine kadar düzenlemek, işin ilerleyişi sırasında meydana gelecek aksaklıklara karşı önlem alıp en ince detaylarına kadar tasarlamaktır. Tefe’ûl bâbında ise (تَدَبَّرَ - يَتَدَبَّرُ) bir şeyin açıkça görünmeyen arka yüzünü bulmak için çaba göstermek, kolayca fark edilmeyen yönlerini ve inceliklerini araştırmak demektir.

الْأَمْرَ: “Emir, iş” demektir. ءمر kökünden câmid isimdir. Biz Türkçede emir denince yapılması zorunlu olan komut olarak anlıyoruz. Emir öyle değildir. Emir önceden belirlenmiş talimatları takip ederek amacına ulaşmak için programlı bir şekilde uygulanarak gerçekleştirilmesi gereken görev veya iştir. Çoğulu أُمُور dur.

مِنَ: “-den” demektir. Harf-i cerdir.

السَّمَاءِ: “Gök, sema” demektir. سمو kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan سُمُوّ mastarı bütün seviyelerin üstüne çıkmak, en üst seviyeye yükselmek manasındadır. Bu mastar manasından bütün seviyelerin üstüne çıkan manasında سَمَاء her şeyin en üstü olarak “gök” anlamında camid isimdir. İsm-i cem-i cinstir. Yani hem cinsi ifade eder hem de topluluğu ifade eder. Yani gök cinsi veya gök topluluğu demektir. Cins ifade ettiği zaman eril, cem ifade ettiği zaman dişildir. İsm-i cemi cinsler sonuna ة alarak müfredleşirler. Yani tekili سَمَاوَة veya سَمَاءَة dir. İsm-i cemi cins bu şekilde ة alarak müfredleştikten sonra çoğulu سَمَوَات dır. Ancak Kuran’da سَمَاوَة veya سَمَاءَة şeklinde kullanımı yoktur. Kuran tekil olarak da yine سَمَاء yı kullanmaktadır.

مِنَ السَّمَاءِ: “Gökten, semadan” demektir.

إِلَى: “-e, -a” demektir. Harf-i cerdir.

الْأَرْضِ: “Yer, arz” demektir. ءرض kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan أَرَض mastarı bir mekânın bereketli, verimli olması, hayrının çok olması ve yerleşme ve ikamet için uygun olması manasındadır. Bu mastar manasından yerleşme için uygun olan manasında أَرْض “yer” anlamındadır. “Yeryüzü” manasına da gelir. Yerleşme için uygun olan her yer arzdır. Ay’a yerleşirseniz, orası arz olur. Mars’a yerleşirseniz, orası arz olur. Uzay istasyonuna yerleşirseniz, orası arz olur. Arzı yerküre olarak sınırlandırmak yanlıştır. Yerküre içindeki herhangi bir alan da arzdır. Türkçeye geçen arsa ve arazi kelimeleri, İngilizcedeki earth kelimesi buradan gelmektedir.

إِلَى الْأَرْضِ: “Yere, arza” demektir.

يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ: “Emri semadan arza tedbir eder” demektir.

Emir önceden belirlenmiş talimatları takip ederek amacına ulaşmak için programlı bir şekilde uygulanarak gerçekleştirilmesi gereken görev veya iştir. Allah emri tedbir eder denmiştir. Buradaki emir harf-i tarifle marifedir. Buradaki harf-i tarifin amacı istiğrak olursa bütün emirler, cins olursa emir cinsi, ahd olursa belirli bir emir demektir. Tedbir ise bir işin istenilen sonuca ulaşması için ayrıntılarını görünmeyen yönleriyle birlikte başlangıcından bitişine kadar düzenlemek, işin ilerleyişi sırasında meydana gelecek aksaklıklara karşı önlem alıp en ince detaylarına kadar tasarlamaktır. Allah bütün emirleri bu şekilde tedbir etseydi dünyada hiçbir kötülüğün olmaması gerekirdi. Her dönem iyiliklerle dolu cennet gibi bir yerde yaşardık. Allah bizi imtihan ettiği için bu şekilde yapmaz. Bu nedenle buradaki harf-i tarif ahd içindir. Allah’ın gerçekleşmesini istediği emirler için geçerlidir. Allah’ın emri tedbir etmesi demek her türlü ihtimale karşı bir önlem alarak işin bütün aşamalarını kontrol altında tutarak o işin istenilen nihai sonuca varmasını sağlamasıdır. Allah’ın dini (düzeni) olmayan yerlerde zulüm düzeni vardır. Cahiliye hakimdir. İşte bu dönemlerde Allah kendi dininin (düzeninin) gelmesi için bir emri tedbir eder. Başlangıcı ve sonucu bellidir. Sadece aktörler değişir, şartlar değişir, imkânlar değişir. İşte bu emrin gerçekleşmesi sırasında meydana gelecek her tür olaya karşı tedbir alınmış olur. Bunun semadan arza doğru olması ilginçtir. Buradaki sema kuantum seçenekleridir. Arz ise bu seçenekler içinden gerçekleşendir. Allah bir emri tedbir ettiği zaman tüm kuantum seçenekleri içinde o emrin gerçekleşmesini sağlayacak seçenekleri yaratmıştır.

Allah’ın yolunda cihad edenler (çabalayanlar) vardır. Bu cihad edenlerden vazgeçen, dönen olursa Allah semadan (kuantum seçeneklerinden) diğer bir seçeneği devreye sokar. Artık cihad eden değişmiştir ama hedefe doğru gidişat değişmemiştir. Bu nedenle Allah bir emri tedbir ettiği zaman o emir gerçekleşir.

Başlangıçtan bitişe doğru emrin gerçekleşmesi için tüm seçenekler tedbir edilmiştir. O seçenekte bir problem meydana gelirse diğer seçenek devreye girer ve Allah’ın tedbir ettiği emir mutlaka gerçekleşir.

Öncesindeki ayette sizin için Allah’ın dunundan ne bir veli ne de bir şefaatçi vardır denmiştir. Bu cümle ile o cümle ilişkilidir. Allah sizin velinizdir ve size şefaatte (katkıda) bulunur. O bir emri tedbir eder ve o emir gerçekleşir denmektedir. Bu da Allah’ın bize veli ve şefaatçi olmasıyla ilgilidir.

 

ثُمَّ يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ

Sonra miktarı saydığınızdan bin sene olan bir yevm içinde O’na yükselir.

 

Fiil cümlesi

Atıf
harfi

Mefûlun fih

Mefûlün bih GS

Fâil

Fiil

Mecrur

Cârr

Mecrur

Cârr

Sıfat
Mensuh isim cümlesi

Mevsûf

Haberi

İsmi

Kâne

Sıfat

Mevsûf

Mecrur

Cârr

مَا تَعُدُّونَ

مِنْ

أَلْفَ سَنَةٍ

مِقْدَارُهُ

كَانَ

يَوْمٍ

فِي

هُ

إِلَى

هُوَ

يَعْرُجُ

ثُمَّ

 

ثُمَّ: “Sonra” demektir. Atıf harfidir. Cümleleri birbirine atfeder. Ma’tûfun aleyhle ma’tûf arasında oluşun sırasını gösterir, buna “tertip” denir. Önce ma’tufun aleyh, sonra ma’tûf gelir. Bu nedenle sümme ile yapılan atıfta ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer değiştiremez. Zamansal olarak peşi sıra oluşu göstermez, arada belirli bir zaman geçmiştir. Bu nedenle “takip etkisi yoktur”. Bu arada boşluk olmasına “terahi” (تَرَاخِي) denir. İş yapmada ma’tûfun aleyh ile ma’tûf arasındaki boşluğun belirli bir süresi yoktur, duruma göre bu süre değişir. Kısa bir süre olabileceği gibi uzun bir süre de olabilir.

Atıf fâsı (فَ) da zamansal ilişki için gelir. Atıf fâsına tertip ve takip fâsı da denir. ثُمَّ gibi ma’tûfun aleyhle ma’tûf arasında oluşun sırasını gösterir (tertip) ve ma’tûf ile ma’tûfun aleyh yer değiştiremez. ثُمَّ den farklı olarak zamansal olarak peşi sıra oluşu gösterir. Buna “takip” denir. İş yapmada ma’tûfun aleyh ile ma’tûf arasında bir boşluk yoktur, ma’tûf ma’tûfun aleyhten hemen sonra aynı işi yapmıştır.

يَعْرُجُ: “Yükselir” demektir. عرج kökünden birinci bâbdan üçüncü şahıs eril tekil merfu muzari malum fiildir. Fâili müstetir هُوَ dir. الْأَمْرَ ye racidir. Daha alçak bir yerden daha yüksek bir yere intikal etmek manasındadır.

إِلَى: “-e, -a” demektir. Harf-i cerdir.

هِ: “O” demektir. Eril tekil mecrur muttasıl zamirdir. 4. ayetteki Allah’a racidir.

إِلَيْهِ: “O’na” demektir. Allah’a demektir.

فِي: “İçinde” demektir. Harf-i cerdir.

يَوْمٍ: “Dönem” demektir. “Dönem, gündüz” anlamlarındadır. Çoğulu أَيَّامٍ dir.

اليَوْمُ: معروفٌ مِقدارُه من طلوع الشمس إِلى غروبها

Yevm: Miktarı güneşin doğmasından batmasına kadar olan süre olarak bilinir. (Lisanu-l A’râb)

يَوْم kelimesinin birincil anlamı “gündüz”dür. Aynı zamanda dönem anlamındadır. Güneşin doğmasından batmasına kadar olan süredir. 24 saat olan günü ifade etmez.

Eğer يَوْم izafetle (isim tamlamasıyla) gelmişse o zaman “gündüz” anlamında değil “dönem” anlamındadır. İzafetle gelmediği zamanlarda da asıl anlamı “dönem”dir. Eğer “gündüz” anlamına gelmediğine dair karine varsa “dönem” anlamındadır. Eğer başında harf-i tarifle tekil olarak geliyorsa (الْيَوْم) bu durumda “bu dönem” anlamındadır ama Türkçede de bu dönemi ifade eden kelime olan “bugün” şeklinde tercüme edilebilir.

كَانَ: Mazi nakıs fiilldir. Bu fiilin mastarının asıl anlamı “olmak” iken nakıs fiil olduğunda kendisinden sonra bir isim ve haber gelir. Asıl anlamıyla kullanıldığında tam fiil, bir isim ve haberden önce kullanıldığında nakıs (eksik) fiil denir.

مِقْدَارُ: “Ölçü, miktar” demektir. قدر kökünden ikinci bâbdan ism-i alettir. Boyutları, dereceleri, sınıfları bir kıyasa göre belirlemek, ince bir hesapla tanımlamak manasındaki fiilden “referans ölçüt” yani “ölçü” manasına gelmiş ism-i alettir. مِفْعَال kalıbından gelmiştir.

هُ: “O” demektir. Eril tekil mecrur muttasıl zamirdir. يَوْمٍ e racidir.

مِقْدَارُهُ: “Onun miktarı, onun ölçüsü” demektir. Dönemin miktarı, ölçüsü demektir.

أَلْفَ: “Bin” demektir. Sayıdır. Arapçada sayıya adet (الْعَدَدُ), sayılana ma’dûd (الْمَعْدُودُ) denir. Sayılan (Ma’dûd) sayının aynı zamanda temyizidir (kapalılığı gideren öğe). Sayıya da mümeyyez (kapalılığı giderilen) denir.

سَنَةٍ: “Sene” demektir. Sayılan yani ma’dûddur (الْمَعْدُودُ). Çoğulu سِنِينَ dir. سنه kökünden gelmiştir. Dördüncü bâbdan سَنَه mastarı bir şeyin üzerinden uzun bir zaman geçmesi ve bu geçen zamanın alametlerinin bu şeyde görünmesidir. Bu mastar manasından geçen zaman birimi olarak sene camid isimdir. Sonundaki ه hazf edilmiş ve bu hazfin yerine ivaz olarak ة getirilmiştir (سَنَهٌ سَنَةٌ). Sene ile âm arasında fark vardır. Sene ile bir zaman diliminin tamamı anlatılır. Arada boşluklar olmadan devam eden bir süredir ve onunla ilgili anlatılan olay o süre içinde kesintisiz olarak gerçekleşmiştir. Âm ile anlatılan olay ise zaman diliminin tamamı içinde gerçekleşmemiştir. Zaman diliminin içinde gerçekleşmiş ama zaman diliminin tamamını kapsamamıştır. Süre anlatılmak istendiğinde sene, içindeki olay anlatılmak istendiğinde âm kullanılır. Örnek olarak üniversitede dört sene okudum denmez, dört âm okudum dersiniz. Çünkü senenin tamamı boyunca üniversitede okumazsınız.

أَلْفَ سَنَةٍ: “Bin sene” demektir. Sayı ve sayılandan oluşan izafettir (isim tamlamasıdır).

1000 ve katları olan sayılarda sayılan ister eril ister dişil olsun kullanımı aynıdır. Sayılan (ma’dûd) ya izafette muzafun ileyh olarak ya da temyiz olarak gelir. İzafetle gelince sayılan tekil olarak gelir. Burada da öyledir (سَنَةٍ). Temyiz olarak geldiğinde sayılan çoğul ve mensub olarak gelir. Eğer temyiz olarak gelseydi أَلْفًا سِنِينَ şeklinde gelecekti.

مِنْ: “-den” demektir. Harf-i cerdir.

مَا: Umumi ism-i mevsuldür.

تَعُدُّونَ: “Sayarsınız” demektir. عدد kökünden birinci bâbdan ikinci şahıs eril çoğul merfu muzari malum fiildir. Mef’ûlü mahzuf هُ zamiridir ve مَا umumi ism-i mevsulünün hazf edilmiş aid zamiridir.

مَا تَعُدُّونَ: “Saydığınız” demektir.

مِمَّا تَعُدُّونَ: “Saydığınızdan” demektir.

أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ: “Saydığınızdan bin sene” demektir.

كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ: “Miktarı saydığınızdan bin senedir” demektir.

يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ: “Miktarı saydığınızdan bin sene olan bir yevm (dönem)” demektir.

فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ: “Miktarı saydığınızdan bin sene olan bir yevm (dönem) içinde” demektir.

يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ: “Miktarı saydığınızdan bin sene olan bir yevm (dönem) içinde O’na yükselir” demektir.

سَأَلَ سَائِلٌ بِعَذَابٍ وَاقِعٍ (1) لِلْكَافِرِينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ (2) مِنَ اللَّهِ ذِي الْمَعَارِجِ (3) تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ (4)

Bir isteyen kâfirler için onu hiçbir def edenin olmadığı miraçlar sahibi Allah’tan gelen bir azabı istedi. Melekler ve ruh O’na miktarı elli bin sene olan bir yevmde (dönemde) urûc ederler (yükselirler). (Mearic 1-4)

Bu ayetlerde Allah’ın urûc için yerlere sahip olduğu ve bunlara miraç dendiği anlaşılmaktadır. Bu miraçlar içinde yükselmektedirler. Allah’ın bir mekânı yoktur ama O’na yükselme demek arşa yükselme demektir. Arş beş boyutlu uzayın sınırıdır. Onun dışında mekân yoktur. Allah’a urûc etmek arşa doğru yükselmek demektir.

Secde suresinin bu ayetinde emir tedbir edilmekte sonra Allah’a urûc etmektedir. Bu da gerçekleşen emirlerin kayıt altına alındığının ifadesidir.

Mearic suresinin 4. ayetindeki yevm (dönem) elli bin senedir. Secde suresindeki bu ayette ise yevm bin senedir.

وَإِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ

Kesinlikle rabbinin indinde bir yevm (dönem) sizin saydıklarınızdan bin sene gibidir. (Hac 47)

Bu ayette ise “bir yevm sizin saydıklarınızdan bin senedir” denmemiş “bir yevm sizin saydıklarınızdan bin sene gibidir” denmiştir. Bu ayette “miktar” ifadesi geçmemiştir.

Secde suresinin bu ayetinde يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِنَ الَّذِي تَعُدُّونَ şeklinde has ism-i mevsul ile değil يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِنْ مَا تَعُدُّونَ şeklinde umumi ism-i mevsulle gelmiştir. Buna göre saydığımız seneler birbirinden farklı olmalıdır. Yani senelerin süresi değişken olmalıdır. Bugün de bilinmektedir ki Dünya’nın Güneş çevresindeki dönüş süresi her yıl yaklaşık 0,000015 saniye (15 mikrosaniye) kadar uzar. Dünya yaratıldığındaki bir sene ile günümüzdeki bir sene birbirinden farklıdır. Burada الَّذِي değil de مَا gelmesi Kuran’ın bir mucizesidir.

Bu ayette seneler içinde sizin saydığınızdan denmektedir. Bizim saydığımız dışında seneler mi vardır da böyle söylenmiştir. Mearic 4’te sizin saydığınızdan kaydı yoktur. Oradaki sene ile bizim saydığımız seneler farklıdır. Biz seneleri sayarken ya ay takvimine göre ya güneş takvimine göre sayarız. Bizim saymadığımız seneleri biz bilemiyoruz. Bu nedenle ayette bizim saydığımızdan olan seneler denmiştir.

Bu ayette مِنْ gelmeden يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مَا تَعُدُّونَ şeklinde gelebilirdi. Bu durumda anlam “miktarı saydığınız bin sene olan bir dönem içinde O’na yükselir” olurdu. Bu durumda saydığımız senelerden kılı kılına bin sene olacaktı. Küsuratlar veya yaklaşıklık söz konusu olmayacaktı. Zaten senelerin süresi sürekli değiştiği için bu olamazdı. Burada مِنْ gelmesi de Kuran’ın bir mucizesidir.

Bu ayette كَانَ gelmeden يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ مِقْدَارُهُ أَلْفُ سَنَةٍ مَا تَعُدُّونَ şeklinde isim cümlesi ile gelebilirdi. كَانَ gelmesiyle o yevmin (dönemin) zaman ifadesi sağlanmış olmaktadır. كَانَ gelmediğinde yevmin miktarı sabit olacaktı. Değişiklik olmayacaktı. Oysa yevmler değişik sürelerde olurlar ki Mearic 4’te elli bin sene olan bir yevm yine كَانَ ile ifade edilmektedir.

Bu ayette يَعْرُجُ إِلَيْهِ يَوْمًا كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ şeklinde bir yevmin tamamında değil bir yevmin içinde (فِي يَوْمٍ) denmiştir. Bu nedenle bu yevmin tamamında yani yaklaşık bin senede çıkmamakta, maksimum bin sene sürmektedir. Bütün emirler farklı farklı sürelerde urûc etmekte, kimi kısa kimi ise uzun sürmektedir. 1000 seneye yakın bir sürede ama farklı süreler içinde emirlerin urûc olduğu ifade edilmiş olmaktadır. Bu da Kuran’ın müthiş anlatım özelliklerini göstermektedir.

Bu ayetler bize insanlığı dönemlerini de 1000 yıllık dönemler olarak sınıflandırmamız gerektiğini göstermektedir. Medeniyetlerin ömrü de rahmetli Karagülle’nin defalarca ifade ettiği gibi yaklaşık 1000 senedir. İşte bu Allah’ın indindeki dönemdir. Hac 47’de (وَإِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ) bu ifade edilmiştir. Rabbinin indinde denerek rabbine göre bir dönemin 1000 sene olduğu ifade edilmiştir. Allah değil, rab kullanılması ise bunun insanlığın yetişmesi, gelişmesi, terbiye olması ile ilgili olduğunu göstermektedir. 1500 yıllarında dipte olan 2000 yılı civarında zirvede olan batıl batı medeniyeti çökmektedir. 2000-3000 yılları arasında yaşayacak olan yeni hak medeniyeti doğmak üzeredir. İşte bu hak medeniyeti getirecek olanlar Kuran’ın ifadesi ile evvelun, sabikun, mukarebun’dur. Emrin 1000 yıl içinde Allah’a urûc etmesi demek medeniyetin ömrünün 1000 yıl olacak olması demektir. Bu emrin yani yeni hak medeniyetin doğması Allah tarafından semadan arza tedbir edilmiştir. Burada görev almak isteyenlere Allah görev vermektedir. Burada görev almak istemeyip cahiliye döneminin araçları olan Tağut’un sebilini araç edinenlerin yerine Allah kendi yolunda olanları getirecektir.

Öncesindeki ayette Allah’ın dunundan veli ve şefaatçi olmayacağı söylendikten sonra hedefe ulaşma konusunda tereddüt olmayacağı bu ayetle ifade edilmiş olmaktadır. Allah kendi dininin (düzeninin) gerçekleşmesi için gereken emri semadan arza tedbir etmiştir. Sizin tereddütünüz olmasın demektedir. Bir aksilikle karşılaştığınızda hemen diğer seçeneği Allah devreye sokacaktır. Sonra tekrar bir aksilik çıkarsa yeni bir seçeneği devreye sokacaktır. Sonuçta Allah’ın istediği sonuç meydana gelecektir. Bu süre içinde Allah’ın yolunda olan insanlar değişeceklerdir. Bırakıp gidenler olacaktır, yerlerine yenileri gelecektir. Zor günler olacak, o zor günler içinde uzaklaşanlar olacaktır. Cahiliye döneminin çok oy, çok para, çok mürid sistemi içinde çabalamayan Allah’ın yolunda olanları o sistemlerde çaba içinde olanlar dalalette görecek, küçük görecek, önemsiz görecektir. Cahiliye döneminin araçlarıyla, çok para kazanma sistemleriyle, algı oluşturmaya dayanan çok oy kazanma sistemleriyle, insanların duygularını istismar ederek onlara cennet vaadiyle paralarını alan mürid kandırma sistemleriyle onlar oyalanırken Allah emrini tedbir edecek ve kimsenin önem vermediği evvelun, sabikun, mukarrebun kullarıyla kendi dinini (düzenini) getirecektir.

 

Teşvikiye, Yalova

18 Ocak 2025

M. Lütfi Hocaoğlu

 

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1271
Secde Suresi Tefsiri 5. Ayet
18.01.2025 35 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1270
Secde Suresi Tefsiri 4. Ayet
28.12.2024 89 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1269
Secde Suresi Tefsiri 3. Ayet
14.12.2024 95 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1268
Secde Suresi Tefsiri 1-2. Ayetler
7.12.2024 118 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1267
Lokman Suresi Tefsiri 34. Ayet
30.11.2024 120 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 161 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 155 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 181 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 208 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 254 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 251 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 238 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 266 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 234 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 264 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 257 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 258 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 281 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 266 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 276 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 335 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 342 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 324 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 464 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 399 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 451 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 396 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 381 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 400 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 350 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 530 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 435 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 411 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 453 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 450 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 527 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 524 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 544 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 467 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 541 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 512 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 510 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 527 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 648 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 488 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 516 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 543 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 578 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 497 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 518 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 460 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 465 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 509 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 511 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 505 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 551 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 642 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 498 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 556 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 565 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 499 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 519 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 674 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 525 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 657 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 927 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 761 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 497 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 685 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 481 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 503 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 550 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1155 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 527 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 619 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 617 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 556 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 601 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 592 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 542 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 565 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 943 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 938 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1186
Ankebut Suresi Tefsiri 61. Ayet
8.10.2022 849 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022 805 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1184
Ankebut Suresi Tefsiri 58-59. Ayetler
24.09.2022 863 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022 1162 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1182
Ankebut Suresi Tefsiri 56. Ayet
10.09.2022 1259 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1181
Ankebut Suresi Tefsiri 54-55. Ayetler
3.09.2022 2143 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1180
Ankebut Suresi Tefsiri 53. Ayet
27.08.2022 2246 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1179
Ankebut Suresi Tefsiri 52. Ayet
20.08.2022 2696 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1178
Ankebut Suresi Tefsiri 51. Ayet
13.08.2022 1833 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1177
Ankebut Suresi Tefsiri 50. Ayet
6.08.2022 2317 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1176
Ankebut Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.07.2022 2814 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1175
Ankebut Suresi Tefsiri 47. Ayet
23.07.2022 2487 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1174
Ankebut Suresi Tefsiri 46. Ayet
16.07.2022 2953 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1173
Ankebut Suresi Tefsiri 45. Ayet
2.07.2022 3222 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1172
Ankebut Suresi Tefsiri 44. Ayet
25.06.2022 8234 Okunma


© 2025 - Akevler