Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1169
Ankebut Suresi Tefsiri 41. Ayet
4.06.2022
2417 Okunma, 0 Yorum

ANKEBÛT SÛRESİ - 39. Hafta

 

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ (41)

Allah’a göre olmayan veliler edinenlerin örneği ev edinen örümceğin örneği gibidir. Kesinlikle evlerin en gevşeği örümceğin evidir. Biliyor olsalardı. (41)

 

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا

Allah’a göre olmayan veliler edinenlerin örneği ev edinen örümceğin örneği gibidir.

مَثَلُ: “Örnek” demektir. مثل kökünden gelmiştir. Birinci bâbdan مُثُول mastarı bir şeye, bir kimseye şekil, ölçü veya değer olarak benzemesi, tam olarak aynısı olmaması manasındadır. Bu manadan gelerek مَثَل kendisine benzeyen manasında “örnek” anlamında isimdir. Erildir. Çoğulu أَمْثَال dir.

الَّذِينَ: Has ism-i mevsuldür. Arkasından sıla cümlesi gelir ve sıla cümlesinde şahıs ve çoğulluk açısından has ism-i mevsulle uyumlu bir zamir bulunur. Buna aid zamiri denir. الَّذِينَ ile uyumlu olan هُمْ (onlar) veya و (onlar) zamiridir. Has ism-i mevsullerde aid zamirinin raci olduğu fâil ya da mef’ûl de marifedir, fiilin işleniş şekli de bilinmektedir. Bu nedenle organize işler yapan topluluklar has ism-i mevsullerle ifade edilirler.

اتَّخَذُوا: “Edindiler” demektir. ءخذ kökünden iftiâl bâbından üçüncü şahıs eril çoğuldur. İki mef’ûl alır. Birinci mef’ûl edinilendir. İkinci mef’ûl vasıftır. İkinci mef’ûlü yani vasfı birinci mef’ûlde var olarak kabul etmek demektir. Buradaki cem vâvı has ism-i mevsulün aid zamiridir.

مِنْ: Harf-i cerdir. “-den” anlamındadır.

دُونِ: “Aşağısında” demektir. دَانَ - يَدُونُ fiili miktarında, hacminde, gücünde, fonksiyonunda azalma demektir. Bu fiille aynı kökten gelen دُونِ ise kendisinden sonra gelenden daha aşağıda, daha zayıf, daha düşük fonksiyonlu olan anlamındadır.

اللَّهِ: “Allah” demektir. Alemlerin rabbinin özel ismidir.

دُونِ اللَّهِ: “Allah’tan aşağıda olan” demektir.

مِنْ دُونِ اللَّهِ: “Allah’tan aşağıda olandan” demektir. “Olması gereken Allah iken Allah’tan aşağıda olandan” demektir. “Allah’a göre olmayandan” demektir.

أَوْلِيَاءَ: “Veliler” demektir. أَفْعِلَاء kalıbındandır. Tekili وَلِيّ dir. فَعِيل kalıbındandır. Kökü ولي dir. Altıncı bâbdandır. Başka birisinin, birilerinin tüm işlerini veya bazı işlerini onun yerine yönetmek, korumak ve bu işlerin düzgün yürümesini sağlamak manasındaki fiilden gelmiştir.

En yaygın hata veli kelimesine dost manası verilmesi ve evliya kelimesine de dostlar manası verilmesidir. Türkçede daha da beteri evliya kelimesine tekil olarak dost manası verilmesidir.

Burada da veli “dost” değil, kendisine dayanılan kimsedir. Velayette temsil edilen kimse veliye müdahale etmez.

Evliya “dayanışma ortaklığı” demektir. Sigorta mekanizmasıdır. Dört tanedir. İlmi, mesleki, ahlaki ve siyasi dayanışma ortaklıkları velayet müesseseleridir.

أَفْعِلاَءُ çoğul vezni فَعِيل vezninden gelen, kökün son harfi salim olmayan (و, ي veya ء olan) ve muzaaf olan (son iki harfi aynı olan) sıfatların çoğul veznidir.

Çoğul

Tekili

Anlam

Kök

أَغْنِيَاءُ

غَنِيٌّ

Zenginler

غني

أَحِبَّاءُ

حَبِيبٌ

Sevgililer

حبب

أَدْعِيَاءُ

دَعِيٌّ

Evlatlıklar

دعو

أَشِدَّاءُ

شَدَيدٌ

Şiddetliler

شدد

أَخِلَّاءُ

خَلِيلٌ

Dostlar

خلل

أَنْبِيَاءُ

نَبِيٌّ

Nebiler

نبء

أَوْلِيَاءُ

وَلِيٌّ

Veliler

ولي

مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ: “Allah’a göre olmayan veliler” demektir.

اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ: “Allah’a göre olmayan veliler edindiler” demektir.

الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ: “Allah’a göre olmayan veliler edinenler” demektir.

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ: “Allah’a göre olmayan veliler edinenlerin örneği” demektir.

كَ: “Gibi” demektir. Harf-i cerdir.

مَثَلِ: “Örnek” demektir.

الْعَنْكَبُوتِ: “Örümcek” demektir. عنكب kökünden gelmiştir.

اتَّخَذَتْ: “Edindi” demektir. ءخذ kökünden iftiâl bâbından üçüncü şahıs dişil tekildir. الْعَنْكَبُوتِ müennes bir kelime olduğu için fiil de müennestir.

بَيْتًا: “Ev” demektir. بيت kökünden gelmiştir. İkinci bâbdan mastar olarak kapalı ve emniyetli bir mekânda geceyi geçirmek anlamındadır. Bu mastar manasının kökeni olarak بَيْت “ev” anlamında isimdir. Erildir. Çoğulu بُيُوت dur.

اتَّخَذَتْ بَيْتًا: “Ev edindi” demektir.

الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا: “Ev edinen örümcek” demektir.

مَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا: “Ev edinen örümceğin örneği” demektir.

كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا: “Ev edinen örümceğin örneği gibi” demektir.

مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا: “Allah’a göre olmayan veliler edinenlerin örneği ev edinen örümceğin örneği gibidir” demektir.

Allah’ın dununda veliler edinenler الَّذِينَ ile geldiği için bu veli edinme bir organizasyon içindedir. Organize bir dayanışmaya dahil olmuşlardır.

الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَالْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا şeklinde مَثَل ifadeleri olmadan da gelebilirdi. Bu durumda anlam “Allah’a göre olmayan veliler edinenler ev edinen örümcek gibidir” olurdu. Bu durumda benzeme “tek yönlü” olurdu. مَثَل ifadeleri ile geldiğinde ise benzetme “çok yönlüdür”. Buna göre örümcek ile benzerlikler çok yönlüdür. Ancak burada benzetilen örümcek değil, ev edinen örümcektir.

الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ çoğul iken benzetilen الْعَنْكَبُوتِ ise tekildir. Çoğul tekile benzetilmiştir. Buna göre organize yapı olan الَّذِينَ çoğuldur ama organize olarak tek bir örümcek gibi davranmaktadır. İkisi de edinmektedir. Birisi Allah’a göre olmayan veliler edinmekte, diğeri ev edinmektedir. Buna göre benzetme iki taraflıdır. Diğer benzetilen örümcekten çok örümceğin evidir, benzeyen ise Allah’a göre olmayan velilerdir. Böylece benzetme tek yönlü değildir. Benzeyen ve benzetilen ikişer tanedir. Bunların da birden çok benzeyen yönleri vardır. Bu nedenle مَثَل kullanılmıştır.

Benzeyen

Benzetilen

الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ

Allah’a göre olmayan veliler edinenler

الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا

Ev edinen örümcek

مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ

Allah’a göre olmayan veliler

بَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ

Örümceğin evi

 

وَإِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ

Kesinlikle evlerin en gevşeği örümceğin evidir.

وَ: “Ve” demektir. Atıf harfidir. مَثَلُ الَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِ اتَّخَذَتْ بَيْتًا cümlesine إِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ cümlesini atfetmektedir.

إِنَّ: Huruf-u müşebbehe bi-l fiilden olan inne ve benzerlerindendir. Te’kid yani pekiştirme harfidir. İsim cümlesinin anlamını te’kid eder.

أَوْهَنَ: “Daha gevşek” anlamındadır. وهن kökünden ikinci bâbdan gelmiştir. Yapısında bulunan bağların ve bağlantıların kuvvetsiz olması yani gevşek olması manasındaki fiilden “daha gevşek” manasına gelmiş ism-i tafdildir.

الْبُيُوتِ: “Evler” demektir. بَيْت in çoğuludur.

أَوْهَنَ الْبُيُوتِ: “Evlerin en gevşeği” demektir. İsm-i tafdil harf-i tarifli çoğul isme muzaf olmuştur.

İsm-i tafdilin belirttiği özellikte diğerine göre üstün olan isme mufaddal, mukayese edilen diğer kelimeye ise mufaddalun aleyh denir. Mufaddalun aleyh’in başındaki min harfi cerine de min-i tafdiliye denir.

Mufaddalun aleyh

Min-i tafdiliye

İsm-i tafdil

Mufaddal

الْقَمَرِ

مِنَ

أَكْبَرُ

الشَّمْسُ

Güneş aydan daha büyüktür.

İsm-i tafdiller değişik şekillerde gelebilir.

  • Harfi tarifsiz ve isim tamlaması dışında gelir. Buna nekre geliş denir. Bu durumda ism-i tafdil “müfred ve müzekker (tekil ve eril)” gelir. “Daha” anlamındadır.
  • İsim tamlaması içinde nekre muzafun ileyhe muzaf olarak gelir. Bu durumda ism-i tafdil “müfred ve müzekker (tekil ve eril)” gelir. “En” anlamındadır.
  • İsim tamlaması içinde marife muzafun ileyhe muzaf olarak gelir. Bu durumda ism-i tafdil müfred müzekker olabileceği gibi mufaddala da uyabilir. “En” anlamındadır.
  • Sıfat tamlaması içinde başında harfi tarifle sıfat olarak gelir. Bu durumda sıfat olduğundan mufaddal da mevsuf olduğundan mufaddal ile ismi tafdil her bakımdan uyar. İkisi de erildir ya da ikisi de dişildir, ikisi de tekil, ikil ya da çoğuldur. “En” anlamındadır.

Burada marife isme muzaf olarak gelmiştir ve “en” anlamındadır.

لَ: İbtida (başlama) lâmıdır. İsim cümlesinde mübtedanın başına gelen fethalı te’kid lâmı (başlama lâmı=lâmu-l ibtidaiyye) inne cümlesinin hem isminin hem de haberinin başına gelebilir. Burada da innenin haberinin başına gelmiştir. Te’kîd amacıyla gelir.

بَيْتُ: “Ev” demektir.

الْعَنْكَبُوتِ: “Örümcek” demektir.

بَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ: “Örümceğin evi” demektir.

إِنَّ أَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِ: “Kesinlikle evlerin en gevşeği örümceğin evidir” demektir. Burada ism-i tafdil أَوْهَنَ الْبُيُوتِ şeklinde izafetle gelmiştir. Değişik şekillerde gelebilirdi. أَوْهَنَ الْبَيْتِ şeklinde izafetle gelebilirdi. Bu durumda الْبَيْتِ istiğrak için gelmiş olurdu ve أَوْهَنَ الْبَيْتِ “bütün evlerin en gevşeği” olurdu. الْبَيْتَ الْأَوْهَنَ şeklinde sıfat tamlaması olarak gelseydi “en gevşek ev” anlamında olurdu. Oysa ayetteki geldiği şekil olan الْبُيُوتِ bütün evler demek değildir. Belirli bir grup evi ifade etmektedir. أَوْهَنَ الْبُيُوتِ “belirli bir grup evin en gevşeği” demektir. Aslında ondan daha gevşek evler vardır ama bir grup ev içinde en gevşek olanıdır.

Bu cümle ile benzetme yönlerinden en önemlisi açıklanmıştır. Örümceğin evi gevşektir, Allah’a göre olmayan veliler de gevşektir. Dayanışma olarak edinilmişlerdir ama örümceğin evi gibi dayanıksızdırlar.

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ

İman edip hicret edip malları ve canları ile Allah yolunda cihad edenler ve barındırıp yardım edenler, onlar, bazıları bazılarının velileridir. (Enfal 72)

Bu ayetteki velilik Allah’a göre olan veliliktir. Bu tür velilikte referans noktası Allah’tır. Referans noktası Allah olmayan velilikler مِنْ دُونِ اللَّهِ olarak ifade edilir.

Örümceğin evi örümceği dış tehlikelerden korumaz. Yağmur yağarsa, rüzgâr eserse örümcek açıktadır. Allah’a göre olmayan veliler de onları veli edinenleri koruyamazlar. Allah’a göre olmayan veliler tıpkı örümceğin evi gibi kendilerinden zayıf olan varlıkları ağlarına düşürürler. Kendilerinden güçlü olanlar ise geldiği anda ağlarını darmadağın eder. Bir kuş asla ağa takılmaz, darmadağın eder ve geçer.

Örümceğin evi aslında kendi hacmine göre son derece dayanıklı ve güçlüdür. Ancak bu dayanıklılık ve gücü kendinden daha güçlülerde işe yaramamaktadır.

Örümcek nasıl tek başına yaşayan bir varlıksa Allah’a göre veli edinmeyenler de örümcek gibi yalnızdır aslında. Kendilerini velayet içinde güvende zannederler ama aslında yalnız başlarınadırlar.

Allah’a göre olmayan velayetin en tipik örneklerinden biri günümüz primli sigorta sistemidir. Prim yatırırsanız dayanışma içindesinizdir. Maddi sıkıntıya düştüğünüz anda sigortanız biter. Emekli olana kadar belli bir süre prim yatırmanız lazımdır. O süreyi dolduramadığınız anda yatırdığınız primler çöp olmuştur. Tıpkı örümcek gibi her zaman güçlü olmalısınız ki bu primlerin süresini doldurup emekliliği hak etmelisiniz. Ama maddi sıkıntınız oldu veya çalışamıyorsunuz, işte o zaman sizi koruyan bir veliniz yok demektir. Veli ancak şartlı velidir. Siz güçlüyseniz sizi korur, zayıfsanız sizi korumaz. Örümcek nasıl kendi evini kendi yapar ve sürekli tamir eder, Allah’a göre veli edinmeyenler de kendi korumalarını kendileri yapmak zorundadırlar. Bu da ödedikleri primlerle olur. Prim ödemedikleri anda velayet ortadan kalkar. Örümcek de kendi evini yapmadığı anda evi yoktur. Oysa Adil Düzendeki velayet sizin sadece o velayete katılmanızla olur. Siz ve diğerleri aranızda sıkıntı içinde olana sıkıntı ortaya çıktığı anda yardım edersiniz. Önceden prim vermezsiniz. Sıkıntı ortaya çıktığı anda velayet içindekiler sıkıntı içindekinin sıkıntısını paylaşarak giderirler.

Primli olmayan velayet müesseseleri de korur gibi yapmakta ama realitede korumamaktadır. Birisi canınıza kastedebilir, sizi öldürebilir. Sonuçta ne olur. Gider hapiste beslerler onu. Bir müddet sonra hapisten çıkar, keyfine bakar. Malınızı çalar, hapiste beslerler, çıkar yine yapar. Sizi dolandırır, belki hapis yatar, belki yatmaz, çıkınca yine yapar. Hatta iş adamı olarak saygı da görebilir. İşte tam bir -mış gibi yapmadır günümüz velayet sistemleri. Allah’a göre olan velayet sistemleri ise sizi korur, sizi öldüren öldürülür, hırsızlık mesleğini yapanın eli kesilir, prim yatırmanıza gerek olmadan emekli olursunuz, açlıktan korkmazsınız, açıkta kalmazsınız. Hiç çalışmasanız da asgari standartlarda yaşarsınız. Sağlığınız güvence altındadır. İyileştirmeyen palyatif tedaviler yapılmaz. Büyük Sermaye’nin pahalı ilaçlarıyla tedavi edilmezsiniz. Günümüz konvansiyonel tedavileri sizi yalnızca hasta eder. Siz ise iyileştiğinizi sanırsınız. Aslında daha çok hasta olmaktasınızdır. Hastane hastane gezmektesiniz, verilen ilaçlarla daha da beter hallere düşmektesiniz ama iyileşme umuduyla beklemektesiniz. Boşa beklemektesiniz, örümceğin evi sizi asla ve asla korumayacaktır.

Ayette üç tekid vardır. İkisi inne, biri de başlama lâmıdır. İnsanlar mevcut velayet mekanizmalarının kendilerini koruduklarını düşünmektedirler. Bu nedenle üç tekidle gelmiştir. Mevcut velayet sistemleri sizi asla korumamaktadır. Ne ilmen ne ahlaken ne mesleki olarak ne de siyasi olarak koruma altındadırlar. Mesleki hatalarınızdan dolayı kendinizi korumak için mesleki sorumluluk sigortası yaptırırsınız, bir işe yaramaz. Canınız ve malınızı güvenlikte sanırsınız, aslında değildir. Ahlaki olarak kötü insanlardan sizi koruyacak bir müessese yoktur. Siz de kendinizi güvende sanırsınız. İşte bu nedenle üç tekid gelmiştir.

 

لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

Biliyor olsalardı.

لَوْ: “-seydi, -saydı” demektir. Cezm etmeyen şart edatıdır. Bir fiilin gerçekleşmediğini ama gerçekleşseydi ne olacağını ifade etmek için bu şart edatı kullanılır. Arkasından şart cümlesi gelir ve cevap cümlesi olumluysa cevap cümlesinden önce de cevap lâmı gelir. Cevap cümlesi olumsuz cümle ise cevap lâmı gelmez. Cevap cümlesi şart gerçekleşseydi gerçekleşecek ya da gerçekleşmeyecek olan durumu ifade eder. “Eve gelselerdi yemek yerlerdi” veya “eve gelselerdi aç kalmazlardı” şeklindeki cümleler buna örnektir. Eve gelmedikleri anlaşılmaktadır.

كَانُوا: “Oldular” demektir. Nakıs fiildir.

يَعْلَمُونَ: “Biliyorlar” demektir. Muzari merfu üçüncü şahıs eril çoğul fiildir.

لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ: “Biliyor olsalardı” demektir. Buradan bilmedikleri anlaşılmaktadır. Şart cümlesinin cevap cümlesi hazf edilmiştir. Öncesinden anlaşılacağı için söylenmesine gerek kalmamıştır. Takdir edilmesi gerekir. Biliyor olmaları gereken nedir? لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ مَا اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللَّهِ أَوْلِيَاءَ “Biliyor olsalardı Allah’a göre olmayanları veli edinmezlerdi” şeklinde takdir edilmesi uygundur.

Burada لَوْ عَلِمُوا (bilselerdi) demiyor da لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ (biliyor olsalardı) diyor. Bunun anlamı şudur. Olay sadece geçmişte olup bitmiş değildir. Bu şarta uyanlar geçmişte vardır, bilmemeleri olup bitmiştir. Buna ilaveten bilmeme geçmişte başlayıp şu anda da devam etmektedir. Böylece bu şart hem geçmişi hem de günümüzü kapsamaktadır.

Allah’a göre olmayan velileri edinenler maalesef bunun aslında onları korumadığını bilmemektedirler. Koruduğunu sanmakta ve ısrarla sürdürmektedirler. Yıllardır anlatmaktayız Adil Düzendeki ilmi, ahlaki, mesleki, siyasi dayanışma ortaklıklarını. Ancak hala primli sigorta sistemini sürdürmektedirler. Akıllarına başka bir şey gelmemektedir. Büyük Sermaye’nin ürettiği bu sistemde devletin primli sigorta sistemi bile büyük sıkıntı içindedir. Özel primli sigortalar bu dayanışmaya giren örümceklerden primleri almakta, yıllarca prim yatırmakta ama hiçbir şey olmamakta, sonunda prim yatırmaktan vazgeçince başına sıkıntı gelmekte, önceden yatırdığı primler sigorta firmasını zengin etmekten başka işe yaramamaktadır. Primli sigorta firmaları herkesi sigortalamamaktadırlar. Diyelim sağlık sigortası yaptıracaksınız. Daha önceden var olan hastalığınıza karşı sizi kapsama almamaktadır. Yeni çıkacak hastalıklara karşı sizi sigortalamaktadır. Yaşınız ve diğer risk faktörlerini göz önüne alarak sizin hastalanma olasılığınızı hesaplamakta ve asla zarar etmemektedirler. Gerçekten ihtiyacı olanları sigortalamamaktadırlar. Tıpkı örümceğin evi gibidir. Örümcek prim yatırarak evini yapmakta ama evi onu korumamaktadır.

Örümcek evinin kendisini koruduğunu sanmaktadır. Gerçeği bilmemektedir. Günümüz cahiliye döneminin tüm sistemleri gibi velayet müesseseleri de aslında kimseyi korumamakta, korur gibi yapmaktadır. Günümüzde bu velayet müesseselerine güvenenler tıpkı örümcek gibi açıktadır, koruma altında değildirler ama kendilerini koruma altında sanmaktadırlar.

 

Yalova, Teşvikiye

04 Haziran 2022

M. Lütfi Hocaoğlu

 






Tüm Seminerler
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1266
Lokman Suresi Tefsiri 33. Ayet
16.11.2024 26 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1265
Lokman Suresi Tefsiri 32. Ayet
9.11.2024 66 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1264
Lokman Suresi Tefsiri 31. Ayet
26.10.2024 100 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1263
Lokman Suresi Tefsiri 30. Ayet
12.10.2024 131 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1262
Lokman Suresi Tefsiri 29. Ayet
5.10.2024 147 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1261
Lokman Suresi Tefsiri 28. Ayet
7.09.2024 177 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1260
Lokman Suresi Tefsiri 27. Ayet
31.08.2024 169 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1259
Lokman Suresi Tefsiri 25-26. Ayetler
24.08.2024 185 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1258
Lokman Suresi Tefsiri 24. Ayet
17.08.2024 168 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1257
Lokman Suresi Tefsiri 23. Ayet
3.08.2024 195 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1256
Lokman Suresi Tefsiri 22. Ayet
27.07.2024 193 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1255
Lokman Suresi Tefsiri 21. Ayet
20.07.2024 189 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1254
Lokman Suresi Tefsiri 20. Ayet
13.07.2024 204 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1253
Lokman Suresi Tefsiri 19. Ayet
29.06.2024 197 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1252
Lokman Suresi Tefsiri 18. Ayet
22.06.2024 212 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1251
Lokman Suresi Tefsiri 17. Ayet
25.05.2024 264 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1250
Lokman Suresi Tefsiri 16. Ayet
18.05.2024 274 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1249
Lokman Suresi Tefsiri 15. Ayet
11.05.2024 256 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1248
Lokman Suresi Tefsiri 14. Ayet
20.04.2024 349 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1247
Lokman Suresi Tefsiri 13. Ayet
13.04.2024 394 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1246
Lokman Suresi Tefsiri 12. Ayet
6.04.2024 328 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1245
Lokman Suresi Tefsiri 11. Ayet
30.03.2024 378 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1244
Lokman Suresi Tefsiri 10. Ayet
16.03.2024 321 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1243
Lokman Suresi Tefsiri 8-9. Ayetler
9.03.2024 304 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1242
Lokman Suresi Tefsiri 7. Ayet
24.02.2024 333 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1241
Lokman Suresi Tefsiri 6. Ayet
17.02.2024 283 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1240
Lokman Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
10.02.2024 444 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1239
Rum Suresi Tefsiri 60. Ayet
27.01.2024 370 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1238
Rum Suresi Tefsiri 59. Ayet
20.01.2024 347 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1237
Rum Suresi Tefsiri 58. Ayet
6.01.2024 378 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1236
Rum Suresi Tefsiri 57. Ayet
30.12.2023 384 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1235
Rum Suresi Tefsiri 56. Ayet
16.12.2023 458 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1234
Rum Suresi Tefsiri 55. Ayet
25.11.2023 461 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1233
Rum Suresi Tefsiri 54. Ayet
11.11.2023 483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1232
Rum Suresi Tefsiri 53. Ayet
4.11.2023 407 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1231
Rum Suresi Tefsiri 51-52. Ayetler
21.10.2023 478 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1230
Rum Suresi Tefsiri 50. Ayet
14.10.2023 441 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1229
Rum Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.09.2023 441 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1228
Rum Suresi Tefsiri 47. Ayet
16.09.2023 463 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1227
Rum Suresi Tefsiri 46. Ayet
9.09.2023 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1226
Rum Suresi Tefsiri 44-45. Ayetler
2.09.2023 416 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1225
Rum Suresi Tefsiri 43. Ayet
19.08.2023 438 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1224
Rum Suresi Tefsiri 42. Ayet
12.08.2023 473 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1223
Rum Suresi Tefsiri 41. Ayet
5.08.2023 503 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1222
Rum Suresi Tefsiri 40. Ayet
29.07.2023 429 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1221
Rum Suresi Tefsiri 39. Ayet
22.07.2023 444 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1220
Rum Suresi Tefsiri 38. Ayet
15.07.2023 408 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1219
Rum Suresi Tefsiri 37. Ayet
17.06.2023 406 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1218
Rum Suresi Tefsiri 36. Ayet
3.06.2023 458 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1217
Rum Suresi Tefsiri 35. Ayet
27.05.2023 456 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1216
Rum Suresi Tefsiri 33-34. Ayetler
20.05.2023 458 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1215
Rum Suresi Tefsiri 31-32. Ayetler
13.05.2023 501 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1214
Rum Suresi Tefsiri 30. Ayet
6.05.2023 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1213
Rum Suresi Tefsiri 29. Ayet
29.04.2023 447 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1212
Rum Suresi Tefsiri 28. Ayet
15.04.2023 501 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1211
Rum Suresi Tefsiri 27. Ayet
8.04.2023 506 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1210
Rum Suresi Tefsiri 26. Ayet
1.04.2023 456 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1209
Rum Suresi Tefsiri 25. Ayet
25.03.2023 477 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1208
Rum Suresi Tefsiri 24. Ayet
18.03.2023 627 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1207
Rum Suresi Tefsiri 23. Ayet
11.03.2023 475 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1206
Rum Suresi Tefsiri 22. Ayet
4.03.2023 608 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1205
Rum Suresi Tefsiri 21. Ayet
25.02.2023 870 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1204
Rum Suresi Tefsiri 20. Ayet
18.02.2023 695 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1203
Rum Suresi Tefsiri 19. Ayet
11.02.2023 453 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1202
Rum Suresi Tefsiri 17-18. Ayetler
4.02.2023 630 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1201
Rum Suresi Tefsiri 14-16. Ayetler
28.01.2023 479 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1200
Rum Suresi Tefsiri 12-13. Ayetler
21.01.2023 437 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1199
Rum Suresi Tefsiri 11. Ayet
14.01.2023 452 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1198
Rum Suresi Tefsiri 10. Ayet
7.01.2023 493 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1197
Rum Suresi Tefsiri 9. Ayet
31.12.2022 1046 Okunma
2 Yorum 01.01.2023 00:23
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1196
Rum Suresi Tefsiri 8. Ayet
17.12.2022 483 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1195
Rum Suresi Tefsiri 6-7. Ayetler
10.12.2022 569 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1194
Rum Suresi Tefsiri 1-5. Ayetler
3.12.2022 550 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1193
Ankebut Suresi Tefsiri 69. Ayet
26.11.2022 506 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1192
Ankebut Suresi Tefsiri 68. Ayet
19.11.2022 560 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1191
Ankebut Suresi Tefsiri 67. Ayet
12.11.2022 551 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1190
Ankebut Suresi Tefsiri 65-66. Ayetler
5.11.2022 504 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1189
Ankebut Suresi Tefsiri 64. Ayet
29.10.2022 526 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1188
Ankebut Suresi Tefsiri 63. Ayet
22.10.2022 549 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1187
Ankebut Suresi Tefsiri 62. Ayet
15.10.2022 568 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1186
Ankebut Suresi Tefsiri 61. Ayet
8.10.2022 566 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1185
Ankebut Suresi Tefsiri 60. Ayet
1.10.2022 757 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1184
Ankebut Suresi Tefsiri 58-59. Ayetler
24.09.2022 799 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1183
Ankebut Suresi Tefsiri 57. Ayet
17.09.2022 1125 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1182
Ankebut Suresi Tefsiri 56. Ayet
10.09.2022 1215 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1181
Ankebut Suresi Tefsiri 54-55. Ayetler
3.09.2022 2028 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1180
Ankebut Suresi Tefsiri 53. Ayet
27.08.2022 2118 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1179
Ankebut Suresi Tefsiri 52. Ayet
20.08.2022 2559 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1178
Ankebut Suresi Tefsiri 51. Ayet
13.08.2022 1716 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1177
Ankebut Suresi Tefsiri 50. Ayet
6.08.2022 2191 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1176
Ankebut Suresi Tefsiri 48-49. Ayetler
30.07.2022 2676 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1175
Ankebut Suresi Tefsiri 47. Ayet
23.07.2022 2363 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1174
Ankebut Suresi Tefsiri 46. Ayet
16.07.2022 2820 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1173
Ankebut Suresi Tefsiri 45. Ayet
2.07.2022 3090 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1172
Ankebut Suresi Tefsiri 44. Ayet
25.06.2022 8032 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1171
Ankebut Suresi Tefsiri 43. Ayet
18.06.2022 2515 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1170
Ankebut Suresi Tefsiri 42. Ayet
11.06.2022 2624 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1169
Ankebut Suresi Tefsiri 41. Ayet
4.06.2022 2417 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1168
Ankebut Suresi Tefsiri 40. Ayet
28.05.2022 3036 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Kuran Seminerleri II 1167
Ankebut Suresi Tefsiri 39. Ayet
14.05.2022 2419 Okunma


© 2024 - Akevler