“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızın 897. Hafta çalışmamızı da tamamladık, İSRA Suresi üzerinde çalışıyoruz ve bu surenin “Asâ Rabbukum en yerhamekum… / Umulur ki Rabbiniz size rahmet edecektir...” ifadesiyle başlayan 8. ayet ile konumuza girizgâh yaptık.
Rabbimizin rahmet ve merhametine muhtaç olduğumuz günlerdeyiz…
Rabbimizin rahmetine mazhar olmak için yapmamız gerekenler vardır…
“Uygarlıkta da farklılık zamanla oluşmaktadır. Bilhassa sanayileşmeden sonra bu farklılaşma imkân dâhiline girmiştir.
- Semt kooperatİflerİ ve bucaklar ayrı ayrı görevi olan hücreler olacaktır.
- Bugünkü nüfusa göre aile sayısı bir milyar civarındadır.
- Yüz milyon “ocak”, on milyon “semt/köy” ve bir milyon “bucak” var olacaktır.
- Yüzbin “ilçe”, onbin “il”, bin “bölge”, yüz “ülke” ve on “kıta” oluşacaktır.
Bunlar takribi rakamlardır.
İşte, bu her biri ayrı ayrı olan oluşlar “bucaklardan” başlayarak insanlığa farklı hizmetler sunacaklardır. İsrail oğullarının yapacakları konular örnek olarak anlatılmaktadır. Ayette önce merhametten, sonra cehennemden bahsediyor ve avdet ederseniz biz de avdet ederiz denmektedir. Yani genel kural şudur; tarihi gelişmeler devam edecektir.
Her bin yılda bir “yeni uygarlık” gelecek ve insanlık biraz daha uygarlaşacaktır. Uygarlaşma demek, daha çok farklılaşma, daha çok işbölümü demektir. Bu durumda her “bucak”, her “il”, her “ülke” kendi görevini yaparken daima iki grup oluşacaktır; “yapıcılar” ve “yıkıcılar”. Yapıcılar uygarlığı getirmeye çalışacaklar, yıkıcılar direneceklerdir.
İşte, sonunda her kuruluşun davranışlarına göre yeni durumlar oluşacaktır...”(s.3)
***
4. sayfadaki bir bölüm ile devam edelim: “Rockefeller ve Rothshild ailelerinin tekeli sona erecektir... Dünyadaki tüm işletmelerle serbest rekabet içinde yarışacaklardır... Gümrükler, kotalar, vizeler, karşılıksız paralar ve haksız rekabetlerle kazanmaktan vazgeçeceklerdir... Sonra ilmi, dini ve siyaseti de kendi bağımsızlıkları içinde bırakacaklar, servetlerini tahakküm etmek için değil, yaşamak ve iş yapmak için kullanacaklardır...
Dergi çıkarırlar; o dergide yazın yayınlanmazsa doçent olamazsın, profesör olamazsın! Böylece ilmi tekellerinde tutuyorlar. Böylece ilmi baskı altına alıyor ve dinsizlik propagandası için kullanıyorlar.
Gazeteleri vardır; işlerine gelmeyenleri tuzağa düşürüyor veya iftira ediyorlar, böylece herkesi emirleri altına almışlardır.
Kaçakçılığa dayanan mafyaları vardır; para ile yenemediklerini silahla bertaraf ediyorlar. Gizli istihbarat örgütü ile de mafyayı kontrol altına alıyorlar.
İşte, Kur’an onlara diyor ki;
Bu fesat ve fitneden vazgeçerseniz biz de size merhamet ederiz...” (s.4)
***
SONUÇ olarak değerlendirebileceğimiz bir bölüm ile devam edelim: “Allah aynı zamanda “Adİl Düzen” iktidarında yapacaklarımızı bize öğretmektedir.
- Önce “Semt Kooperatifleri” kuracağız...
- Yüz Lojmanlı Apartmanlar inşa edeceğiz...
- Üretimi ve tüketimi şeriata göre düzenleyeceğiz...
O zamana kadar sömürücü Sermaye varlığını sürdürecek, o zamana kadar bürokratik rejim zulmüne devam edecek...
Ne zaman ki halkımız Kooperatİfler şeklinde organize olup İslâmî hayatı yaşamaya başlarsa, işte o zaman iktidarda olanlar ve sermaye sahipleri ya değişirler ya da direnirler; Allah onların hesaplarını ona göre görür. Bize saldırabilirler ama sonuç 15 Temmuz 2015 gibi olur. 15 Temmuz’dan herkes dersini almalıdır...” (s.5)
(Devamı var)