KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
Bu haftaki alıntımız Tevbe Sûresi’nin 30. âyetindeki tefsir çalışmamızdan başlıyor: “Ellezîne Keferû” marife olarak gelmiştir. Söyleyenler de bellidir, söylenen de bellidir. Bu söz ‘Firavun tanrının oğludur’ sözüdür, söyleyenler de Eski Mısırlılardır.
İsrail oğulları yarım binyıldan fazla Mısır’da yaşamışlar, onların kavilleri içinde büyümüşlerdir. Bilinçaltlarında o sözler kalmıştır ve binlerce yıl sonra yine aynı düşünce ve anlayış nüksetmiştir.
Hıristiyanlar İslâmiyet’ten önce Persler ile savaşa girişmiş, kendilerini zor korumuşlardır. Halklar arasında birliği Hazreti İsa’yı tanrılaştırarak sağlamaya çalışmışlardır. Mısır’da Firavun ne ise Hıristiyanlarda papa ve imparator odur.
O günler için bu söz söyleyenlerini yıkmamış ama son beşyüz yılda ise Hıristiyanlığı bu yanlış gayriilmî sözler, manasız sözler yıkmıştır.
Allah Kur’an’da Yahudileri ve Hıristiyanları uyararak bu sözlerin böyle bilinçsiz sözler olduğunu söylemekte ve III. binyılda olmaları gereken şekli bildirmektedir.
Hazreti Musa Firavuna benzer sözler söylediği zaman o aldırmamıştı ama kendisinin akıbeti boğulup yok olmak oldu; bugün onun tanrılığını kabul eden bir kişi bile yoktur...’
‘Bununla beraber günümüze gelip çağımızın putperestlerini düşünebilir, bunların çağdaş sömürü sermayesi Firavunlarının söylediklerini tekrar ettiklerini düşünebiliriz.
“FAİZ BİR REALİTEDİR, DEĞİŞMEZ!” sözü böyle bir sözdür.
Faizsiz düzeni öğrenip deneyeceğine, faizci tekel sömürü sermayesinin söylediklerine teslim olmak ve gereğini yapmak; işte bütün bunlar tam da bu âyetin ifade ettikleridir.’
‘Allah onlarla mukatele etmektedir. Nereye ifk olunuyorlar?
İfk eden ifk olunur. ‘Başkasına tuzak kuran kendisi tuzağa düşer’ atasözünün Kur’an’daki ifadesi ifk olunmak, tuzağa düşmek demektir.
Buradaki “Hum” zamiri Yahudilere ve Hıristiyanlara yahut daha öncekilere veya böyle olan herkese gitmektedir. Örnek genişletilmiş olmaktadır.
Allah sömürü sermayesi ile kıtal etmektedir.
Yahudilerin tarihi sürgünlerle doludur. Sonunda güya bir vatan edindiler ama her gün ölümle karşı karşıyadırlar. Savaş hiç durmadan devam etmektedir.
Hıristiyanlar arasında da hep karşılıklı savaşlar sürüp gitmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları bunun en son ve en açık birer örneğidir.
ALLAH ONLARLA KITAL ETMEKTEDİR...’ (s.7)
‘Allah onlarla kıtal etmiştir. Hâlâ neden yanılıyorlar, hâlâ neden tuzağa düşüyorlar?
Artık tarihlerine bakıp kendilerine gelmeleri gerekmektedir.
Yahudilerle Hıristiyanlar arasındaki kavga Hazreti İsa’ya yaptıkları ile başlar.
Müslümanlarla Yahudiler arasındaki kavga ise Hendek Savaşı’nda başlamıştır.
Yahudiler diğer ulusları savaştırır, kendileri onları sömürürler. Bu huylarından vazgeçmiyorlar. Bu sebepledir ki bunu bilenler tarafından her zaman ezilmişlerdir. Daha önce Müslümanlarla Hıristiyanları savaştırmış ve varlıklarını sürdürmüşlerdir. Tarihte ve günümüzde Haçlı Seferleri tertipleyen ve finanse edenler hep Yahudilerdir. 1897’ye kadar bu “din çatışmaları” siyasetini yaşatmışlar, daha sonra da “rejim savaşlarını” ortaya koymuş ve kırk milyon insanının ölümüne sebep olmuşlardır.
Bugün de Müslümanları ayaklandırıp III. dünya savaşını çıkarmak istiyorlar...
Bütün bu olanlar onları hâlâ uyandırmadı; neden hâlâ aynı tuzağa düşüyorlar?..’
‘Kur’an ‘bir insanı öldürmek bütün insanları öldürme gibidir’ demektedir. Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibi olur, bütün insanlığı öldürmüş gibi olur. İnsanlık da Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Dolayısıyla Allah da onu öldürür, mukatele etmiş olur.’
‘Allah bize Hıristiyanları, Yahudileri, Budistleri ve Hinduları bu tür bataklığa düşmüş olan kimseler olarak anlatmak suretiyle bizim böyle bir duruma düşmememizi emretmekte, bu konuları açıklığa kavuşturarak tebliğ yapmamız için bize bilgi vermektedir.’ (s.8)