Akıllı/âkıl, âlim ve âdil adamlar olmalı
Kur’an’ın akıllı (âkıl) adamlarla ilgili tanımlarını önceki yazımızda hatırlattık ve “SEÇKİN” değil de “AKILLI, ÂLİM VE ÂDİL ADAMLAR” neler yapmalıdır yani “asıl yapılması gerekenler nelerdir”, gelecek yazıda inşaallah dedik; dediğimizi yapalım/yazalım.
Evet; “akıllı/âkıl, âlim ve âdil adamlar” başkadır, “saygın adamlar” başkadır. Akıllı/âkıl adamlar ilerisini görüp yöneticilere yol göstermelidir. Saygın adamlar ise halkı bir konuda veya siyasette yönlendiren kişilerdir. Saygın adamları da başbakan değil halk seçer. Başbakan bunları keşfeder, onlarla iyi geçinir, onları kendisine kazandırmak ister, onlarla beraber olduğunu her zaman vurgular. Akıllı/âkıl adamları kimse seçmez, bu vasıf tamamen Allah vergisidir. Bu adamların kendileri aktör olmazlar, çünkü halk onları sevmez, onlar ileride olacakları bildikleri için halkın hoşlanmadığı şeyleri ortaya koyarlar. İş adamları ve siyasiler bunlarla direkt veya endirekt irtibat kurar, bunların dediklerini yaparlar. Başbakan Erdoğan’ın seçtikleri ise “akıllı/âkıl, âlim ve âdil” kişiler değil, sadece “saygın” kişilerdir.
Saygın kişiler ve siyasiler “ÂLİM” kişileri keşfeder, onların dediklerini yapar, halk da onlara uyarsa, o zaman o ülke selâmet ve saadet yolunu tutmuş olur. Saygın kişiler kendilerini “akıllı/âkıl, âlim ve âdil” kişi sanıp kendi kafaları ile hareket ederlerse birlik sağlayamazlar, hem kendilerine hem de devletlerine zararlı olurlar. Başbakan başta olmak üzere bu uyarımız herkese, ama özellikle halkımıza; İLİM her şeyin başıdır, ilimsiz ve âlimsiz hiçbir şey olmaz.
Bir aile düşünün. Ailede baba vardır, anne vardır, büyükbaba vardır, büyükanne vardır, çocuklar vardır. Örfte ve şeriatta bunların yeri vardır. Mesela ağabey babanın yerindedir. Bunun dışında Allah’ın kendisine verdiği kabiliyet nedeniyle aileye hâkim olan kimse vardır, sonunda ailede onun sözü geçer. O bazen, hattâ çoğu zaman en küçük kardeş olur. Çünkü ailenin olgunluk zamanında eğitim almıştır, yenilikleri daha iyi görmektedir, aile fertleri saygınlıklarını yitirmeden onun dediklerini yaparlar.
Devlet içinde de böyle kimseler vardır. Bunlar etkin kişilerdir. Sevilmeseler de yöneticiler onların dediklerini yaparlar. Mustafa Kemal zamanında etkin kişi Mareşal Fevzi Çakmak idi. Son kırk elli yıldır Necmettin Erbakan ülkemizdeki etkin kişi olmuştur. Kenan Evren Erbakan’ı hapse attı, partisini kapattı ama onun programının yüzde seksenini yerine getirdi. Son on yıldır tek başına iktidar olan parti, Erbakan olmasa iktidar olabilir miydi? Bugün ve özellikle Necmettin Erbakan Hoca’dan sonra etkin kişi kimdir; bilen var mı?
Başbakan Erdoğan ve iktidar partisi ülke yönetimine ve gelişmelere gerçekten hâkim midir; kendi baş/lar/ına mı hareket ediyorlar, yoksa biri/leri/nin etkisinde midir/ler? Bize göre; saygılı oldukları halde bizden uzak durmaları onu/onları yönlendiren birilerinin olduğunu gösterir. Bu kimdir veya bunlar kimlerdir; maalesef bilinmemektedirler! Bilen var mı?
Türkiye’yi -eski de olsalar- Millî Görüşçüler ve onların kendi görüşleri yönetmiyor. Öyle olsa şimdiki askeri ve sivil adaletsizlikler olmaz; başörtüsü sorunu hâlâ sürmez; faiz, zina, domuz eti gibi hezeyanlar olmaz; hep hatırlattığımız ama “kör-sağır-dilsiz” olanların görüp duymadığı ve de inatla dillendirmediği “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki ilmî, dinî, iktisadî, siyasî sorunlar devam etmezdi. Peki, bu akıl, bu yönetim aklı kimin ve kimden?!
Hayrettin Karaman bize göre söz konusu heyetteki tek “âkıl ve âlim” kişidir; isterlerse kendilerine “âkıl ve âlim adamlar listesi” de yaparız. Başbakan Erdoğan’ın ve yöneticilerin doğrudan veya dolaylı olarak asıl bunlara danışması, onların görüşlerinden yararlanarak siyasetlerini belirlemesi gerekmektedir. Yoksa bilerek veya bilmeyerek dış güçlerin emrinde olan kişiler onların danışmanları olur ve maalesef onların dediklerini yapmaya başlarlar...
Adil Düzen Çalışanları kadrosu, kırk yıl boyunca Necmettin Erbakan’ın “âkıl ve âlim” kişileri arasında oldular. Nitekim “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” projesi bu sayede ortaya çıkmış, Başbakan Erbakan’ın 11 aylık hükümeti “ADİL DÜZEN”in sadece kokusu ile bile Cumhuriyet tarihinin en başarılı hükümeti olmuştur. Peki, Erbakan 11 yıl iktidarda kalsaydı ne olurdu?
Ama onlar istemese de Allah nurunu tamamlayacak ve “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” sadece Türkiye’de değil bütün dünyada hükümran olacaktır. Ve’s-selâm…