Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
Muhasebe, genel muhasebe, insanlık muhasebesi yapmamız gerekiyor…
Nereden geldik, şu anda nerede ve hangi merhaledeyiz, nereye doğru gidiyoruz?..
Bugün, birkaç asırda oluşturduğu birikim ve güç sayesinde, dünyamıza tekel sermaye hükmediyor… Peki, bu hükümranlık dünyamızı ve insanlığı nereye getirdi; neredeyiz?...
Sermaye bugüne kadar çok önemli gelişme ve ilerlemelere önderlik etti ama aynı sermaye bugün “tekel sömürü sermayesine dönüştüğü” için insanlığa büyük bir fren yapmaktadır; dünyanın kalkınmasına, insanlığın ilerleme ve gelişmesine engel olmaktadır...
Bu duruma gelmemizin bazı sebeplerini hatırlayalım…
Sermaye idamları kaldır/t/mıştır, hapishaneleri lüks otellere çevir/t/miştir. Öldüren öldürülmeyecek!.. Hapishanelerde katillere eziyet verilmeyecek!.. Peki, hapishane ne işe yarayacak?.. Kendi tetikçileri orada güven altında olacak!.. Karşılıksız ürettiği doları yani kâğıt parayı verecek ve istediği kimseyi öldürtecek, sonra onu lüks otelde ağırlayıp güvenliğini sağlayacak... Katillerin idam edilmesi yasağını getirerek orada kimsenin onlara dokunmasına izin vermeyecek... Adalet ve güvenlik ise on, yirmi, otuz, kırk sene süren mahkeme kararları ile elbette sağlanamaz... Ama sermaye katillere ve teröristlere “teröristlerin başı ile birlikte” olabilecek en lüks hapishane güvenliğini sağlayacak!.. Elinde bulundurduğu basın/medya yoluyla gerekli ihtarları yapacak, dinlemeyenleri ise tetikçilere havale edecek!..
İşte…
“21. Yüzyıl” adaleti ve güvenliği böyle sağlanmakta, dünyamız ve ülkemiz bu halde!..
Sermaye çağımız dünyasını maalesef bu hâle getirdi, insanlığı bu merhaleye getirdi…
***
Bu durumda insanlığın yapması gereken nedir, yapmamız gerekenler nelerdir?..
“HAK” gelecek, “BÂTIL” iptal edilecek; “bâtıl” gidecek, “bâtıl düzen” gidecek...
Malum olduğu üzere;
“HAK” GELİNCE “BÂTIL” GİDER…
HAKKI getirmeden, adaleti getirmeden, âdil bir düzen getirmeden yani “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”i getirmeden “bâtılın gideceğini zannetmek” abesle iştigaldir…
Bu hapishaneler kalkacak, idam/kısas gelecek, diyet gelecek...
İdamlar katledilenin ailesince af olmazsa acımadan ve kesinlikle uygulanacak...
***
Bu mücadele binlerce yıldan beri var, Hazreti Âdem’in çocukları Habil ile Kabil’den beri var… Bedir Savaşı ile başlayan savaşlar silsilesinden beri var… Bugün de var…
Kur’an müjdeliyor; III. Binyıl kâfirlerinin de dabiri kat’ edilecektir...
Kur’an’ın Allah’ın sözü ise bu böyledir; bunun böyle olduğu yakın zamanda görülecektir, Kur’an’ın İlâhi söz olduğu bir defa daha belgelenecektir...
Şimdi, insanların içinden birilerinin şöyle dediği söylenmektedir…
Evet, Kur’an’ın Allah sözü olduğunu kabul ediyoruz ama bu sizin anlattıklarınız Kur’an mı, onu siz öyle anlıyor ve öyle yorumluyorsunuz ama gerçekten öyle midir?..
Bu soruya ve söyleme iki noktaya işaret ederek cevap vereceğiz…
1- Bugünkü faizci, zinacı, fitneci, sömürücü düzeni sona erdiren bir ilacın Kur’an’da olması gerekir. Biz bunun “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” olduğunu söylüyoruz. Bize göre Kur’an’dan deliller gösteriyoruz. Siz de aynı şekilde İslâm düzenini ortaya koyun ve size göre Kur’an’dan deliller getirin. Sizinki daha iyi ise ona uyalım. ‘Biz yapamıyoruz ama siz de yapmayın, yetkiniz yok’ diyorsanız; kusura bakmayın ama o zaman size ‘güle güle’ deriz...
2- Hatalarımız olacaktır. Allah olaylarla ve gelişmelerle ihtar ederek hatalarımızı düzelttirir. Hak yolda isek en sonunda mutlaka başarıya ulaşırız. Biz kırk yıllık bu çalışmalarımızla birinci adımı başarı ile attık. Bir zamanlar bizimle birlikte aynı yolda yürüyenler anayasa ekseriyeti ile iktidar oldular ama... Sonrasını biliyor ve bizzat yaşıyorsunuz… Mesela, şimdi idamı gündeme getirerek bir hatayı düzeltmeyi konuşuyorlar…