http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/Sermayeye_ve_siyasilere_onerimiz_var/25814#.VcZgfvntmko
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
Sadece “krizlerden” değil…
Çok büyük “tufandan” da söz ediyoruz…
Bizim “SOSYAL TUFAN” dediğimiz büyük tufandan…
Bu tufanın dinî-ilmî-iktisadî-siyasî tarafları var ki bütün bunlar hayatımızın her alanını kapsamaktadır ve maalesef çözüme kavuşturulamadıkları için hem ülkemizde hem bütün dünyada tufan seviyesindeki bu sorunlar giderek büyümek suretiyle varlıkların sürdürüyor...
Bu tufanın iki yönü vardır ve bu ikinci yönünü belki de ilk defa yazmış olacağız.
Bu tufan sadece bizim tufanımız değildir.
Bu tufan aynı zamanda tufanın en büyük müsebbiplerinden olan sömürü sermayesinin de tufanıdır ve gidişata bakılırsa sermayenin yok olmasına sebebiyet verecektir.
*
Evet…
Sadece bizleri yani insanlığı değil…
Sömürü sermayesini de büyük tufan bekliyor...
Peki…
Sömürü sermayesi için söz konusu olan tufan nedir?
Karşılıksız paranın ortadan kalkması sermayenin tufanı olacaktır.
Dünyadaki iki kabile ya da dünyadaki binde bir, milyonda bir nüfus sahibi olduğu halde, dünya nüfusu ölçeğinde çok küçük bir grup paranın tamamını eline geçirmiş, bu “faizli karşılıksız para” ile bütün insanları istediği gibi sömürmektedir...
İşte…
Dünyayı tek güç mesabesinde sömürmekte olan tekel sermayenin bu karşılıksız parası geçersiz hâle geldiği zaman artık eli kolu bağlanmış olur, onun azabı mukimi gelmiş olur...
*
Aslında sorun bizi ilgilendiren yönüyle sermayeden çok bizim sorunumuzdur yani insanlığın sorunudur. Sorun bizim şu anda para ihtiyacımızı karşılayan “karşılığı olmayan paraya” karşı alternatif olarak “karşılığı olan parayı” üretememiş olmamız sorunudur. Bu konuda sermaye ile işbirliği yapılabilir ve bu sayede hem kendimizi hem sermayeyi kurtarmış oluruz. Sermaye de kendisine onu tufandan koruyan gemiler yapabilir...
Nasıl?
Mesela, bu köşede zaman zaman gündeme getirdiğimiz ve sosyal tufana karşı Nuh’un gemisi mesabesinde olan “yüz dairelik lojmanlı işyeri apartmanlarnın” inşaatına katılıp” hisse senetlerini” alır ve böylece sermaye buralardaki üretimden mal olarak kira payını almış olur. Tüm üretimlerden onun mal olarak gelirleri olacağı için zenginliği devam eder...
Böylece Kur’an’ın ifadesiyle ne hızya ne de mukim azaba uğrar.
Nitekim Hazreti Muhammed aleyhisselâmın Mekke’de mukim kavmi böyle oldu; Müslüman oldular, zengin oldular ve zenginlikleri hâlâ devam ediyor...
Demek ki…
Bizim siyasilere ve sermaye sahiplerine önerimiz şudur…
Sosyal tufana karşı kuracağımız semt kooperatiflerinden ve dolayısıyla Nuh’un gemisi mesabesindeki “yüz dairelik lojmanlı işyeri apartmanlarından hisse senetleri” almaları ve orada üretilecek mallara ortak olmalarıdır; bu sayede zenginlikleri devam eder...
Sermayeye ve siyasilere önerimiz budur ve bu önerimiz herkes için çözümdür…
“ADİL KUR’AN DÜZENİ”nin çözümleri herkese çözümdür...