Yine “biz” kazanacağız…
Türkiye adı konmayan bir savaş veriyor…
Bu savaşın pek çok yönleri var, bunları zaman zaman bu köşede yazdım/ yazıyorum...
Öz ve çok “özel” bir değerlendirme yapmak gerekirse; Türkiye, sömürü sermayesi ve onun taşeronu yedi düvele karşı verilen bu savaşı en az zayiatla sürdürüyor. Yakın tarihe bakarsak, yani son bir-iki yüzyıllık tarihe bakarsak, eskiden Fransızlar taşeron olarak kullanıldı… Sonra İngilizler taşeron olarak kullanıldı… II. Dünya Savaşı’ndan beri ABD taşeron olarak kullanılıyor ama sermayenin bazı ABD yöneticileri ile sorunları var…
Şimdilerde sömürü sermayesi ABD dışında taşeron olabilecekleri arıyor ama nafile… Yakında düşman/lar (sermaye ve taşeronları) helâk olacak, dünya yine/yeniden bize kalacaktır... Nitekim tarih tekerrür ediyorsa, tarihte de böyle oldu; o yüzyıllara bakalım...
Moğollara yenildik ama şimdi “biz” varız.
Ardından Timur’a da yenildik ama şimdi “biz” varız.
Birinci Dünya Savaşı’nda da yenildik ama şimdi “biz” varız.
Tabiattaki denge gibi sosyal hayatta da denge vardır; bitkiler ve ağaçlar şiddetli rüzgâr esince eğilirler ama yıkılmazlar, rüzgârın şiddeti sona erince yeniden ayağa kalkarlar...
Evet…
“Biz” kazanacağız...
“Biz” yeniden ayağa kalkacağız...
“Biz” derken kimi veya kimleri kastediyorum?
“Biz” derken “Kur’an Ehlini” kastediyorum ve onlar kazanacaktır diyorum.
“Kur’an Ehli” derken de…
Elbette “ADİL KUR’AN DÜZENİ” kurulsun ve hem Türkiye, hem İslâm Âlemi hem de bütün beşeriyet yani insanlık için canı ve malıyla cihad eden müminleri kastediyorum.
“Mümin” derken de…
Hani, Millî Görüş Hareketi’nin banisi Necmettin Erbakan Hoca’mız ‘malı ve canıyla cihad eden bir mümin olarak anılmak isterim’ diyordu ya; onun örnek alınası hayatından ve ömür boyu yaptıklarından yola çıkarak yapılması gerekenleri yapan müminleri kastediyorum.
Madem “Erbakan” dedik…
Madem “Millî Görüş” dedik…
Madem “Adil Kur’an Düzeni” dedik…
Madem “BİZ” yani bu vasıfları olanlar kazanacaktır dedik…
Madem ki “Türkiye adı konmayan bir savaş veriyor…” diyerek söze başladık ve sözü buraya kadar getirdik; noktayı ve nihai değerlendirmeyi üç dönemden beri Türkiye’yi tek başına yönetenlere yani “Millî Görüş” gömleğini çıkararak yola çıkanlara getirelim…
AK Parti kazananlar arasında mı, kaybedenler arasında mı olacak; bunu özellikle bu son merhaleden sonraki kendi kararları ve uygulamaları ortaya koyacak...
Şimdilik ve son gelişmelere bakılırsa bir ümit yok; “Millî Görüş” gömleği hâlâ giyilmedi, “Adil Kur’an Düzeni”ne karşı “kör-sağır-dilsiz” olma durumu devam ediyor…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi…
Başbakan Ahmet Davudoğlu ve ekibi…
Hâlâ “Millî Görüş ve Adil Kur’an Düzeni”ne karşı aynı vurdumduymazlığı sergilemeye devam mı edecekler, aynı gayya/gaflet kuyusunda ve dalalet denizinde debelenmeye devam mı edecekler, yoksa tövbe edip yeniden hidayete mi erecekler?..
En sonunda yine “BİZ” kazanacağız ama AKP’nin durumunu bekleyip göreceğiz…