“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
ÇAĞIMIZIN SORUNLARINI ÇÖZMEK… Ne kadar iddialı bir başlık… Ve bu başlık, bendenizin son yazısının başlığı… Bu arada ondan önceki son beş yazımın başlığını yazarak, söze/yazıya başlamışım… Bütün bu yazılanlar, bu başlıklar ve yazılar neden yazılır?..
El-Cevap1: Siz yazana değil de YAZDIRANA bakın desem, meramım anlaşılır mı?!.
El-Cevap2: Bu köşede hep “SOSYAL TUFAN var” diye haykırırım; duyan var mı?!.
Daha o kadar çok “el-cevap” var ki; ama şimdilik bu ikisi “anlayana” yeterli olsun!..
Çocukluğumdan, ilk gençliğimden beri çok okurum; hâlâ her gün okuyorum… Bu yazının yazıldığı sabah vaktine de okumayla başladım… Okuduğum da, kendimce her gün okumam gereken birkaç gazete ve birkaç yazar; gündemden kopmamak için… Okumanın etkisiyle, bir veya birkaç gündür yazmaya devam etmeyi düşündüğüm yazı planımı değiştirdim ve üç yazarın değindiği konulara kısaca temas etmeye karar verdim…
SİYASET ve AK Parti Kongresi günü ya, bugün; kıssadan/konudan hisse alınsın diye, önce Hayrettin Karaman Hoca’nın “Raşid halifeler danışan başkanlardır” başlıklı yazısı ile başlıyorum… Yazı şöyle başlıyor: “Hz. Ebu Bekir gibi Hz. Ömer de, ilgili âyetin âmir hükmünü yerine getirerek işlerini meşveret (danışma) ile yürütmüş, bunun için Medîne'de daima bir heyet bulundurmuş, bunların Medîne'den ayrılmalarına -zaruret bulunmadıkça- izin vermemiştir…” Yazının son paragrafı şu cümle ile başlıyor: “Hz. Ömer yalnızca danışma yapmak, işleri danışma esasına göre yürütmekle kalmamış, aynı zamanda danışma meclisinin kuruluşu ve işleyişi ile ilgili kaideler de koymuştur…”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da, Başbakan Yıldırım’a da ama en çok da danışmanlarına, bu yazının tamamını okumaları ve gereği ile amel etmeleri tavsiye olunur… (http://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/rasid-halifeler-danisan-baskanlardir-2029188)
Neden? Nedenine, iki yazar ve iki yazı ile açıklık getirmeye çalışayım… Aynı gazetede Yusuf Kaplan, her zamanki gibi uyarıcı bir yazı yazmış… Yusuf Kaplan’ın yazısının başlığından ve tamamından söz etmeyeceğim gibi, alıntı da yapmayacağım; sadece yazıdaki iki ara başlığı aynen aktaracağım… Birinci ara başlık çok şey ifade ediyor ve durumu özetliyor: EKONOMİ BÜYÜDÜ AMA EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE YOKSULLAR İHMAL EDİLDİ... İkinci ara başlık: 10 YILDA 100 YILIN TOHUMLARINI EKEMEZSEK... Yazının tamamının okunmasını tavsiye ederim: (http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/kocaelinin-oncu-genclik-ve-kultur-devrimi-2029192)
Bu yazıyı yazmama asıl sebebiyet veren yazıya gelince, o yazı Yaşar Süngü’nün “Zirvenin adı bile battığımızın ilanı” başlıklı yazısı… Hadi, lafı uzatmadan, alıntılarla konuya girelim: “… İstanbul, 23-24 Mayıs tarihlerinde ilk kez düzenlenecek “DÜNYA İNSANİ ZİRVESİ”ne ev sahipliği yapacak. / İstanbul'daki zirveye 125 ülkeden 6 binin üzerinde temsilci katılacak. / Zirveye 50'den fazla hükümet ve devlet başkanı iştirak edecek. / Zirvenin sonuç raporu Eylül ayında toplanacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesinde yayınlanacak. / Zirvenin önemi, insani krizlerin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en yüksek düzeye ulaştığı bir dönemde düzenleniyor olması. / Yani insanlık olarak dibe vurduğumuzun resmi ilanı bu zirve... / 250 milyon kişi ekonomik ve sosyal krizlerden doğrudan etkileniyor ve yoksullukla boğuşuyor. / Dünya genelinde 60 milyon insan çatışmalar ve şiddet nedeniyle yerlerinden edilmiş durumda. / Sadece Irak'ta 8 milyon kişi insani yardıma muhtaç. / 4 milyon Suriyeli iç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kaldı. / Bir o kadar Suriyeli de kendi ülkesinde mülteci konumuna düştü. / Afrika ülkelerindeki kuraklık ve iç çatışmalar da, hem göçlere yol açıyor, hem de açlık riskini beraberinde getiriyor. / Ukrayna'da 5 milyon kişi yardım bekliyor. / İnsani krizin tek nedeni, savaşlar ve ekonomik krizler değil. / Batılı zengin devletlerin yüksek kazanç uğruna havayı, suyu, toprağı kirletmeleri yüzünden her yıl 218 milyon insan doğal afetlerden dolayı mağdur oluyor. / Bu afetlerin dünya ekonomisine maliyeti 300 milyar doları aştı. / İnsani yardıma muhtaç insanların sayısı hızla artarken, insani yardım sistemi yetersiz kalıyor. / İnsani krizlere müdahale eden Türkiye, aynı zamanda ev sahipliği yaptığı 3 milyondan fazla sığınmacıyla krizi resmen yaşıyor. / Zirve neden şimdi yapılıyor? / Çünkü dünyada insani yardıma ihtiyaç duyan insan sayısı rekor seviyeye ulaştı. / Halen 125 milyon kişi insani yardıma muhtaç durumda. / Bu sayıdan ancak 85 milyonuna bir şekilde yardıma ulaşılabiliyor. / Diğerlerine fon yetersizliği, siyasi sorunlar ve lojistik problemler nedeniyle ulaşılamıyor. / Yani kaderlerine terk edilen çocuk, kadın, erkek, yaşlı milyonlar var...”
Bizim bu köşeden feryat edercesine “SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!