Egeliler Manisa'yı, Manisa'daki "Gediz Ovası"nı iyi bilir; İzmirli bir Egeli olarak ben de bu bölgeyi iyi bilirim... Bundan önceki dört yazımda 'iktisat stratejisi' dedim, 'tarım stratejisi' dedim; genel olarak ekonomi, toprak, tarım planlamasının gerekliliği ve özel olarak bütün bunların olmazsa olmaz şartı olarak "Adil Ekonomik Düzen"in mutlak ve elzem olduğu üzerinde durdum... Bugün, işte o anlattıklarım yapılmadığında neler olabileceğini, Manisa'nın "Gediz Ovası"nda çiftçilerin başına gelen önemli olumsuz örneklerle anlatacağım...
Bu münbit ovamızdaki Saruhanlı'dan bir değil tam 16 bin çığlık, 16 bin feryat yükseliyor!.. Manisa Saruhanlı'da kayıtlı 17 bin ÇİFTÇİMİZ ve bunların tam 16 BİN İCRA DOSYASI var!.. Faizli krediler, borç batağı, icralar, iflaslar ve intiharlar!..
Durumu özetleyelim: Manisa Saruhanlı'da toplam 460 bin dönüm arazi ekiliyor... Bu arazinin yaklaşık 350 bin dönümü ipotek altında... 17 bin kayıtlı çiftçi, 2009 yılı içinde ektikleri üründen toplam 221 milyon TL gelir elde etti... Saruhanlı'nın yüzde 75'i ipotekli!..
Peki bu çiftçilerin "faizli/icralı/ipotekli kredi borcu" ne kadar?
17 bin çiftçinin neredeyse tamamının icra dosyası bulunuyor. Saruhanlı'da 4 icra dairesinde dosya sayısı 16 bin!.. Çiftçilerin toplam borcu ise 350 milyon TL'yi buluyor!..
Sadece Saruhanlı'da yaklaşık 16 bin İCRA DOSYASI işlem sırası beklerken, çiftçilerin borcu 350 milyon TL'yi geçti; her çiftçi en az 20 bin TL borçlu!..
Saruhanlı'da neredeyse ipoteksiz tarla yok... Binlerce dönüm arazi ve binlerce traktör ipotek altında... Çiftçiler milyonlarca liraya ulaşan banka kredilerini ödeyemiyor... Ortaya çıkan tablo vahim... Son 10 yıl içinde yaşanan tarım politikaları sebebiyle çiftçinin durumu perişan... Bankalardan, Tarım Kredi Kooperatifi'nden ve Esnaf Kefalet Odası'ndan alınan faizli krediler ödenemez hâle gelmiş... Ve sonunda ortaya tarımın sürüklendiği uçurumu gözler önüne seren tablo çıkmış... Faiz, icra, iflas ve sistemin intikamı...
45 yaşındaki çiftçi Nedim'in hikayesi, Gediz Ovası'ndaki acı tablonun küçük bir örneği. 300 dönüm arazisi icrada. Anlatıyor: "Her yıl kurtarmak için daha fazla ektim ama daha da kötü oldu. Şimdi borcum 300 bin TL'yi geçti. Her gün jandarmadan kaçıyorum. Bazen intihar etmeyi düşünüyorum ama çocuklarım aklıma geliyor, vazgeçiyorum..."
Ana sebep ne? Prof. Dr. Tayfun Özkaya durumu şöyle açıklıyor: Özelleştirme, güya serbestleştirme bu duruma yol açıyor. 1980'den sonra uygulanan tarım politikaları çiftçinin aleyhine işledi. 1990'dan sonra daŞeker Yasası, Tohum Yasası, Tütün Yasası gibi yasaların yürürlüğe girmesi, özelleştirmelerin yapılması ile durum daha da kötüleşerek bugünkü sonuçları doğurdu. Son olarak TEKEL de özelleştirildi. Uygulanan sistemlerle çiftçi büyük firmalara bağımlı hâle getirildi.
Sonuç: Sömürüye dayalı bu "faizli sistem"de çiftçi ürettiği ürünü satabilmek için zamanla otomatik olarak büyük firmalara bağımlı hâle geliyor... Özel bankalar, şu anda tarım kesimine yüzde 30 gibi yüksek faizleruyguluyor... Diğerleri bir yana, Ziraat Bankası bile, kredi vermek için 20 dekar toprağı şart koşuyor; yani 20 dekarın altında toprağı olan çiftçi, çiftçi sayılmıyor ve kredi verilmiyor; "faizsiz kredi" hiç verilmiyor...
Türkiye'de tarım bitiyor, çiftçilik bitiyor; toprak intikam alıyor!..
Çiftçiler ödeme zorluğu çektiğinden, ödemelerini yapabilmek için tarlalarını satışa çıkarıyor ve satıyor... Sonra şehirlere göç ediyor... Geçtiğimiz yıl 1500 çiftçi, çiftçiliği bırakıp büyük şehirlere göçmüş... Böyle giderse, 10-15 yıl sonra büyük şehirlerde nüfus daha da artacak, köyler boşalacak... Sonuçta, Türkiye'de tarım ve çiftçiliğin gün geçtikçe azalarak bitmesi riski ile karşı karşıyayız!..
Faiz, icra, iflas ve "zalim düzen"in intikamı, toprağın intikamı!..