Asıl büyük musibet faizin kanıksanmasıdır-1
Hükümet kendi ülkesinin Merkez Bankası’na yani “para politikalarına” ve de özellikle “faiz politikalarına” hâkim değil; dolayısıyla ülkemizdeki “bankalara” da hâkim değil...
TCMB ve bütün “FAİZCİ BANKALAR” istedikleri gibi at koşturuyorlar…
Buna “faizsiz!” olduklarını iddia eden “katılım bankaları” da dâhildir...
Hükümet ve ilgili bakanlar ise seyrediyor yani sadece bakıyorlar!!!
Biz, 12 yıldan beri hükümet kendini “iktidarda” zannediyor ama aslında “muktedir” değil derken, işte bu durumu kastediyoruz… Özellikle “ekonomiyi” ve ekonomiyle ilgili “para ve finans” başta olmak üzere ana politikaları “birileri” yönetiyor... MİLLÎ GAZETE 19 Eylül 2014 Cuma günü birinci sayfasının tamamında ve ilgili diğer sayfalarda, bu acı gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koydu: Üretim yok, işsiz çok… Zengin/lik yalan… Saadet Partisi’nin raporu ekonominin süslü yalanlarını rakamlarla gözle önüne serdi… Vs vs… Tevafuk olsa gerek, bendenizin o günkü yazısı da, adeta bu musibetlerin çare ve çözümü mesabesinde olmak üzere başlık olarak şöyleydi; “ADİL DÜZEN”in önü açılsın, yeter…
Neymiş?
TCMB başta olmak üzere, BDDK ve BANKALAR bağımsızmış!..
Hükümet onlara “bağımlı” ama o kurumlar “bağımsız”!!!
İktidardakiler işte bundan dolayı “muktedir” değil…
Bunun nedenlerini “bu köşede” çok yazdık;
- İlgililer ve meraklılar o yazıları okumalı.
- Okumalı ve artık gereğini yapmalı.
Yukarıdaki özet değerlendirmeyi neden yaptık?
Son olarak “BANK ASYA” ile ilgili olarak ilgililerin dediklerine bakalım…
Başbakan Ahmet Davutoğlu şöyle bir değerlendirme yapıyor: “Kurallar bellidir, değerlendirme görevi başta BDDK olmak üzere kurumların görevidir...”
Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan acizliklerini şöyle itiraf ediyor: “Bankacılıkla ilgili tüm bilgiler yetkili kuruluşlardan alınır!..” Hükümetten değil!..
Hükümetin diğer ekonomiden ve para politikalarında sorumlusu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek şöyle diyor: “Sorumlu kurum BDDK’dır, sadece onlar açıklama yapabilir!!!”
Yani üçü de ‘Tek yetkili, tek sorumlu BDDK’dır, Hükümet sorumlu değil’ diyor!!!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise “O banka zaten battı…” diyor…
Bir “banka” vesilesiyle bu ülkede işte bu değerlendirmeler yapıldı…
Hükümet olduklarını iddia edenler acziyet itiraf ettiler…
Bu aynı zamanda 12 yılın da en acı itirafıdır…
Elbette gerçeği görüp de anlayabilenlere…
Bu vesileyle bu haftaki yazılarımızda bu önemli “ekonomi meseleleri” yani faizsiz çalıştıklarını iddia eden “katılım bankaları” da dâhil olmak üzere “faizli bankalar, para politikaları, dolar ve diğer paralar ve de -özellikle Allah ile harb etmek olan- FAİZ” üzerinde duralım… Elbette her zamanki gibi “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzene göre çare ve çözümlerini” de bu vesileyle -bilmem kaçıncı defa olmak üzere- bir kere daha hatırlatarak…
Aslında “olan” nedir, asıl “musibet” nedir, biliyor musunuz?
ASIL OLAN VE ASIL MUSİBET FAİZİN KANIKSANMASIDIR...
Müslüman bir ülkede “faiz” değişik şekillerde ve değişik metotlarla kanıksanmakta…
Faizsiz olduklarını iddia eden “katılım bankaları” aracılığıyla kanıksanmakta…
Katılım bankalarına verilen “zaruret fetvalarıyla” kanıksanmakta…
‘Faiz dünya gerçeğidir!’ diyen başbakanca kanıksatılmakta…
Şimdiki ilgili ekonomi bakanlarınca kanıksatılmakta…
12 yıldır muktedir olamayanlarca kanıksatılmakta…
Kanıksatılmakta da kanıksatılmakta…
(Devamı gelecek yazıda.)