Reşat Nuri Erol
31.01.2019 Perş. - RNE'dan SEÇME 2 YAZI
31.01.2019
2162 Okunma, 0 Yorum

 

31.01.2019 Perş. - RNE'dan SEÇME 2 YAZI

 

Makale Yazısı-Bugün 00:30 TSİ

İslâmî Camianın On Büyük Hatası

Abdülaziz Kıranşal

-+

Müslümanlar Allah’tan sayı ve kalabalık istediler, Allah her iki kişiden birinin desteğini verdi. Siyasi güç istediler, Allah tek başına kanun yapma gücü verdi. Ekonomik güç istediler, Allah devlet bütçesi nasip etti. Medya gücü istediler, Allah medyanın tamamına yakınını verdi. Fetva gücü istediler, Allah hemen hemen bütün hocaların fetva desteğini verdi. Peki, neden hala inancımızı hayata hâkim kılmaktan fersah fersah uzağız? Neyimiz eksik?

1- Çünkü İslâmî camia olarak kamusal alan mücadelesi yaparken özel hayat Müslümanlığımızı ihmal ettik. Cemaatle namazı, günlük Kur’an ve zikri, ilmi çalışmaları ihmal ettik. Evlerimizdeki televizyon ve internete bile müdahale edemedik. Kendi çocuklarımızı bile uğrunda mücadele ettiğimiz hedef doğrultusunda İslam’a göre yetiştiremedik.

2- Vakıf, dernek, cemaat, siyasi parti, gazete, dergi, radyo ve çeşitli platformlarda İslâmî çalışma, toplantı, kermes, TV programı, protokol kuralları gibi mazeretlerle haremlik/selamlık ve mahremiyet prensiplerimizi ihlal edip, kadın erkek ilişkilerinde sınırların ötesine geçtik. Değerlerimizi ihmal ettik.

3- İslâmî hareketler olarak yıllardır yetiştirdiğimiz kadrolarımızı büyük ölçüde bürokrasiye kaptırarak, hareket içerisinde üretkenliğimizi kaybettik ve kısırlaştık. Devlet imkânlarından nemalanmayı, bürokraside kadrolaşmayı; tebliğ, davet, irşad, Emr-i bi’l-ma’rufNehy-i ani’l-münker vazifelerimizden evla gördük.

4- İslam’ın iktidarı için çıktığımız yolda Müslümanların iktidarına; İslam devleti için çıktığımız yolda ılımlı laik devlete; ehl-i sünnet adına çıktığımız yolda muhafazakar demokrasiye; îlâyıkelimetullah için çıktığımız yolda ehven-i şerre razı olduk. İktidarla imtihanımız muhalefetle imtihanımızdan çok daha çetin oldu. Mahalleleri, sokakları, kahvehaneleri, gecekonduları terk edip, Meclis kulislerine, belediye binalarına, ihale salonlarına, lüks otellerin toplantı odalarına kapanarak halktan koptuk.

5- Hareket içerisinde takva, ilim, samimiyet gibi prensiplerden ziyade; para, makam, iyi konuşma, bağlantı sahibi olma gibi özelliklere değer verdik. Yeni ve ehliyet sahibi kadrolar yetiştiremedik. Yetişen kadrolara da hep şüphe ile baktık.

6- Yaşadığımız acı tecrübelerin kalıcı hasarları nedeniyle kardeşlerimizi potansiyel ihanet sahibi olarak gördük. İtaat kavramını, namlusu kardeşimize çevrili bir silaha çevirdik. Yeteri kadar çalışmayıp fazlasıyla geri kaldığını düşündüğümüz kardeşlerimizi tembellik ve bunun sonucunda ihanetle, çok çalışan ve fazlasıyla öne çıktığını düşündüğümüz kardeşlerimizi riyakârlık ve bunun sonucunda yine ihanetle suçlayıp Allah rızası adına tırpanladık.

7- Davayı muhafaza prensibini bir müddet sonra konumumuzu muhafaza prensibine dönüştürdük. Dost, arkadaş ve ahbap ilişkilerimiz, dava kardeşliği ilişkilerimizin önüne geçti. Bizim varlığımızı hareketin varlığı, yokluğumuzu ise hareketin yokluğu olarak algıladığımız için hareket içerisinde yapılan her eleştiriyi ve sunulan her projeyi kendi istikbalimizle ve konumumuzla irtibatlandırarak değerlendirmek zorunda kaldık.

8- Haramlara ve yanlışlara karşı etkin bir mücadele gerçekleştiremedik. Kur’an ve sünnete aykırı olduğundan adımız gibi emin olduğumuz meseleler konusunda kazanımlarımızı kaybetmeme adına sessiz kalmayı veya Hudeybiye bağlamında tevil etmeyi tercih ettik. Bu sessizlik sonucunda İslâmî muhalefet ruhumuzu kaybettik.

9- Uzun yıllardan beri birbirimizle uğraşmaktan, siyasi tenkitlerden, birbirimizi tekfir etmekten, birbirimizi zındık, Şii, Vahhabi, ehl-i sünnet karşıtı, cahil, bidatçi, hain ve düşman ilan etmekten fırsat bulup kahvehanelerde, meyhanelerde, kumarhanelerde, uyuşturucu ve günah bataklığında bizi, derneklerimizi, vakıflarımızı, cemaatlerimizi, hatiplerimizi, hocalarımızı bekleyen büyük kalabalıkları unuttuk.

10- Toplumu idealize ederek İslâmî hareketi bugünlere taşıyan başörtüsü ve imam hatip mücadelesi gibi talepler dışında aynı toplumu yeniden sürükleyecek ve idealize edecek yeni İslâmî talepler geliştiremedik. Kur’an ve sünnetin hayata hâkimiyetini sağlayacak projeler üretmek yerine geçmişle övünmeyi, eski başarılarımızı bozdurup bozdurup harcamayı tercih ettik.

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

YazarAbdülaziz Kıranşal- Mesaj GönderYazdır

31 Ocak 2019

 

***

 

İsmail Küçükkılınç 
ismailkucukkilinc@karar.com

Said Halim Paşa niçin hilafet yanlısı ve laiklik karşıtıydı?

31.01.2019 Perşembe 00:01 - Son Güncelleme: 31.01.2019 Perşembe 09:46

-A+

11

YORUM YAZ

Meşrutiyet devrinin ‘İttihadçılığı tartışmasız ilk sadrazamı’ ve İslamcılığın ‘rakip ve hasımlarında dahi hayranlık uyandıran mütefekkiri’ Said Halim Paşa’nın, daha evvel Fransızca olarak yayınlanan eseri bu defa Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Savaşı ismi ve Fatih Yücel tercümesi ile Kronik Kitap’tan çıktı. Eserin sonuna, kitabın editörlüğünü de yapan kıymetli dostum Ömer Hakan Özalp’ tarafından Osmanlıca’dan Latin harflerine aktarılan, merhum Paşa’nın Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın 5.Şube’sinde verdiği I. Dünya Harbi’ne giriş ve savaş sürecine ilişkin ifadesi ile aynı kitabın 1922 senesinde Sebilürreşad’da neşredilen “Türkiya’nın Harb-i Umumi’ye İştirakindeki Sebepler” başlıklı bölümü eklenerek zenginlik katılmıştır.

Said Halim Paşa’nın kitabı esasen beka meselesi merkezinde Osmanlı Devleti’nin I. Cihan Harbi’ne girişinin haklılık ve meşruluğunu mevzu edinmekteyse de hilafet meselesine de hassaten yer ayırdığı görülmektedir. Merhum Paşa İngiliz yetkililer kadar İngiliz milleti aleyhinde de çok sert ithamlarda bulunmakta, ancak en ziyade hilafet ve laiklik hususunda sertleşmektedir.

Bir İslamcının, İslamcı mütefekkir ve mihmandarın elbette ki hilafet yanlısı ve laiklik aleyhtarı olması kadar tabii bir durum düşünülemez, ancak Paşa, laikliğin veya bu manaya gelecek bir telakkinin “küfür” olduğunu da net bir şekilde ifade etmektedir. Demokrasi ise, idarecilerin seçim yoluyla işbaşına gelmesi ve ilk halifelerin de bu şekilde seçilmesi hasebiyle makbul bir tabir olarak görülmektedir.

Merhum Paşa’nın eserini esarette bulunduğu Malta’da kaleme aldığı tartışmasız olduğuna göre, saltanat ile hilafetin birbirinden ayrılması niyetinden bir şekilde haberdar olmuş olmalıdır ki, kitabının “Türkiye ve Hilafet” bölümünde, bilhassa hilafetin hanedan desteğinden mahrum bırakılması halinde kıymet ve işlevinden uzaklaşmış olacağı ima ve hatta ikazında bulunmaktadır.

Said Halim Paşa, Hz. Peygamber’in sünnetinin, hususî ve içtimaî hayatın -ne kadar önemsiz ya da mahrem olursa olsun- her meselesiyle alakalı unsurlara sahip olduğunu; bu bakımdan da bir Müslümanın tüm hareketlerinin, hangi mesele ve tabiatta olursa olsun, dinî bir mahiyet ve veçheyi haiz olduğunu ifade etmektedir. İslam bir nevi teokratik bir din olmakla birlikte bir ruhban sınıfına asla cevaz vermemektedir.

İslam, hayatı dinî ve dünyevî diye ayırmaz. “İslamiyet, bir dinden fazlasıdır yahut da özünde siyasî, sivil ve içtimaî bir yasa olan bir dindir. Bu, dinî formüllerle ifade edilen ve âdetlerin çerçevesini çizdiği bir dindir.

Paşa, şu satırlarda çok keskin ve nettir: “Dinî müessese ve Devlet’in bir olduğu İslamiyet’te bu ikisini birbirinden ayırmak imkânsızdır. Bu emelin taraftarları, bunun vukuunun İslamiyet’in ortadan kalkması manasına geldiğini unutmaktadırlar ya da bunun farkında değillerdir. Dolayısıyla Türkiye’deki bazı Müslümanların bu gayenin peşinden gitmeleri sadece yanlış yola sapmak değildir, bir küfürdür; ülkelerini Peygamber’in yasasının tatbikinden çıkardığı büyük gücü kaybetmesine mahkûm etmektir.” Paşa, bu meyanda Tanzimat hakkında da ağır ithamlarda bulunmaktadır.

Şu satırlardan anlaşıldığı kadarıyla, Paşa, bazı duyumlar almış ya da ferasetiyle bazı şeyleri öngörmüş gibidir: “Bugün Türkiye, İslamiyet’in buyruğu altındaymış görüntüsüne rağmen, aydınları tarafından İslamiyet’in temel kaidelerini reddetmeye yönlendirilmektedir. Fakat milletin yığınları, orta sınıflar da buna dâhil olmak üzere, bu kaidelere sadık kalmaktadır. Yakın bir gelecek, bu iki zihniyetten hangisinin galip çıkacağını gösterecektir. Barışın tesisinden sonra olağan şartlara dönülüp iç ve dış egemenliğin geri kazanıldığı zaman, bu iki tarafın arasında kesin surette bir çarpışma sahne alacaktır.” Paşa, aslında İTC içindeki koalisyona ve TBMM’deki üye profiline bakarak bir tahminde, daha doğrusu imada bulunmakta ise de kendisi şehid olduğundan yanıldığını görememiştir.

Said Halim Paşa, İslamiyet, hilafet, devlet ve Müslümanlar arasında şaşmaz bir bağ olduğu inancındadır: “İslamiyet, siyasî ve içtimaî bir yasa olmasından dolayı yapısı itibariyle ancak bir Devlet şekliyle mevcut olabilir. Nasıl dinî müessese ve Devlet İslamiyet’in işleyişinde bir oluyorsa, cemaatin dinî reisi de aynı şekilde onun siyasî reisidir. Diğer bir ifadeyle bir Halifelik vasfı mecburen, kaçınılmaz bir surette hükümdarlık vasfıyla beraber yürümelidir.

Paşa’ya göre Müslüman’ın vatanı tek, merkezi ise Halifelik Makamı’dır. Bazı üstadlar,  merhumun çerçeve ve çevresini çizdiği vatanın merkezinin “Halifelik Makamı” olduğu gerçeğini unutarak, onun “ Müslüman’ın vatanı şeriatın hâkim olduğu yerdir” ifadesinden hareketle “çok ince ve ustalıklı” imalarda bulunup istifhamlara yol açmaktadırlar. Ancak bu çok doğru bir usul olmasa gerektir. Merhumun aşağıya derc edeceğimiz bazı görüşleri, bu meseleyi “herkes” için vâzıh bir hale getirecek netliktedir.

Merhum Paşa, “İslam’ın siyasî birliği ilkesini tanımayan bu Müslüman Devletlerin hiçbirisi hayatlarını bağımsız olarak sürdürememiştir. Bazılarıysa Hristiyanlığın tahakkümü altına girmiştir” diyerek, Osmanlı hilafetine bağlılık ve onun korunması için ikaz gücü yüksek tespitlerde bulunarak ilave ediyor: “Hangi yetki altında yaşıyor olursa olsun, iyi bir Müslüman’ın hükümdarı Halife’dir.” Yani Paşa, “her Müslüman’ın vatanı Osmanlı Devleti, tabi olacağı başkent İstanbul, hükümdarı da Osmanlı padişahıdır” demek istiyor.

Paşa için, cihad ve mücadele Müslüman’ın en mühim şiarlarındandır: “Hakikatte, bir Müslüman’ın, Müslüman bir toprağın tahakküm altına alınmasıyla gayri-Müslim bir idareye tâbi hâle getirilmesine boyun eğmesi, sadece geçici olmak üzere, mücbir sebep zuhuru şartıyla olabilir. Özgürlüğü ve Halife’nin imparatorluğuyla birleşmek gayesiyle, bu teşebbüsünde başarı ihtimalini gördüğü andan itibaren gücünün sonuna kadar bu duruma karşı çıkmak onun buyruğudur.

Paşa, halifeliğin Osmanlılıkla ilişkisini tartışmaya açanlara karşı çok serttir. Ona göre, “Halifenin Kureyş’ten olması” tarihsel bir durumdur ve Kureyş’in gücü sebebiyledir. Hz. Peygamber, şayet başka bir gaye ile hareket etseydi hilafeti ailesine bırakırdı: “Hazret-i Muhammed, kendi yolundan gidenlere [halifeyi] Kureyş Kabilesi’nden tayin etmelerini tavsiye etmesinin sebebi, İslamiyet’in henüz kuvvetli Devletleri ortaya çıkarmadığı zamanda, kendi de mensubu olduğu bu kabilenin en sağlam şekilde teşkil edilmiş ve bunun neticesinde Halifeliğin bağımsızlığını devam ettirmeye ve imanın çıkarlarını müdafaa etmeye en muktedir Müslüman müessesesi olmasıydı.” Halifeliğin, bir daha hiç çıkmamak üzere Osmanlı’ya geçmesi de güç yüzündendir: “Halifeliğin bir daha çıkmamak üzere Osmanlı Hanedanı’na intikali de güç sayesinde vuku bulmuştur. Bu bakımdan Türkiye, en başından beri olduğu üzere, en kuvvetli Müslüman Devletidir.”

Paşa için, Türkiye ve İslamiyet eşanlamlıdır: “Bu tarihî bir gerçektir: İslam’ın bayraktarı olan Türkiye ümmetin ebediyen medar-ı iftiharı mevkiini koruyacaktır… Tam da bu sebeplerden dolayı İngiltere, İslam âleminin ayaklanmaması için Halifeliğin Türkiye’nin dışındaki bir hanedana geçmesine uğraşmış ve bunda başarılı olamayınca da Türk’ün gücünü ortadan kaldırmaya uğraşmıştır… Türkiye’nin ve İslam’ın kaderi birbirlerinden ayrılmamak üzere birleşmiştir.”

Said Halim Paşa Ankara idaresine karşı da kızgındır. Çünkü hiç kimsenin Hilafet Makamı’nın sınırlarını Türkiye’nin dışına çıkarmaya hakkı yoktur ve Osmanlı Devleti’nin sınırlarını korumada Ankara Hükümeti de en az Hindistan Müslümanları kadar hassas olmalıdır. Türkiye; Hicaz, Suriye, Filistin ve Mezopotamya’yı halifeliği kendi hanedanında deruhte ederek geri almaya mecburdur. Bu, dinî bir meseledir; buna karşı haricî müdahaleler, İslam âlemi tarafından hem halkların kendi kaderlerini tayin hakkının hem de Hz. Peygamber’in sünnetinin, yasasının ihlali manasında telakki edilecektir.

Said Halim Paşa, Türkiye’nin bekasını İslamiyet’te görmekte, İslam’ın din-devlet, din-dünya ayrılığına cevaz vermediğini vurgulamakta, aksi istikamette hareket edenleri şiddetle tenkid etmektedir. Neticede o hem İslam’ın gereği, hem de Türkiye’nin bekası düşüncesiyle hilafetten yana, laikliğin de karşısında bir tavır sergilemektedir.

Merhum Paşa, malum olduğu üzere, Malta’dan serbest bırakıldıktan sonra İtalya’da şehid edildiğinden, hilafet ve laiklik ile ilgili gelişmeleri görememiştir.

*

DEVAMI GAZETE SAYFASINDA!

*

BUGÜN BU KADAR!

SELAM VE DUA

REŞAD / RNE

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131327 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33325 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18555 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16508 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16421 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15547 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14795 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14784 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14649 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14544 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14462 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14306 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14205 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14178 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14053 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13808 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13778 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13664 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13533 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13474 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13459 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13444 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12935 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12863 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12673 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12660 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12524 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12407 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12277 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12260 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12235 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12232 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12212 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12172 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12129 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12108 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11898 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11695 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11641 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11618 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11502 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11385 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11294 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11255 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11252 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11212 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11206 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11138 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11125 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11123 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11113 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11070 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11050 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11045 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11044 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11040 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11037 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11020 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10937 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10930 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10903 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10852 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10798 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10713 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10616 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10572 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10560 Okunma
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10559 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10477 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10471 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10466 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10421 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10389 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10333 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10320 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10195 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10122 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10088 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10075 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 10006 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9925 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9911 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9885 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9878 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9861 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9817 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9801 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9691 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9689 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9649 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9591 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9538 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9508 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9469 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9332 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9321 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9321 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9315 Okunma
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9306 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9232 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler