AK Parti ve Bülent Arınç’ın fahiş hataları-2
AK Parti ve Bülent Arınç’ın fahiş hatalarını anlatmaya devam ediyoruz…
2- Türkiye’nin tarımı çökmüştür, köylüsü kalmamıştır…
1960’larda benim Artvin’deki köylüm tarlasını ekiyor ve kendi yiyeceklerini kendileri üretiyorlardı. Şimdi son olarak bu yaz köye gittiğim zaman gördüm ki köydeki halkımız bile bütün yiyecekleri hazır almaktadır. Köyler boşalmış, kalanlar da hazır yemektedirler.
Türkiye’de ekilmeyen bir tarla yalnız Türkiye’ye zarar teşkil etmiyor.
Türkiye’de ekilmeyen her tarla bütün insanlık için çok büyük zarar teşkil ediyor…
Nasıl?.. Anlatalım… Yapılanlarla, Allah’ın insanlığa gönderdiği güneş enerjisi başta olmak üzere bütün nimetler israf edilmekte ve insanlık aç bırakmaktadır.
Afrika’da ölen bir aç varsa bunun sorumlusu AK Parti’dir.
AK Parti iktidarı on yıldan beri Anadolu’yu ekmemiş/ektirmemiş, borçlanarak daha fazla buğdayı ve yiyeceği dışardan almış, Afrika’ya satılacak buğday Türkiye’ye satılmış ve bu sebeple Afrika’daki insanlar açlıktan ölmekte...
***
3- Türkiye’nin basın yani millî olmayan medya sorunu vardır.
Dış sermayenin emrinde olan basın, üretilen her türlü yalanları kullanarak istedikleri kimseleri ve sistemleri değiştirirler.
Bülent Arınç Bey tezkerede etkin olmuştu... Peki ya sonra?!.
Sonraki yalanlar belli olmuştur ama...
Medyanın 28 Şubat senaryoları ve yalanları unutuldu.
Deniz Baykal’ı bir anda nasıl harcadılar?..
Bu basın, bu dışa bağımlı medya varken, Türkiye’de ne siyasi partiler, ne ordu, ne de yargı bağımsızdır. Onlar ne der iseler onu yapmak zorundadırlar. Yapmasalar, ertesi gün berhava olurlar. Bu dönemde basın ele geçirilmeye çalışılmaktadır, oysa kadro onların. Star gazetesinde Mahir Kaynak bile yazamıyor, Yeni Şafak Fehmi Koru’yu harcadı...
Türkiye ancak millî medyayı oluşturduğu zaman bağımsız hâle gelir.
***
4- Yargı çalışmıyor, kırk senede davalar bitmiyor, tutuklular yıllarca yatıyor.
Adil yargılamayı varsaysak bile, on yıllardan başlayıp kırk yıla kadar süren davalarla sorun çözülmüş oluyor mu?!
Devlet demek adil yargı demektir, adil yargıyı uygulayan güç demektir. Türkiye’de hâkimler bağımsız değildirler. Yargılama usulü bir zulüm mekanizması olarak çalışmaktadır.
Daha başka şeylerden bahsetmeyeceğiz. Anlayana bu kadarı da yeter!
***
Sayın Bülent Arınç nasıl oluyor da sorunların çözüldüğünü söylüyor?!
Samimiyetini bilmesem hain derim!
Ama çok çok samimi olduğunu ve bunu da çok yakından bildiğim için geriye tek cevap kalıyor; işin farkında olmaması, “zalim düzen” ile “Adil Düzen”i ayıramamasıdır. Ondan bundan fazlasını beklememiz bizim eksikliğimizdir.
Bu vesileyle Adil Düzen Çalışanlarına tavsiyede bulunacağım.
Kendinizi daima kontrol edin; ben bu hususta “Adil Düzen”den ne biliyorum?
Başkalarıyla görüşüp tartışın. Bildiğinize kanaat getirirseniz, icazet alırsanız, o konuda çalışma yapın. Ama o konuyu öğreninceye kadar adım atmayın.
Ak Partidekiler ortalıkta dönen zulümlerin farkında değildirler.
Kendileri uyuyorlar ve maalesef milleti de uyutuyorlar.
Bizi de uyutabilirler, uyanık olmaya çalışalım.
Siyasetten çekilecek olan AK Parti’deki kadroya ve Bülent Arınç’a önemli bir tavsiyemiz olacaktır: Serbest kaldığınız ilk günden itibaren, kırk senede öğrenmediğiniz “Adil (Ekonomik) Düzen”i ve dünyanın ahvalini yeniden öğrenmeye başlayın...