Kanal Projesi unutulmadı! (1)
Bugünlerde yine/yeni ihaleler var…
Yollarımız ve köprülerimiz bile özelleştiriliyor…
Üçüncü İstanbul köprüsü de bir şekilde ihale edilecek ve yapılacak…
Daha başka neler ihale edilip özelleştirilecek; şimdilik bilmiyoruz ama öğreniriz…
Bu arada…
Kanal Projesi’nin unutulduğunu sanmayın…
Bilenler biliyor; gizli gizli hazırlanmakta, nereden geçeceği dostlara haber verilmekte, satın alınanlar alınmakta...
Kimlere ihale edilecek, kimlere taşeronluklar verilecek, hepsi planlanmakta...
Sonra birden ne olduğunu bilmediğimiz bir tarzda istenenlere ihale edilecek...
Bu böyle olacak.
Bu mekanizmayı, bu ihale mekanizmasını iktidar partisi kurmadı. 1950’den beri, hattâ Osmanlılardan beri bu böyledir. Böyle gelmiş, böyle devam etmekte… Nereye kadar?!.
Burada aslan paylarını yabancılar veya azınlıklar almakta...
Sonuç iyi olmak şartıyla böyle yapılmasında ne zarar vardır?!.
Turgut Özal’ın felsefesi böyleydi...
AK Parti de aynı görüşte...
Ne dersiniz?
Bu şekilde yapılanlar gerçekten halkımız ve ülkemiz için yararlı olacaksa, böyle olmasında bir mahzur olmayacağı hususuna biz de katılabilir miyiz?
“Yap-İşlet-Devret” usulü ile yapılacak bu ihalenin yararlı olmayacağı kanaatindeyiz.
Biz yanlış hesap yapıyorsak, yanlış düşünüyorsak, buyurun tartışalım…
Ama tartışamazsınız çünkü böyle olduğunu herkes gibi siz de çok iyi biliyorsunuz.
Bu ihale usulü neden yararlı değildir?
Açıklayalım…
1- Kanal yerleri istimlâk edilecek, kanalda yerleri olanlar gereğinden fazla sermayeye sahip olacaklardır. Bunlar bu serveti “üretime” değil “tüketime” yönlendireceklerdir. Ellerine geçen dolarlarla dışarıdan ithalat yapıp tüketim yapacağız demektir. Yani İstanbul’u satıp yerine bazı vatandaşlarımızın yaşama standartlarını yükselteceğiz. O kadar!
2- Burada yapılacak işler için işçiler İstanbul ve Türkiye piyasasından temin edilecek, dolayısıyla İstanbul üretim sanayisi çökecektir. Çünkü daha fazla ücret bulan halk oralara gidecektir. Türk sanayisi ve üretimi büyük darbe yiyecektir.
Darbe bir!
3- Bu sefer Anadolu halkı oralarda var olan işlerini bırakıp İstanbul’a taşınacak, Anadolu’daki tarım başta olmak üzere birçok sektör büsbütün yok olacaktır.
Darbe iki!
4- İstanbul’a gelen Anadolu halkı yine kaçak gecekondular içinde yaşamaya başlayacak, konut sorunu derinleşecek, trafik büsbütün tıkanacaktır.
Darbe üç!
5- Sonunda inşaat bittiği zaman işsiz kalan insanlar iş aramak için yurt dışına taşınmak zorunda kalacaklardır. Mesela, Artvin’e ve Anadolu’nun birçok yerine barajlar yapıldı, Artvin’in ve o yerlerin nüfusu azaldı. Söylediklerimiz sosyal kanundur.
Darbe dört!
6- “Yap-İşlet-Devret” modelinde kanal kendisini onbeş-yirmi sene boyunca amorti edemeyecek yani bize, halka, Türkiye’ye bir şey gelmeyecektir. O zamana kadar zaten Anadolu yani bütün Türkiye harap ve bitap olmuş olur.
Darbe beş!
***
Gelecek yazıda İstanbul Kanalı’nın Adil Düzen’e göre nasıl yapılacağını anlatalım.