
REŞAT NURİ EROL
KUR’AN VE İLİM çalışmalarına odaklandığımızı hep hatırlatıyorum?
Neden? Nedeni, son “İslam’ı güncellemek” tartışmalarında bir kere daha ortaya çıktı.
Bu durum sadece günümüzde değil, yarım yüzyıl yani bizim KUR’AN VE İLİM ilk çalışmalarımıza başladığımızda böyle olduğu gibi; tam bir yüzyıl önce de böyleydi:
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı, / Asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm’ı. / Kuru da’vâ ile olmaz bu, fakat İLM ister; / Ben o kudrette adam görmüyorum, sen göster? / Koca ilmiyyeyi aktar da, bul üç tâne fakîh: / Zevk-ı fıkhîsi bütün, fıkri açık rûhu nezîh? / Sayısız hâdise var ortada tatbîk edecek; / Hani bir tane “usûl” âlimi, yâhu, bir tek?” (Mehmet Akif Ersoy) Bu eksikliği hatırlattın da sen/siz ne yapıyorsunuz diyebilirsiniz.
Biz yarım yüzyıldır, özellikle de son yirmi-otuz yıldır, “KUR’AN VE İLİM” ile “ADİL DÜZEN” çalışmalarımızla, işte bu eksikliği gidermeye çalışıyoruz… Birkaç haftadan beri, Süleyman Hocamızın vermekte olduğu Kur’an Medresesi’nin temel dört dersi olan (1. Kur’an Arapçası, 2. Kur’an Matematiği, 3. Ortaklık Muhasebesi, 4. Plan-Proje Dersi) derslerimizle, bu yöndeki gayret ve çalışmalarımızı, vakfımızda artırmış bulunuyoruz…
Evet… KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız devam ediyor ve bu hafta yani dün 956’ncı KUR’AN VE İLİM Seminerimizi de tamama erdirdik elhamdülillah…
Son günlerde ve haftalarda gündem faydalı/faydasız başka yerlere kayınca, mecburen o konular üzerinde durduk ama bugün seminer notlarımızdan demetler sunabileceğim:
‘İnsanın görevleri nelerdir? / İnsanın birinci görevi insanlığı oluşturmaktır. Yani senin görevin senin gibi insanları yetiştirmektir. Evlenmek ve çocuk sahibi olmaktır. / Unutma, sermayenin oyunlarına uyma, birinci görevini yerine getir. / İkinci görevin ise insanların çoğalabilmesi ve yaşayabilmesi için yeryüzünü imar etmektir. Çalış ve kendi aldığın ücretle yaşa. Bu, emeğinin karşılığıdır. Sana fazla zaman tanınacak. Sana ve çocuklarına yeteceğinden fazlasını üretecek zaman vereceğim. Onu da çocuklarına işyeri bırakman için harca. İçkide, kumarda, fuhuşta ve spor seyretmede zamanını harcama. Telefonda ve başka şeylerde oynayıp zamanını israf etme... / Bu sabır iki türlü tezahür eder. / Biri gelen musibetlere karşı ümitsizliğe kapılıp çökmemek, beklemek suretiyle sabretmektir, dayanmaktır. / Diğeri ise, gelecek etkilere karşı çıkmak, ameli salihte direnmektir. Zorlukları yenmektir. Bugün buna “sebat” denir.’ (s.5’ten)
‘Sabır iki türlüdür. Biri gelen afetlere ve kötülüklere sabretmedir. Diğeri ise iyi işlere devam etmede sabır gerekmektedir. Başladığın işi yarım bırakmayacaksın. / İslamiyet’te birçok ibadet ihtiyaridir, yaparsan sevap alırsın, yapmazsan günahı yoktur ama nezredersen artık onu yapmak sana farz olur. Fıkıhçılar kıyasla, “Bir ibadeti yapmaya başlarsan onu tamamlamak farzdır, tamamlayamazsan kaza edersin” derler.’ (s.6’dan)
‘Kur’an’a dayalı “Adil Düzen Anayasası” ya da yeni adıyla “Ortaklık Anayasası” dayatma düzenini önermez. Tam tersine önce yüz lojmanlı işyeri semtleri kurar ve oralarda “çalışmada (iş hayatında) ve yaşamada (ev hayatında) anlaşmış olanlar” yerleşir. Birlikte kendi istedikleri düzende yaşarlar. Böylece “ekseriyet demokrasisi” yerine “hicret demokrasisi” ortaya çıkar. Sonra bucaklarda “sosyal gruplar” oluşur, bunlar da ayrı ayrı dayanışmalar oluştururlar. Herkes kendi idealleri içinde birlik oluşturur. / Yani… İslam devleti barış devletidir. Kimse kimseye kendi rejimini ve inancını dayatmaz. Tam tersine birliktelik her gurubun kendi inancını yaşaması için vardır. Herkese özgürlük, bu arada Allah’ın hizbine de özgürlük. Bundan dolayıdır ki ekseriyet kararı yoktur. Semt ve dayanışma sistemi birliği sağlar. / Mümin okuyucularımız; / Kur’an’ı doğru anlamaya çalışalım. O zaman göreceksiniz ki Batı demokrasisi ve laikliği güneşe karşı bir mum bile değildir. Hem ekseriyetin dediğini yapacaksın hem de laik olacaksın; biriniz çıkın da bana bunu açıklayın bakalım, bu nasıl olacak? Eskiden İslamiyet’te demokrasi ve laiklik olduğunu savunurduk; şimdi ise biliyoruz ki demokrasi ve laiklik yalnız İslâmiyet’te vardır, diğerleri hep sahtedir ve aldatıcıdır.’ (s.7’den) (Devamı Var)
Evet… Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı…
17.03.18 - Mehmet Akif Ersoy’un “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı /Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı” beyti i...
Hak yani ‘Adil Düzen’ gelinceye kadar…
15.03.18 - Evet, önceki yazımızda kaldığımız yerden devam edelim… ‘Tartışmaya belki de çok farklı bir yerden başlamamız...
İslam’ı güncellemek dendi ya; okuyun bakalım!
13.03.18 - Tartışmaya belki de çok farklı bir yerden başlamamız gerekir ki; öyle yapacağım… “Evet, ‘İslami nizam’ yani ADİL DÜZEN…”...
Bir rüya, Erdoğan Hoca, SP ve Balkan ülkeleri
12.03.18 - Bu sabah (Cuma), sabah namazı öncesinde, bir rüya gördüm ve namaza uyandım… Namaz sonrasında günlük ilmî çal...
Kosova’dan bakış; Saadet Partisi kimi seçmeli?(3)
10.03.18 - Devam… “Ali Bey Müslüman “emin insan” olmalı derdi. Sizi görenler, size “Emin” desinler, derdi. Ali Bey’in e...
Kosova’dan Saadet Partisi’ne bakış ve Ali Bey (2)
09.03.18 - Kosovalı yazar ve hemşerim Adelina’nın, Saadet Partisi ile ilgili yazılarını değerlendiriyorduk… Bugün, Saad...
Kosova’dan Adelina’nın Saadet Partisi’ne bakışı
08.03.18 - Önce bir hatırlatma yapmam gerekiyor: Geçen Aralık ayının başında bu köşede, “Kosova’dan Türkiye’ye bakış” a...
Bu yazar ve yazılarla siyaset nereye?!. Ve Erbakan
06.03.18 - Evet… “Bu yazar ve yazılarıyla siyaset nereye?!.” başlıklı ve içerikli bir yazı yazı...
‘Adil Düzen’i tartışmak-3; Erbakan’ı anarken…
05.03.18 - Şubat-Mart aylarının bu günlerinde Erbakan Hocamızı anarken, bize göre Millî Görüş Hareketi Kurucu Lider ve Ö...
‘Adil Düzen’i tartışmak-2; Erbakan’ı anarken…
04.03.18 - Ne demiştik? “Adil Düzen ve Erbakan” değerlendirme ya da tartışmamıza devam edeceğiz… Evet, tartışmak ve g