Reşat Nuri Erol
Mehmet Tekelioğlu; Üniversiteler ve odalar
1.02.2018
2855 Okunma, 0 Yorum

 

Üniversiteler ve odalar

 

Mehmet Tekelioğlu

mtekeli35@gmail.com

 

Son dönemde tartışılan kurumlar arasında üniversiteler ve meslek odaları öne çıkıyor.

Üniversiteler bilimsel faaliyetleriyle değil çalışanlarının kadro ve unvan meseleleriyle işgal ediyorlar gündemimizi. 2023 hedeflerinden ve yüksek katma değeri olan ürünlere olan ihtiyacımızdan söz ediyoruz. Bunun için lisansüstü öğretime özel bir önem verilmesi gerektiği de ayan beyan ortada. Yüksek lisans ve doktora öğretiminin beklediğimiz sonuçları hâsıl edebilmesi için bu faaliyetler içindeki öğretim üyelerinin kalitesini artırmak zorunda olduğumuz da su götürmez bir hakikat.

O halde üniversitelerle ilgili her düzenlemenin kaliteyi bir adım yükseltmesi beklenir. Şimdi gündemde olan konu yardımcı doçent kadrolarının kaldırılması, yerine doktor öğretim görevlisi kadrolarının ihdası. Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan düzenlemenin bu haliyle kaliteyi artırıcı değil aşağı çekici bir etkisi olduğunu üniversitelerde çalışmış olanlar kolayca kavrayacaklardır.

Bu noktada bir hususa daha parmak basmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a bu konuda sağlıklı bilgi verilmiyor. Yükseköğretim konusunda bir danışmanı var mı, ben bilmiyorum. Eğer varsa önce devletin üniversiteleri doğrudan finanse etmek yerine öğrencileri finanse etmesinin ve üniversiteler arasındaki rekabet ortamını canlandırmasının esaslı bir reform olacağını anlatması gerekir. Eğer varsa böyle bir danışman, doktor öğretim görevlisi kadrosunun yardımcı doçentliğe göre daha alt bir seviyeyi gösterdiğini bilmesi ve ilgili yerlere söylemesi lazım. Eğer varsa böyle bir danışman, öyle bazılarının söylediği gibi yardımcı doçentlik için dünyada olmayan bir şey aldatmacasının aslını izah etmesi lazım. Hemen her yerde benzer unvanlar vardır. Öğretim görevlileri, genellikle piyasa tecrübesine sahip bilimsel çalışma yapma kaygısı ve yükümlülüğü olmayan kişilerdir. Oysa doktorasını bitirmiş kimselerden öncelikle beklenen bilimsel çalışma yapmasıdır. Bu çalışmalar onun doçentlik yolunda döşediği taşlar olacaktır. Ayrıca doktora, bir hoca nezaretinde yapılırken doktora sonrası çalışmalar doçent adayının kendi ayakları üstünde durabilip duramadığını da gösterecektir. Mevcut yardımcı doçentlerin doktor öğretim görevlisi kadrosunu bir tenzil-i rütbe olarak algılamayacaklarından emin olamayız.

Teklifle ilgili detaylı bir değerlendirme yapan YÖK eski üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay’ın yazısını zikretmem gerekiyor. Doçentlik için yabancı dili bir engel olarak gören anlayışı ciddiye almak imkânsız. Kimilerinin doçent olmakta zorlanmaları akademik hayatın bu en önemli safhasının yozlaşmasına sebep olmamalıdır. Bakın Durmuş Hoca bu konuda ne diyor:

Mevcut sistemde, Doçentlik unvanının verilmesi, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) tarafından yürütülmekte idi. Ve üç aşamalı idi. Yabancı dil sınavı, eser incelemesi ve sözlü sınav. Bu üç aşamada başarılı olmak gerekmekte idi. Önerilen sistemde, sözlü sınavdan ve yabancı dilden söz edilmemektedir. Ayrıca bilim sınavından da söz edilmemektedir (Teklifde, Madde 4). Şöyle deniliyor : “Üniversitelerarası Kurulca yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğuna karar verilen adaylara doçentlik yeterlik belgesi verilir”. Eserlerin incelenmesinden ve jüriden söz edilmemektedir. Yeterli yayın ve çalışmaya sahip olduğunun belirlenmesinden ÜAK’ın belirlediği puanlama sistemine göre adayın çalışmalarının puanlaması yapılacak, dolayısıyla bu maddeden eserlerin içeriğinin, ÜAK’ta bir jüri tarafından incelenmesi zorunluluğu yok diye anlaşılmaktadır.

Siz de duydunuz mu, bilmiyorum, şimdi bilimsel kongre turizminde bir artış var. Özellikle balkan ülkelerinde bilimsel kongre adı altında bütünüyle Üniversitelerarası Kurul’un istediği maddi şartların sağlanmasına yönelik toplantılardan söz ediyorum. Bunun ne kadar tehlikeli bir sürecin başı olduğunu bilmeyen yok. YÖK’ün performans kriteri adı altında bir uygulaması var. Bahsettiğim bilimsel kongre turizmini artıran hususlardan biri bu. Şimdi doçentlikte jüriyi ve bilim sınavını kaldırmak üniversitelerde kaliteyi artırmak mı demek oluyor?

Benim çok önemsediğim bir hususa bir kere daha değinelim: Prof. Günay’ın yazısından:

 Doçentlik için dil puanı aranmamaktadır. Bu durumda, ÜAK, doçentlik yeterlik belgesi vermek için, adayın yayın ve çalışmalarının puanlamasını yaptıktan sonra “Doçentlik Yeterlik Belgesi” verecektir./ Teklifte, üniversitede Doçentlik kadrosuna atanma için jüri değerlendirmesinden bahsedilmektedir. Bu durumda eser incelemesi üniversitelere bırakılmış görünmektedir.

Yani doçent unvanını verme işi neredeyse bütünüyle üniversitelere bırakılmış gibi oluyor. Doğru mu bu?

Konuyu Prof. Atilla Yayla da detaylı bir şekilde ele almış. Bu yazıya da göz atmanızı öneririm.

Aslında esaslı çözüm personel rejimini değiştirmekten geçiyor ama şu sıralardaki atmosfer böyle bir reforma uzak olduğumuzu haykırıyor. Şu alıntıyla bu bahsi kapatalım:

Mevcut yükseköğretim sistemimizde, Doçentliğe yükseltilmede kurallar itibariyle önemli bir sorun bulunmamaktadır. Uygulamaya dair bazı sorunlar, jürinin adil davranmadığı, eserlerin jüri üyesi tarafından incelenmesinde gecikmeler olduğu, ideolojik değerlendirme yapıldığı gibi yakınmalar duyuyoruz. Bu sorunun çözümü için yasal bir düzenlemeye bile gerek yok, yönetmelik ile çözülebilir. Sözlü sınav kaldırılmamalıdır. Kaldırılması halinde doçentlik kurumu zayıflatılır. Akademik gelişim sürecini yaşamış olanlar, doktorada “Yeterlilik Sınavı” ve doçentlikte “Sözlü Sınav”ın yetişmelerinde ne kadar önemli rolü olduğunu bilirler.

 

Odalar Meselesi

Türk Tabipleri Birliğinin Afrin harekâtı münasebetiyle yayınladığı bildiri meslek odalarını yeniden gündeme taşıdı. Hükümet kanadı bu bildiriyi fazla ciddiye aldı. Hele ardından gelen Birliğin Merkez Konseyi üyelerinin gözaltı işlemi Türkiye’nin uluslararası camiada ölçüsüz eleştirilmesine yol açtı.

Bu konu meslek odalarının yapısını elden geçirmemiz ve daha demokratik bir işleyişe kavuşturmamız gerektiğini de gözler önüne serdi. Mesele, meslek kuruluşları yönetiminin bir başka anlayışın eline geçmesi olarak değil daha demokratik bir yapıya kavuşturulması olarak ele alınmalıdır. Demokratik bir toplumda hiç kimse kendi inanmadığı değerleri savunan bir kuruluşa üye olmaya hele hele oraya aidat vermeye zorlanamaz. Önemli olan çoğulcu bir anlayışla meseleye yaklaşmak ve kanunla belirlenecek sayıda kimselerin bir araya gelerek aynı meslek dalında yeni bir kuruluş tesis etmelerine imkân sağlamaktır.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Türk Tabipleri Birliğine bir hayli öfkelendi. Şimdi onun Meslek Odaları ile ilgili bir çalışma yapılsın diyeceğini zannediyorum.

Bilindiği gibi 27 Mayıs ve 12 Eylül Anayasaları kimi kurumlar olmadık anlayışların insiyatifine geçmesin diye sert tedbirlerle donatıldı. Bu manada yargı HSK, Hükümet MGK ve Danıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Mahkemesi, Üniversiteler de YÖK ile kontrol altında tutulacaktı. Sivil toplum kendi başına bırakılamazdı. Onun için de yarı resmi sivil toplum kuruluşları oluşturuldu. Meslek odalarında rejim kontrolünde bir tekel meydana getirildi ve alternatif odaların kurulması engellendi. Hatta bütün buralarda bir kaçak olması ihtimaline karşı da Cumhurbaşkanı olmadık yetkilerle donatıldı. Üçlü kararname fikri tamamen bu kaçakların önlenmesine yönelikti. Ak Parti Hükümetlerinin Ahmet Necdet Sezer döneminde bu üçlü kararnamelerden neler çektiğini hatırlayalım. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilirken kopartılan kıyamet bu son kontrol noktasının da elden çıkıyor olması ile doğrudan ilgiliydi.

Liberal Düşünce Topluluğunun 2011 yılında yayınladığı Türkiye’de Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları, Sivil Toplum ve Demokrasi” başlıklı rapor ve bu rapora bir sonsöz yazan Prof. Atilla Yayla’nın Serbestiyet adlı internet sitesinde çıkan “Yarı-resmî meslek kuruluşlarından doğan ahlâkî tehlike” başlıklı yazısı konuyu bütün hassasiyetiyle ele alıyor.

Şu anda Anayasa Mahkemesi üyesi olan Prof. Yusuf Şevki Hakyemez, söz konusu rapordaki yazısında konuya şöyle yaklaşıyor:

Aslında Türkiye’de meslek kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğine sahip olmaları sayesinde devlet, kendi bünyesindeki bu tür örgütler aracılığıyla meslek mensuplarını kontrolünde tutmayı sağlayabilmektedir./…/ …sahip oldukları kamu tüzel kişiliği, kanunun öngördüğü zorunlu üyelik ve o meslek alanında tek kuruluş olmaları ve bunun rekabeti önlemesi nedeniyle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları sivil toplum kuruluşu sayılamazlar. Meslek kuruluşlarının kendi mesleki alanlarında “tek” olmaları, alternatif meslek kuruluşlarının kurulmasını engellediğinden, çoğulcu demokrasinin gerekleriyle bağdaşmamaktadır.

Burada şu hususu hatırlamakta fayda var. Kamu kuruluşlarında çalışanların meslek kuruluşuna üyeliği isteğe bırakılmışken serbest meslek icra edeceklerin üyeliği zorunlu olmaktadır.

Atilla Yayla işin can damarına temas ediyor:

1982 Anayasasının meslek kuruluşlarıyla ilgili düzenlemesi her şeyden önce örgütlenme özgürlüğüne aykırı. Demokrasilerde bir örgüte üye olmak hak olduğu kadar olmamak da hak. Oysa bu düzenleme üyeliği zorunlu kılmakta.

Bir başka tarafı daha var işin:

Oda ve barolarda, Mosca’nın işaret ettiği  “teşkilâtlı azınlıklar dağınık çoğunluklara hükmeder” kanunu işliyor ve bilinçli, kararlı ve organize azınlıklar dağınık çoğunluklardan baskın çıkıp yönetimi ele geçiriyor. Bir defa bunu yapınca da kolay kolay iktidardan uzaklaşmıyor, uzaklaştırılamıyor.

Hem odalar hem üniversiteler daha demokratik bir yapı ile daha çok hizmet üretebilirler.

 

; ڝVH

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131682 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33526 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18787 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16684 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16642 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15709 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 15041 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14909 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14822 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14811 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14698 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14511 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14417 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14356 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14177 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 14023 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13936 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13788 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13752 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13622 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13614 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13609 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 13080 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 13032 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12848 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12824 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12723 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12569 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12460 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12434 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12423 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12421 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12384 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12375 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12301 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12274 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 12017 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11822 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11822 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11727 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11660 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11629 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11517 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11499 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11429 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11361 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11337 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11323 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11291 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11282 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11276 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11216 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11205 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11178 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11176 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11170 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 11156 Okunma
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11150 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11136 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 11054 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 11050 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10954 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10920 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10904 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10775 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10737 Okunma
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10697 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10664 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10619 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10612 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10587 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10572 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10563 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10517 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10459 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10358 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10317 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10285 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10264 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 10136 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 10079 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 10042 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 10034 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 10021 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9970 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9959 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9950 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9911 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9815 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9762 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9719 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9666 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9661 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9635 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9509 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9491 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9465 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9458 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9455 Okunma
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9382 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler