‘Bu eğitim sistemleri insanlık suçu sayılacak…’
EĞİTİM meselesi, geleceğimiz demek olan evlatlarımız açısından önemli olduğu kadar, genel olarak insanlığın ve özel olarak gelecekte kurulacak dünya düzeni açısından da çok hem de pek çok önemli. Her alanda olduğu gibi eğitim alanındaki bir değil birkaç yanlıştan bir tek bile doğru çıkmaz ve bu yanlışların da ötesinde, yapılanlar pek çok yönüyle SUÇ!
SUÇ olduğunu önce Cumhurbaşkanı Erdoğan söyledi… Sonra bugün yazısını okuduğum bir gazete (Star) yazarı yazdı… Her ikisini de kısaca özetleyip hatırlatayım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’a giderken, ‘Ben TEOG’u yanlış buluyorum, kaldırılması lâzım…’demiş ve hemen ardından da bu imtihanların artık yapılmayacağı ilgili makamlarca açıklanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’tan dönüş yolunda da, 22 Eylül günü konuya müdahale sürecine açıklık getirdi: ‘…Ben o açıklamayı yapmamış olsam, hâlâ ülkenin gündeminde kalacaktı. Baktım ki, bu işe yeterince kulak asılmıyor. En iyisi açıklama yaparak gündeme taşıyayım istedim bunu. Çünkü ailelerin hali ortada. Çocuklar bindirilmiş kıta. TEOG ne kazandırıyor bize? Sadece stres, stres, stres... Masraf, masraf, masraf... Sen devlet olarak çocuklarını yetiştiremiyorsan bir yerde suç bİzİmdİr.’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıldır tek başına iktidarda olan AK Parti’nin en az başarılı olduğu alanın eğitim ve kültür alanı olduğunu, bir müddet önce bizzat itiraf etmişti...
Star gazetesinden Ömer Ekinci’nin bugünkü (25.09.2017) yazı başlığı aynen şöyle: ‘Öyle bir zaman gelecek ki o zaman bugünkü eğitim sistemleri insanlık suçu sayılacak”. Yazı şöyle sona eriyor: “(…) araç iken amaç olan sınavların etkisinden gençleri kurtarabilmek ve sınavı geçmeyi değil anlamayı ve öğrenmeyi hedef edinmelerini sağlayabilmek için bu yarıştırma sisteminden kurtarmalıyız. / Not değil, puan vermeliyiz. / Çocuğun kendisine değil, yeteneklerine, becerilerine ve bildiklerine… (…) / Kim bilir, belki de öyle bir zaman gelecek ki o zaman bugünkü eğitim sistemleri, öğretme metotları İnsanlık suçu sayılacak. / Düşünelim, tartışalım. Fikirlerinizi lütfen paylaşın.’
***
‘İslam Bİrlİğİ ve Adİl Bİr Nİzam şart!’, Adnan Öksüz’ün bugünkü yazı başlığı. ‘Ey AK Parti; ‘Adil Düzen Eğitim Sistemi’ şart!’ başlıklı yazımın bu köşede yayımlandığı gün, Din Görevlileri Birliği Derneği Genel Başkanı Muhittin Yıldırım’ın, son gelişmeleri değerlendiren on paragraflık beyanları, Adnan Öksüz’ün köşesinde yayımlandı. Tamamının tekrar okunmasını TAVSİYE ediyor, sadece bir paragrafını hatırlatıyorum:
‘Bugün mevcut dünya düzeni nimet-külfet dengesinde ve paylaşımda adaleti gözetmemekte, faiz ve diğer emperyalist politikalar yolu ile ülkeler sömürülmektedir. Dünya üzerinde servet belli bir kesimin tekeline alınırken diğer bölgelerde açlık, sefalet ve iç kargaşa hüküm sürmektedir. Oysa dünyamızda bütün insanlığa yetecek kadar temel gıda ve ihtiyaç malzemesi mevcuttur. Cenab-ı Hak, dünyayı bu kapasitede yaratmıştır. Eksik olan, İslam’ın emrettiği adalet ve adil paylaşımdan mahrumiyettir.’
Muhittin Hoca, özetle, İslam ortak paydasında bir araya gelebilmenin çareleri aranmalı ve bulunmalıdır diyor. Ben de diyorum ki; zalim düzen yerine İslâm düzeni şart!
***
ARAPÇA EĞİTİMİ ile ilgili bir TAVSİYE ve hatırlatmayı, -bu EĞİTİM meselesi vesilesiyle- bir hatıram ile birlikte anlatayım. Malum, genel olarak Dil Eğitimi, özel olarak Arapça Eğitimi ile ilgili de bir başarısızlık söz konusu. 1980 ihtilali sonrasında, sorgulamalar sebebiyle, yurt dışına çıkmam gerekti. Bu gidişin önemli bir faydası oldu. Kosova’da çocukken Babamdan almaya başladığım Kur’an eğitimimi ve bilahare Türkiye’de İmam-Hatip okullarında ve özel derslerde tamamlanamayan Arapça eğitimimi, Arabistan’ın bir üniversitesinde (Riyad) tamamlamış oldum. İlk eğitim yılında ve sadece dört ay sonra, Erbakan Hocam ile Arabistan’dan gelen misafirlerine, tam dört gün tercümanlık yaptım! İşte o Arapça Eğitim Sistemini, başkanı olduğum İslâm Medeniyeti Vakfı’nda (Tel: 0216 343 97 31) yirmi yıldır uyguluyoruz... (Talebe binaen, önceki yazımın sonundaki bilgilere ilavedir.)