Mala-Mal Marketleri
Dağlıca denen yerde yine aynı senaryo, yine aynı oyun, yine aynı zulüm, yine aynı …
Türkiye ve dünyada “ZALİM DÜZEN” bütün vahşeti ile devam ediyor…
Küresel tefeci IMF’ye beş milyar dolarlık katkı yapacakmışız!!!
Yazacak çok şey var ama biz de onların yaptıklarına odaklanıp sadece “ZALİM DÜZEN” etrafında döndürülmek istenen dünyadan söz edersek, “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN” dünyası nasıl gelecek, nasıl kurulacak, kim getirecek, kim kuracak?!.
İşte tam da onlara inat, zalim ve katillere nispet olmak üzere işimize bakalım…
Tamam, bir taraftan “tesbit ve teşhis” yapmaya devam ama “ZALİM DÜNYA DÜZENİ” için biricik “tedavi-çare-çözüm” olan “ADİL DÜNYA DÜZEN” çalışmalarına da devam…
O halde “şehadet şerbetini içtikleri andan itibaren cennette rızıklanmaya başladıklarını” bilerek ve buna bütün benliğimizle inanarak “şehitlerimize rahmet” diyor ve önceki yazımızda kaldığımız yerden çalışmalarımıza devam ediyoruz…
***
DÖRT YERDE “MALA-MAL MARKETİ” AÇIYORUZ…
1- KÖYLERDE “TARIM SEMTLERİ” KURUYORUZ.
Köylüler ürettikleri malları getirip bu markete satıyor. Tüccarlar o malları kooperatiften satın alıyorlar ve götürüp dünya pazarlarında satıyorlar; o pazarların paraları ile satıyorlar. Oradan semtte satılacak malları satın aldıktan sonra “Mala-Mal Marketi”ne getirip satıyorlar. Böylece “Mala-Mal Marketi”nde o semtin ihtiyacı olan malların hepsi bulunuyor. Mallar para ile satılmıyor, mallar para ile alınmıyor, mallar değiştiriliyor, takas ediliyor...
2- KENTİN SOKAKLARINDA DA “SANAYİ SEMTLERİ” KURUYORUZ ve orada da bir “Mala-Mal Marketi” açıyoruz. O sokakta yaşayanlar istedikleri yerlerde ve fabrikalarda çalışıyorlar. Oralardan elde ettikleri paralarla istedikleri malı alıyor ve gelip “Mala-Mal Marketi”ne satıyor, marketten de istedikleri malları yine takas yoluyla alıyorlar. Yani sokak/semt bakkalı yerine “Sokak/Semt Mala-Mal Marketini” kullanıyorlar. Kendi işyerleri varsa kendi mallarını burada satıyorlar. Yahut çalıştıkları yerde para yerine ürettikleri malları alıp kendi “Mala-Mal Marketleri”nde satıyorlar. Böylece işvereni de rahatlatmış oluyorlar. İşveren işçilere para ödemekten kurtuluyor. Bu sayede herkes kolayca iş bulabiliyor. Başta “işsizlik sorunu” olmak üzere pek çok sorun çözüme kavuşuyor…
3- FABRİKALARDA VEYA ÇARŞILARDA DA “MALA-MAL MARKETİ” KURULUYOR.
O fabrikada veya çarşıda malını satmak isteyen “Mala-Mal Marketi”ne getirip satmakta, karşılığında da para değil mamul mal almaktadır. Yani tüccar kumaş getiriyor, karşılığında gömlek alıyor; işletme de kumaş alıyor, karşılığında gömlek veriyor, orada çalışan ve üretim yapan işçilere de gömlek veriyor. İşçiler bu gömlekleri o markete satıyor, karşılığında istedikleri malları alıp kendi semtlerine götürüyorlar...
4- OKUL, HASTANE GİBİ HİZMET YERLERİNDE DE “MALA-MAL MARKETİ” AÇILIYOR.
Hastalardan para değil de mal alınıyor. Neleri varsa onun senetlerini getirip veriyor, ona karşılık hizmet alıyorlar. Tedavi oluyorlar veya öğreniyorlar. Oraya hizmet verenler veya mal satanlar da hizmet alanların getirdikleri malları satın alırlar...
***
Böylece oluşan “Mala-Mal Marketleri” semtlerin çekirdeklerini oluşturacaklardır.
Çekirdek dedik ya, meseleyi biraz açalım; çekirdeklerde kromozomlar bulunur.
Çekirdeklerdeki kromozomlarda hücrelerin yapacakları işler planlanmıştır.
İşte, bizim “MALA-MAL MARKETİ” olan yerde “SEMTLER” vardır.
Bu semtler kromozomlardaki DNA’lara benzerler. Önce semt içini planlarlar... Sonra bu sayede semtler arası ilişkiler doğar... Böylece tarım semtleri ile sanayi semtleri üretim yerleri ve hizmet yerleri oluşur... İnsanlık yekvücut olur... “ADİL DÜZEN” kurulur…