ADİL DÜNYA DÜZENİ yoksa, zulüm her yerde
“KUR’AN DÜZENİ” dedik, önceki iki yazımızda; sadece içeriklerinde değil, başlıklarında bile “KUR’AN DÜZENİ” dedik ki meramımız iyi anlaşılabilsin.
Haftalık ‘Adil Düzen Dergisi’ yazarımız Lütfi Hocaoğlu da çare ve çözüm olarak “KUR’AN DÜZENİ” vurgusu yapıyor, Arakan’daki zulüm vesilesiyle yazdığı ‘Zulüm her yerde’ başlıklı değerlendirmesinde; ZALİM DÜZEN bütün dünyada hükümran diyor:
‘Zulüm her yerde / Zulüm tüm dünyada. Hatta en refah zannedilen Avrupa ülkelerinde bile. Sadece zulmün türü değişiyor. Kimi aç bırakılıyor, kimi sürülüyor, kimi öldürülüyor, kimi savaşın içine sürükleniyor, kimi de gönüllü köle (yani işçi) oluyor ve bu kölelik içinde mutlu olduğunu zannediyor. / Sermaye tüm dünyayı zulüm içinde inletiyor. Bunu da hayali olarak bastığı parası ile yapıyor. Kendilerine Müslüman diyenler de o para için yarışıyor ve böylece Sermaye sahibi Yahudileri ilahlaştırıyorlar. / Ne zaman Kur’an’a geliriz, Kur’an’dan ortaya çıkarılan Adİl Düzene geliriz, o zaman zulüm biter. Aksi halde Sermaye zulmü kendine Müslüman diyenlere yaptırır ve yaptırıyor da.’
‘ADİL DÜNYA DÜZENİ yoksa ARAKAN var!’ başlıklı yazımız ile başlamıştık, bayram sonrası yazılarımıza; zulüm sadece Arakan’da değil her yerde diyerek devam ediyoruz.
KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmalarımızdan aktardıklarımla devam edelim…
*
Kur’an’ı usul (metot) içinde yorumlamaya başladığınız zaman, yorumladığınız her kelime bir kurum olarak ortaya çıkar. (Nahl Suresi 32, 33 ve 34’üncü ayetlerini yorumluyoruz.)
*
Bir şeyi eksik yapma burada zulüm olarak ifade edilmektedir. Bir şeyi vaat edip sonra yapmama da zulümdür. Adil Bir Düzen kurulacak ve bu düzende herkese iş imkânı temin edilecek. Bu düzende kişi daima ürettiği malı satabilecek.
Malı ucuz veya pahalı satma ayrı bir şeydir, hiç satmama / satamama ayrı bir şeydir.
İşi düşük ücretle bulma ayrı bir şeydir, hiç iş bulamama ayrı bir şeydir.
Yavaşlama başkadır, durma başkadır.
Hak düzen ile batıl düzen arasında bu fark vardır. Hak düzeninde işsiz insan yoktur, satılmayan mal yoktur, kriz yoktur, arz ve talep dengesine göre ucuzluk-pahalılık vardır.
Bütün dünyaya hükümran olan bugünkü düzen zulüm düzenİdir, zalİm düzendir. Bir taraftan fiyatlar, ücretler, kiralar belirsizdir, ortalık karanlıktır. Diğer taraftan işsizlik ve her türlü krizler her an insanları helak korkusu içinde bırakmaktadır.
*
KUR’AN DÜZENİ yani ADİL DÜZEN tesis edildiğinde neler olacak? Tarın semtlerinde her aileye on dönümlük arazi işletmesi verilecek, aile esas gelirini buradaki meyve yetiştirme ve ekin ekme ile sağlayacaktır. Bununla beraber ayrıca oturduğu apartmanın (yüz lojmanlı işyeri apartmanının) alt bodrum katında, tarımdan artırdığı zamanları değerlendirmek için küçük sanayiler olacaktır. Böylece kişinin tarımın dışında ek geliri olacaktır.
*
Bugün yeryüzüne hâkim olan çoğunluk yarışıdır: Sermaye veya kişi çoğunluğu. Eskiden insanlar savaşırlardı ve kim güçlü ise o galip gelirdi. Savaşı malı çok olanla askeri çok olanlar kazanırdı. Birçok zamanlarda malın çok olması veya askerin çok olması yeterli değildi. Sağlam yapıya sahip olanlar az olsalar da yenerlerdi. Savaşları silahlar değil topluluğun yapısı kazanırdı. Bugün ise savaşları kişiler değil silahlar kazanıyor. Silahları Sermaye üretiyor ve iki tarafa da satıyor. Onları savaştırıyor. Savaş kişi savaşı değil silah savaşı oluyor. Bu durumda savaşın yararı ortadan kalkmıştır. Gücü elinde bulunduranlar savaşacağına; silahlanalım, sonra oylayalım, kimin oyu çoksa o hükmetsin diyorlar! Aslında yapılan sözde seçim kimin malca ve paraca daha güçlü olduğunu göstermektedir. Çünkü seçimlerde kullanılan oylar ya çıkar yani menfaat sebebiyle kullanılmaktadır ya da korkudan dolayı kullanılmaktadır... (Devamı var)