Erbakan2017: 15 Temmuz’dan Önce ve Sonra
Neredeyse, “Erbakan’ı anma, anlama ve gereğini yapma” yolunda “15 Temmuz’dan Önce - 15 Temmuz’dan Sonra” diyesim geliyordu ki; işte, dedim bile! Neden?
Nedenini sadece bir örnekle açıklamaya çalışacağım; Yeni Şafak yazarı Ali Nur Kutlu’nun, “Erbakan Hoca” başlıklı yazısı. Yazı, Erbakan Hoca’nın doğum günü vesilesiyle, 30 Ekim 2016 günü yani 15 Temmuz’dan üç buçuk ay sonra yazılıp yayımlandı. Yazı uzun. Bugün sadece ilk bölümünden parçalar aktaracak ve 15 Temmuz sonrasında değişen “Erbakan Hoca algısı, anılması, anlaşılması ve gereğinin yapılmasını” örneklemiş olacağım.
Başlayalım…
“Doğum günü (29.10.1926) vesilesiyle hatırladık yeniden Hoca'yı. Seven sevmeyen, birlikte siyaset yapan, yol arkadaşlığı yapan, hatta hasım olan herkes saygıyla andı dün...
“Erbakan, politikada değil sadece, Cumhuriyet dönemi İslami hareketler içinde de en önemli yeri işgal eder. 'Mİllî Görüş' olarak tarif ettiği, içini farklı şekillerde dolduranlar olsa da, yerli bir siyasi ve fikri hareket olarak çok önemli etkiler yapmıştır./ Etkisinin, sadece Türkiye siyasi hareketi ya da İslami camiası açısından değil, İslam dünyası açısından da büyük olduğunu kabul etmek lazım.” Bence, yazarın be tespitleri de önemli.
“Mİllî Görüş doktrİnİ/ Hiçbir zaman 'Milli Görüş'çü olmadım ve Erbakan Hoca ile çalışmadım. Ancak ona karşı çıktığımız, eleştirdiğimiz zamanlarda haksızlık yaptığımızı şimdi anlıyorum.../ Erbakan Hoca'nın yerli, dini ve milli bir bakış açısıyla siyasette bir kulvar açması, sanırım herkesin takdirle ve minnetle onu anmasını gerektiriyor. Siyasete girdiği tarihleri ve sonrasında yaşananları düşünecek olursak, bu hareketin açtığı damar yolu, toplumun bugün kalbine ulaşılmasına etki etti./ Aslında İslam dünyasındaki en önemli İslami hareketlerin etkisine de girebilirdi Millî Görüş. İhvan, Cemaati İslami, Selefilik gibi akımlardan ziyade daha yerli, daha milli ama aynı şekilde dini bir referansla hareket etti. Belki de bu bakış açısını Zahit Kotku Efendi'ye borçludur bilemiyorum./ Yurt dışı İslami akımların yoğun ve güçlü baskısına rağmen hareketini ortada tutmayı, bir tarafa yaslamamayı başardı. İran devrimine de sempatiyle baktı, Rabıta ile ilişkiler kurdu, İhvan'ı Müslimin'e çok yakın oldu, Cemaati İslami'yi reddetmedi.../ Bu açıdan bakarsak Millî Görüş hareketi Osmanlı gibi, kuşatıcı ve kucaklayıcı bir tarz benimserken, aynı zamanda kendini merkeze oturtmayı da ihmal etmedi. Sanırım Erbakan'ın kişilik özelliklerinin yanı sıra, tarihsel duygu ve algı birikiminin de bu merkezi duruşta etkisi çoktur...”
15 Temmuz sonrası olsa da, bunlar önemli itiraflar; Erbakan’ı anlama artarak devam eder, inşallah… Ali Nur Kutlu’nun, “Erbakan Hoca” yazısından aktaracaklarım bugünlük bu kadar. Yazının “'Adİl Düzen' en iyi siyasi marka olabilirdi” ve “Erbakan'ın hepimizi etkileyen özelliği nedir?” bölümlerine gelecek yazıda bakalım, inşallah…
***
Batı dünyasında çöken, ülkemizde de çökmeye başlayan “Aile, Emeklilik, Sosyal Güvenlik vs” sorunlarına, “KUR’AN VE İLİM” 900. Hafta seminerimizde ürettiğimiz çare ve çözümleri aktarıyordum; kaldığımız yerden devam edelim…
“Doğan insanlar insanlığa borçlanarak büyürler. Borçlarını babalarına ve annelerine ödeyemezler. Ancak onlar da çocuklarını büyüterek borçlarını öderler. Bu borçlanarak yaşamadır. Çalışırken artırdıkları ile yaşlılara bakarlar, yaşlandıkça da yaşlılardan değil çocuklarından alacaklarını tahsil ederler. Burada alacaklı olurlar. Yani olgun yaşta olanlar bir taraftan borçlarını öderken, diğer taraftan çocuklarından alacaklı hâle gelirler. / Buradaki bu borçlu-alacaklı olma işlemi aslında topluluğa borçlu ve alacaklı olma halidir. Benzetme borç ve alacakların miktarlara dayalı olarak değil, ihtiyaçları olmasıdır. Yani çocukların neye ihtiyacı varsa onlara o borç verilecek. Yaşlıların neye ihtiyacı varsa onlar da onu isteyebileceklerdir. Yetim faslı ile yaşlılık faslı birbirine sistem bakımından benzerdir.” (s.9)
(Bitmedi, devamı var. Biz, Erbakan Hocamız hayattaymış ve birlikte çalışıyormuşuz gibi çalışmaya devam ediyor, herkesi de böyle yapmaya davet ediyoruz; ve’s-selâm…)