Erbakan’ı anmak, anlamak ve gereğini yapmak
ERBAKAN Hocam hem âlim hem mücahid, hem ilim hem amel/eylem adamıydı...
Bu cümleden sonra, O’nu anlatan ve bu cümleyi açıklayan nice makaleler ve kitaplar yazılır, ilmî araştırmalar yapılır ve bugünlerden itibaren bu ay ve gelecek ay nice toplantılar yapılır, Necmettin Erbakan anılır ve anlaşılmaya çalışılır ama bana sorarsanız; bugüne kadar gerektiği gibi anılamadı ve anlaşılamadı, böyle giderse “anlaşılamama” devam edecek…
Nitekim bu ay da çok yönlü anma çalışmaları başladı ama bence anılamıyor…
Sadece gereğince anılamama değil; aynı zamanda anlaşılamıyor…
Yeterince anlaşılamayınca, gereği yapılamıyor…
Yapılamayınca; ülkemizin, İslâm âleminin ve insanlığın durumu ortada…
***
-“Gümüş Motor… (ilk uygulamalar…)
-“İslâm ve İlİm… (ilk konferanslar…)
-“Önce Ahlâk ve Maneviyat… (çok şey ifade ediyor…)
-“Yeniden Büyük Türkiye… (ve ilgili söylem ve eylemler…)
-“Yeni Bir Dünya ve ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN…”
Erbakan Hocam ile kırk yıl boyunca İLİM VE AMEL olarak yaptığımız çalışmaları, O’nu ve yaptıklarını yakından bilenlerin de hatırlayacağı üzere, yukarıdaki beş maddede sıraladığım merhalelerde ve meşhur söylem ile eylemlerde anmak ve anlamak mümkün…
Soru ve SORUN şu:
-Erbakan’ın bu beş alanda anlattıkları ve yaptıkları anlaşıldı mı?
-Anlaşıldı da bugüne kadar yeterince gereği yapıldı mı?
Anlaşıldı ve gereği de yapıldı, hâlen de yapılmaya devam ediyorsa, sorun yok.
Ama anlaşılamadı, dolayısıyla anlatılamadı ve her ikisinin de ötesinde gereği de yapılmadı, yapılamadı ve hâlen de yapılamıyorsa; ortada önemli bir sorun var demektir…
Böyle bir sorun varsa: O zaman bugünden, bu ay başından, Şubat 2017’nin başından itibaren, gelecekteki aylarda ve yıllarda; “Erbakan’ı anmak, anlamak ve gereğini yapmak” üzere yaptığımız bütün çalışmalarda, meseleyi bir de bu boyutları ile ele almalıyız…
***
Erbakan Hocamın hayattayken bu köşedeki yazılarımı dikkatle okuduğunu yakinen biliyorum. Hadi, bu vesileyle bir sırrımı daha vereyim: Millî Gazete’ye 44 yıldır hizmet etmeye çalışmamın yanında, bu köşede yazmaya iyice odaklanmam, Erbakan Hocamın talimatıyla olmuştur; dolayısıyla O’nun tarafından dikkatle okunduğumu oradan da biliyorum…
Daha önce de hatırlattım, bir kere daha hatırlatayım: Nitekim bu okumalardan bazıları sonrasında telefon eder; “Reşat, çalışmamız lazım, Süleyman Beyi de alıp gel…” Bazen diğer “ADİL DÜZEN” çalışanı arkadaşlarımızın da katılmasıyla, nereye giderdik?
O anda Hocamız neredeyse; Ankara veya Altınoluk’a (Balıkesir). Ama bu çalışmalar İzmir yıllarımızda (1970’lerde) başlamış, İzmir ve S.Arabistan yıllarında (1980’lerde) bambaşka bir boyut kazanmış, önce Ankara ve Altınoluk’ta, daha sonra da İstanbul yıllarımızda (1990-2000’ler) bilinen asıl aslî çerçevesine kavuşmuştu… Sonuç: Herkesin yine O’nun sayesinde bildiği “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN” çalışmaları…
Bu vesileyle -benim açımdan çok önemli bir açıklama daha yapmam ve- bu yazımda anlatmaya çalıştığım “Erbakan’ı anmak, anlamak ve gereğini yapmak” meselesine daha derin bir açıklık getirmem gerekiyor.
Erbakan Hocamı, İzmir’deki ilk “İSLÂM VE İLİM” konferansında dinlediğimden itibaren (1960’lı yıllar), “O’nu anlamaya ve gereğini yapmaya” gayret ettim… O vefat ettikten sonra da aynı gayreti sürdürmeye devam ediyor, dolayısıyla O’nu -sadece birkaç gün değil,- her gün anmaya, anlamaya, anlatmaya ve gereğini yapmaya gayret ediyorum; bunu yapmaya çalışan biri olarak da herkese aynı şeyi tavsiye ediyorum…