Reşat Nuri Erol
Zulüm düzenini güçlendirmek ve bürokrasi…
23.01.2017
6492 Okunma, 2 Yorum

 

Zulüm düzenini güçlendirmek ve bürokrasi…

ERBAKAN, ülkemizde ve dünyada “zalim düzen” var, tek çare “ADİL DÜZEN” dedi, hayatı boyunca; dedikleri gün geçtikçe daha da anlaşılır hâle geliyor… Anlayan ve gereğini yapanlar çoğaldıkça, sorun çözülecek… Bugün, iki anlayandan aktarma yapacağım…

Zulüm düzenİnİ güçlendİrmek

“Başkanlığı (BAŞKANLIK SİSTEMİ) çözüm zannediyorlar. / Ne değişecek? / Sistem, düzen “Kur’an düzenİ” olmadıktan sonra, başta kim olursa olsun sonuç değişmez.

Merkezİ yönetİm” zulmün en büyük aracıdır. Ankara’dan tüm Türkiye hakkında kararlar almak, işletmelerin kapı genişlikleri, merdiven yükseklikleri, kazan dairelerinin milimetrik olarak ne kadar olacağına karar vermek, personellerine vereceği ücretin bütün ayrıntılarına karışmak, bunun için de sayısız memur istihdam edip bunun için sürekli vergiler üretmek ve bu kısır döngü tam bir “zulüm düzeni”dir. / “Merkezi yönetim” bu ciddi sıkıntıların sebebi iken, bu yönetimi daha da merkezileştirmek sıkıntıları daha da artıracaktır.

Kur’an ile ilgileneceklerine, çözümleri Kur’an’da arayacaklarına, dünyanın en kötü düzenine doğru gidiyorlar. Komünİzmde patron devlettir ve masraflar devlete aittir. Kapİtalİzmde devlet patrona karışmaz, masraflar patrona aittir. Mevcut düzenİmİzde ise devlet komünizmdeki gibi her şeye karışır, şu şekilde yapılacak, bu şu şekilde yapılacak, buna şu maaşı vereceksin, şuna bu maaşı vereceksin der ama masrafları da sana yıkar! Tepene müfettişler gönderir, sürekli cezalar yazarlar, yönetmeliklerle yasaklar koyar bakanlar, yasaklar yalnızca kanunla konabildiği halde. / Mevcut düzenler içindeki en kötü düzenİ daha da güçlendirecek hamleleri yapıp da bunun en büyük kurtuluş olduğunu iddia etmeleri ne kadar da üzücü. / Daha acısı da merkezdekİ başkanın her şeyden haberdar olduğunu zannedip aslında hiçbir şeyden haberdar olmaması. / Bundan daha acısı da Erdoğan’ın yerine bir gün tepemize hiç de beklemediğimiz, iyi görünen ama aslında en ciddi zulümleri yapabilecek olan bir başkanın gelmesi ihtimali. / Allah bizi korusun ve hayırlısı ne ise onu eylesin.” Hepsi bu kadar! Aklıselim sahiplerine bu kadarı da yeter ama...

Kaynak: Dr. Lütfi Hocaoğlu, Adil Düzen Dergisi, 397. Sayı, 22.01.2017.

***

Bürokratİk olİgarşİnİn ‘zaferİ’

Evet, ikinci yazının başlığı aynen böyle! Yazı taze, geçen hafta yazıldı (18.01.2017) ve yazan da eski bir bürokrat; eski Anadolu Ajansı bürokratı. (Bilgi aynen şöyle: 03 Ağustos 2011 tarihinde Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olarak atanan Kemal Öztürk, 3 yılı aşkın süre bulunduğu görevinden 1 Aralık 2014 tarihinde istifa etmiştir!)

Yazı şöyle başlıyor: “'İstanbul ekibi'... 2002 yılında AK Parti'nin seçim zaferinden sonra Erdoğan'ın İstanbul'dan bizzat getirdiği ya da o süreçte oradan gelen ekibe Ankara'dakiler 'İstanbul ekibi' derdi. / Bu gelen ekipten, 2 Başbakan, onlarca Başbakan yardımcısı ve bakan, yüzlerce çok stratejik yerlerde görev yapan siyasetçi ve üst düzey bürokrat çıktı. Türkiye'nin bugün sahip olduğu reform ve büyük projelerde, Erdoğan'ın etrafında kümelenmiş bu İstanbul ekibinin çok büyük katkısı vardır. / Ankara'nın sevmediği reformcu ekip / İstanbul ekibi, klasik Ankara bürokrasine hiç benzemiyordu. Daha özgür, daha vizyoner, daha iş bitirici, risk alan, dünyayı bilen ve hızlı hareket eden bir ekipti. / Bu yüzden reformcu ve yenilikçi tutumlarını bulundukları her yere yansıtırlardı. Sonuç odaklı çalışırlardı. 'Kadro, ek gösterge, makam, kıdem tazminatı, emeklilik' gibi bürokrasinin zikirlerinde sık tekrar ettiği kavramları bilmez, hoşlanmazlardı ayrıca. / İstanbul ekibi, bİr başarı hİkâyesİnin, peşindeydi. Devrimciydi. Devletin işletme sisteminden, bürokrasinin iş yapma biçimine, yemek yeme alışkanlığından, şaka yapmaya kadar, her konuda Ankara'da devrim yapmaya başladılar. / Devlet organizması, bünyesine yeni giren bu yabancı ekibe karşı direndi. Yaptığı tüm reform ve yeniliklere karşı çıktı, engellemeye çalıştı. Bunu klasik Ankara bürokrasİsİ eliyle yaptı. Hem de her yolu deneyerek...” (15 yıllık bu hikâyenin devamı gelecek yazıda...)

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
23.01.2017
23:44




http://www.milligazete.com.tr/zulum_duzenini_guclendirmek_ve_burokrasi%E2%80%A6/resat_nuri_erol/kose_yazisi/32912

Reşat Nuri Erol

Reşat Nuri Erol

24.01.2017

Zulüm düzenini güçlendirmek ve bürokrasi…

ERBAKAN, ülkemizde ve dünyada “zalim düzen” var, tek çare “ADİL DÜZEN” dedi, hayatı boyunca; dedikleri gün geçtikçe daha da anlaşılır hâle geliyor… Anlayan ve gereğini yapanlar çoğaldıkça sorun çözülecek… Bugün, iki anlayandan aktarma yapacağım… 
 
Zulüm düzenini güçlendirmek
“Başkanlığı (BAŞKANLIK SİSTEMİ) çözüm zannediyorlar. / Ne değişecek? / Sistem, düzen “Kur’an düzeni” olmadıktan sonra, başta kim olursa olsun sonuç değişmez. 
 
“Merkezi yönetim” zulmün en büyük aracıdır. Ankara’dan tüm Türkiye hakkında kararlar almak, işletmelerin kapı genişlikleri, merdiven yükseklikleri, kazan dairelerinin milimetrik olarak ne kadar olacağına karar vermek, personellerine vereceği ücretin bütün ayrıntılarına karışmak, bunun için de sayısız memur istihdam edip bunun için sürekli vergiler üretmek ve bu kısır döngü tam bir “zulüm düzeni”dir. / “Merkezi yönetim” bu ciddi sıkıntıların sebebi iken, bu yönetimi daha da merkezileştirmek sıkıntıları daha da artıracaktır. 
 
Kur’an ile ilgileneceklerine, çözümleri Kur’an’da arayacaklarına, dünyanın en kötü düzenine doğru gidiyorlar. Komünizmde patron devlettir ve masraflar devlete aittir. Kapitalizmde devlet patrona karışmaz, masraflar patrona aittir. Mevcut düzenimizde ise devlet komünizmdeki gibi her şeye karışır, şu şekilde yapılacak, bu şu şekilde yapılacak, buna şu maaşı vereceksin, şuna bu maaşı vereceksin der ama masrafları da sana yıkar! Tepene müfettişler gönderir, sürekli cezalar yazarlar, yönetmeliklerle yasaklar koyar bakanlar, yasaklar yalnızca kanunla konabildiği halde. / Mevcut düzenler içindeki en kötü düzeni daha da güçlendirecek hamleleri yapıp da bunun en büyük kurtuluş olduğunu iddia etmeleri ne kadar da üzücü. / Daha acısı da merkezdeki başkanın her şeyden haberdar olduğunu zannedip aslında hiçbir şeyden haberdar olmaması. / Bundan daha acısı da Erdoğan’ın yerine bir gün tepemize hiç de beklemediğimiz, iyi görünen ama aslında en ciddi zulümleri yapabilecek olan bir başkanın gelmesi ihtimali. / Allah bizi korusun ve hayırlısı ne ise onu eylesin.” Hepsi bu kadar! Aklıselim sahiplerine bu kadarı da yeter ama... 
Kaynak: Dr. Lütfi Hocaoğlu, Adil Düzen Dergisi, 397. sayı, 22.01.2017. 
***
 
Bürokratik oligarşinin ‘zaferi’
Evet, ikinci yazının başlığı aynen böyle! Yazı taze, geçen hafta yazıldı (18.01.2017) ve yazan da eski bir bürokrat; eski Anadolu Ajansı bürokratı. (Bilgi aynen şöyle: 3 Ağustos 2011 tarihinde Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür olarak atanan Kemal Öztürk, 3 yılı aşkın süre bulunduğu görevinden 1 Aralık 2014 tarihinde istifa etmiştir!) 
 
Yazı şöyle başlıyor: “‘İstanbul ekibi’... 2002 yılında AK Parti’nin seçim zaferinden sonra Erdoğan’ın İstanbul’dan bizzat getirdiği ya da o süreçte oradan gelen ekibe Ankara’dakiler ‘İstanbul ekibi’ derdi. / Bu gelen ekipten, 2 başbakan, onlarca başbakan yardımcısı ve bakan, yüzlerce çok stratejik yerlerde görev yapan siyasetçi ve üst düzey bürokrat çıktı. Türkiye’nin bugün sahip olduğu reform ve büyük projelerde, Erdoğan’ın etrafında kümelenmiş bu İstanbul ekibinin çok büyük katkısı vardır. / Ankara’nın sevmediği reformcu ekip / İstanbul ekibi, klasik Ankara bürokrasine hiç benzemiyordu. Daha özgür, daha vizyoner, daha iş bitirici, risk alan, dünyayı bilen ve hızlı hareket eden bir ekipti. / Bu yüzden reformcu ve yenilikçi tutumlarını bulundukları her yere yansıtırlardı. Sonuç odaklı çalışırlardı. ‹Kadro, ek gösterge, makam, kıdem tazminatı, emeklilik› gibi bürokrasinin zikirlerinde sık tekrar ettiği kavramları bilmez, hoşlanmazlardı ayrıca. / İstanbul ekibi, bir başarı hikâyesinin, peşindeydi. Devrimciydi. Devletin işletme sisteminden, bürokrasinin iş yapma biçimine, yemek yeme alışkanlığından, şaka yapmaya kadar, her konuda Ankara’da devrim yapmaya başladılar. / Devlet organizması, bünyesine yeni giren bu yabancı ekibe karşı direndi. Yaptığı tüm reform ve yeniliklere karşı çıktı, engellemeye çalıştı. Bunu klasik Ankara bürokrasisi eliyle yaptı. Hem de her yolu deneyerek...” (15 yıllık bu hikâyenin devamı gelecek yazıda...)
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

TÜM YAZILARI
Reşat Nuri Erol
25.01.2017
09:36


http://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/gazetecilikten-geride-kalan-2035751


Gazetecilikten geride kalan

25 Ocak 2017
23 yıl önce ne büyük heyecan duymuştuk. O zaman hepimiz gençtik. Şimdi birbirimizin, aklaşmış saçlarına ve sakallarına bakıp, geçen zamanın izlerini konuşuyoruz (ben daha şanslıyım sanırım, saçlarım beyazlamadı henüz!).

Zordu gazeteci olmak. Muhabir olarak işe girmek istediğimde, dönemin yayın yönetmeni Nabi Avcı, bana bir ay süre vermiş, kendimi ispatlamamı istemişti. Deli gibi çalıştığımı, geceleri uyuyamadığımı, her haber için ayrı heyecan duyduğumu hatırlıyorum. Sonunda kendimi ispatladığımı ve işe başlayacağımı söylemişti de, dünyalar benim olmuştu.

Köşe yazarlığı ulaşılmaz mertebeydi

Dünyanın en iyi aydınlarından alıntılar yapılırdı düşünce sayfasında. Türkiye'nin en nitelikli entelektüellerinden yazı alınırdı. Yeni Şafak'ta makale yayınlamak kolay değildi.

Yazı dizileri, araştırma dosyaları, özel haberler ve kılı kırk yaran haber dili, gazeteciliğe entelektüel bir seviye getirmişti.

Yazı işleri odasının kapısında beklerdik. Haberimizi kullanacaklar mıydı, kullanırlarsa birinci sayfaya girecek mi ona bakardık. Manşet olma ihtimali kalbimizin hızını arttırırdı. Bir muhabirin haberi manşet oldu mu, o gün herkes onu kutlardı. Haber yapmak da, haberci olmak da kıymetliydi anlayacağınız.

Köşe yazarı olmak, bizim asla ulaşamayacağımız bir mertebeydi. Hayrettin Karaman, Ahmet Taşgetiren, İsmet Özel, İsmail Kara, Mustafa Özel gibi köşe yazarlarını gördük mü, heyecanlanırdık. Hele hele, biz muhabirlerin ismi bir köşede geçti mi, o köşeyi keser, yemeye kalkardık! O kadar değerliydi yani.

Gazetenin sahipleri fedakarlık yaptı hep

Gazetede ajans haberinin fazlalığı bizim için ayıp karşılanırdı. İllaki özel haber olacak, illaki araştırma olacak, illa ki bize mahsus olacak haber. Hele hele, Ajans haberine “takla attırıp”, muhabirin haberiymiş gibi vermek çok ayıptı. Yakalanan muhabir fena fırça yerdi.

Gazetenin sahibi Mahmut Kış, hiç kar etmeden, uzun yıllar gazeteyi finanse etti. Çok hakikatli ve işimize karışmayan, saygın bir aileydi. Sonra Albayrak ailesi gazeteyi, gazetenin misyon bayrağını devraldı. Onlar da aynı fedakarlık ve hassasiyetle gazeteyi bugüne kadar taşıdılar.

O günün gazeteciliğinden geride ne kaldı?

Şimdi hepimiz, 23. yıl yemeğinde bir araya geldik ve birbirimize bakarken o günleri özlemle anıyoruz. Sanırım en çok özlediğimiz şey, samimiyet ve kalite. Tüm sıkıntılarımıza rağmen, 28 Şubat'ın sert darbelerine rağmen, bitmeyen mücadele azmi, güven veren samimiyet ve hiç düşmeyen kaliteyi ne kadar özlediğimizi anlatıyoruz birbirimize.

O günün gazeteciliğinden geriye ne kaldı? Çok az şey. Çok az kıymet, çok az değer. Mesleğimiz hiç bu kadar seviye kaybetmemişti. Gazete manşetleri hiç bu kadar ciddiyetsiz olmamıştı. Yayın yönetmenlerinin kalibresi hiç bu kadar düşmemişti. Köşe yazarlığı hiç bu kadar ucuzlamamıştı. Ve haberin değeri hiç bu kadar yerlerde sürünmemişti.

Artık gazeteci ya da köşe yazarı olmak isteyenler yayın yönetmenlerinin imtihanından geçmiyor, Siyasilerin torpilini arıyorlar.

Bütün birikimimizi heder ediyorlar

Bir sel gelip, sanki tırnaklarımızla biriktirdiğimiz tüm değerleri silip süpürdü. Bütün birikimimiz, bütün çabamız, bir 'kuş' kadar beyni olmayan, yeni yetme yayın yönetmenleri, köşe yazarları, tv yorumcuları tarafından heder ediliyor gözümüzün önünde.

Ne büyük dram. Ne büyük erozyon. Ne büyük kayıp bizim için. Çünkü muhafazakar medya, ahlakı, adaleti, dürüstlüğü, kaliteyi ve millet menfaatini hep önde tutmak için uğraştı. Bunun için de çok fedakarlık yaptı, bedel ödedi. Zira “kartel medyası” dediğimiz insanları bu yüzden eleştiriyorduk.

Peki şimdi?

Kartel medyasının artıkları, lejyonerler, lejyon hastalığına yakalananlar, aslını kaybedenler ve kifayetsiz muhterisler elinde bu camianın birikimi perişan ediliyor. Sadece seviyeyi aşağı çekmekle kalmıyorlar, aynı zamanda kendinden başka herkesi, muhafazakar medya da dahil, suçluyor, iftira atıyor, mahkum ediyor ve bir nefret halesi oluşturuyorlar. 23. yılını kutladığımız gün, bu müfteri ekip yine Yeni Şafak Gazetesi'ne saldırıp, iftira atmakla meşguldü.

Faturayı “Reis”e kesiyorlar

Ne hazindir ki, bu kifayetsiz muhterisler ve lejyonerler bunları yaparken, siyasilerin arkasına saklanıyorlar, iktidarın gölgesinde kaybolmaya çalışıyorlar. Sanki “Reis” tüm bunların yapılmasının emrini vermiş gibi, her şeyi ona fatura ediyorlar.

Sonra da devletin uçaklarında, “gücü buradan alıyoruz” pozları veriyorlar. Oysa bu seviyesizlikten, bu ahlaksızlıktan herkes gibi, devletin üst makamları da rahatsız sanırım. Ancak neden bir şey yapmıyorlar, bunu bilmiyorum.

Sonuçta 23 yılı geride bıraktık bu meslekte. Yaşlanmak, yıllarla değil de, bu moral bozucu şeyleri gördükçe daha da hissediliyor sanki.

Ancak kendi adıma şunu söyleyeyim: Kalemim ve sözümle ekmeğimi kazanıyorum. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğim. Sonuna kadar adalet, ahlak, özgürlük, dürüstlük, millet, ülke ve insanlık için kullanacağım bunları.

Bedeli ne olursa olsun, vazgeçemeyeceğim.




Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131164 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33273 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18458 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16434 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16260 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15516 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14745 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14716 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14591 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14500 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14420 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14223 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14116 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14113 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14004 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13739 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13716 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13609 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13462 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13413 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13396 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13391 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12882 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12765 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12643 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12570 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12442 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12362 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12207 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12192 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12180 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12170 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12147 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12061 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12041 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12027 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11861 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11593 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11587 Okunma
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11556 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11471 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11305 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11216 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11180 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11151 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11149 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11113 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11097 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11063 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11056 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11027 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11016 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11013 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11013 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 10993 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 10988 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 10985 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 10975 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10873 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10868 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10850 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10803 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10680 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10637 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10553 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10507 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10492 Okunma
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10477 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10444 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10423 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10353 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10327 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10326 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10267 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10236 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10157 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10052 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10030 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10012 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9936 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9854 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9851 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9820 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9809 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9791 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9760 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9702 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9644 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9621 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9575 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9539 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9490 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9432 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9414 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9277 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9270 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9245 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9239 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9209 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9173 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler