Ve izâ eradnâ en nuhlike karyeten emernâ mutrafîhâ
Önce geçen yazıdan kalan kısmı tamamlayalım, sonra asıl konumuza geçelim.
“Sermaye’nin (yani faizci sömürü sermayesinin) yaptığı hataların başta geleni tekelciliktir. Anlamı başkasının işine karışmasıdır. Ekonomideki tekelcilik yetmiyormuş gibi ilme, dine ve siyasete de karışmasıdır. Başkasının vizrini yüklenmesidir...
“Demek ki işbölümü vardır. / -Herkes ehliyetli ise görevli olabilir… / -Görevli ise yetkilidir… / -Yetkili ise sorumludur… / -Sorumlu olduğu kadar da hak sahibidir... / Bu kural aynı zamanda içtihat kuralıdır. Herkes kendi içtihadına göre hareket eder ve herkes kendi içtihadından sorumludur, başkasının içtihadı ile amel edemez...
“Evet, Allah insanlara Kur’an’ı göndermiş ve onunla yol göstermiştir. Herkes içtihadını yapacak ve herkes içtihadına göre Kur’an’ın gösterdiği yoldan ilerleyecektir...
***
Yazının bundan sonrası, İSRA Suresi 16. ayetten anladıklarımızdır.
“Biz bugün bu tehciri kooperatifleşme şeklinde anlıyoruz. Hazreti Nuh nasıl GEMİ yapmışsa, biz de yüz lojmanlı İŞYERİ apartmanlarI yapacağız ve insanların buralara hicret etmelerini isteyeceğiz. / Hicret etmeyenler kaldıkları yerde helâk olacaklardır. / Nasıl helâk olacaklardır? / Mütrefilerin çıkaracakları fısk ile helâk olacaklardır...
“Bunlar (başlıktaki MÜTREFLER) kimlerdir? / Bugün Sermaye’nin kullandığı kimseler mütreflerdir. PKK’lılar ve intihar grupları hep mütreflerdir. Bunlar aklın almayacağı işleri yaparlar. Bunlara emreden Allah’tır. Bugün yeryüzü mütreflerle doludur. İnsanlık huzursuzdur. / Bunun nedeni nedir? / İnsanlık birinci Kur’an uygarlığı dönemindeki ömrünü doldurmuştur. / İnsanlık ikinci Kur’an uygarlığına geçecektir, “Adil Düzen” gelecektir. / Mevcut “zalim düzen” dağılacaktır. İnsanlığın bugünkü uygarlığa ulaşması için sermaye terakümüne ihtiyaç vardı. Allah bunu Amerika’daki altınlarla sağladı. Sanayileşme başarıldı. / Şimdi ise Kur’an’ın öğrettiği “selem senedİ” keşfedildi. Artık sermaye terakümüne gerek kalmadı, dolayısıyla “faizli sisteme” de gerek kalmadı. / Bu düzen değişecek, yerine semt kooperatİflerİ oluşacak ve kooperatifler içinde işletmeler olacak, işletmelerin senetleri olacaktır. / -Tarım semtlerİ bucakların kefil olduğu buğday bonolarını, / -Sanayİ kooperatİflerİ illerin kefil olduğu demİr bonolarını, / -İnşaat semtlerİ devletlerin kefil olduğu toprak bonolarını ve / -Tİcaret kooperatİflerİ insanlığın kefil olduğu altın bonolarını kullanarak yenİ ekonomİyİ oluşturacaklardır. / Karşılıksız para olmayacak ama karşılığı olanın karşılığı olduğunu da devletler teminat altına alacaklardır...
“‘Fısk’ şeriat düzenini bozup kurallar dışına çıkmak demektir.
Hukuk düzenini bozarlar. Herkes korku içinde onlara itaat etmeye başlar.
Bugün Sermaye’nin yazarları da böyle olan mütreflerdir ve fısk yapmaktadırlar.
Yani burada yalnız dağdakiler değil bağdakiler de aynı şeyi yapmaktadırlar.
Öyle bir hava vardır ki herkes eşkıyadan korkuyor, yazar(lar)dan yani medyadan korkuyor, polisten korkuyor, hâkimden korkuyor, savcıdan ürküyor...
“Bugün olacaklar Hazreti Nuh Peygamberden sonra olanlara benzetilmektedir...
“Hazreti Nuh zamanı ile zamanımız arasında büyük yakınlık vardır. O zaman tarım dönemine geçiliyordu; o zamanki halk uyum sağlayamadı, dolayısıyla defalarca helak oldular.
Şimdi de sanayİ dönemİne geçİlİyor. İnsanlar zor uyum sağlayacak ve karnlar yani nice nesiller helâk olacaklardır. O zaman Mezopotamya’da site devletleri vardı, aralarında seçilen siteler helâk oluyordu. Şimdi de dünyada devletler vardır. İnsanlar işyerleri olan lojmanlara taşındıktan sonra da karşı çıkan devletler helâk olacaklardır.
Bu ayet bundan sonraki asırlara işaret etmektedir. Buradan anlamamız gereken üçüncü binyıl uygarlığının öyle kolay kolay gelmeyeceğidir. Direnecekler ve bugünlerde olduğu gibi fısk ve fitneye devam edeceklerdir...”
İnsanlık tarihi farklı boyutları ile tekerrür ediyor…