‘Bilen bir fert, düşünen bir topluluk’
Bu yazım da, bundan önceki “Reşat yani yazarınız ne yapıyor ve ADİL DÜZEN” ve “Nebilerin vârisleri âlimler ve ADİL DÜZEN” başlıklı yazılarım ile birlikte okunursa, daha iyi anlaşılır, diye düşünüyor, tekrar tekrar okunmalarını tavsiye ediyorum… Sırada yazılmayı bekleyen birikmiş birkaç konu ve dolayısıyla birkaç yazı var ama sayfa/ları/mız ilanlarla kaplanınca maalesef bu yazılara bir türlü sıra gelmiyor, gelemiyor… Bu bilgi, ‘bugün yazın niye yok’ diye soran ve/ya soramayan okuyucularım için yazıldı; bilgileri olsun…
Bugün, işte o planladığım yazılardan birini yazacaktım ama; bugün okuduğum ve adeta son iki yazım ile benzeri nice yazımın devamı gibi olan bir yazı düşüncemi değiştirdi: “Bilen bir fert, düşünen bir topluluk” başlıklı, Fıkıh Profesörü Faruk Beşer’in köşe yazısı… ‘Akıl (akletme, fikretme, fıkhetme) için yol birdir’ diyor, yazının özünü/özetini sunuyorum:
“İnsanın aklı da diğer kabiliyetleri de sınırlıdır. Tek başına hiç kimse her şeyi bilme ve anlayabilme gücüne sahip değil. Her şeyi değil tek bir şeyi bile insan aynen olduğu gibi anlayamayabilir. Bu sebeple mutlak anlamda objektif bilginin olmayacağı söylenir. Çünkü bilginin objektif olması demek, bilgiye konu olan nesneyi/objeyi her yönüyle tam ve olduğu gibi bilmek demektir. Oysa insan, yani zat/süje hiçbir şeyi her yönüyle göremez. Bunun için başkalarının başka açılardan bakışlarına da ihtiyacı vardır.
Ebu Zehra, her birine bir cilt ayırarak büyük imamları anlattığı sekiz ciltlik muhteşem ve her fıkıh talibinin okuması gereken eserinin bir cildini de İbn Teymiye'ye ayırmış. Orada onun bilahare eleştirilen hatalarının ilmi tek başına elde etmesinden kaynaklandığını söylüyor. Belki biraz şahsi mizacından, biraz da çok engin ilmi sebebiyle bölgesinde ona etki edebilecek, hatalarını düzeltebilecek âlim bulunmadığından ötürü yalnız kalmış ve bilahare eleştirilen bu hatalarını görüp düzeltebilme imkânı bulamamış. / Öğrencisi Rabî' bin Süleyman der ki, İmam Şafii'den Risale adlı kitabını otuz üç kez okudum. Her seferinde bazı düzeltmeler yaptı ve dedi ki: “Allah'ın kendi kitabından başka hiçbir kitabın tam ve eksiksiz olamayacağı konusunda kararlı olduğu anlaşılıyor”.
Kuranıkerim'de mesela müteşabih ayetler konusu gibi zor anlaşılır yerlerde “bunu ancak ulü'l-elbâb anlayabilir” buyrulur. “Lüb”, akıl demektir, çoğulu “elbâb”. Ancak lüb sıradan bir akıl değil saf, temiz, ön yargısız, gerekli doğru bilgilere sahip, yanlış bilgilerle ve inançlarla şartlanmamış akıldır. Buna aklıselim diyebiliriz. Bu kelime Kuranıkerim'de on yedi kez kullanıldığı halde hiç tekil/müfret olarak kullanılmamış, hep “ulü'l-elbâb” diye çoğul olarak kullanılmıştır. Bunda şöyle bir mana olabilir: Böyle zor anlaşılır konularda kişi tek başına onları anlayıp halledemez, aklıselim sahibi insanlarla beraber düşünmeli ve beraberce anlamaya çalışmalıdırlar. Buna “ortak akıl” da diyebiliriz. Mesele ancak o zaman doğru anlaşılabilir. Böylece fertler de kendi eksikliklerini görüp kibre ve ucba kapılma riskinden kurtulmuş olurlar. Çünkü ilim kadar insanı kibre ve ucba sevk eden ve tedbirini almazsa ilahlaşmaya kadar götürebilen bir başka güç yoktur. / Bu anlamda Kuranıkerim'de bazı meseleler zikredildikten sonra; “bunu ancak aklını kullanan bir kavim”, “bilen bir kavim”, “anlayan bir kavim”, “tefekkür eden bir kavim” anlayabilir gibi elliye yakın ayet vardır. Bunlarda da sanki bu konuları bilen, düşünen, aklını kullanan... bir topluluk olursanız ancak bunu anlayabilirsiniz gibi bir mana olabilir. Kavim, ancak beraber olmakla kendilerine yeterli olup ayakta durabilen/kıyam topluluk demektir. Demek ki insanların birbirlerine en muhtaç oldukları alan bilgi ve anlama alanıdır. / Meseleyi günümüze getirirsek, bazı ehli ilmin yanlışlarında ısrar etmelerinin sebebi işte bu istibdattır. İstibdat aslında kendi görüşü dışında başka bir görüşe hak tanımamak, kendi görüşüyle baş başa kalmak demektir. Günümüzde çoğunlukla olan budur...”
Yazının özünü sunacaktım ama olmadı, buraya kadarki bölümünü aynen naklettim!
İlgilenenlere tavsiye ederim; en iyisi yazının tamamını dikkatlice okuyuverin…
http://www.yenisafak.com/yazarlar/farukbeser/bilen-bir-fert-dusunen-bir-topluluk-2034056