‘Devletin A’dan Z’ye kadar her şeyi değişmeli’* - 5
Kaldığımız yerden devam ediyoruz…
Meclis kurallar koyacak, halk ve görevliler bu kurallara uyarak kendi içtihatları ile yorumlayarak işler yapacaklardır. Buna “yürütme” diyoruz; “uygulama” da diyebiliriz. Uygulama esnasında doğacak yasaların yanlış yorumlanması sonucu meydana gelen haksızlıkları tarafların seçtikleri hakemlerden oluşan yargı tespit edecek ve herkes yargı kararlarına uyacaktır. Hakemlerin kararlarına uymayan olursa, işte o zaman yönetim devreye girecek, görevliler devreye girecek ve gereğini yapacaklardır. Yani görevlilerin görevi yargı kararlarının infazından ibarettir. “KUR’AN DÜZENİ”NDE BU BÖYLEDİR.
“Ve o müstakim sırat (doğru yol) üzeredir.”
Yasaları yorumlama uygulayanlara aittir. Yürütmeyi yapanlar için de bu böyledir. Yalnız yorumlamada uyulması gereken kurallar vardır. Hakemlik görevi de bir uygulamadır ve onlar da bu kurallara uyarlar. 1) Yorumlarda çelişki olmamalıdır. Birine böyle diğerine şöyle yorumu uygulanamaz. İçtihadı değiştirse bile bunu ilan ettikten sonra herkese aynen uygulanacaktır. 2) Doğa kanunlarına aykırı olmamalıdır. Müsbet ilmin verilerine aykırı olan yorumlar yanlıştır. 3) İcmalara yani birlikte ihtilafsız alınan yorumlara uyulması gerekir. 4) Uygulama yararlı ve dengeli olmalıdır.
İşte, içtihat yapan kimse bunlara uyarak içtihat yapar ve ona göre uygular, hakemler de böyle kara verirler.
Yorumların böyle olup olmadığını da yine hakemlerden oluşan yargı denetler.
***
“Ve semavat ve arzın gaybı Allah’ındır. Saatin emri basarın lemhi gibidir yahut daha da ekrabdır / yakındır. Allah her şeye kadirdir.” (Nah Suresi, ayet 77)
Burada şu soruya cevap verilmektedir: Peki, “Adil Düzen”, Kur’an düzeni ne zaman gelecektir? “İşçilik dönemi” sona erip “teavün/ortaklık dönemi” ne zaman gelecektir? Memurluk dönemi bitip görevlilik dönemi ne zaman gelecektir? Bunun zamanı yok mudur?
Kur’an diyor ki; semavat ve arzın gaybı Allah’ındır. Dolayısıyla siz bunu bilemez, tarihini söyleyemezsiniz. Hisabi olaylar vardır… Bir de ihtimali olaylar vardır... Kur’an hisabi ve gaybi diyor. Yeni düzenin gelmesi hisabi değil gaybidir. Dolayısıyla onun vaktinin ve saatinin ne zaman geleceği hakkında bilgimiz yoktur. Ama şunu bilmeliyiz ki, zamanı gelince değişme göz açıp kapanıncaya kadar bir zamanda, hattâ ondan daha erken olacaktır.
Bugün baktığımız zaman bu değişim çok zor olacaktır. Biz Kur’an’ı okuyoruz, yorumluyoruz ve bu yorumlarımızı size aktarıyoruz. Zaman zaman biz de ümitsizliğe düşüp galiba bu iş olmayacak gibi bir tereddüt geçiriyoruz. Olmaz gibi görünüyor...
Ne deniyordu, ne yapılıyordu? Tüm basın/medya ve Ak Partililer; ‘askeri müdahaleyi kaldırdık, artık askeri müdahale olmaz’ diyordu. Oysa askeri müdahaleyi Sermaye kendisi kaldırdı, çünkü asker diktatörlere hiç söz geçiremedi. Sonra ne oldu? 15 Temmuz’da Sermeye devleti yıkmak için askeri müdahaleyi denedi ama komutasız denedi. İhtilali askerlere yaptıracak, sonra kendisi oturacak ve kendi adamını getirecekti. Bunun için yaptığı yarım asırlık hazırlık iki saatte sona erdi. Sermaye bu hazırlığa 27 Mayıs 1960’dan sonra başlamıştır. Çünkü ihtilalde başa getirdiği askerler Türkiye’ye demokrasiyi getirdiler, çok partili sistemi getirdiler, İslâmiyet’e doğru giden bir yapılanmayı getirdiler...
Kâinatta iki çeşit olay vardır; hisabi olaylar ve gaybi olaylar. Eşyanın iradesi olmadığı için Allah için gayb yoktur. Hisabidir. Bizim için gaybidir. Bunun dışında Allah’ın iradesine veya insanların, meleklerin, ruhların ve cinlerin iradesine bağlı olanlarda da hisabi midir yoksa gaybi midir? Hisabi dersek irade ortadan kalkar. Kâinat insanlar için var edilmiştir. Bizim için gaybi olan pek çok şey Allah için gaybi değildir, hisabidir, takdiridir. Biz Allah’ın takdiri içinde irademizi kullanıyoruz. Üçüncü binyıl uygarlığının gelmesi de bizim için gaybidir. Vakti belli değildir. Ama geleceği kesindir. Ve’s-SELÂM mea’d-DUA…
* Başbakan Şükrü Saraçoğlu bu sözü 75 (yetmiş beş) sene önce söylemiştir.