‘Devletin A’dan Z’ye kadar her şeyi değişmeli’* - 4
Kaldığımız yerden devam ediyoruz… Nahl Suresi’nin 76. Ayetinde “Kell” kelimesi bıçağın veya kılıcın keskin olmayan tarafıdır, kördür demektir. Mevlasına bir iş yapmaz demektir. Kur’an’da bu kelime sadece bir defa geçmektedir. “Zalim bürokratik düzen”de devlet görevlilerinin bir işe yaramadıklarını, sadece devlete yük olduklarını ifade eder.
Adalet Bakanlığı’nı ortadan kaldırsak, mahkemeleri kapatsak, sadece karakollara bugün kullandıkları anayasa dışı işkence yetkisi iznini versek, ülkede daha çok huzur olur, sosyal ve ekonomik nizalar ortadan kalkar.
Odalar Birliği ve diğer odalar olmasa, meslek odaları ve mesela mühendislerin odaları meslektaşlarını ve halkı daha az sömürürler.
Kur’an tabiriyle, ordusu dışındaki bütün devlet kurumları devlete kelldirler yani kördürler; vatandaşa karşı görevlerini yapacaklarına kurumlarını korumaktadırlar.
Sosyoloji ilmi çalışanları topluluğumuzun bu çalışmasını inceleyip bu gerçekleri ortaya koymalıdırlar ama yapmazlar, yapamazlar; çünkü onlar da kelldirler, onlar da kördürler.
Kanun çıkarırsınız, onlara bir görev tevcih edersiniz, memlekete yararlı olacaktır dersiniz. Ama ondan alacağınız neticeyi alamazsınız, kötülüğü başınıza dert olur, kanunu çıkardığınıza bin pişman olursunuz. Halkın iyiliği için çıkarılan kanunlar, verilen emirler, hep istismar edilir, halkın aleyhinde kullanılır.
“O kişi bir hayır ile gelmez” deniyor ayette…
İki yüz seneden fazladır ülkemize Batı kanunlarını aktarıyoruz...
Biz de durmadan kanunlar çıkarıyoruz...
Kanun hükmünde kararnameler var... Tüzükler var... Talimatlar var...
Belediye Meclisi kararları var, İl Meclisi karaları var...
Bir bunlar kadar da Yargıtay içtihatları var...
Üç milyona yaklaşan da bürokrat var...
İki asırdan beri hangi sorunu çözdük?!.
Ceza Kanunu’nu değiştirdik, suçlar yüzde bir bile azaldı mı?
Nezarethanelerde bir kişinin yerine on kişi barınıyor, hapishanelerde bir kişinin yerini beş kişi alıyor! Hapishanelerde yer bulunmadığı için mahkûmları salmak zorunda kalıyoruz!
Hangi kanun hayırlı olmuştur? Hangi kurum hayırlı olandır?
Orman Kanunu var, 1950’den beri yürürlüktedir. Bakın ve deyin ki Türkiye’de ormanlar arttı. Vatandaşlara cezalar verdik ama ormanlar yine azaldı. Ben öyle olduğunu zannediyorum. Biriniz araştırın ve aksine bir durum varsa bana bilgi verin.
Teknoloji bu kadar gelişti, gün/saat bu kadar arttı ama aç olan insanlar azalmadı. Anarşi çoğaldı. Keşfedilen yeni silahlar savaşı azaltmadı, bilakis savaşı daha da çoğalttı.
Burada kamu görevlilerinin görevi anlatılmaktadır. İki türlü kamu görevi ve görevlisi vardır. Biri yöneticilerin görevleridir. Bugünkü bürokrasi böyledir. Bunlar yöneticilerin emirlerini yerine getirirler. Kur’an’dan önce düzen böyle oluşmuştu.
Kur’an din adamlarının ve kralların yönetimini kaldırdı, toplulukların içtihat ve icmaları ile kendi kendilerini yönetmesi sistemini getirdi. Yani bugünkü sahte demokrasiyi değil de gerçek demokrasiyi getirdi. İslâmiyet’in ilk otuz yılında bu düzen uygulandı, sonra uygarlık seviyesi yeterli olmadığı için o düzen unutuldu ve saltanat devri başladı. Demokrasi lafları ancak bin sene sonra insanlık uygarlaştıkça söylenmeye başlandı. Ama bu arada kralların ve din adamlarının yerini Sermaye aldı; bürokrasi şimdi onun emrindedir.
“ADİL DÜZEN”DE BÜROKRASİ ne Sermaye’nin ne de yönetimin emrinde olacak, hakemlerden oluşan yargının emrinde olacak, onların yani kamu görevlilerinin işi adil yargının verdiği kararlara uymak şeklinde olacaktır.
(Devamı var)
* Başbakan Şükrü Saraçoğlu bu sözü 75 (yetmiş beş) sene önce söylemiştir.