Reşat Nuri Erol
Prof.Sabri Tekir: Sayın Halime KARAKAŞ KÖKÇE
2.09.2016
7028 Okunma, 1 Yorum

 

Sayın Halime KARAKAŞ KÖKÇE

Benimle ilgili kaleme aldığınız iftira, tezvir ve cahilane ifadelerle dolu 1 Eylül tarihli Star Gazetesi’ndeki yazınızdan, okuyarak haberdar olmuş değilim. Beni bundan, çok yakından tanıdığınız, benim de İzmir’den kırk yıllık arkadaşım, hatta beraber köşe yazarlığı yaptığınız, üç dönem AK Parti İzmir Milletvekili olan Sayın Prof. Dr. Mehmet Tekelioğlu, ‘cahilce yazı’ nitelemesiyle, SMS yoluyla haberdar etti. Kendisine bu nedenle teşekkür ettim, şimdi de ediyorum.

Bunun üzerine yazınızı okumak zorunda kaldım. Sonra da sizin kimliğinizle ilgili hafızamı yoklamaya çalıştım, isminiz ne tür çağrışımlar yapacak diye düşündüm. Hafızamın bana çağrıştırdığı şeyleri size özetle aktarmak isterim.

Siz Aksiyon dergisinde çalışıyordunuz, soyadı olarak da Kökçe’yi değil Karakaş’ı kullanıyordunuz. Sakın, sizin “Karakaşiler”den olduğunuzu söylemek istediğimi düşünmeyin. Yanlış anlaşılmayı asla arzu etmem. Bu benim hiç isteyeceğim bir şey değildir. Evlilik sonrası eşinizin soyadını kullanmayı tercih ettiniz. Anadolu geleneklerine göre bu da son derece doğal. Fakat benim ilgimi çeken başka bir boyut. Sosyoloji öğrenimi görmüş, yine aynı alanda yüksek lisans ve doktora çalışması yapan genç bir kız, nasıl oluyor da o dönem moda halindeki kızlık soyadını da kullanma arzu ve isteği duymasın? Dikkatime takılan işte budur. Mesela ben olsaydım, inanın ki kullanırdım. Sakın bunun sebebi, 28 Şubat’ın en sıkıntılı zamanlarında zevkle çalıştığınız Aksiyon dergisindeki ve o gruba bağlı kolejlerden birinde yaptığınız öğretmenlik günlerine ilişkin kimliğinizi hatıralardan silmek, gizlemek amaç ve gayesi olmasın?  Yoksa siz o “Halime Karakaş” değil misiniz?

Sonra, o dönemin şartlarında, üniversiteden mezun olur olmaz neden Aksiyon dergisinde çalışmayı tercih ettiniz? Veya neden onlar sizinle çalışmayı tercih etti? Kendilerinden olmayan hiç kimseyi aralarında barındırmayan “cemaat mensupları” sizinle çalışmayı sorunsuzca sürdürdüler! Çünkü siz lise öğreniminizi de onların kolejlerinde okumuştunuz ve aranızda güvensizliğe neden olabilecek hiçbir engel yoktu. Aslında siz de o gruba tam bir gönül bağı ile bağlı idiniz. Yoksa, cemaatin o tarihlerde kendilerinden olmayanları asla çalıştırmama politikasını sadece ben değil, cemaati tanıyan herkes bilirdi, siz de dâhil. Yoksa, 2000’li yıllara kadar (doktora çalışmalarınızı bitirinceye kadar), bu dergide uzun süre çalışmanız mümkün olur muydu? Eski deyimiyle “muhal” bile değil. 

Ayrıca, siz doktora tez çalışmanızı “Kürt Açılımı” konusunda yaptınız. Hafızamı tekrar yoklayarak onu da söyleyeyim. Bu tez konusu seçimini cemaatin yönlendirmesi ile yaptınız değil mi? Çünkü, cemaat kendi gelecek yapılanması içinde, mesela muhtemel bir AK Parti iktidarında öncülük yapmayı tasarladığı Türkiye’nin iki önemli sorunu vardı: Kürt sorunu ve Alevi sorunu. Alevi sorununa ilişkin açılım politikalarına destek için cemaatin lideri “Alevi kardeşlerimizin ayakları altına başımı koymaya hazırım” beyanatını veriyor ve her yerde “Cemevleri” açılmasını teşvik ediyordu. Kürt Açılımı’na zemin oluşturmak amacıyla bu konuda doktora tez çalışması yapmaya siz de teşvik ediliyordunuz. Bu arada AK Parti iktidarı, 2002 seçimlerinden hemen sonra, Doğu ve G.Doğu Anadolu Bölgelerinde görev yapacak tüm güvenlik, silahlı kuvvetler, mülki erkân ve üst düzey kamu görevlilerinin kendi örgüt mensuplarından atanması konusunda cemaat tarafından baskı altına alınıyordu. Nitekim, Kürt Açılımı ile ilgili tüm hazırlık çalışmalarının ve “akiller” grubunun çalışma merkezinin, o dönemde Cemaatin mutlak kontrolü altındaki Polis Akademisi’nde yapılmış olmasının nedeni bu değil midir? Allah’tan, AK Parti iktidarı bölgedeki bu yapılanma taleplerine “çekinceli” davrandı da o büyük vartaya düşülmedi. Yoksa şimdi başımızda ne büyük belalar olurdu, değil mi?

Bu arada, tıpkı içinde bulunduğunuz Cemaat mensupları nasıl şiddetli Erbakan ve RP muhalifi idiyseler, siz de aynı şekilde şiddetli bir Erbakan ve RP muhalifi idiniz. Fakat, yaptığınız dirije tez çalışması ile önünüzde çok geniş bir pazar görüyordunuz ve Cemaatin takıyye ve kripto elemanı olarak Erbakan’ın yetiştirdiği genç politikacılar tarafından kurulan AK Parti saflarında görünmeyi tercih ediyordunuz. Nasıl olsa ülkenin iki önemli sorununda her iki açılıma da siz önderlik edecektiniz. Kitaba dönüştüreceğiniz tez çalışmanızdan da önemli bir gelir sağlamış olacaktınız. Zaten Cemaat’in parasal kaynakların nerede bulunabileceğini çok iyi bildiğinizi artık herkes biliyor. O zaman bunu siz de iyi biliyordunuz. Öyle olmadı mı Sayın Karakaş Hanımefendi? Şimdi de aynı şiddette AK Parti taraftarı görünüyorsunuz. Yemezler Hanımefendi, yemezler. Milletin bir gözü açıldıysa, AK Partinin iki gözü açıldı. Aslında onlar gözlerini açmak istemiyorlardı ama istemeyerek de olsa sizin kumpaslarınız açtı onların gözlerini.

Karakaş Hanımefendi! Başkalarının sizin kulağınıza üflediği, sizin de emellerinize uygun geldiğini düşündüğünüz şeylere kapılıp elinize kalemi alıp yazmaya başlamayın. Size kendimi ben tanıtayım.  Kendimi 13 yaşımdan beri son derece iyi bir siyaset bilinci olarak yetiştirmeye çalıştım. Daha 16-17 yaşlarındayken dünyanın sayılı siyasetçilerinin hayatlarını okumuştum. 1964 yılından 1980 yılına kadar İzmir’de yapılmış hiçbir siyasi partinin (buna TİP de dâhildir) mitingini kaçırmadım ve takip ettim. Türkiye'deki tüm siyasi hareketleri gücü nispetinde izlemeye çalışmış biriyim. Sadece siyasi hareketleri değil, cemaat, tarikat vb. yapılanmaları da buna dâhil edin. Daha siz doğmadan İzmir’de gelişmeye başlamış ve sizin de mensubu bulunduğunuz FETÖ hareketini o genç çocuk ruhuyla siyasi bir hareket olarak görmüş, tanımış, hep uzak kalmaya çalışmış biriyim. Bu nedenle çoğu arkadaşlar o hareketin peşinde takılmış koşarken, ben ilk üniversiteye girdiğim günden itibaren MTTB ve o zamanki MNP, MSP, RP hareketleriyle birlikte oldum. Bu siyasi çizgiden de gönlüm hiç bir zaman kopmadı. 1969 yılı genel seçimlerdeki Bağımsızlar Hareketi’nde, daha düne kadar yerlere göklere sığdıramadığınız, şimdilerde elinizden gelse tu kaka yapacağınız Sayın 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ile birlikte Aydın bağımsız adayımız Yük. Müh. Süleyman Karagülle için çalışmalarda bulundum. Bunu Sayın Gül’ün özgeçmişinden de okuyabilirsiniz. 1977 seçimlerinde MSP’nin İzmir MV adayı olan rahmetli Turgut Özal’ın kendi adına yayınladığı “seçim beyannamesini” ben kaleme almıştım. Bu tarihlerde örgüt lideriniz etrafındaki yüzlerce gençten bir tanesinin dahi MTTB ve MSP’li gençlere katılmasını istemiyor, engelliyor ve şiddetle aleyhte propaganda yapıyordu. Benim İzmir’deki bu duruşumu, İzmir bağlantılı olsun olmasın, tüm MTTB camiası ve MNP-MSP-RP-FP siyasi çizgi mensupları, şimdiye kadar yetiştirdiğim binlerce öğrencim ve benimle siyaset yapmış arkadaşlarım çok iyi bilirler. Daha başka kimler bilir biliyor musunuz: Bugün yalakalık yapmaya çalıştığınız tüm AK Parti kadroları ve en önemlisi sizin mensubu bulunduğunuz o tarihlerde İzmir’de yaşayan örgütün lideri de bilir. Kaldı ki siyasi görevle Ankara’ya intikal etmeden önce ben Birlik Vakfı İzmir Şubesi Başkanı’ydım.

Karakaş Hanımefendi! Siz bilmezsiniz ama ben söyleyeyim. Benim gençliğimden beri her zaman birlikteliğimi devam ettirdiğim sadece iki grup vardır: MTTB camiası ve daha çok bilimsel çalışmalarla tanınan Akevler - Süleyman Karagülle Grubu’dur. Yani sizin nefretle baktığınız, içinize bir türlü sindiremediğiniz Adil Düzen Grubu... Siyasi hareket olarak da Erbakan Hareketi... Bu grupları cümle âlem bilir, istemiyor ve sevmiyor olsanız bile siz de bilirsiniz. Bunun dışında, 15 Temmuz ile yaşadığımız bu dramatik olayları çok önceden, hem de kırk sene öncesinden kestirebilmiş biri olarak, sizin grup da dâhil, hiçbir grupla gönül birlikteliğim olmadı. Sizin gibi kripto biri olarak hiçbir grubun içinde yer almadım. Hele mutlak teslimiyet anlamında hiçbir kişi, grup veya ekole bağlı olmadım, genetik olarak karakterim buna uygun da değildir. Ama bunu sizin gibi genç nesiller bilmez, bilmiyor olabilir veya bilmemezlikten gelebilirler. Hele sizin gibi 28 Şubat sürecinde ve sonrasında Aksiyon Dergisi’nde çalışan birinin bilmemesi, sadece gönlünüzün akış istikametinin farklı olması ile izah edilebilir. Tanımak istemediniz, hala istemiyorsunuz, çünkü genetik kodlamalarınızda can yakma özelliği var. Sanırım mumun ateşine kapılıp yanan siz kendiniz olacaksınız.

Karakaş Hanımefendi! Benim bu kısa sosyal ve siyasal geçmişimden anlamış olmalısınızdır ki, bir kripto olarak yalakalık yapmaya çalıştığınız AK Parti'nin kurucu kadrosunun tamamına yakını (Erdoğan dahil) benim gençlik dönemi arkadaşlarım olmuştur. Yapılan tüm seçimlerde de bir görev telakki ettiğimden dolayı “aday adayı” olmama rağmen, listelerde yer vermediler. Siyaseten öyle takdir etiler. Ancak bu konuda şimdilerde oluşan kişisel kanaatim şudur: Eğer FETÖ bağlantım olsaydı, büyük ihtimalle baş tacı yaparak listelerin başına hem de severek yerleştireceklerdi. Çünkü, o tarihlerde sizin de mensubu bulunduğunuz cemaatle kucak kucağa olmayı siyasette getiri unsuru görüyorlardı. İktidardaki arkadaşlarımız sizin gibi kripto yol göstericileri oldukça daha çoook ihanetle karılaşacaklar, sadece kendileri sıkıntı çekmekle kalmayacaklar, milletin de sıkıntı çekmesine neden olacaklardır. Siz de karşıdan kıs kıs gülecek ve hedefe ulaşmanın büyük mutluluğunu yaşayacaksınız. Öyle ya, örgüt sadece Süleyman Demirel’i, Tansu Çiller’i ve Sabri Tekir’i tepe tepe kullanmadı ki. Bakıyorum da hâlâ tepe tepe kullanılabilecek bunca siyasi varken niye kullanmasınlar ki. Elhak, bu konuda sizin kadar maharetli ve hünerli kimse görünmüyor.

Sayın Karakaş! Kabul edin veya etmeyin, bir büyüğün olarak tavsiyem, biraz vicdani sorumluluk sahibi olarak kalemini kullanmanızdır. Yasal haklarım saklı kalmak şartıyla, sizi, ruz-ı mahşerde hesap vermek üzere Allah'a havale etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktur. 2 Eylül 2016

Prof. Dr. Sabri TEKİR / 20.Dönem İzmir MV./ Devlet E.Bakanı

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
02.09.2016
18:13


http://haber.star.com.tr/yazar/feto-siyasetsiyasetci-iliskisi/yazi-1138356


Halime KÖKÇE

FETÖ siyaset-siyasetçi ilişkisi

01 Eylül 2016 Perşembe

  • paylaş

  • tweetle

  • paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yapısı ve çalışma biçimi bilindik terör örgütlerinden çok farklı. PKK-PYD, DAEŞ, DHKP-C gibi bilindik terör örgütlerinde etnik, mezhebi ya da ideolojik meşrulaştırma vardır. Militanlarını şiddet eylemlerine belli bir amaç doğrultusunda yönlendirirler. Sözde “İslam devleti” ya da sözde “Kürdistan” gibi “kızıl elmalarla” ölümü, hayatın müjdesi olarak kutsallaştırırlar.

PKK’lı Nurettin Demirtaş’ın Ankara’da 36 kişinin hayatını kaybettiği katliamın sorumlusu olan canlı bombayı “nilüfer çiçeği” olarak tanımlaması ve “Doğa’nın bir intihar eylemcisi değil bir özgürlük ve yaşam tutkunu olduğu ve eylemiyle ölümü değil yaşamı yarattığı” sözleri terör örgütlerinin küçücük çocukları nasıl birer canlı bomba haline getirdikleri çok iyi anlatıyor.

DAEŞ’in birer ölüm makinesine dönüştürdüğü çocuklar da benzer süreçlerden geçiyor. Bu yapılar çıplak gözle görülebilecek bir açıklıkta terör yapıyor.  

FETÖ ise tanımlı bir ideolojik amaç etrafında kurulmuş ve genişlemiş bir yapı değil. Dini cemaat kisvesi altında ve eğitim, hayır çalışmaları gibi meşru araçları kullanarak kendini yapılandırmış bir örgüt. Tüm bunları yaparken de devletin meşru güç mekanizmalarını ele geçirmek adına kritik yerlerde kendini çok iyi gizlemiş.  

***

Önemli bir farklılık da FETÖ’nün nihai hedefini ilan etmiş bir yapı olmaması. “Amacınız ne?” sorusuna verdikleri “Allah rızası” cevabı oltanın ucuna takılmış yem. Dini terminoloji, istismarı gizleyebilmek için seçilmiş bir kamuflaj.

Katı hiyerarşik bir yapıda örgütlenmiş olmalarına rağmen hedeflerini, dünya görüşlerini siyasallaştırmaktan özenle kaçınmış ve adeta bir parazit gibi başka bünyelere yerleşerek önce oraları sömürmüş. İşlerine gelmediği noktada ise yerleştiği bünyeyi ifsat etmiş, kumpaslarla hedef haline getirmiş.

FETÖ’nün siyasetle ilişkisi tam da böyle şekillenmiş.

Özellikle Demirel ve Tansu Çiller’i tepe tepe kullandıkları biliniyor. Demirel’in ve Çiller’in bunların okulları için ilgili devlet başkanlarına özel mektuplar yazarak kefil olduğu, Çiller’in partisinin kapılarını bunlara sonuna kadar açtığı da...

Hiç alakadar olmadıklarını sandığımız Refah Partisi’nden bakan dahi çıkarmışlardı. 54. Hükümet’te Devlet Bakanı görevi verilen Sabri Tekir Refah Partisi İzmir Milletvekili’ydi.

Yani öyle “siyasetten Allah’a sığındıkları” falan yoktu. Siyasallaştırılmayacak kadar gizli yürütmeleri gereken bir ajandaları vardı sadece. Mevcut siyasi partilere de sızdılar ve kendi meşum amaçları için bu partileri çok da iyi kullandılar.

Siyasi partileri ve siyasetçileri illegal yollarla ürettikleri şantaj kasetleriyle ağlarına düşürmeye çalıştılar. Bunu Ak Parti’ye de CHP’ye de MHP’ye de yaptılar. Kısmen de başardılar.

***

Bugün geldiğimiz noktada beklenti, FETÖ temizliğinin devlette olduğu gibi siyasi partilerde de yapılması.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kimse şu benim akrabamdır demesin” ikazı doğrultusunda siyasi partilerin kendi iç temizliklerini yapması gerekiyor.

Milli Görüş geleneğinden gelip de kızı, kardeşi bu yapının içinde olanlara dair de bir durup düşünmek gerekiyor. Milli Görüş’ün kuruluşundan bu yana temsilcisi olan insanların etraflarındaki kişilerin bu yapının içine girmeleri ve Fetullah Gülen’in Refah Partisi geleneğine bakışını düşününce pek de normal bir durum değil.  

Milli Görüş’ün önemli ağabeylerinin, kızları, kardeşleri, damatları, eşlerinin bu yapıdan olması, hele hele 17-25 Aralık’tan sonra hala bu yapıyla ilişkide kalmaları makul mü sizce?

Bu “ahmaklıkla” izah edilebilecek bir durum değil kanımca...

Ayrıca hali hazırda bazı şehirlerde yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında tutuklananların ifadelerinde ismi geçen belediye başkanları var, bugün de partinin önemli yerlerinde görevli olan. Bunlar da tabanda temizliğin hakkıyla yapılıp yapılmadığına dair soru işaretlerine yol açmakta.

Bizden söylemesi...





Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131427 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33370 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18614 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16554 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16479 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15575 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14832 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14818 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14690 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14615 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14497 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14344 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14268 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14219 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14092 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13850 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13845 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13700 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13598 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13523 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13497 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13477 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12989 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12926 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12726 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12708 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12582 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12450 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12343 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12312 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12310 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12310 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12282 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12232 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12170 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12165 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11929 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11729 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11680 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11648 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11547 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11423 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11358 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11299 Okunma
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11295 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11257 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11245 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11195 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11179 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11173 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11168 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11107 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11101 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11091 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11087 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11080 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11069 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11051 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10999 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10964 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10938 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10884 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10832 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10745 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10654 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10604 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10601 Okunma
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10590 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10516 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10503 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10501 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10458 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10421 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10378 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10372 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10225 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10174 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10166 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10131 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 10052 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9969 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9942 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9920 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9919 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9887 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9847 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9845 Okunma
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9765 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9723 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9680 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9631 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9571 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9549 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9510 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9386 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9381 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9368 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9354 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9348 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 888. Hafta Seminerinden…
15.11.2016 9269 Okunma
3 Yorum 16.11.2016 12:41


© 2025 - Akevler