Reşat Nuri Erol
Kur'an ayında fıkhîleşmeyi düşünmek
30.08.2011
4416 Okunma, 0 Yorum

Kur’an ayında fıkhîleşmeyi düşünmek

Reşat Nuri EROL

Bundan önceki en son iki yazımızın birincisinde “Kur’an ayı Ramazan’ın son günlerinde değişik yönlerde Kur’an üzerine dalmamız gereken derin tefekküre” işaret ettik; ikinci yazımızda “Kur’an ayında Kur’anîleşmek” üzerinde durduk: Bugünkü yazımızda “günümüzde fıkhîleşme meselesi” üzerinde duralım…

Hazreti Peygamber hayatta iken Kur’an okunuyor, ezberleniyor, yazılıyordu; halk yani sahabeler de sünnetle amel ediyor, Hazreti Peygamber ne yaparsa onlar da onu yapıyordu. Hazreti Peygamber sadece uygulama yaparken yorumlamakla yetkiliydi, sözlerle yorumlama yetkisi kendisine verilmemişti. Örnek olarak iki olay önemlidir.

Medine’de mescit yapılıp cemaatle namaz kılınmaya başlandığında, namaza nasıl çağıracakları hususunu sahabeler kendi aralarında istişare ettiler. Hazreti Peygamber onlara karışmadı. Kimi Hıristiyanların çanını, kimi Yahudilerim borazanını önerdi. Bir karara varamadan dağıldılar. Ertesi gün sahabelerden biri gece gördüğü rüyayı anlattı. Sahabeler kabul ettiler, Hz. Peygamber de ses çıkarmadı. Böylece icmanın bir örneğini verdiler.

Başka bir olay da şudur. Başörtüsü ile ilgili âyet geldiği zaman Hz. Peygamber erkek olduğu için hiçbir uygulama yapmadı. Medine kadınları toplandılar ve istişare ettiler. Peştamallarını ikiye bölerek başörtüsü olarak kullanmaya karar verdiler. Hz. Peygamber bir şey demedi. Böylece icmaa ikinci önemli örneği verdiler.

Bunun gibi sayılı örnekler dışında Hazreti Peygamber ne yapıyor idiyse sahabeler onu yapar, Kur’an âyetlerini yorumlayarak amel etmezlerdi. Dört halife de aynı usulü devam ettirdi. Artık melek gelip vahiy getirmiyor yani öğretmiyordu. Onun yerine halife istişare ediyor, içtihadına göre karar veriyor ve o karar uygulanıyordu.

Dört halifeden sonra fıkıhçılar geldiler. Halifelerin hüküm koyma yetkisini kabul etmediler. Onun yerine Kuran, Sünnet, icma ve kıyasa dayanarak fıkhı oluşturdular.

Bugün elimizde bulunan “FIKFIH” Kitaba, Sünnete, icmaa ve kıyasa dayanmaktadır. Biz bu fakihlerden önce Kur’an’ı, Sünneti, icmaı ve kıyası öğreniyoruz. Bunlardan nasıl istidlâl edileceğini ve fıkhı nasıl oluşturduklarını da “USUL İLMİ” ile öğreniyoruz. Bize farz olan budur. Ondan sonra fıkıhçıların usulüne göre kendi fıkhımızı oluşturuyoruz. Dört delile dayanıyoruz; Kur’an, sünnet, icma ve kıyas.

Bu arada çağımızın insanlık anlayışına aykırı fıkhî sonuçları görüyoruz. Güya bu sonuçlar bugünkü çağdaş(!) aklımıza uymuyor. İşte onlar için Kur’an’a başvuruyoruz. Eğer Kur’an ısrar ediyorsa, Kur’an’ın dediğini yapıyoruz.

Bu konuda dört örnek verelim: 1) Mesela, kimileri bu çağda çok evlilik yoktur diyorlar. Biz vardır diyoruz. Çünkü Kur’an’da vardır. 2) Kimileri bu çağda idam cezası yoktur diyorlar. Biz vardır diyoruz. Çünkü Kur’an’da idam vardır. 3) Kimileri bu çağda el kesme cezası yoktur diyorlar. Biz vardır diyoruz. Çünkü Kur’an’da vardır. 4) Kimileri bu çağda faiz yasağı yanlıştır diyorlar. Biz doğrudur diyoruz. Çünkü faiz Kur’an’da yasaktır.

Bunların yanında fıkıhçıların geçmişte nerede ise ittifak ettikleri bazı hususlar vardır ki; biz onlara hayır, yanlıştır diyoruz, çünkü Kur’an’da öyle değildir, Kur’an’da aksi vardır diyoruz. Bu konuda verilebilecek pek çok örnekler vardır. Nitekim yeri geldikçe zaman zaman bu meseleler üzerinde duruyor ve çağımızın fıkhını oluşturma çalışmaları yapıyoruz.

İşte… Görüyorsunuz ki biz fıkıhçıların usullerini uyguluyoruz, onların bize öğrettikleri delilleri değerlendiriyoruz ama çağımızda uygulanması mümkün olmayan hükümleri de Kur’an’a göre düzeltiyoruz. Biz geçmişteki müçtehitlerin o zaman için gerekli ve geçerli içtihatlarına değil de Kur’an’a tâbi oluyoruz. Çağın anlayışına uymayan Kur’an hükümleri için tabiî ve sosyal ilimlere başvuruyoruz. Kur’an varılan sonucu teyit ediyor. Oysa geçmişteki fıkıhçıların Kur’an’a aykırı ittifaklarını ise müsbet ilimler de reddediyor. Bu Kur’an’ın en büyük mucizesidir. Âlimler hata ediyor ama Kur’an hata etmiyor. Kur’an ayında fıkhîleşmeyi düşünelim ve gereğini yapalım…

Kur’an mucizeleri

Müslümanlar Kur’an ayı Ramazan’da Kur’an ile irtibatlarını artırıyorlar ama bu irtibat yüzyıllardan beri “okuma ve yazma” ile sınırlı; bir türlü her çağda ve çağımızda gerekli olan “Kur’an’ı anlama, yorumlama ve uygulama” merhalesine geçilemiyor. Dua ve dileğimiz; Müslümanların Kur’an ile ilgili irtibatlarını devamlılıkla birlikte sürdürmeleri ve sözünü ettiğimiz merhaleye geçmeleridir. Her gün ve her haftaki çalışmalarımıza ilaveten, Kur’an ayında Kur’an çalışmaları ile daha fazla meşgul olduk. Bu çalışmalarımız çerçevesinde birkaç yıldan beri “Kur’an Mucizeleri” ile ilgili bir kitap hazırlamaktayız. Gidişata bakılırsa, bu kitabımız bütün kitap çalışmalarımızın anası olacak gibi görünüyor. “Mucize Kur’an” dediğimize göre önce “mucize” kavramı üzerinde duralım. Mucize demek; yarışı kazanan, karşı takımı geri bırakan demektir. Kur’an tüm insanları istedikleri konuda yarışa davet etmektedir. Çağın benimsediği ama bir türlü ulaşamadığı demokrasi, lâiklik, liberallik ve sosyallik konularında Kur’an bütün insanları yarışa çağırmaktadır. Dünyayı tehdit eden görkemli kulelerin korkunç yıkılışlarını önleyen bir düzeni, barış düzenini getirmeye çağırmaktadır. Evet, lâiklikte de yarışa, sosyallikte de yarışa çağırmaktadır. Bizim lâikliğimiz Kur’an lâikliğinden daha üstündür diyen varsa gelsin yarışalım diyor; nâzil olduktan 1400 sene sonrasında bugün de diyor ve meydan okuyor...

Batılılara göre demokrasi ekseriyetin dediğini yapmaktır. Oysa ekseriyetin temini mümkün değildir. Mesela, ülkemizde yüzde 10 barajı var! Seçime katılıp oyları geçerli olan partilerin sayısı yüzde 5’tir! Türkiye’de bugün için en güçlü parti AK Parti’dir. İktidar partisinin aldığı oy yüzde 50’dir, temsil 4’te 1’e iner. Grupta yüzde 50 ile karar alınır, 8’de 1’e iner. Hükümette de yüzde 50 ile karar alınırsa 16’da bire iner; bakanları da halk seçse böyledir. Bir de adaylardan bazıları merkezden gösterilmektedir. Milletvekilliklerinde yüzde 32, bakanlıklarda da yüzde 50 etki ettiğini kabul edelim, 64’te 1’e iner. Hükümet de halkın dediğini değil de derin güçlerin dediğini yaptığı için bu 128’de 1’e iner. Demek ki neymiş; sonuç olarak bu sözde demokraside halkın ancak yüzde 1’inden azı iktidar olmaktadır!

“Mucize Kur’an” ise “ekseriyet demokrasisi”nin yerine “hicret demokrasisi”ni getirmiştir. Kur’an “çoklu sosyal gruplar ve yerinden yönetimli bucaklar sistemi” ile gerçek demokrasiyi sağlamıştır. Herkes kendi içtihadı ile hareket etmekte, hakemlerden oluşan tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın mahkemelere hesap vermektedir. Başbakan hata yapsa, bugün meclisin ekseriyetini elinde tutuyorsa bir şey yapamazsınız. Oysa Kur’an’a göre yüzde 5’ten fazla reyi olan parti başkanı hakemlere gider ve onu başbakanlıktan düşürebilir. Varsa, bundan daha dengeli bir demokrasiyi getirin de biz de o kitaba uyalım.

Batılılara göre lâiklik dini kamu hayatından dışlamaktır. Kamu hayatının tanımı daraltılır ve mahkeme salonuna kadar indirilebilir. Çünkü son denetim oradadır. Kamu alanı genişletilip ailenin içine sokulabilir. Batılılar lâikliği tanımlamayıp sadece uygulamalarda mahkeme kararlarına indirgemektedirler. Oysa kuvvetler ayrılığı prensibine göre mahkemeler; a) Geçmişte cereyan eden bir olay hakkında geçerli olup gelecekte olacaklar hakkında karar veremez. b) Sadece bir olay hakkında karar verip benzer olaylara teşmil edilemez. c) Sadece davalı ve davacı hakkında karar verip başkaları hakkında karar veremez. d) Sadece iddia konuları üzerinde karar alamaz. Tarafların talep etmediği konularda karar veremez. Onların ne “lâiklik” ne de “kamu alanı” hakkında bir tarifleri, bir tanımlamaları yoktur.

“Mucize Kur’an”ın lâikliği bir şeyin dinî olmasından dolayı suç sayılamayacağı, suç ise suç olmaktan çıkmayacağı şeklindedir. Bunun anlamı din de tarafsız, bağımsız, saygın ve etkin yargının denetimindedir, hakemlerin denetimindedir. Hakem kararları ise sözleşmelere dayanır. Müsbet ilme aykırı sözleşmeler geçersizdir. Kamu alanı ise ocakta bütün ocak halkının, bucakta bütün bucak halkının, ilde bütün il halkının, ülkede bütün ülke halkının, insanlıkta ise Mekke gibi bütün insanların bir yerden izin almaksızın girip çıktıkları yerdir. Buna göre Çankaya kamu alanı değildir, Kızılay Meydanı caddesi kamu alanıdır. Kilitlenen yer kamu alanı değildir. Başhakem dışında kimse tarafsız değildir. Herkes adil karar almak zorundadır. Almazsa yargı denetimi ile kararı iptal edilir. Zarar varsa ödetilir. Hakemler de hakemlerin denetimindedir. Bundan daha net ve açık bir lâikliğiniz ve kamu alanı tanımınız varsa, getirin, ortaya çıkın, insanlar sizin tarafınıza geçsin. Ama yenileceğinizi bildiğiniz için çıkamazsınız.

a) Batı liberalizmi de doğru tarif etmemektedir. Herkesin kendi kârına çalışması, bunun topluluk için yararlı olacağı görüşündedir. Adam Smith’in ‘bırakınız yapsınlar’ sözü bugün artık geçerliliğini kaybetmiştir; ‘bırakınız onu sömürü sermayesi yapsın’a dönüşmüştür. İnsanlık çetin bir mücadele vermektedir. Bir taraftan merkezi tekel firmalar dünyayı tekellerine almaya çalışıyorlar, diğer taraftan halk ekonomisi direnmektedir.

Kur’an ise fiyat, ücret ve kiraları serbest bırakmıştır. Ancak sömürüyü önlemek için de tedbirler almıştır. a) Nakitten vergi yerine ayından vergiyi esas almıştır. b) Faiz yerine vergi ve kredileşme sistemini getirmiştir. c) Gelir vergisi yerine sermaye vergisini getirmiştir. d) Karşılıksız, prim ödemeden sosyal güvenliği getirmiştir. Böylece işverenin tekele gitmesini önlemiştir.  Çalışmadan yaşama imkânını gerçekleştirdiği için işçiyi işverene karşı eşit hâle getirmiştir. Bundan daha iyi bir sisteminiz varsa, getirin de görelim. İşsizliği başka türlü çözemezsiniz.

b) Batıda sosyal güvenlik zengini korumaktan ibarettir. Prime dayanan mecburi sigorta sermayenin çıkarları için geliştirilmiş bir sistemdir. Ağır vergi ve sigorta yükü halkı kendi başına iş yapma imkânından mahrum etmiştir. Herkes işçi olmak zorunda bırakılmış, sonra işçiye iş verilememiştir. Kişi meyve alıp sağlıklı yaşayacağına, insanları vitaminsiz bırakıp ilaç sanayiini çalıştırmayı hedeflemiştir. Zenginsen güvencen vardır. Bu sistem sosyal güvenlik değil, sosyal çöküntüdür.

Kur’an ise yeryüzünün bütün insanlığa ait olduğu ilkesini getirmiştir. Çalışanlar üretecekler, çalışmayanların yerlerine üretim yaptıkları için çalışmayanlara dağıtılmak üzere kira payını vereceklerdir. Beşte birini oluşturan bu pay ile kamu alanlarının imarı yapılacaktır. Bir de çalışmayıp geliri de olmayanlara kira payları verilecektir. Böylece çalışsın çalışmasın herkes sigortalı olacaktır. Bu ekonomide krizleri atlatmak için de bir tedbirdir. Halka dağıtılan zekât mallarının satılmasına sebep olur, fabrikalar harekete geçer, işçinin eline para geçer, çark dönmeye başlar. Ekonomist Keynes bunu sanayiciye kredi vermekle sağlamaya çalışmış, enflasyona sebep olmuştur.

Bu konular “Alternatif FAİZSİZ BANKA/ Selem ve Kredileşme” kitabımızda uzun uzun anlatılmıştır.

 

 

 

 






Çok Okunan Makaleler
Reşat Nuri Erol
M.Tekelioğlu; 15 Temmuz’a doğru: travmadan kurtulmak…
7.07.2017 131282 Okunma
Reşat Nuri Erol
Süleyman Karagülle - Altın Ekonomisine Geçiş
2.11.2013 33310 Okunma
2 Yorum 30.01.2016 22:15
Reşat Nuri Erol
T. C. 1921 ANAYASASI’nın Temel Maddeleri
22.02.2016 18522 Okunma
1 Yorum 22.02.2016 07:19
Reşat Nuri Erol
Şeyma Yavuz ve MAKALESİ… İbn Haldun ve “MUKADDİME”Sİ…
1.07.2015 16489 Okunma
2 Yorum 03.07.2015 00:23
Reşat Nuri Erol
FAİZ imparatorluğu ve ROTHSCHİLD ailesi
29.03.2016 16381 Okunma
1 Yorum 29.03.2016 01:12
Reşat Nuri Erol
Ekrem Dumanlı, Mümtaz’er Türköne, Ali Bulaç ve İSLÂM/cı
2.07.2015 15539 Okunma
7 Yorum 23.07.2015 19:54
Reşat Nuri Erol
Yüz Yıl Önce - Yüz Yıl Sonra; ne değişti?
26.07.2015 14782 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 12:51
Reşat Nuri Erol
AKP’yi kim kuşa çevirdi, Erdoğan mı Davutoğlu mu?
26.06.2015 14776 Okunma
6 Yorum 08.07.2015 13:24
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları
29.07.2015 14634 Okunma
4 Yorum 30.07.2015 11:51
Reşat Nuri Erol
Kahramanlarım: Erbakan, Aliya, Muhammed Ali
7.06.2016 14531 Okunma
2 Yorum 07.06.2016 02:58
Reşat Nuri Erol
Çok önemli hatalar, çok önemli uyarılar ve…
7.10.2018 14453 Okunma
11 Yorum 09.10.2018 00:22
Reşat Nuri Erol
“Asâ Rabbukum En Yerhamekum…”
16.01.2017 14275 Okunma
9 Yorum 17.01.2017 12:20
Reşat Nuri Erol
Tarımda faiz, icra ve iflas
26.04.2010 14197 Okunma
Reşat Nuri Erol
Suriyeliler “sığınmacı/mülteci” mi, “muhacir” mi?
5.09.2015 14163 Okunma
3 Yorum 05.09.2015 17:56
Reşat Nuri Erol
İslam Tarihinde Anayasa; Medine Anayasası ve ...
14.10.2011 14039 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hayrettin Karaman; Âdil Düzen Nasıl Olmalıdır?
4.08.2015 13780 Okunma
3 Yorum 04.08.2015 21:11
Reşat Nuri Erol
Sömürü sermayesi ve kuyrukları tövbe ederse…
16.08.2015 13766 Okunma
4 Yorum 19.08.2015 00:56
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın Türkiye ve dünyadaki inkılâpları
23.02.2015 13655 Okunma
2 Yorum 25.02.2015 11:21
Reşat Nuri Erol
İkrazatçılık!
9.04.2010 13506 Okunma
Reşat Nuri Erol
Harun Ö. “İslâmcılk” yazıları-10; SAİD-İ NURSÎ
13.08.2015 13458 Okunma
3 Yorum 15.08.2015 17:32
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’İn İSLÂM-CILIK yazıları-2; ERBAKAN FAKTÖRÜ
29.07.2015 13436 Okunma
5 Yorum 30.07.2015 11:44
Reşat Nuri Erol
Suruç bombası, sermaye-siyaset çatışması ve IŞİD
24.07.2015 13435 Okunma
2 Yorum 24.07.2015 07:35
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre Adil Ekonomik Düzen’de VERGİ
14.03.2016 12924 Okunma
3 Yorum 14.03.2016 14:05
Reşat Nuri Erol
Adil Düzen dışında çözüm reçetesi olan var mı?
8.09.2015 12853 Okunma
2 Yorum 08.09.2015 07:11
Reşat Nuri Erol
R. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdullah Gül
25.06.2015 12662 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 13:16
Reşat Nuri Erol
Ve zekkir fe inne’z-zikrâ tenfeu’l-mü’minîne
10.08.2015 12626 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 22:44
Reşat Nuri Erol
Çözüm “Âdil Kur’an Düzeni”dir
22.02.2015 12510 Okunma
5 Yorum 23.02.2015 21:48
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir’den “İSLÂM-CILIK” yazıları-9
10.08.2015 12392 Okunma
3 Yorum 11.08.2015 13:47
Reşat Nuri Erol
Sn. Cumhurbaşkanımıza ve ilgililere açık mektup!
1.08.2015 12257 Okunma
3 Yorum 02.08.2015 08:07
Reşat Nuri Erol
Ya-pa-ma-dı-lar… YA-PA-MA-YA-CAK-LAR…
1.06.2015 12238 Okunma
5 Yorum 02.06.2015 10:49
Reşat Nuri Erol
Anlatıp ve nasihat ediyoruz; dinleyip yapsalar…
3.08.2015 12226 Okunma
4 Yorum 03.08.2015 14:50
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” Söyleminin Teorisi-1
3.03.2016 12217 Okunma
3 Yorum 06.03.2016 14:53
Reşat Nuri Erol
‘E LEYSE MİNKÜM RACULÜN REŞÎD’ (âyet)
14.09.2015 12195 Okunma
2 Yorum 14.09.2015 20:56
Reşat Nuri Erol
İkrazat yasal tefecilik!
9.04.2010 12139 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sistem kurmak’ ve ‘hazin (vahim) durum’
9.01.2017 12121 Okunma
8 Yorum 23.01.2017 00:31
Reşat Nuri Erol
“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı”…
27.12.2018 12095 Okunma
9 Yorum 28.12.2018 08:15
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!
10.07.2015 11892 Okunma
2 Yorum 10.07.2015 06:06
Reşat Nuri Erol
“İSLÂM DÜZENİ” tüm insanlar içindir
5.05.2013 11676 Okunma
Reşat Nuri Erol
7 Haziran’da oyumuzu bu şuur ile kullanalım
30.05.2015 11634 Okunma
3 Yorum 30.05.2015 16:30
Reşat Nuri Erol
24. Uluslararası Müslüman Topluluklar Birliği Kongresi
1.12.2015 11609 Okunma
1 Yorum 01.12.2015 06:41
Reşat Nuri Erol
Çağımızın Nuh’un Gemisi “ADİL KUR’AN DÜZENİ”dir
29.05.2015 11491 Okunma
4 Yorum 29.05.2015 18:44
Reşat Nuri Erol
Sermayeye ve siyasilere önerimiz var
8.08.2015 11351 Okunma
3 Yorum 10.08.2015 20:14
Reşat Nuri Erol
Seçime kadar “AYG” uyarılarına devam…
20.09.2015 11272 Okunma
4 Yorum 20.09.2015 06:16
Reşat Nuri Erol
İdam, kısas, diyet, anayasa, şeriat, hukuk…
23.11.2012 11242 Okunma
Reşat Nuri Erol
Cennet karşılığı mal ve can ile cihad etmek
14.04.2013 11209 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Türkiye’de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor?’
3.02.2016 11198 Okunma
1 Yorum 03.02.2016 22:48
Reşat Nuri Erol
Sosyal tufan ve sömürünün çözümü Adil Düzen’dir
10.11.2015 11196 Okunma
2 Yorum 16.11.2015 07:22
Reşat Nuri Erol
Yine “biz” kazanacağız…
15.08.2015 11126 Okunma
2 Yorum 15.08.2015 15:00
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi sonucundan alınacak dersler
9.06.2015 11110 Okunma
3 Yorum 15.06.2015 03:15
Reşat Nuri Erol
Kur’an Ayında “KUR’AN DÜZENİ” hatırlatmaları-2
5.07.2015 11105 Okunma
2 Yorum 05.07.2015 11:49
Reşat Nuri Erol
İman, ilim, amel, fıkıh, fikir, zikir ve ekonomi
30.04.2014 11085 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Sosyal Tufan’a karşı ‘Adil Düzen Gemisi’ inşa ed
27.12.2014 11042 Okunma
4 Yorum 25.05.2015 09:49
Reşat Nuri Erol
Başkanlık sistemi değil, “Adil Düzen” gelmelidir
20.06.2015 11040 Okunma
3 Yorum 20.06.2015 20:30
Reşat Nuri Erol
VakıfBank “FAİZSİZ BANKA” olmalıdır
25.03.2015 11039 Okunma
2 Yorum 05.04.2015 18:14
Reşat Nuri Erol
ADİL DÜZEN ‘gönüllü’ mü , ‘zorla’ mı gelsin?
16.01.2016 11033 Okunma
2 Yorum 16.01.2016 22:08
Reşat Nuri Erol
Aliya İzzetbegoviç: ‘Kur’an edebiyat değil, hayattır’-4
10.12.2015 11027 Okunma
2 Yorum 10.12.2015 22:22
Reşat Nuri Erol
Mustafa Deniz; Bu düzen adil değil
4.08.2015 11026 Okunma
4 Yorum 04.08.2015 21:06
Reşat Nuri Erol
AK Parti ya “gömlek giyecek” ya da silinecek
28.06.2015 11013 Okunma
3 Yorum 02.07.2015 12:56
Reşat Nuri Erol
Esbaba tevessül eder, sonra tevekkül ederiz...
7.09.2014 10922 Okunma
Reşat Nuri Erol
Soru-yoruma cevap ve bir aileden gelen yorum
12.08.2015 10918 Okunma
4 Yorum 14.08.2015 07:17
Reşat Nuri Erol
Değişim devam ediyor VE LÂ GÂLİBE İLLALLAH
2.04.2016 10896 Okunma
1 Yorum 02.04.2016 12:53
Reşat Nuri Erol
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
28.08.2016 10838 Okunma
2 Yorum 29.08.2016 20:48
Reşat Nuri Erol
Faiz meselesi, bankalar ve çözüm önerileri-3
16.02.2015 10757 Okunma
2 Yorum 16.02.2015 08:34
Reşat Nuri Erol
İslâm hukuku, Batı hukuku ve olumsuz etkisi
9.02.2016 10704 Okunma
1 Yorum 09.02.2016 08:10
Reşat Nuri Erol
HIZIRLA KIRK SAAT
30.12.2015 10604 Okunma
1 Yorum 31.12.2015 13:01
Reşat Nuri Erol
MEHMET HİKMETUMUT ve KUR’AN VE İLİM 819. Hafta Seminer
4.07.2015 10548 Okunma
4 Yorum 05.07.2015 14:31
Reşat Nuri Erol
ÜSKÜDAR SOHBETLERİ-2 İSLAM MEDENİYETİ VAKFI
7.04.2016 10543 Okunma
1 Yorum 07.04.2016 23:36
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10531 Okunma
Reşat Nuri Erol
“SOSYAL TUFAN” dediğimiz, İŞTE BUDUR!
23.05.2016 10469 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:09
Reşat Nuri Erol
Prof.S.Tekir: GÜÇLÜ PARA veya PARANIN GÜCÜ
1.09.2016 10457 Okunma
1 Yorum 01.09.2016 09:51
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı anlamak, yapılması gerekenleri yapmaktı
6.03.2015 10456 Okunma
1 Yorum 06.03.2015 07:26
Reşat Nuri Erol
ÇARE VE ÇÖZÜM KUR’AN’DA
31.05.2015 10389 Okunma
2 Yorum 15.07.2015 07:10
Reşat Nuri Erol
Erbakan’a göre “Selem Senedi Karşılığı Kredi”
13.03.2016 10380 Okunma
1 Yorum 13.03.2016 08:53
Reşat Nuri Erol
Çözüm Süreci ve HDP’nin önemli hatası
10.08.2015 10313 Okunma
2 Yorum 11.08.2015 15:48
Reşat Nuri Erol
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
4.09.2015 10304 Okunma
1 Yorum 04.09.2015 06:00
Reşat Nuri Erol
Seçime giderken oynanan oyunlara dikkat!
12.09.2015 10186 Okunma
3 Yorum 13.09.2015 06:45
Reşat Nuri Erol
Toprak, tarım ve ‘tarım stratejisi’
26.04.2010 10101 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kooperatif sistemi ile ‘ortaklık sistemi’ gelmekte
17.11.2018 10059 Okunma
5 Yorum 30.11.2018 11:55
Reşat Nuri Erol
Harun Özdemir'den Doğu Perinçek yazısı!
25.10.2015 10048 Okunma
1 Yorum 25.10.2015 20:22
Reşat Nuri Erol
H. Özdemir’in İSLÂMCILIK yazıları: Atatürk İslâmcılığı
18.10.2015 9988 Okunma
1 Yorum 18.10.2015 10:45
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 828. hafta seminer notlarından…
30.08.2015 9914 Okunma
3 Yorum 30.08.2015 11:50
Reşat Nuri Erol
7 Haziran Seçimi, sorunlar ve mucize Kur’an-1
13.06.2015 9901 Okunma
2 Yorum 14.06.2015 07:41
Reşat Nuri Erol
KUR’AN ayetleri, Kadıhan, Hülagû ve HALEP!
19.12.2016 9872 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 10:27
Reşat Nuri Erol
Sermaye dünyayı ne hâle getirdi; ne yapmalıyız?
30.11.2012 9865 Okunma
Reşat Nuri Erol
Prof.Dr.Sabri TEKİR: TÜRKİYE VARLIK FONU
10.02.2017 9842 Okunma
3 Yorum 12.02.2017 20:52
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM bütün sorunları çözer
19.05.2015 9810 Okunma
1 Yorum 19.05.2015 11:17
Reşat Nuri Erol
Hukuk Düzeni
21.04.2013 9791 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Millî Görüş ve Adil Düzen” olmadan bu kadar!
2.10.2015 9682 Okunma
1 Yorum 02.10.2015 07:02
Reşat Nuri Erol
Akevler Kooperatifi ve Ortaklık Sistemi Bankaları
22.10.2018 9656 Okunma
4 Yorum 30.11.2018 08:26
Reşat Nuri Erol
MİLLÎ GAZETE için her gün bir şey yapmak
14.01.2016 9643 Okunma
4 Yorum 24.01.2016 23:20
Reşat Nuri Erol
Yargı sorununun çözümü hakemlik sistemidir
19.02.2014 9579 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan’ı Adil Düzen’den vazgeçirme raporu (tekrar)
2.12.2018 9524 Okunma
3 Yorum 02.12.2018 12:05
Reşat Nuri Erol
Şehit MEHMET HİKMETUMUT’u anlatamamak!-2
11.07.2015 9497 Okunma
1 Yorum 11.07.2015 03:53
Reşat Nuri Erol
S. Karagülle; BİR İLİM ADAMININ ERBAKAN TAHLİLİ...
4.08.2015 9451 Okunma
2 Yorum 04.08.2015 21:35
Reşat Nuri Erol
H.Özdemir yazıları; Ak Parti İslamcı mı?
1.08.2015 9314 Okunma
3 Yorum 01.08.2015 16:33
Reşat Nuri Erol
Gece, saat üç; bir, iki, üç (yazı)! Ve (dördüncü yazı)
15.12.2016 9310 Okunma
1 Yorum 15.12.2016 02:49
Reşat Nuri Erol
Seçim sonucu ne olursa olsun, Asıl Yapılması Gereken
1.11.2015 9305 Okunma
1 Yorum 01.11.2015 06:05
Reşat Nuri Erol
KUR’AN VE İLİM 738. Hafta Semineri’nden
17.11.2013 9302 Okunma
Reşat Nuri Erol
Evet… Asrın idrâkine söyletmeliyiz İSLÂM’ı…
17.03.2018 9272 Okunma
1 Yorum 17.03.2018 07:18
Reşat Nuri Erol
Kapitalizm/sermaye III. dünya savaşı derdinde ama
26.10.2015 9216 Okunma
1 Yorum 26.10.2015 22:44


© 2025 - Akevler